Amacımız Yunus Emre'nin felsefesini tüm dünyaya tanıtmak
? "Yunus Emre: Aşka Yolculuk" projesi nasıl hayata geçti?
? " Yunus Emre : Aşka Yolculuk" projesi nasıl hayata geçti?
Fecir Alptekin : 2020'nin sonlarında 2021, Yunus Emre'nin vefatının 700. yılı nedeniyle UNESCO tarafından resmi anma kutlama törenleri arasına alındı. Hemen ardından da Cumhurbaşkanımız tarafından 2021 Yunus Emre Yılı ilan edildi. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanlığı olarak bu yılı taçlandırmak üzere, Yunus Emre'yi tüm dünyaya tanıtacak, genç nesillere ulaşacak, üst düzey bir eser üretilmesine karar verdik. Amacımız, Yunus'un yaşamını ve felsefesini anlatacak, farklı disiplinleri ve farklı kuşakları buluşturacak, sahne performansıyla en etkili biçimde geniş kitlelere ulaşacak kalıcı bir eser ortaya koymaktı.
ESERİ 'HAMDIM-PİŞTİM-YANDIM' OLARAK ÜÇ BÖLÜME AYIRDIK
? Projede yer alacak isimlere nasıl karar verdiniz?
Fecir Alptekin: Projenin yapım sürecinde, 2020 Ramazan Bayramı Cumhurbaşkanlığı 7 bölgeden konserler serisinde Ferman Akgül ve Kubat ile çalışmış ve çok iyi anlaşmıştık. Ferman'la Anadolu kültürünün yurt dışına nasıl tanıtılabileceği konusunda kreatif fikirleri konuşur hale gelmiştik.
Bu noktada, Yunus projesini Ferman'la, onunla paylaştığımız bu ortak hayaller ve duygularla doğru bir yere taşıyabileceğimizi hissettim ve böyle bir işbirliği teklifinde bulundum.
Ferman Akgül: Müzisyenlik dışında organizatörlük ve yaratıcı ajanslık yapan bir şirketim de var. Bu ödev karşısında 'daha önce yapılmamış ne yapabiliriz'i düşündüm.
Son 30 senedir böyle bir müzikal çalışma yapılmamış. 'Bu bir konser olmasın, hikaye olsun; Yunus'u yeni nesle kendi bakış açımızla nasıl anlatabiliriz' dedik.
? Tüm çalışmalar sonucu ortaya nasıl bir proje çıktı?
Fecir Alptekin: Yeni neslin yanı sıra yurt dışına gittiğimizde Yunus Emre hakkında hiçbir şey bilmeyen bir sanatseverin bile, baştan sona izleyip Yunus ile ilgili bir fikir sahibi olarak salondan çıkabileceği bir işe imza atmaktı motivasyonumuz. Eserin altyapısını bunun üzerine kurduk.
Prof. Ekrem Demirli tarafından yazılan metinleri Kenan İmirzalıoğlu seslendirdi, bu performans için özel video animasyonlar hazırlandı ve gösteri üç ana konuya ayrıldı: Hamdım, Piştim, Yandım.
Ve bu üç bölüm perspektifinde, üç ayrı müzik türü ve üç farklı jenerasyondan üç sanatçının buluşması gerçekleşti. O esnada ikinci ismimiz Kubat olarak netleşti.
? Böyle bir projede yer almanız teklif edilince neler hissettiniz?
Kubat: Çok heyecanlandım. 'Tabii hemen' dedim de 'ama neden Hamdım bölümü bana düştü' diye sordum. Tabii bu işin latifesi...
Ferman Akgül: Teknik olarak bir cevabı da var. Bir parça seçti Kubat abi. O parça da Hamdım bölümüne tekabül ediyordu.
? Proje için nasıl bir beste yaptınız?
Kubat: Kendi albümlerimize besteler yapıyoruz ama beğenmiyoruz. Kendimi de çok eleştiririm. 500 tane bestem var bir şeye benzetemiyorum. Benzediği zaman da albüme koyarım. Akşam konuştuk, sabah telefona bir baktım ki Fecir Hanım'dan "o dost bize gelmez ise" diye başlayan şiiri var. Hemen bestesini yaptım.
Çünkü Yunus canlandı ve elini sürdü bize.İlk defa bir besteyi yaparken "oh be ne kadar güzel oldu" dedim.
Gerçekten içime sindi. Bizim bölümler Hamdım ve Piştim. Yandım'a gelince esas bilir kişi ortaya çıkınca ( Ahmet Özhan ) onun beste yapmasına gerek kalmadı.
AHMET ÖZHAN KABUL ETMESE PROJE SEKTEYE UĞRARDI
? Ahmet Özhan projeye ne zaman dahil oldu?
Fecir Alptekin: Yandım'a gelince değil en baştan beri aklımızda olan isim Ahmet Özhan'dı. Ama açıkçası klasik Türk müziği ve tasavvuf müziği geleneğinden gelen büyük bir isim olduğu için bu eklektik çalışmaya nasıl bakacağını da çok kestiremiyorduk. Olumsuz cevap alma korkusundan olacak, galiba biraz erteledim aramayı...
