Haberler

    Ebeveynlerin 'evde eğitim'le imtihanı... "Süreç çok zor ama sistem uzaktan devam etmeli"

    Güncelleme:
    Abone Ol

    Hülya ve Hakan Selçuk çifti her sabah lise son ve ilkokul üçüncü sınıfa giden iki oğullarıyla birlikte tempolu bir güne merhaba diyor.

    Hülya ve Hakan Selçuk çifti her sabah lise son ve ilkokul üçüncü sınıfa giden iki oğullarıyla birlikte tempolu bir güne merhaba diyor. 8 yaşındaki Çınar, sabah 8.00'de uyanıyor ve Zoom üzerinden ilk dersine giriyor. Hülya Selçuk işe yetişmek, lise son sınıf öğrencisi İlhancan ise okula gitmek üzere evden çıkıyor, serbest çalışan Hakan Selçuk bu sırada Çınar'ın kahvaltısını hazırlıyor. 30 dakika sonra ilk ders bitecek ve 10 dakikalık teneffüste Çınar kahvaltısını edip ikinci derse yetişecek...

    Devlet okullarında sabah 8.30'da başlayan ders programı 12.30'a kadar devam ediyor; yarım saat ders, 10 dakika mola... Baba Selçuk öğlene kadar Çınar'ın dersleri dışında başka hiçbir şeyle ilgilenemiyor. İşlerini halletmesi gerekirse anne Hülya Selçuk, oğlu Çınar'ı da işe götürerek yan dükkandaki bilgisayardan derslere katılmasını sağlıyor...

    Alsırt ailesinin evinde de her gün benzer olaylar yaşanıyor. Anne Başak Alsırt çalışmıyor, baba Timuçin Alsırt işe gidiyor. Beril'in bu yıl okuldaki ilk günleri. Ablası Elanur da lise yıllarına merhaba diyor ancak uzaktan... İkisi için de tuhaf ve buruk sayılacak bu başlangıç Başak Alsırt'ı ne kadar zorlasa da "Her şeye rağmen eğitim bir şekilde evden devam etmeli" diyor. Elanur ve Beril özel okulda. Dersler sabah 9.00'da başlıyor, 16.00'ya kadar sürüyor. Bir ders 30 dakika, teneffüs 20 dakika, öğle arası 50 dakika. Normalde aynı odayı paylaşan Elanur ve Beril ders saatlerinde farklı odalara geçiyor. Anne Alsırt çoğunlukla küçük kızıyla ilgileniyor olsa da aslında liseye başlayan kızının problemlerinin daha çok olduğunu anlatıyor: "Okulu yeni, sınıf arkadaşlarını tanımıyor. Kamera açmak istemiyor. Aslında tüm sınıf aynı."

    Dar gelirli ailelerin evindeyse farklı sorunlar var. Yaşları birbirine yakın 3-4 çocuklu evlerde EBA'da çakışan dersler için kavga çıkıyor. Altı çocuk babası Nuri Aksünger "Biri anaokulunda  dört çocuğum okula gidiyor. Hayırsever bir vatandaş evimize internet bağlattı. Fakat ne cep telefonu, ne bilgisayar ne de tablet var. Alacak gücüm yok" diyor.

    Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından yayımlanan 'COVID-19 Salgınında Eğitim' adlı rapora göre 'Sessiz bir çalışma yerine erişimi olan öğrencilerin yüzdesi' listesinde Türkiye, 77 ülke arasında 49'uncu sırada. Bilgisayara erişimi olan öğrencilerin ortalaması da yüzde 70'in altında. Kırsaldaki yaşam bu raporu doğruluyor... Misal, Mardin'in Eskihisar Köyü uzaktan eğitime erişemiyor. Bilgisayar, tablet yok, olsa da internet yok, televizyon var ama elektrik yok...

    Rapora göre COVID-19 sebebiyle bu yıl dünya genelinde 1.5 milyardan fazla çocuk okul dışında ancak bu öğrencilerin yüzde kaçının çevrimiçi eğitime dahil olduğu bilinmiyor. Türkiye'deki durumu anlamak için bu dönem uzaktan eğitimle geçirdikleri birkaç haftayı anlatmalarını istediğimiz veliler ve öğrenciler de 'önlerini göremiyor'. Bu maratonun nasıl devam edeceği belirsiz, şartlar zor, eşitlik yok; yine de veliler eğitimin evden devam etmesini istiyor çünkü çocuklarının sağlığı her şeyden daha kıymetli.

