Zihinsel Hicrete İhtiyaç Var
Hece Dergisi’nin İslam Medeniyeti Özel sayısında “İslam Neyi Hedefliyor?” başlıklı bir yazı kaleme alan Rasim Özdenören, ‘Sade bir hayat İslam’ın öngörüsüdür’ diyor.
Geçen yaz Medeniyet Özel sayısı ile medeniyet kavramını dünya mirası bağlamında ele alan Hece dergisi, bu ay, İslam Medeniyeti Özel sayısı ile Müslüman kimliğini oluşturan birikimleri toplumsal ve tarihi arka planını ile birlikte gündeme taşıyor. Çok sayıda edebiyatçı, yazar ve düşünce adamının katkıda bulunduğu dergide, bir varoluş bağlamı içinde bizi ‘Biz’ yapan inanç, düşünce, bilgi, sanat ve estetik birikimimiz; hayat deneyimimiz, insan, toplum ve evren algımız, soyut ve somut düşünme biçimlerimiz, beşeri ve toplumsal ilişki süreçlerimiz nereden/nasıl bugüne geldiğimiz, sevinçlerimiz ve acılarımızla birlikte ‘oluş serüvenimiz’ çok yönlü bir okuma ve değerlendirmeye tabi tutulmuş.
Medeniyetin koridorları
İslam Medeniyeti’nin Kavramsal Çerçeve, İslam Medeniyeti’nin Toplum Kurgusu, İslam Medeniyeti ve Hayat başlıklarından oluşan özel sayının soruşturma bölümünde günümüze ve geleceğe yönelik olarak İslam Medeniyeti’nin zamanın ruhuna hitap edebilirliğiyle bu hitabın ‘nasıl’lığını sorgulanıyor. Atasoy Müftüoğlu soruşturmaya “Zaman Bilinç Zamanıdır”, Mustafa Orçan “Yeni Yüzyılla Birlikte İslam Medeniyeti İçin Doğan Fırsatlar Üzerine”, Dinçer Ateş “İslam Medeniyeti’nin Zamanın Ruhuna Hitap Edebilmesi ve Bu Hitabın Nasıl Olabileceği Meselesine Farklı Bir Yaklaşım”, Hüseyin Güneş de “İslam Medeniyeti ve Küreselleşme” başlıklı yazılarıyla katkıda bulunuyorlar. İslam Medeniyeti’nin hayat, sanat, estetik, düşünce ve kurgusuyla yaşama pratiklerine de ayrı bir başlık altında yer veren dergide Rasim Özdenören “İslam Neyi Hedefliyor: Müslümanca Yaşamayı mı Uygarlığı mı?” sorusunu sorarken Lütfi Bergen “Ferdin Dini İslam-Toplumun Dindarlığı Medeniyet” değerlendirmesinde bulunuyor. Murat Erol, “İslam Medeniyetinde Sabitlenme Paradoksu ve Hareket İradesi” üzerine kafa yorarken Cemal Şakar “Modern Zamanlarda İslam Sanatı ve Estetiği Ne Söyler?” sorusuna cevap arıyor.
İslam’ın önerisi sade hayat
Rasim Özdenören, “İslam Neyi Hedefliyor” başlıklı yazısında İslam’ın teklif ettiği hayat tarzını şöyle özetliyor: “İslam bizden tekellüflü bir hayat yaşamamızı talep etmiyor. Bilakis basit ve sade bir hayatı öngörüyor. Bu basit ve sade hayat, insanı hem başka insanlardan hem dünyadan müstağni kılıyor. Batı tarzı uygarlık ve onun telkin ettiği yaşama tarzı ise insanı hem dünyaya hem başka insanlara bağımlı kılıyor. Özdenören’in bu bağımlılıktan kurtuluş için reçetesi ise açık ve net: “Zihinsel hicretini gerçekleştirmek. Zihinsel hicret, onun zihnine yerleşmiş olan tağuti düzenin tüm ayartıcı kavramlarını, kurumlarını zihninden dışlayarak, İslam’ın öngördüğü basit hayat tarzına talip olmak; kendi asal ilmini yeniden sahiplenip sil baştan ondan ne istediğini kavramak ve gereğini yerine getirmek.”