Haberler

    25 dakikalık sitcom, bir saatlik drama... Bunlar beş yıl sonraya kalmayacak!

    Abone Ol

    In Treatment', 'Homeland', 'The Affair', 'Euphoria'... Belki bazılarını izlediğiniz ama büyük ihtimal hepsinin adını duyduğunuz, her biri 'çığır açıcı' olarak nitelendirilebilecek bu dizilerin ortak bir yanı var: Hepsi İsrail kökenli.

    In Treatment', 'Homeland', 'The Affair', 'Euphoria'... Belki bazılarını izlediğiniz ama büyük ihtimal hepsinin adını duyduğunuz, her biri 'çığır açıcı' olarak nitelendirilebilecek bu dizilerin ortak bir yanı var: Hepsi İsrail kökenli. HBO kanalı için doğrudan İngilizce hazırlanan 'The Affair' dışında hepsinin ABD için yeniden çekilmiş versiyonlarını izledik. Bu yeniden çekimlerin nedeni de belli esasında: ABD'li izleyici altyazıdan hoşlanmıyor. Bizdeki gibi dublaj sanatçılarının adını ezbere sayan bir nesil, CNBC-e'yle büyümüş başka bir nesil yok orada. Ancak son dönemde Netflix'in devreye (ve evlere) girmesiyle sarsılmaz sandığımız bazı şeyler değişmeye başladı.

    Yerel, kişisel, rahatsız edici

    Misal, Netflix'te İbranice olarak yayımlanan 'Shtisel' ve 'Fauda' dizileri çok izlenenler arasında yerini aldı. Hatta son derece niş bir konuya, ultra ortodoks Yahudilerin aile hayatına odaklanan 'Shtisel' o kadar çok izlendi ki dizi final yapmış olmasına rağmen platform bir üçüncü sezon ısmarladı.

    Bizim baharda Netflix'te izleyeceğimiz üçüncü sezonu, önceki hafta İsrail'de yayına başlayan 'Fauda'nın başrol oyuncusu, yazarı, yapımcısı Lior Raz (kendisi platformun 'Operation Finale', '6 Underground' filmlerinde de rol alıyor) bir süredir Los Angeles'ta yaşıyor ve Netflix'le üç yeni proje imzalamış durumda. Yani kısaca, 'bir hadise var İsrail televizyonuyla izleyiciler arasında'...

    Tam bunları düşünürken İsrail Kültür Bakanlığı'ndan, çeşitli ülkelerin gazetecilerine ülkelerinin televizyon sektörünü tanıtan bir programa davet almayayım mı? Hemen icabet ettim. Sektörün belli başlı tüm isimleriyle görüştüğümüz, sorular sorduğumuz, setlere girdiğimiz, haberler aldığımız yoğun programın ayrıntılarını Ekranella.com'a yazacağım ama satır başlarını burada paylaşmadan edemedim.

    Bütün gazetecilerin en çok merak ettiği konu buydu. Nasıl oluyor da küçücük bir ülkeden bu kadar çok yaratıcı fikir çıkıyor, ülke televizyonunu markalaştırıyor? İsrail'in Arap nüfusu tarafından da çok izlenen 'Shtisel'in yazarı Ori Elon, mesela bir Çin filmini, bir İran filmini izlerken ayrıntılar bir yana, nasıl esas meseleyi anlıyorsak, burada da aynı mekanizmanın devreye girdiğini, temel insani meselelerin herkes için aynı olduğunu düşünüyor. 'Euphoria'nın yazarı

    Daphna Levin, "Politik bir diziyi izlerken olayların hiçbirinden haberdar olmayabilirsiniz ama evladını kaybetmiş bir annenin acısını anlayabilirsiniz" diyor. Ona en çok sorulan sorulardan biriymiş HBO'nun satın aldığı bir diziyi nasıl yazdığı. Yazarken aklında bu seçeneğin asla olmadığını belirtiyor Levin. "Onların isteyeceği bir şey yazmak yerine; yerel, kişisel, gerçekten seni rahatsız eden şeyi yazmakta

    mesele," diyor.

    Para az ama fikir çok

    'In Treatment' ve 'The Affair'i ortaya çıkaran Hagai Levi, bütün hikayelerin her açıdan sorgulanması gerektiğini düşünüyor; bir aldatma hikayesinde genellikle aldatan ve aldatılan tarafın olduğunu, aldatanın partnerinin ne düşündüğüyle hiç ilgilenilmediğini fark etmiş. 'The Affair' böyle çıkmış ortaya mesela.

    Bir arada yaşayan çok farklı topluluklar var İsrail'de; sekülerler, muhafakarlar, Araplar... Bu bölünmüşlük hali birçok çatışmayı doğuruyor. Yönetmen Eliran Malka, "İyi dramanın temeli çatışmadır, o da burada fazlasıyla var" diyor. Levin de noktayı koyuyor: "Çok paramız yok, o yüzden çok düşünüyoruz."

