Haberler

    Çadır tatili mi yoksa karavan mı? Bu da kamp, bu da kamp

    Güncelleme:
    Abone Ol

    SOSYAL MESAFE KURALLARI TIKIR TIKIR İŞLİYORSabah erken saatlerde Cunda'ya varmıştım. İstikamet Ortunç Koyu... İlk önce Ada Camping'e gittim. Ancak tesiste çadır kurmak için yer kalmadığını öğrendim. Saat de erkendi aslında: 7.00. Çoğunluk geceden gelip çadırını kurmuş.

    SOSYAL MESAFE KURALLARI TIKIR TIKIR İŞLİYOR

    Sabah erken saatlerde Cunda'ya varmıştım. İstikamet Ortunç Koyu... İlk önce Ada Camping'e gittim. Ancak tesiste çadır kurmak için yer kalmadığını öğrendim. Saat de erkendi aslında: 7.00. Çoğunluk geceden gelip çadırını kurmuş.

    Ada Camping'in komşusu Cunda Mocamp'ta yer bulmayı başardım. Yine Ortunç Koyu'ndaki bu devasa tesiste bungalovlar da var, çadır kurmak isteyenlere ayrılan bir alan da... Üstelik çadırlar için ayrılan alanın üstü tenteyle kapatılmış. Bilen bilir, çadırda kalmanın en zor kısmı sabah güneşidir.

    Çim alan arabaların

    Ancak 'ilginç' tesis kuralları gereği çadırınızı taş zemin üzerine kurmanız gerekiyor. Bu durum çadırı sabitlemenizi zorlaştırıyor. Cunda'nın rüzgarı meşhur, malum. Çadırınızı dört bir taraftan metal kancalarla sabitlemezseniz siz denizdeyken rüzgara kapılıp üzerinizden geçebilir.

    Kancaları taşlara çakarken kan ter içinde kaldım. Oysa çadırlar taş zeminde kurulurken misafirlerin otomobilleri güzelim çimlerin üzerine park ediliyor. Keşke çadırların ve otomobillerin 'bekleme' alanı değiş tokuş edilse...

    Alışverişi tek seferde yapın

    Cunda Mocamp'ın kendi mutfağı var. Yemek hazırlamakla uğraşmak istemeyenler orada bir şeyler bulabilir: Ayvalık tostundan serpme kahvaltıya... Ben daha Ortunç Koyu'na sapmadan basit bir kahvaltı için gereken her şeyi almıştım: Simit, domates, biber, salatalık, peynir ve en küçüğünden bir zeytinyağı...

    Portatif masamı açtım, kamp sandalyelerimi çıkardım ve her kampa gidişimde mutlaka yanıma aldığım küçük çakımla her şeyi paramparça ettim. Kampta sunumla uğraşacak değiliz!

    Tesiste, çadır kampçıları için büyük bir buzdolabı var. Alışverişinizi bir seferde yapıp bu dolapta muhafaza edebilirsiniz. Böylece her ihtiyaç için üç kilometrelik dağ yolunu aşmanıza gerek kalmaz.

    Yola çıkarken her şeyi yanıma aldığımdan emindim. Bilin bakalım neyi unutmuşum? Güneş kremi! ve bunu "Aylardır karantinadaydık. D vitaminine ihtiyacımız var" diye kendimi güneşe attıktan 10 dakika sonra fark ettim. Hasır şemsiyeler güneşten bunalmanızı önlüyor ama teninizin kavrulmasına engel değil. Neyse ki deniz buz gibi!

    Tesis hasır şemsiyeyle yetinmeyenlere tenteli şezlonglar da sunuyor. İki-üç şezlongun sığabileceği bir tente çadır kampçılarına günlük 400 liraya kiralanıyor. Bungalovlarda kalanlar bundan ücretsiz faydalanıyor. İki kişilik bir bungalovun günlük kirası da 700 lira. Çadır kurmak günlük 75 lira.

    Kamp, kafa dinlemek, doğaya, güneşe, denize doymak için ideal. Ancak bu tip işletmelerin zihniyetini değiştirmesi şart! Öncelikle tüm çadırları tek sıra halinde dizmek yerine geniş bir alana yaymaları gerekiyor ki bu tesis öyle bir alana zaten sahip.

    Çadırların taş zemine kurdurulmasından da vazgeçilmeli. Ayrıca 'çadır kampçıları'na ayrı, bungalov tutanlara ayrı muamele de hoş değil. Bunların dışında Mocamp tesisinin iyi bir sınav verdiğini söylemek mümkün. Herkes 'çoğunlukla' maskeli ve sosyal mesafe kuralları tıkır tıkır işliyor. Ortak tuvaletler sık sık temizleniyor.

    75 lira:  Cunda Mocamp'ta bir gece kampın kişi başı bedeli.

    60: Tesinin kabul edebildiği çadır sayısı.

    BU KARAVANDA BİR ÖMÜR YAŞANIR!

