70 Yaşında Bir Köylü Gibi Yaşıyorum
Yakışıklı Oyuncu Kaan Urgancıoğlu, Manevi Yönden Ekonomik Yaşadığını Söylüyor.70 Yaşında Bir Köylü,...
Televizyon dizilerinin genç ve yakışıklı ismi Kaan Urgancıoğlu; Hazal Kaya ve Aslı Tandoğan ile birlikte rol aldığı 'A.Ş.K' dizisiyle, bir yıllık aranın ardından ekrana döndü. Urgancıoğlu; sevdiği adamı, mafyadan kurtulabilmesi için başka bir kadınla evlenmeye ikna eden bir kadının hikayesini anlatan dizide, 'Can Vural' karakterini canlandırıyor. İzmirli oyuncu, Harper's Bazaar dergisine hakkında bilinmeyenleri anlattı:
Bizim dizide, hırsı da aşkı kadar büyük olan 'Lady Macbeth' gibi bir karakter var. Bazen kadınlar, erkeklerini paylaşmaya göz yumabiliyor. Aynısı erkekler için geçerli değil ama. Doğanın kanunu böyle.
PEK DİZİ İZLEMİYORUM
Hayatta tüm duyguların, vücudumuzda fiziksel bir karşılığı var. Oyunculukta da geçerli bu kural. Bir sene boyunca hasta birini canlandırırsan, ister istemez sen de kambur yürümeye başlayabilirsin. Dizide canlandırdığım 'Can'; hafif ve eğlenceli bir karakter ama kafası da çalışıyor.
Pek dizi izlemiyorum. En son lisede 'Deli Yürek'i ve 'Yılan Hikayesi'ni izlemiştim. Sonra 2002 yılında 'Karaoğlan' ile kendim dizilerde yer almaya başlayınca, yaşamımın düzensizliği yüzünden zaten izleyemez oldum.
NEW YORK'TA YAŞAYABİLİRİM
İzmir Amerikan Koleji ve Marmara Üniversitesi'nde okudum. Ardından New York'ta altı ay Stella Adler Studio of Acting'te eğitim aldım. Son olarak Kadir Has Üniversitesi'nde Film ve Drama üzerine yüksek lisans yaptım. New York'un bende izi kaldı. Tatil için oraya gitmeye kıyamıyorum. Gidersem yine bir süreliğine yaşamaya giderim.
Benim başarı algım, olmak istediğim yerde olmamla ilişkili. Başkalarının seni görmek istediği yerlerde gezersen kaybolursun. Şu an kendimi iyi dinlediğimi düşünüyorum. Daha önce buna vakit harcamıyordum. Zamanla ve yaşadıklarınla bunun önemini anlıyorsun.
Çok gerekmedikçe bir şey yapmıyorum. Manevi olarak ekonomik yaşıyorum. 70 yaşında bir köylü çok gerekmedikçe kazmayı vurmaz, her şeyi bir kerede en temiz şekilde yapmaya çalışır ya, öyle yaşıyorum işte şu an. Bazen boş konuşsam da genelde böyle yaşıyorum.
İÇİMDEKİ AŞK, BİRİSİNE DEĞİL HAYATA KARŞI
Şu sıralar hayatımda biri yok, öyle bir önceliğim de yok. İçimde bir aşk duygusu var ama birine karşı değil. Hayata karşı; farklı bir duygu. Aşık olunca fena bağlanan ve tutkuyla dolan biri gibi olabilirim.
Egosuz değilim. Nihayetinde seni evden çıkarıp bir şeyler yapmaya iten de ego. Mütevazı mıyım? Bilmem. Tevazuların altında da kibir yatar bazen. Ama şöhreti önemli görmüyorum. İnsanın insan olmasından mütevellit bir değeri olduğuna inanıyorum. Önceden her an her insana çok açıktım, her şeye tepki veriyordum. Ama şimdi, 'Onunla birbirimize iyi gelemeyebiliriz' diyerek yürüyüp geçiyorum. Yine ekonomik yaşamakla ilgili bir şey bu.
Romanlarda ve filmlerde anti-kahraman hikayelerini seviyorum. Yazar Hakan Günday'ı da bu yüzden seviyorum. Bugünlerde hep son kitabı 'Daha'daki, insan kaçakçılığı yapan karakteri düşünüyorum. Günday'ın 'Kinyas ve Kayra' romanını da bir ay yanımda taşıyıp bir türlü başlayamamıştım. İçindeki karanlıktan korktum. Herkes aslında kendi karanlığını biliyor ama gerçek aydınlıktan korkuyoruz esas. Büyük bir sevgiyle karşı karşıya olduğumuzda ne yapacağımızı bilemiyoruz.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr