Artık Yöneticiliği Bırakmam!
Yıllardır yaptığı sabah programını 'Sultan-ı Beyaz' adıyla Beyaz TV'ye taşıyan Seda Sayan,yöneticiliğe de soyundu.
Çok uzun zamandır hiçbir yere röportaj vermeyen, Türkiye televizyonlarında kendi ekolunu yaratmış Seda Sayan'ın benim için çok farklı anlamları var. Öncelikle başarılı ve başarı hikayesi örnek gösterilen biri... Türkiye televizyonlarında kendi adıyla anılan bir televizyonculuk yorumu var. Her kanalda en az üçer kere 'çakmaları' yapıldı veya yapılmaya devam ediyor. 'Kibirli ve burjuva sınıfına hitap eden televizyonculuk anlayışı'nı devirdi. Belki de bu yüzden başarısına türlü kulplar takılıyor; "Alt tabakaya, tribünlere oynuyor" deniyor. Ama durum hiç de öyle değil, biliyor musunuz? Bugün siyasetçisinden okur-yazar takımına, kendini 'creme de la creme' olarak adlandıran o çok 'mühim' azınlığa kadar her ortama hitap ediyor. Girdiği her ortamda nasıl ışıl ışıl parladığını gözlerimle gördüm. İşin sırrı; samimiyette... Gerçeğini reddeden, Seda Sayan'ın tabiri ile 'Ağzında gümüş kaşıkla doğanlar' ya da doğmuş gibi yapanlardan daha samimi olması; onu aynadaki sureti ile barışık olmayanlara karşı daha güçlü kılıyor. Güçlü durmak hayatta bir seçim elbette... Bu seçim, tıpkı Paulo Coelho'un en sevdiğim kitaplarından biri olan 'Kazanan Yalnızdır' eserinde anlattığı gibi... Kazananlar hep yalnızdır...
"YOK YA, NE İŞİM VAR!"
Seda Hanım herkesin merak ettiği soruyla başlamak istiyorum. Niye Beyaz TV? Kanal değiştirmeye karar verirken reyting, kitle kaybetmek gibi bir kaygınız olmadı mı hiç?
Böyle düşüncelerim hiç olmadı. Çünkü ben biliyorum ki marka, kitlesini de kendisiyle beraber taşır. Gerçekten seni seven, sana güvenen bir kitlen varsa; sen nereye gidersen, onlar da seni takip edecektir. Bu yüzden de benim böyle bir kaygım hiç olmadı; ben nereye onlar oraya. Yıllarca böyle oldu zaten.
Beyaz TV'den teklif gelince ne düşündünüz?
Önce "Yok ya, ne işim var!" dedim. Sonra birilerinin taşın altına elini sokması gerektiği aklıma geldi. Ben markamla bunu yapmazsam, cesaret edip bunu göze almazsam; o zaman kimse yapamaz. Bu kanal, yeniden doğum gibi. Çünkü Beyaz TV bir yıllık bir kanal, henüz bebek. Dediğim gibi teklif geldiğinde önce "Ne işim var?" dedim. Sonra Beyaz TV'nin genel müdürü Osman Gökçek'le masaya oturduğumda; "Madem beni istiyorsunuz, kadına yönelik bütün kuşakların kararını ben vereceğim. Sabahtan ana habere kadar olan zamanı bana teslim ediyor musunuz?" dedim. Onlar da "Ediyoruz" dediler. "Danışmanlığınızı bana verecek misiniz?" dedim, "Evet" dediler. Bunun için ek bir ücret istemedim.
PARADAN ÇOK DAHA GÜZEL
"Şu kadar trilyon aldı, şu kadar paraya gitti" gibi bir sürü söylenti var. Ama kesin olarak bilinen tek şey; sizin "Söz sahibi olmadan buraya gelmeyeceğim" dediğiniz...
Doğru, bu paye bana verildi ve bu benim için çok önemliydi. Bu kanal büyüsün, güzel olsun ama benim isteklerimin yapılması şart. Artık kendimi tatmin etmek istiyorum Deniz. Bir kere aldığı parayla ilgili konuşulacak en son kişiyim. Neden? Çünkü Türkiye'de vergi rekortmeni olan bir kadınım. Yaptırdığım okullar, okuttuğum çocuklar, burs verdirdiğim, tedavi ettirdiğim insanlar... Yani bu konuda konuşulacak en son insanım. Alnım açık, kazandığım para, verdiğim vergi ortada. Danışmanlık ücreti istemedim; sadece bana bu payenin verilmesi çok önemliydi, bunu istiyordum. Televizyona 20 yıldır emek veren, televizyonu çok iyi bilen bir göz olarak; artık televizyonda hangi iş tutar, kim iş yapar, ne nasıl yapılmalı o kadar iyi biliyorum ki... Dolayısıyla Beyaz TV biraz benim de çocuğum oldu. Paradan da güzel şeyler var.