    BÜYÜK KIZIM KAMERA AÇMAK İSTEMİYOR

    Başak Alsırt

    İki kızım var; küçüğü ilkokul bire, büyüğü lise bire başladı. İkisi de özel okula gidiyor. Küçük kızım Beril'i başta yüz yüze eğitime göndermedim, çok da kararlıydım. Ancak ilk hafta canlı bağlantıda okula giden sınıftaki arkadaşlarını görünce bir gün boyunca ağladı. "Virüs varsa onlar neden okula gidiyor" diye soruyor. Mecburen iki gün göndermeye başladık. Uzaktan eğitimde okuma-yazmayı nasıl öğrenecek endişemiz vardı ama dersler beklediğimizden verimli geçiyor. Biz de okuma-yazma çalışmaları ve ödev ağırlıklı destek oluyoruz. İki gün yüz yüze eğitim olduğu günlerde öğretmenlerin işi çok zor. Bir kısım sınıfta oluyor, bir kısım evde bilgisayar başında. Öğretmen bir sınıfa anlatıyor, bir bilgisayara. Birinci sınıfların yaşı da küçük olduğundan onlara doğru anlatmıyor diye kıskananlar mı istersiniz, ağlayanlar mı?

    Liseye başlayanların alışması daha zor

    İlkokullar bu sene bu şekilde devam edebilir ama liseye yeni başlayanlarda durum daha zor. Matematik, İngilizce gibi bazı derslerde konuları anlayamadığını, bunu dile getirmekte zorlandığını anlatıyor. Sınıf arkadaşlarıyla doğru düzgün tanışamadı bile. Hiçbiri derslere kamera açarak katılmak istemiyor. Küçük kızımla ben bir şekilde ilgileniyorum ama büyük kızım için özel ders desteği alacağız. Bir gün salgın bittiğinde hayat normale dönecek ve çocuklar hem okullarına hem arkadaşlarına kavuşacaklar. O güne kadar her şeye rağmen evden eğitimde kalmak gerektiğini düşünüyorum.

    TENEFFÜSTE ARKADAŞLARIYLA OLAMAMALARI İSTEKSİZLİK YARATIYOR

    Sevgi Yaylım

    Oğlum Demir, 6. sınıf öğrencisi, özel okulda. Hafta içi her gün 9.30-15.50 arası çevrimiçi eğitim alıyor. 6'ncı sınıf olduğu için hiç okula gitmiyor. Evde tabletinden bağlantı sağlıyor. Uzaktan eğitimde okulumuzun öğretmenleri oldukça özverili ancak yine de okuldaki bire bir eğitimle aynı olması beklenemez. Ayrıca çocukların sürekli evde olması, teneffüste bahçede koşamamaları, arkadaşlarıyla vakit geçirememeleri gibi etkenler ders aralarında deşarj olamamalarına neden oluyor. Bu durumda zaman zaman bir sonraki derse biraz isteksiz giriyor ama yine de çevrimiçi katıldığı derslerde verim aldığımızı düşünüyorum. Demir evden eğitimde sevdiği yönleri öğretmenleriyle ders yapmak, sevmediği yönleriyse sürekli tablete bakmak zorunda kalmak olarak anlatıyor. Bir de en çok okulun bahçesinde arkadaşlarıyla futbol oynamayı özlediğini söylüyor bize.

    Sağlık açısından bu sene okulların açılacağını düşünmüyorum. Önemli olan çocukların sağlığı, derslerle ilgili eksiklikleri bir şekilde telafi edilecektir. Çevrimiçi eğitimle biz de aileler olarak yepyeni deneyimler tadıyoruz. Ne yazık ki çocukları enerjilerini rahatlıkla atabileceği etkinliklere virüs yüzünden yönlendiremiyoruz. Dilerim bu tatsız dönem bir an önce son bulur ve çocuklar evden eğitimden örgün eğitimlerine geri dönerler.

    SÜREKLİ EVDE OLUNCA DİSİPLİN SAĞLAMAK ZOR

    Hakan Selçuk

    Dersler sabah saat 8.30'da başlıyor. Üçüncü sınıfa giden oğlumuz Çınar 8 gibi uyanıyor. Daha erken kalkmasını sağlayamıyoruz çünkü sürekli evde olduğu bir süreçte birçok konuda disiplin sağlamak zor. Annesi işe gidiyor, çoğunlukla evde ben oluyorum. İlk dersten sonra teneffüste kahvaltısını ediyor ve tekrar ikinci derse giriyor. 10 dakika olan ders araları çok yetersiz. Çocuklar 10 dakika içinde yeni derse konsantre olamıyor. Ayrıca ev ortamında derse ilgisini dağıtacak birçok uyaran var. Bu süreçte ana dersler çok önemli. Rehberlik, beden eğitimi ve resim gibi derslerin yerine diğer derslere ağırlık verilip teneffüs süreleri uzatılabilir.