    Şu anda sektörde durum ne? Ben sadece bizim buralarda soruluyor sanıyordum meğer bütün dünyanın en merak ettiği şeymiş dizilerin bir bölümünün kaça mal olduğu... En pahalı dizi bir ABD dizisinden çok daha ucuza, bölüm başı taş çatlasa 250 bin dolara mal oluyormuş. Netflix, Amazon ve bu yıl içinde birbiri ardına hızla aktifleşecek olan Disney +, apple tv + gibi platformlar dünyanın her yanından içeriğe olan talebi patlatmış durumda. Gelin görün ki izleyici sayısı üretim oranında artmıyor ve kıyasıya rekabet nedeniyle artan prodüksiyon maliyeti, zarar hanesine yazılıyor. Reshet 13 kanalının danışmanı Uri Shenar, İsrail'deki yaratıcı fikir pınarı, düşük bütçe ve gelişmiş teknoloji üçgeninin, televizyona içerik üretiminde global anlamda çok önemli bir kaynak sağlayıcı olabileceğini düşünüyor. Yani kısaca orada fikir çok, para yok ama teknoloji çok gelişmiş. İsrail'de de herkes Netflix'i düşünerek projeler hazırlıyor ancak bizdekinin aksine Netflix henüz orada 'yerli yapım' ısmarlamış değil; bazı dizileri satın alıyor sadece. Hagai Levi iyimser. Durumun değişeceğini düşünüyor. "Ya daha çok para harcayacaklar dizi satın almak için ya da kendileri işe girişecek ki maliyetler çok düşük olduğu için normali bu" diyor.

    Gelecek neler getirecek?

    Hazırlıklar, planlar süredursun, bir yandan da yeni içerik üretim biçimleri üzerinde çalışmalar hız kazanıyor. Uri Shenar iddialı: "Beş yıl sonra bu odada aynı grup oturalım, her şeyin değiştiğini göreceğiz. Televizyondaki hikayeler artık 1960'larda, 70'lerde anlatıldığı gibi anlatılamaz. 25 dakikalık sitcom, bir saatlik drama beş yıl sonra kalmayacak. Dünya değişiyor, izleyici değişiyor. Bizim de içerik yaratımımızı buna uygun bir hale getirmemiz gerekli. İki yıl içinde en az altı tane Netflix olacak dünyada. Netflix'in hayatta kalabileceğinden de emin değilim bu arada. Finansal olarak da, içerik kaybetme anlamında da çok sorunları var şu sıralar." Yönetmen Yair Agmon'un beşer dakikalık bölümler halinde Facebook'ta yayımlanan 'Otostopçular' dizisinin kazandığı başarı, insana bizde iki buçuk saati aşan bölüm sürelerini düşündürüyor tekrar. Ancak konuştuğumuz herkesin adını andığı 'İstanbullu Gelin', bir taksi şoförünün heyecanla bahsettiği 'Mucize Doktor' örnekleri de gösteriyor ki sektörde yeni biçim arayışları sürerken, klasik hikayelerden de o kadar kolay vazgeçilmeyecek.

    Beş program

    1 - Dizi: "Üstüne yatınca kolum ağrıyor" diyen hastasına "Yatmayıver kolunun üstüne!" diye bağıran Ateş Hekimoğlu ve ekibi bu hafta da ekrana bağlayacak izleyiciyi.

    (Kanal D, salı, 20.00)

    2 - Yeni film: Guillaume Canet'nin yazıp yönettiği, Fransa'da seyirci rekoru kırıp ülkemizde de vizyona giren 'Küçük Beyaz Yalanlar Devam Ediyor' ekranda. (MovieSmart Premium, pazartesi, 20.00)

    3 - Yabancı dizi: İlgiyle izlenen İskandinav dizilerinden biri olan 'Valkyrien'in Birleşik Krallık uyarlaması 'Temple', hastanelerde tedavi edilemeyen illegal hastalara yardımcı olan bir doktorun öyküsü... (D-Smart Go)

    4 - Yarışma: Ali İhsan Varol'un kibar sunumu ve meraklısını ekrana kilitleyen kaliteli sorularıyla 'Kelime Oyunu', yarışma programları arasında bir kült olarak kabul ediliyor. (teve 2, hafta içi her gün, 19.45)

    5 - Gezi: 'Çok Gezenti', bu hafta Karadağ'ın ortaçağdan bu yana her taşıyla korunmuş kenti Kotor'da! Bu gezide Kotor Körfezi'nin tepeleri ve en şirin kasabalarından Tivat ve Perast ekrana gelecek. (teve 2, pazar, 12.15)

    HAFTANIN PROGRAMI

    Zalim İstanbul (Kanal D, pazartesi, 20.00)

    Hikayenin kötü cadısı öldü mü? Tekerlekli sandalyeden kurtulan Nedim şimdi gerçek bir hapishanenin mahkümu mu olacak? Cenk ve Cemre birbirlerinin acılarını sarmaya çalışırken yakınlaşıyor mu? Soruların cevabı pazartesi gecesi ekranda...

    40 televizyon kanalı ve dijital servisleriyle altı kıtada 65 milyon aboneye içerik sunan uluslararası medya kuruluşu SPI International, Demirören Holding bünyesinde faaliyet gösteren dijital yayın platformu D-Smart ile sözleşmesini yeniledi. D-Smart ve SPI International, önümüzdeki dönemde abonelerine daha fazla heyecan, eğlence ve bilgi sunacak. Platforma eklenen beş yeni kanal şöyle: Film ve dizi kanalı FilmBox'un yanı sıra, dövüş sporu kanalı FightBox, adrenalin sporları yarışmalarını ekrana taşıyan Fast&FunBox, ödüllü belgeseller sunan DocuBox ve dünyanın ilk HD moda kanalı olan FashionBox.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    The Affair İsrail Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title