Haberler

Torununun Dilinden Kösem Sultan" Programı

Abone Ol

Osmanlı Padişahı Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın 5. kuşaktan torunu Nilhan Osmanoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın attığı adımları desteklediğini belirterek, "Musul'a tek başımıza girsek de bunu sorgulamamalıyız çünkü bizim olanı almaya gidiyoruz.

Osmanlı Padişahı Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın 5. kuşaktan torunu Nilhan Osmanoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın attığı adımları desteklediğini belirterek, " Musul'a tek başımıza girsek de bunu sorgulamamalıyız çünkü bizim olanı almaya gidiyoruz." dedi.

Osmanoğlu, Esenler Belediyesinin Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezinde düzenlediği "Torununun Dilinden Kösem Sultan" programında konuştu.

15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanların ailelerine başsağlığı dileyen Osmanoğlu, "Bu program diğer tarih programları gibi olmasın istiyorum. Bir tarihçi gibi değil yaşadıklarımızı ve hissettiklerimizi anlatacağım. Çok zor günler geçirdik, Allah bir daha yaşatmasın. 15 Temmuz, uyanmamız için ihtiyacımız olan şeydi. Maalesef bize pek çok şey doğru öğretilmedi. 15 Temmuz, bazı şeylerin eksik olmasına rağmen taşıdığımız kanın neticesi olarak bu refleksi göstermemize neden oldu." diye konuştu.

"Bize kendi tarihimiz öğretilmedi. 15 Temmuz öncesinde neyi kaybettiğimiz üzerine bir kitap çalışmam vardı, ancak o gece bizde kaybettiremedikleri şeyin o ruh olduğunu anladım." diyen Osmanoğlu, şunları söyledi:

"Biz 15 Temmuz gecesi öncesi kendi kendimize 'Çanakkale Savaşı gibi bir savaş çıksa o dönemki tepkiyi verebilir miyiz?' üzerine konuşuyorduk. Ancak millet de verdiği bu tepkiyi kendinden beklemiyordu. 15 Temmuz aslında Osmanlı dönemi gibi birçok ideolojiyi, etnik grubu ve farklı siyasi görüşleri bir araya toplamayı başardı. Herkes o gece vatan için oradaydı. İşte biz de bunu unutmuştuk. Türklerin özlediği şey aslında o cihat duygusu. Biz savaşarak kazanan veya kaybeden bir toplumuz."

Ömer Halisdemir'in Seyit Onbaşı'dan bir farkının olmadığını vurgulayan Osmanoğlu, geleceğin gençlerin elinde olduğunu, bu nedenle gençlere 15 Temmuz'un unutturulmaması gerektiğini dile getirdi. Osmanoğlu, tarihi yorumlamak için ilim ve vicdana ihtiyaç olduğunu, bu yüzden gençlerin kendilerini yetiştirmesi gerektiğini belirtti.

"Lozan, sonuçları belli olan bir anlaşmaydı"

Nilhan Osmanoğlu, Lozan'ın önceden sonuçları belli olan bir anlaşma olduğunu savunarak, "Sevr'e göre Lozan'da bir şeyler kazandığımız söyleniyor ancak birçok toprağımızı Lozan'da kaybettik. Kaybedeceğimiz de hanedanın sürgünü de hilafetin kaldırılması da çok önceden belliydi. Darbelerle gelmiş bir projeydi. Musul'a girme kararı... Ankara Anlaşması sonrası hukuksal alanda da böyle bir hakkımız var. Musul'a tek başımıza girsek de bunu sorgulamamalıyız çünkü bizim olanı almaya gidiyoruz." ifadesini kullandı.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın attığı adımların şahsi olarak arkasındayım." diyen Osmanoğlu, Türkiye'nin artık güçlü olduğunu ve bunun herkes tarafından kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Masada bir Türkiye kadar toprak verildiğini ve bunu hazmetmenin mümkün olmadığını ifade eden Osmanoğlu, Musul'daki petrol kuyularının Abdulhamid Han'ın şahsi malı olduğunu ancak İttihat ve Terakki tarafından usulsüzce devlet eliyle tapulara el konulduğunu, sonrasında da elden çıkarıldığını öne sürdü.

Kösem Sultan'ın gündemde olması nedeniyle sadece onun hakkında konuşulduğunu ancak tarihimizde rol alan birçok kadın sultanın bulunduğunu belirten Osmanoğlu, şunları kaydetti:

"Osmanlı'da Hürrem Sultan, Esma Sultan gibi güçlü kadınlar vardı. Mesela Yeniçeri ilk defa padişahın yerine Esma Sultan'ı istemiştir. Bu tarihte bir ilktir. Bu kadınlar güçlü kadınlardı. Osmanlı konusunda oluşturulmaya çalışılan Batı gözüyle kadın algısı aslında Batılı kadın portresidir. Bizim kadınlarımız her zaman güçlüydü. Çünkü İslam'da kadına değer vermek esastır. Osmanlı döneminde de böyle olmuştur."

Osmanoğlu, sarayda valide sultanların sözlerinin padişahın sözlerinden üstte olduğunu aktararak, " Kösem Sultan'ın ise burada ayrı bir yeri vardır. Beş padişah dönemini görmüştür ve Valide-i Muazzama unvanını almıştır. Kösem Sultan, cenderenin ortasında kalan ve bu dönemi çok iyi idare edebilen biriydi." diye konuştu.

Kösem Sultan'ın "Bağdat Fatihi" 4. Murat gibi büyük bir hükümdarı yetiştiren anne olduğunu söyleyen Osmanoğlu, Osmanlı'da köle esiri olarak Harem'e gelen birinin devletin en başına gelebilecek kadar değerli olduğunun onun hayatında görülebileceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA / Kültür Sanat

Recep Tayyip Erdoğan İkinci Abdülhamid Kösem Sultan Musul Kültür Sanat Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title