Soner Çakmak Son Kişisel Sergisiyle Artium Modern'de!
Artium Modern’de bu kez de ‘sessizlik ve ıssızlığa’ farklı bir pencereden bakabileceğiniz bir sergi var.
Genç kuşağın iddialı ressamlarından Soner çakmak son kişisel sergisi olan Kış Yolculuğu'nu Artium Modern'de açıyor. Sergi 24 Şubat - 30 Mart 2012 tarihleri arasında görülebilir. Sessizliğin ve ıssızlığın anlatıldığı bu sergi sanatseverlerin oldukça ilgisini çekecek.
2001 yılından bugüne kadar 5 kişisel sergi açan 25 karma sergiye katılan Soner çakmak'ın 2008 yılında kazandığı Nuri İyem Resim Yarışması, Seçici Kurul özel ödülü, 2009 yılında değer bulunduğu 8. Türkiye Jokey Kulübü Resim Yarışması Birincilik ödülü ve aynı yıl kazandığı 9. Şefik Bursalı Resim Yarışması Jüri özel ödülünün yanı sıra çeşitli yarışmalarda aldığı 3 mansiyon ile bir başarı ödülü bulunuyor.
Genç bir adam çula sarınmış, etrafını saran ezici boşlun hiçliğin içinde dimdik ayakta. Bakışları bu bilinmez dünyanın içinde seçilemeyen, ilerideki bir noktaya yönelmiş, öylece duruyor. Sessizlik ve ıssızlığın ardındaki hiçlikle sarılı olmasını bir yazgı olarak vakarla karşılıyor, kabullenmiş. Bu sonsuz boşluğun, hiçliğin dondurucu soğuğu iliklerine işlemiş, mekan olarak da duygu olarak da kışta. Uzam, varlık ile yokluğa, düşle gerçeğin ayrımındaki ince çizgiye denk düşüyor.
"Bir Yalnızlık Türküsü" söyleyen adam düşle gerçek arasında bir yerlerde Belki de Zülfü Livaneli'nin "Yalnız insan merdivendir/Hiçbir yere ulaşmayan/Sürülür yabancı diye/Dayandığı kapılardan" dizelerini mırıldanmakta .
Soner çakmak, mesajlarını belirli temalar üzerinden vermeyi tercih eden bir ressam. 2009'da "Islık", 2010'da "Seyir" ve bu sergisinde de işlerini "Kış Yolcusu" başlığında toplamış. Yaşantı izdüşümleri, hissettikleri üzerine resim yaparken, duyumlarının gösterdiği yoldan giderek yaşamı biraz melankolik algılıyor. Kendisi için kurduğu evren, zaman ve mekan algısı taşımayan bir yer. Kış Yolcusu'nun gezindiği gerçek ötesi uzam, uçsuz bucaksız, boşlukları barındırıyor. Ufkun sonsuzluğuna doğru bataklıklarla veya karlı bozkırlarla kaplı. Sessizliği, yalnızlığı çağrıştıran bu mekan algısı içine yer alan canlı, cansız her varlık, sanatçının imgelemindeki soru/sorunların belirli sembollere dönüşmüş biçimleri olarak yer alıyor. Sembollere yüklediği anlamlar üzerinden mesajlarını oluştururken, gerek gördüğünde kendi betimiyle resme dahil oluyor. Bu bir anlamda kendini karşıdan seyretme, sorgulama, hatta yargılama anlamı taşıyor olmalı. Ancak bunu yapmasa da resmindeki her öğeye öz'ünden bir parça koyarak içeriğe her koşulda dahil olduğunu, öznel yaşam algısı üzerinde düşündüğünü, içsel bir yolculukta olduğunu vurguluyor.
Felsefe, edebiyat ve mitoloji beslenme kaynaklarından başlıcaları. "Charles Baudelaire'in dizeleri benim için ayrı ayrı birer resim karesi" demekte. Romantik-sembolist bir sanatçı olarak Baudelaire'den etkilenmesi doğal. Kuzgun ve karganın mitolojik bağlantıları onu bu canlılara yaklaştırıyor. Kendini onlarla özdeşleştiriyor. Bir karganın kimliğine bürünerek dolaşmak, istediği yere kona kalka- hüzünlü ve yalnız- alami seyretmek tam da ona göre.
Varoluşçuluğa dayana bir dünya algısı taşıyor ancak bu asla çıkışı olmayan bir duruma işaret etmiyor. İşlerinde, geleceğe ait bir ışık, bir umut bazen daha belirgin, bazen de ufuktaki dağların ardında, ama hep var. Kompozisyonlarında ışık da gerçek ötesi mekan algısını destekler nitelikte. Karlı bozkırda ileriye doğru giden yol -hayat yolu-sert dönemeçlerle uzanıyorsa ufkun aydınlığı belli belirsiz, ışık donuk, yolun akışı insanı çekiyorsa ufuk, gün batımının sıcak tonlarıyla aydınlık, ferah.
Sanatçının kendi ikonografisini oluşturarak söylemini gerçekleştirdiği çok net. Ağaç kütüğü üzerinde başını göğe kaldırmış ötmekte olan karga, karlarla kaplı doğada yiyecek bir şeyler arayan kargalar, karlı gecede dolunay zamanı dolaşan kurt, kardan adam ve cüce, içinde bir insan varlığı olmayan hayalet gibi bir silüet ve karşısında kötücül duygular çağrıştıran korkuluk, dramatik görünüşlü ağaç kökleri ve dalları ile bunlara takılan beyaz kumaş parçaları ve benzer metaforlar Sanatçı bunlar aracılığıyla yaşamla, korkularıyla, karabasanlarıyla yüzleşmekte, diğer insanlarla ilişkilerini irdelemekte, geleceğe dair belirsizliğe bazen ürpertiyle bazen umutla bakmaktadır. Ben merkezli yaşam algısına ağarlık vermesine karşın yaşam ve insana dair eleştirel yorumlardan da uzak durmuyor. "Ademoğlu'na"da olduğu gibi dünyanın ekolojik dengesi üzerinde düşünüyor."Hırs-ız"da hırslı insanın bedensel ve ruhsal çirkinliğine gönderme yapıyor. Zorlayarak adeta kardan fışkıran "Kardelen"le güzel günlere, umut dolu yarınlara selam gönderiyor.Böylece sanatçı umut ile umutsuzluk, güzel ile çirkin, iyi ile kötü gibi yaşamın özünde olan ikilemlerle yüzleşiyor. Ancak onun dünyasında arada olan değerlere yer yok. ya olumluluklar ya da olumsuzluklar var. Bir hassas denge üzerinde yol almaktadır. Bu nedenle kendini arafta kabul ediyor. Soner çakmak, güçlü desen kurgusu üzerine, tek rengin tonlamalarına dayalı, yalın ve sade resim diliyle çarpıcı sonuçlara ulaşmaktadır.
Sergi Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi'ndeki Artium Modern'de gerçekleşecek.
Artium Modern
Adres: Meşrutiyet Caddesi / General Yazgan Sokak No: 13/1 Beyoğlu / İstanbul.
Telefon: (0212) 245 18 18
www.artiumsanatevi.com