Belki de burada eski motivasyonunuzu geri kazandınız.
Doğrudur. Başka bir hayat, yeni bir hayat... Bir yer bana emanet edildi. Sabah sağlıkta Emine Ün var. Emel Müftüoğlu- Oya Aydoğan'ın yaptığı sabah programı 'Şekerli Kahve' var. Sonra ben varım. Benden sonra Zuhal Topal var; izdivaç yapmıyor, çok başka bir program yapıyor. Önümüzdeki günlerde Davut Güloğlu ve Ece Erken de bize katılacak. Transferlerimiz devam ediyor yani. Ben kendimi tatmin ediyorum, artık olayın bu tarafına geçtim. Belki de ileride program yapmayacağım, sadece yönetici olacağım.
#Sayfa#
EN BÜYÜK İDOLÜM AJDA PEKKAN'DIR
Hayat felsefenizi bir cümleyle özetler misiniz?
40'lı yaşlar çok önemli. İki tane Seda var; 40'a kadarki Seda, 40'tan sonraki Seda... Hayat felsefesi 40'tan sonra değişmiş bir kadınım. Artık benim felsefem; yardım etmek, yardım etmek, yardım etmek... En önemlisi de okutmak; herkes okusun istiyorum. Çünkü her şey cehaletten kaynaklanıyor. O yüzden çoluk çocuk herkes okusun, okuyamayan da bana gelsin diyorum.
Size hayret ediyorum; bu kadar işin içinde bir de Twitter'la uğraşıyorsunuz!
Ama beni sevenlere tek tek dokunmayı seviyorum.
Hiç, her şeyin fişini çekip sadece kendinizle baş başa kalmaz mısınız?
Yaşlanırım o zaman, o bittiğimin resmidir! Ajda Pekkan "Tatile kafamdaki valizle gidiyorum" dedi ya... Ben de öyleyim. Benim için telefon kapamak, gazeteleri okumamak, internete girmemek tatil değil.
Siz beyninizin hepsini kullansanız, kesin kısa sürede delirirsiniz!
Delirmem! Çünkü ne yapıyorum biliyor musun; kafamın bir tarafına yığılan eskiler var ya, onları attım, yeniler geldi, bunlar yeni.
AĞZIMI KAPATIN!
Sanki yaşlanmaktan korkmuyormuşsunuz gibisiniz; en son gördüğümden de güzelsiniz...
Sen her zaman bana çok güzel bakıyorsun. Ama evet, yaşlanmaktan korkmuyorum. Bu konudaki idolüm de Ajda Pekkan!
Muhteşem bir idol!
(Kahkahalar) Ajda'yı yakından tanırım; çok mühim bir şahsiyet, çok önemli, devrimci bir kadın. Benim en büyük idolüm Ajda Pekkan, ondan önceki jenerasyondan da Gönül Yazar. Bu kadınlar hayatlarında her şeye dikkat etmişler. Gönül Yazar'a bakıyorsun; o yaşına rağmen hâlâ çok şık, çok zarif, iki dirhem bir çekirdek. Ben Ajda'yı geçen sene Açıkhava'da izledim, yemin ediyorum "Biriniz ağzımı kapatın" dedim. Ağzım açık izledim yani.
ALLAH BANA HER YERDEN YAĞDIRIYOR
Gündüz kuşağında kendiniz dışında beğenerek izlediğiniz birileri var mı?
Petek'i (Dinçöz) beğeniyorum. Çok aklı başında buluyorum; giyimini, laf dinlemesini, saygısını beğeniyorum. Petek beni takip ediyor. Bunu kendisine söylediğimde "Estağfurullah Seda ablacığım; sen nere, ben nere" diyor. Çok saygılı, önündekinin kıymetini ve değerini bilen bir kız.
Orada biraz 'Bükemediğin eli öpeceksin' durumu da var galiba...
Yapmayan var! Herkes senin gibi, Petek gibi düşünmüyor. Bir dakikada çıkıp da, "Hadi artık bunlar bir kenara çekilsin" diyenler çok. (Kahkahalar) Çok zavallılar var Deniz! Mesela sen benim, karşıma konulacak program için "Hayır bunu koymayın!" diye bir dayatmamın olabileceğine inanır mısın?
GÜNAH, ÇALIŞSALAR YA...
Böyle bir gücünüz olduğunu düşünüyorum...
