Yıllar Önce Bırakılan Atlar Karadağ'ın Simgesi Oldu
Sürüler halinde dolaşan ve koruma altında sayıları giderek çoğalan yılkı atları, yerli ve yabancı turistlerle doğa tutkunlarının ilgisini çekiyor.
Yıllar önce bırakılan atlar Karadağ'ın simgesi oldu - KARAMAN
Yıllar önce bırakılan atlar Karadağ'ın simgesi oldu
- Karaman'da yıllar önce köylülerin Karadağ'a bıraktığı atlar zamanla doğal hayata uyum sağlayıp tamamen yabanileşti
- Sürüler halinde dolaşan ve koruma altında sayıları giderek çoğalan yılkı atları, yerli ve yabancı turistlerle doğa tutkunlarının ilgisini çekiyor
KARAMAN - MEHMET ÇETİN - Karaman'da yıllar önce köylülerin Karadağ'a bıraktığı atlar, zamanla doğal hayata uyum sağlayıp tamamen yabanileşti. Sürüler halinde dolaşan yılkı atları Karadağ'ın simgesi haline geldi.
Merkeze bağlı Kılbasan beldesinin yanında ovanın ortasında birden bire sivrilen sönmüş bir volkanik dağ olan Karadağ, içinde yüzlerce kültürel ve doğal güzelliği barındırıyor. Dağın her tarafında geçmiş dönemlere ait yaşam kalıntılarını görmek mümkün. Tarihi sarnıçlar, Hitit yazıtları ve havuzu, askeri yapıtlar, Roma dönemine ait kilise kalıntıları bunlardan bazıları.
Dağdaki doğal hayat ve endemik bitkiler ise araştırmacılar ile doğa tutkunlarının ilgisini çekiyor. Karadağ'da gezinirklen keklik, yaban güvercini, tavşan, kurt, yaban koyunu, zehirli, zehirsiz yılanlar ve yılkı atları gibi onlarca tür hayvan görülebiliyor.
- Karadağ'ın gözde sakinleri yılkı atları
Bugün sayıları 600'e yaklaşan yılkı atlarının ilginç bir hikayesi bulunuyor. Karadağ'ın her yerinde sürüler halinde yaşayan yılkı atları, köylüler tarafından dağa bırakıldıktan sonra zamanla yabanileşip sürüler oluşturmuş.
Karadağ'ın eteğinde bulunan Madenşehri köyünde yaşayan 59 yaşındaki Murat Tanrıverdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılkı atlarının sahipsiz olmadığını, civar köylerde yaşayanların hayvanları olduklarını söyledi.
Bundan 40-50 yıl önce köylerde tüm işlerin atlarla yapıldığını ifade eden Tanrıverdi, "O zamanlar makine, traktör yoktu. Bu atlarla tarla sürer, ekin ekerdik. Harman kaldırır, yüklerimizi taşırdık. Güz geldiğinde tarla işleri bittikten sonra atları dağa bırakırdık. Bahar aylarına kadar dağda kendi başlarına kalırlar, bahar geldiğinde yeniden sahipleri tarafından yakalanırlardı" dedi.
Zamanla traktörün yaygınlaşmasıyla atlara ihtiyacın azaldığını dile getiren Tanrıverdi, traktör alanın atını yakalamaz olduğunu, bazı köylülerin de atını sattığını kaydetti.
Dağda kalan atların zamanla yabanileştiğini, çoğalıp sürü oluşturduklarını anlatan Tanrıverdi, şöyle devam etti:
"Bu atlar yaz, kış devamlı dağda kalır. Karadağ, bitki örtüsü bakımından zengin. Atlar kışın kar yağdığında kuruyan otlar ve geven dikeni dediğimiz bir tür dikenle beslenir. Geven dikeni hayvanlar için çok yararlı. Onu yiyen hayvan üşümez. Ayrıca meşelikler var. Burada meşe yaprağı tüketirler. Alıç, dağ armudu gibi ağaçların yere dökülen meyvelerini yerler."
- Koruma altına alındılar
Tanrıverdi, yılkı atlarının çoğalmaya başladığı ilk zamanlarda köylüler tarafından hoş karşılanmadığını ifade ederek, bu atların kar çok yağdığı zamanlarda ovaya inerek ekili alanlara ve köylülerin hayvanlarını otlattığı yerlere zarar verdiklerini söyledi.
Atların bugün koruma altında olduğunu bildiren Tanrıverdi, "Yazın devlet tarafından atlar için su bırakılıyor. Kar çok yağarsa sap ve ot balyaları dağın belli yerlerine bırakılıyor. Bazen yakalayıp satanların olduğunu, avcılar tarafından vurulduklarını duyuyor, üzülüyoruz. Sürüler halinde serbestçe gezdiklerini görünce seviniyoruz" diye konuştu.
Eskiden Karadağ'a insanların sadece tarihi kalıntıları görmek için geldiklerini anlatan Tanrıverdi, "Karadağ'a gelen herkes mutlaka yılkı atlarını görmek istiyor. Yerli ve yabancı turistler, gazeteciler geliyor. Artık yılkı atları Karadağ'ın değişmez simgesi" ifadesini kullandı.
