Haberler

'Arda Her Anlamda Doğru Kişi'

Abone Ol

İlk kez 13’ünde kamera karşısına geçen, büyümesine rol aldığı projelerden tanıklık ettiğimiz Sinem Kobal, seçtiği yolda emin adımlarla ilerliyor.

İlk kez 13’ünde kamera karşısına geçen, büyümesine rol aldığı projelerden tanıklık ettiğimiz Sinem Kobal, seçtiği yolda emin adımlarla ilerliyor. Hem projeleri hem de özel hayatıyla sık sık gündeme gelen genç oyuncu, bu ay İstanbul Life dergisinin kapağını süsledi. İşte o özel buluşmadan en özel açıklamalar...

Sizi ilk kez ekranlarda görmemizden bu yana çok zaman geçti. Bugün hayalleriniz neler?

- Mesleğe başladığımda 13 yaşındaydım. şu an 22 yaşındayım, tabii ki birçok değişim oldu ama asla “çok daha deneyimliyim” ya da “iyiyim” diyemem. Çünkü her zaman öğrenmeye açık olmam ve kendimi geliştirmem gereken bir iş yapıyorum. Ama oyunculukta duygular ön planda olduğu için, büyümek ve büyürken yaşadıkların seni besliyor. Hayallerimse hiç değişmedi. O zaman da oyuncu olmak istediğimi biliyordum, bugün de değişen bir şey yok. Yine iyi bir oyuncu olmak istiyorum.

Zorlukları var mıydı ekranla bu kadar erken tanışmanın?

- Tabii ki zorlukları var. Her zaman göz önünde olmak ergenlik ve çocukluk döneminde sizi olumsuz etkileyebilecek faktörler.

Gençler ve çocuklar için ünlü olmak önemli... Onlara neler söylemek istersiniz?

- Ben hiçbir zaman herkes beni tanısın istemedim. Sadece hayal ettiğim rolleri canlandırmayı hedefledim. Eğer tanınmaya yönelik bir amacın ya da yanlış bir yönlendirilişin varsa, bu hayal kırıklığı yaratabilir. Çünkü oyunculuk bıçak sırtı bir iş. Bir dizi ya da filmde rol alırsınız, çok başarılı olur ve gündemden inmezsiniz. Ama bir-iki sene boş oturursunuz, unutulursunuz. Bu yüzden çok da fazla kapılmamak lazım.

KEŞKE ZAMAN DURSA HEP ÇOCUK KALSAM

Peki büyüdükten sonra...

- Her zaman sığınacağım, güveneceğim bir ailem olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bunun verdiği özgüven hayatıma yansıyor. Beykent Üniversitesi’nde okuyorum. Son sınıftayım. Tezimi yazıyorum, bu yıl mezun olacağım. Ama ailen için asla büyümüyorsun. Dolayısıyla benim için çok fazla bir şey değişmedi. Onlar her zaman ben çocukmuşum gibi hissediyorlar ve beni korumayı, kanatları altına almayı istiyorlar. Bu da çok güzel bir duygu. Yetişkinlik dönemim zaten çok uzun sürecek; çocuk olabileceğim yer ve zaman ise kısıtlı. O yüzden hemen büyümek gibi bir isteğim yok. Tersine, keşke zaman dursa da hep onların çocuğu olarak kalsam.

Büyümenin oyunculuğa etkisi nasıl oldu?

- şu an 22 yaşındayım, yelpazem genişledi. Artık hem genç kızı hem de kadını oynayabilecek fiziksel olgunluğa sahibim. Bu noktadan itibaren önemli olan inandığım işlerde yer almak ve hep farklı rollere bürünmek. Zaten yeni projelerimiz var.

“GOSSIP GIRL” PROJESİNDE YOKUM

“Gossip Girl” projesi doğru mu?

- Hayır, başka projelerim var. Çok güzel bir dramada rol alacağım. Adı “Küçük Sırlar”... iyi bir iş olacağını hissediyorum. Bu kez dramanın içine gireceğim. Sinemada drama yapmıştım ama televizyonda denememiştim. Farklı şeyler yapmayı seviyorum.

Farklı roller bulmak zor mu?

- Kimse size her şeyi altın tepside sunmuyor. O yüzden sindire sindire gidiyorsunuz. ve insanlar sizi gördükçe farklı roller teklif etmeye başlıyor. Bunların hepsi ayrı bir süreç.

Şans bu sürecin neresinde yer alıyor?

- şans, hayatın her anında çok önemli. Ama önemli olan şansını iyi değerlendirmek. Bence herkese şans gülüyor ama görüp onu değerlendirmek gerekiyor. Çok şanslı biriyim. Ama hiçbir şeyin de şans eseri olmadığını biliyorum.

İSTANBUL'DAN NEFRET EDİYORUM

Peki İstanbul’la ilişkiniz nasıl?

- Burada doğup büyüdüm. İstanbul çocuğuyum. Burası hem çok sevdiğim, vazgeçemeyeceğim hem de çok nefret ettiğim bir yer. Doğasına, tarihine, barındırdığı hikayelere hayranım. Öte yandan her şeyin bu kadar hızlı tüketilmesine çok üzülüyorum, kızıyorum. İçimde iki tarafı da besliyor İstanbul; hem mutluluğu ve aşkı, hem de öfkeyi ve hüznü.

Size gece hayatında pek rastlamıyoruz. Bu kadar kontrollü olmak sizi zorluyor mu ya da üzüyor mu?

- Ait olduğunuz yerdeyseniz mutlusunuzdur. Aklım başka şeylerde kalsaydı zaten ne oyunculuk yapabilirdim ne de mutlu olabilirdim. Ama bu işi yaparken o kadar keyif alıyorum ki, hiçbir şeyin eksikliğini hissetmiyorum. Canım istediğinde zaten çıkıp geziyorum. Ama buna çok ihtiyaç duymuyorum.

Hakkınızda çıkan haberlere üzülüyor musunuz?

- Her işin sorumlulukları var ama benimkinin biraz daha fazla. Bazen canım yanıyor ama bunlara çok fazla takılmıyorum. Aksi takdirde yapmam gerekenleri yapamam.

Güçlü durmayı nasıl başarıyorsunuz?

- Benim de inişlerim, çıkışlarım, üzüntülerim oluyor ama hayat devam ediyor ve ben bir şekilde üstesinden geliyorum. Dünyada bunca acı, açlık, hastalık varken yaşadıklarıma hayıflanmak doğru gelmiyor. Elbette bazen canım yanıyor ama başımı kaldırıp ileriye bakabiliyorum. Acının ne demek olduğunu sokaklarda görebiliyorum. Bu da bende farkındalık yaratıyor. Hayatta farkındalığın ve duyarlılığın yoksa en ufak bir darbede yıkılırsın.

ARDA, HER KONUDA DOĞRU KİŞİ

Peki özel hayatınız... Planlarınız var mı?

- İşin hakkında pek çok plan yapabilirsin ama özel hayatında bunu yapamazsın. Bunlar biraz kader, kısmet işi çünkü. Ama hayatımdaki insanın (Arda Turan) her şey için doğru kişi olduğuna inanıyorum.

Özel hayatınızın çok fazla gündeme gelmesi sizi olumsuz etkiliyor mu?

- Gereğinden fazla gelmesi canımı yakıyor, ama şu an böyle bir sorunum yok. İkimiz de göz önünde olduğumuz için insanların bizi merak etmesini saygıyla karşılıyoruz. Saklanmıyoruz. Özel olanı da bize kalsın istiyoruz.

Yazı: Efnan ATMACA

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Magazin

Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title