    Pazar sabahı çadırımı söktüm, eşyamı topladım ve yeni bir maceraya atıldım. İstikamet Cunda'nın merkezine yakın konumdaki Cunda Fora Glamping...

    Cunda Fora'ya tesisin davetlisi olarak gittim.

    'Glamping' özetle 'lüks kamp' anlamına geliyor: 'Glamorous' (büyüleyici) ve 'camping' (kamp yapmak) kelimelerinin birleşimi...  Zaten Cunda Fora'nın kapısından içeri girer girmez bunu hissediyorsunuz. ya da şişme yataktan kalkıp geldiğim için ben bunu daha güçlü hissettim, bilmiyorum!

    Resmen bir otel burası... Resepsiyondan anahtarımı alıyor ve kalacağım yere doğru yola çıkıyorum. Bu karavanda neredeyse her şey var: Çift kişilik yatak, klima, banyo, mini buzdolabı, havlu, beyaz çarşaflar, klozet ve veranda... Tek sorun, karavanın bir tarafının toprağa gömülü olması. Zeminde bir yamukluk var. Ama bunu görmezden gelmek çok basit. Klimayı açmak ya da şampuanlarla, duş jelleriyle 'gerçek' bir duş almak yeterli (çadırda denizin tuzlu suyundan arınmak için plaj duşlarını kullanmıştım).

    Çiçeklerle süslü veranda oturup nefes almak için ideal. Üstelik Cunda Fora o kadar geniş bir alana yayılmış ki burada otururken kimseyle karşılaşmadım. Biraz ileride başka karavanlar var ama sosyal mesafenin de ötesindeler. Neredeyse inzivadayım!

    Panoramik Cunda manzarası

    Biraz dinlendikten sonra denizin yolunu tuttum. Yemyeşil bir alandan geçip önce havuzun bulunduğu kısma, ardından da denize ulaşılıyor. Dileyenler burayı sadece 'beach club' olarak da ziyaret edebiliyor.

    Hasır çardaklar güneşin yakıcılığını unutturuyor ve plaj konumu sayesinde panoramik bir Cunda manzarası sunuyor. Cunda rüzgarı kendini gösterdiği için deniz bulanık ama su çok temiz. Şezlongda uzanırken uçma ihtimaliyle karşı karşıya bir çadırımın olmadığını bilmek de pek rahatlatıcı. Plajın hemen yanı başındaki kokteyl barı da denemeye değer. Fiyatlar İstanbul ortalamasında, kokteyller yaklaşık 70 lira.

    Fiyatlar makul

    Ege Denizi, serinletici bir içecek, kulağımdaki müzik ve elimdeki çizgi roman... İnsanın tatilden beklediği mutluluk aşağı yukarı böyle bir şey... Bu, çadır kampıyla glamping arasındaki farkın inceldiği anlardan biri. Denizin kenarında uzanırken akşam şişme yatakta mı uyuyacaksınız yoksa karavandaki çift kişilik yatağınızda çaprazlama mı, umursamıyorsunuz. Açık havada olmak yetiyor. Ancak güneş sizi ıstakoz rengine çevirdiğinde bir klimanın altında olmak tercih edilebilir.

    Akşam yemeği için Cunda Fora'nın restoranı Yannis'i denedim. Memnun kaldığımı söyleyebilirim. Fiyatlar makul. Alaçatı, Yalıkavak değil, İstanbul ayarında. ve uyku vakti! Karavanda uyumanın evimde uyumaktan bir farkı yok. Sabah 7.00'de uykumu tamamen almış olarak uyandım. Karavanda konaklamak için ödediğiniz ücrete kahvaltı da dahil.

    Tam bir Ege kahvaltısı... Kendi mahsulleri pembe domatesler, zeytinler... Yumurta ve pişi. Ardından bir deniz sefası daha ve check-out!

    Burada da pandemi kurallarına sıkı sıkıya bağlılar. Çalışanlar maskeli, sosyal mesafe dikkate alınıyor. Her yerde dezenfektan var.

    800 lira:  Cunda Fora Glamping'de iki kişi bir gece kalmanın bedeli. 1000 liraya kadar çıkıyor.

    13:  Tesiste bulunan karavan sayısı

    ÖNEMLİ OLAN DENİZ VE GÜNEŞ GERİSİ TEFERRUAT...

    Gelelim asıl soruya: Çadır kampı mı 'glamping' mi? Cevap çok basit: Her şey bütçenizle ilgili. Tabii ki karavan, çadırda konaklamaktan çok daha pahalıya geliyor. Ancak Cunda Fora'da da mangal alanları var. İsterseniz kendi yemeğinizi kendiniz pişirerek maliyeti düşürebilirsiniz. Ama denizin, güneşin keyfini çıkarmak ikisinde de aynı tadı veriyor! Gerisi bence teferruat!

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    Çocuk İzleme Merkezi Ayvalık Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title