Ferman Akgül: Orada Ahmet abi Allah korusun kabul etmese proje sekteye uğrardı.
? Sizi aradıklarında ilk tepkiniz ne oldu?
Ahmet Özhan:
'Bu ne cüret' dedim. (Gülüyor) 'Yarım asrını bu işe vermiş bir adama Yunus'u mu öğreteceksiniz keratalar sizi' diye. Sonra da dedim ki 'neden bu kadar geciktiniz, ben sizi dövmem mi'...
Koşa koşa gittim, hepsine sarıldım hepsini öptüm. Su taşınacaksa su da taşırım, bir şey alınıp gelinecekse onu da yaparım. Siz yeter ki, 'Hz. Yunus'a hizmet var' deyin, biz karınca misali hizmet ederiz dedim.
Bu isimleri bir arada görmek merak ve ilgi uyandırır
? Bu projedeki mesaj yeni nesile ulaşacak mı sizce?
Fecir Alptekin: Bu esere rock sound'u eklemek, animasyon gibi yeni nesil enstrümanları kullanmak, didaktik metinden çıkıp hikaye anlatımına gitme... Hep yeni nesillerle iletişim kurma yöntemlerini düşündüğümüz içindi.
Ahmet Özhan: Hikaye kelimesi hikmetten türer. Bu çalışmanın özünde bir hikmetin açığa çıkması amaçlanıyor ki bu da çok önemlidir. Kültür de önemli ve anlaşılması ve yayılması gereken bir iştir. Benim bu işin içinde olmam, sahih olduğunun göstergesidir. Bu projenin içinde Ferman varsa gençliğin de anlaması gereken, Kubat varsa kültürüyle izlenecek bir şey vardır. Bu isimleri bir arada sahnede gören bir insanda ister istemez bir merak ve ilgi olur. Bu da aktarılması adına çok önemli.
? Başka projeler de olacak mı?
Fecir Alptekin: Daha birçok tarihi kahramanımız, sanatçılarımızı dünyaya tanıtmak için yeni projeler hayata geçirmek arzusundayız.
Ammar Gündüz, projenin video animasyonlarını, görsel şovunu hazırladı...
Bu kadar şaşaalı bir şey yapmak zordu
? (Cordoba Animasyon-Ammar Gündüz)
"Sanatçılarımızın kattığı bir ruh var, projenin de bir ruhu var. Bu kadar şaşaalı bir şey yapmak zordu. Hakikaten meşakkatli bir süreçti. Ama Ahmet beyin dediği gibi proje her katmandan onay almış ki son dakikaya kadar görsellerin çıktısını alıyorduk. Yetişmesi imkansız diyorduk yani. Nasiptir yetişti. Çok da güzel bir iş oldu. Hata payımız yoktu. Her bacağın oturduğu bir proje oldu. Biz genelde böyle bir görsel dünya var deriz ufak düzeltmeler olurdu. Biz en başından Fecir Hanım'la her detayı birlikte oluşturduk. Projede üstatlarımız işitsel olarak yansıtıyorlar, biz de soyut kavramlarla anlatmak istedik ve farklı bir dil kullanmaya çalıştık. Ne mutlu bize ki iyi geri dönüşler aldık. Bundan sonraki planlamalarımızda daha kapsamlı bir dünya inşa etmek istiyoruz."
PROJENİN YURT DIŞI AYAĞI PANDEMİYE TAKILDI
? 120 kişilik koro ve orkestra, diğer çalışanlar, animasyon derken kalabalık bir ekiple kurulan bir proje bu. Ne kadar sürede hazırlandı?
Fecir Alptekin: 9 aylık bir çalışmanın sonucu bu eser. Bir de pandemi süresinde bu işe imza attık; her anımız, önlemler doğrultusuna belirlenmiş kural ve uygulamalara sadık kalarak yaşandı. Düzenli olarak testlerimizi olduk, mesafelerimizi koruduk... Bu projenin yurt dışı ayakları da olacaktı ama pandemiye takıldı bu süreçte. Seyahat kısıtlamaları ve sahne kapanmaları nedeniyle bunu yapamadık. Salgın koşulları hafiflediğinde, bir Cumhurbaşkanlığı projesi olan "Yunus: Aşka Yolculuk" muhakkak ki yurt dışında uluslararası platforma çıkacak ve izleyicisiyle buluşacak.
Ahmet Özhan: Kadromuz yeterli, içerik her zaman da değişebilir. Aynı zamanda Hacı Bektaş-ı Veli ve Ahi Evran senesi. O kadar fevkalade bir konsept zenginliği var ki. Pandemi süreci nedeniyle ara verdik ama çalışmamız lazım. Yunus Emre bir ayağı sadece. Hem tekil olarak hem de yeni bir kolaj olarak çalışabiliriz. Yunus'tan sonra kültürümüzü tanıtmamız lazım.