    İngilizce dersinde öğrenci sayısı 90!

    Canlı derslere bağlanmak zor olmuyor, biz yanında olmasak Çınar tek başına bağlantıyı kurabilir. Bu sene eğitimden verim aldığı söylenemez. Her gün okul sonrası ders tekrarı yaptırıyoruz. Örneğin İngilizce dersinde üç sınıf birleşiyor ve sınıftaki öğrenci sayısı 90 oluyor. Ders sırasında öğrencilere soru soracak vakit dahi kalmıyor. Çınar'a sabah erken kalkıp okula gitmemek güzel gelse de sıklıkla okulunu ve arkadaşlarını özlediğini söylüyor. Hem çocuklar, hem öğretmenler hem de veliler için zor bir süreç ancak yine de sistem bu şekilde evden devam etmeli.

    TORUNUMA BEN BAKIYORUM AMA...

    Necla Karaağaçlı

    Torunum Rüzgar birinci sınıfa başladı. Haftada iki gün okula gidiyor, diğer günler evden derslere bağlanıyor. Anne-babası çalışıyor; hem Rüzgar'la hem de 10 aylık kardeşiyle ilgileniyorum. İnternet ve bilgisayardan çok anlamıyorum, biz bağlanana kadar ders kaçıyor. Hepsine birden yetişmek çok zor. Henüz öğretmen otoritesi bilmediğinden ders dinlemesi iyice zor. Okulunu sevdiğini söylüyor. Evde bir sürü oyuncak varken bilgisayar başında oturmak sıkıcı ama... Okuma-yazma öğreneceği ilk yılı umarım verimli geçer.

    DÜKKANA BİLGİSAYAR KOYMAK ZORUNDA KALDIM

    Ahmet Uyar

    Eşim 3'üncü sınıfa giden oğlumuzun çevrimiçi derslere bağlanmasını sağlayamıyor. Berberim, her gün dükkandayım. Yarım saatte bir eve gidemem. Çareyi dükkana da bir bilgisayar koymakta bulduk. Uzaktan evdeki bilgisayara bağlanıyorum ve oğlumun ders oturumunu açıyorum. Bitince arıyorlar, kapatıyorum; yeni ders başlamadan önce tekrar arıyorlar, yeniden bağlantı kuruyorum.

    EVDE HER GÜN TELEVİZYON KAVGASI VAR

    Özcan Karabağlar

    Apartman görevlisiyim. İki odalı bir evde eşim ve 4 çocuğumla yaşıyoruz. Biri lisede, biri 6'ncı sınıfa başladı, diğerleri ilkokul 1 ve 3'e gidiyor. Evimizde küçük bir televizyon var. EBA'dan dersi hangi biri takip etsin? Allah'tan lisedeki ve birinci sınıfa başlayan okula gidiyor. Diğerleri de her gün evde televizyon kavgası yapıyor. İnternetten ders filan dediler ama bilgisayarımız yok. Benim telefonumdaki internet yetmiyor o işler için. Çocukların bu sene hiçbir şey öğrendiği yok, boşa geçiyor vakitleri. Anneleri göndermek istemiyor ama ben gitmelerinden yanayım.

    HER ŞEYİ DERSLERE GÖRE AYARLADIK

    Gülşah Kurukahveci

    Oğlum Ahmet bu yıl birinci sınıfa başladı, devlet okulunda. Hem haftada iki gün okula gidiyor hem de evden canlı eğitime bağlanıyor. Derslerin hepsi evden bağlantı yoluyla olsa çok iyi olacak. Önümüz kış ve vaka sayılarında artış yaşanma ihtimali bizi çok tedirgin ediyor. Gün içinde program yoğun, her şeyi onun ders saatlerine göre ayarlıyorum. Oğlumla birlikte ben de tüm derslere katılıyorum, yeniden okula başlamış gibiyim. Benim için zor da olsa eğlenceli geçtiğini söyleyebilirim.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    Hakan Selçuk Selçuk Magazin Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title