Hangi kanal yöneticisi b. kunda boncuk toplayacağı birini benim sözümle işe almaz? (Kahkahalar) Söyle Allah aşkına! Angelina Jolie'yi alacaklar, ben de "Bunu almayın" diyeceğim! Lütfen gerçekçi olalım, böyle bir şey olabilir mi? İnsani tarafıma gelirsek... Ben kimsenin ekmeğiyle oynamadığım için buralardayım. Allah bana yağdırıyor Denizciğim, her yerden yağdırıyor; duysunlar! (Kahkahalar) Ekmekle oynayana Allah vermez. Ben kime nerede, ne yapacağımı çok iyi bilen bir kadınım. Bunlar kim ki bunların ekmeğiyle oynayayım? Kanal kanal gezip beni kötülüyorlar. Bunları hayata kazandıralım, günah, çalışsalar ya... Çenesini çalıştıracağına kendi çalışsa yol alacak...
#Sayfa#
BİRBİRİMİZDEN SONRA HİÇ MUTLU OLAMADIK
İkimizin de çok sevdiği bir konuya gelelim; Oğulcan'a...
Tüm SABAH gazetesi okurlarına söylüyorum; benim oğlum inanılmaz Deniz Akkaya hayranı, inanılmaz aşık ona! Biz röportaja girmeden önce bile beni arayıp "Karım geliyormuş" dedi. (Kahkahalar) Ben de Deniz'e, "Biz gelin-kaynana ne iyi anlaşırız" diyorum.
ANNESİ İSTEMEDİĞİ İÇİN BİTTİ
Kendim için sormuyorum ama (kahkahalar) siz nasıl bir kayınvalide olacağınızı düşünüyorsunuz? Mesela Oğulcan hiç istemediğiniz, tasvip etmediğiniz bir ilişki yaşasa tepkiniz ne olur?
Geçmişte bunu yaşamış biri olarak hiç karışmam ona. Benim geçmişte çok güzel, yolunda giden bir evliliğim vardı. Ama eşimin annesi onaylamadığı ve istemediği için evliliğim bitti. Biz çok mutluyken ve birbirimizi çok seviyorken, eşimin annesinin kafasındaki gelin modeli olmadığım için, bitti. Eski kayınvalideme kesinlikle saygım var ama keşke evliliğimiz yürüseydi. O da mutlu olamadı, ben de mutlu olamadım, kimseyle mutluluğu bulamadım. İkimiz de bir taraflara savrulduk. Bunu ilk defa sana itiraf ediyorum. Çünkü öyle bir yerden girdin ki konuya... Oğluma karışır mıyım? Tabii ki kötü bir evlilik yapmasını istemem ama onu o kadar çok seviyorum ki, eğer bu hatayı kendi yaşayıp görecekse bırakırım, karışmam. Ne yapayım, evlenmek kadar boşanmak da mubah.
ADAM YASAK KOYUYOR!
Oğulcan'dan sonra başka çocuk istediniz mi?
Aslında istedim. Bir zaman Oğulcan da istedi, sonra vazgeçti. 12-13 yaşına kadar bir şey demiyordu, sonra "Hayır"lar başladı, şimdi "Evlenemezsin"lere kadar geldi. (Kahkahalar) Sen bana, "Adama yasak koyar mısın?" diyorsun, adam bana yasak koyuyor; onu sor önce!
FLÖRT EDİN, GEBERTİRİM!
Oğulcan'ı çok iyi tanıyorum; bir kere her şeyden önce kadınlara karşı çok saygılı bir oğul yetiştirmişsiniz. Eski eşiniz Sinan (Engin) Bey'i ve sizi bu konuda tebrik ederim. O yüzden bence siz mükemmel bir kayınvalide olacaksınız.
İnşallah. Ama daha erken, gebertirim sizi! Biraz flört edin! (Kahkahalar)
POLİTİKAYA DA GİREBİLİRİM
Artık yöneticilik yapıyorsunuz tamam da... Bunun yanında ekran yüzü kimliğinizi kaç sene daha götürmek niyetindesiniz?
Seyirci beni bırakmadıkça ben de ekranı bırakmam herhalde...
"Seda Sayan için bunun bir adım sonrası politika" deniyor. Bu sözlere ne diyeceksiniz:
Beni yıllardır politikaya çok yakıştırıyorlar. Politika da olabilir ama adım adım gitme taraftarıyım. Bundan sonra yöneticilik daha ağır basacak gibi, çünkü tadını aldım.
BENİM HIZIMA YETİŞİLEMİYOR!
Siz sadece yönetici olamazsınız, bundan sonra da hep ekranda kalacakmışsınız gibi geliyor bana... Benim hızıma yetişilmiyor. O yüzden onu da yaparım, bunu da yaparım ben. Çocuk da doğururum, kariyer de yaparım! Sen çok iyi bir örneksin bu konuda. 'Çocuk da yaparım kariyer de'nin en büyük temsilcilerinden birisin. Ben de her şeyi yapacağım. Allah sağlık versin, her yere yetişiriz.
SABAH