Söyleyeceklerimiz Var
Herkesin söyleyecekleri olduğu bir etkinlik... IF Performance Hall Beşiktaş mekanında.
Herkesin söyleyecekleri olduğu bir etkinlik... IF Performance Hall Beşiktaş mekanında...
Hazım Körmükçü /Percussion
Kaan Yalçın /Vokal
Ulaş Kurugüllü/ Keman
Burak Acar/Piyano
Enes Yakup Avcı /Bas gitar
Tv ekranı ve sinema perdelerinden tanıdığımız 2 ünlü sima, müziği ile sahnelerin tozunu attıran usta müzisyenlerle birleşirse ne olur diye hiç düşündünüz mü?
Metrekareye 30.000 Yebi (*) düşen bu sahnenin bir benzeri olmadığı gibi, taklitlerinden de sakınmanıza pek gerek olmayacak!..
Hani derler ya, 10 parmağında 10 marifet diye.. İşte bu projede toplam parmak sayısı 50 iken (aslında saymadık, anatomi bilgisi ile idare ediyoruz..), marifet sayısı belirlenmesi için bu bülten yazılırken hala matematiğin gelişimi tam tamamlanamadığından hesaplanamamıştı...Ama daha elle tutulur doneler vermek gerekirse, sahnede bilfiil hazır bulunan, sadece mi teli üzerinde gövdesine uyguladığı baskı 8 kilonun üzerinde olan keman, piyanonun siyah ve beyaz tuşlarından (Fenerbahçelilerden özür diliyorum) çıkan notalara eşlik ederken, bas gitarın krom kaplamalı sargı tellerinden çıkan pes ve tok sesleri de bir zamanlar National Geographic programlarında gördüğümüz değerli varlıkların cildi gerilmiş percussiondan çıkan tınıya selam ediyor.. Hal böyleyken Mfö, Ortaçgil (Serdar olan değil..), Kızılok şarkılarını, bir de bu projedeki eşsiz müzisyenlerden dinlemenin, aniden kulağınızda tınlayabilecek bir napoliten şarkısının güzel ezgi kıvrımlarını ya da Fransız Chanson'larından Sütü Seven Kamyoncu şarkısını Türkçe sözleriyle dinlemenin eğlencesini, Kaan Yalçın'ın, bizzat kadifenin kendisi duysa kıskanacağı kadifemsi sesinden ve bir sonraki dakikası öngörülemez sahne şovuna tanık olmanın tadı da, sanırım tadından yenmez olacaktır...
Hani dedik ya, bir nevi akustik diye (tamam dememiştik, şimdi dedik..), işte o akustik nevlerini (**) en iyi şahit olacağınız projenin bu olduğu gerçeğini de yadsımamak gerek belki de...
Bu minvalde bültenin bu son paragrafını kaleme alırken (aslında laptop), bu projeyi kaçırmamanızı naçizane salık veriyor, içinde bulunduğumuz günlerde en çok ihtiyacımız olan birlik ve beraberliğin böylesi güzide bir grupla pekiştirmenin verdiği keyfi, müzik içerisindeki her notanın, sözlerdeki her kelimenin evrene titreşim olarak yayıldığı ve belki de bu titreşimleri kaydedecek ve dolayısıyla geçmişte söylenen her sözü, her şarkıyı tesbit edebilecek bir makine henüz icat edilene kadar, canlı canlı sahnede izlemenin de bir tekrarı olmayacağı vurgusunu altı çizili, bold ve eğer gerekirse bir de italik biçimleriyle yazar, bu paragrafı da hayırlısıyla sonlandırırım...
...ardından belki bir elma düşmüştür gökten Arşimet'e saygıyla.. ve o anda yer kabuğundaki bütün titreşimlerin frekansı doya eşittir? Bilemeyiz...
Saygılarımızla...
UK.
Yebi: yetenek ölçü birimi (Yazara göre)
** Nev: çeşit, sınıf, cins (TDK'ya göre)