Fatma Girik'ten "Sevişme Sahneleri Gerçekti" Diyen Yaşar Alptekin'e Yanıt: Akıldan Noksan
"Yeşilçam'da sevişme sahneleri gerçekti" diyen Yaşar Alptekin'e ağır sözlerle yanıt veren Fatma Girik, "Bunu gerçekten diyorsa akıldan noksandır. Çok ayıp. Böyle bir şey olabilir mi?" dedi.
Eski manken ve oyuncu Yaşar Alptekin, Yeşilçam'ın öpüşme ve sevişme sahnelerinde gerçek etkileşimin olduğunu söylemiş ve bu sözler uzun süre tartışılmıştı.
Konuyla ilgili Yeşilçam'ın efsane isimlerinden Fatma Girik de suskunluğunu bozdu. Yaşar Alptekin'e ağır sözlerle yüklenen usta oyuncu, "Bunu gerçekten diyorsa akıldan noksandır. Bu kişiyle aynı filmde oynayanlar buna neden tepki göstermiyor? Çok ayıp. Böyle bir şey olabilir mi? Bu adamın kaç filmi var, kaç ünlüyle rol almış? Belki bazılarıyla flört etmiş olabilir ama o kadar. Bizim dönemimizde böyle şeyler yoktu. Daha temizdi bizim dönemimiz" dedi.
İşte Fatma Girik'in Posta Gazetesi'nden Alev Gürsoy Cimin'e verdiği röportaj;
- Sosyal medyada sizin için önce kanser dediler, sonra öldü... Sağlığınız nasıl?
İyi ki sosyal medyayı kullanmıyorum. İnsanların öldürme hevesini anlamış değilim. Kanser değilim. Hatta çok iyiyim. 74 yaşındayım, elbette sağlık sorunlarım olacak. Sağ bacağımda titanyum, belimin ortasında da 20 dikiş var. Yaşın getirdiği problemler... Bir de hatırlarsanız, Söz Fato'da programında 3'üncü kattan atlamıştım. Hâlâ onun darbesini de çekiyorum.
- Çocuk özleminiz varmı?
Hiç yok. Koruyucu anne olarak büyüttüğüm 32 yaşında bir kızım var. Şimdi İstanbul'da çalışıyor.
- Peki Memduh Ün'den bir çocuğunuz olsun istemez miydiniz?
39 yıl önce Memduh ile Avustralya'ya gittik. O zaman Türkiye'de tüp bebek tedavisi yaygın değildi. Doktora, "Baba biraz yaşlı" dedim. O da, "Sensin yaşlı olan. Babanın yaşlısından bir şey olmaz, kadında bitiyor olay" dedi. Memduh'la aramızda 26 yaş vardı. O zaman 40 yaşlarındaydım. Tedavi olmadım. Ama iyi ki olmadı. Kız kardeşimin çocuğu ve bir kızım var. Onlar bana yeter.
- Memduh Bey'i kaybettiğinizde neler yaşadınız?
Evimin damı, çatısı çöktü. Hâlâ inanamıyorum öldüğüne. Bazen Bodrum merkeze iniyorum. Bakıyorum saat geç oldu. Aklıma Memduh geliyor. Eve geç kalmayayım, bekler, ilaçları geç kalır diye... Sonra birden nereye yetişeceğim, o artık yok ki diyorum.
"YAŞAR ALPTEKİN AKILDAN NOKSAN"
- Eski manken ve oyuncu Yaşar Alptekin, Yeşilçam'ın öpüşme ve sevişme sahnelerinde gerçek etkileşimin olduğunu söyledi. Böyle şeyler olur muydu gerçekten?
Bunu gerçekten diyorsa akıldan noksandır. Bu kişiyle aynı filmde oynayanlar buna neden tepki göstermiyor? Çok ayıp. Böyle bir şey olabilir mi? Bu adamın kaç filmi var, kaç ünlüyle rol almış? Belki bazılarıyla flört etmiş olabilir ama o kadar. Bizim dönemimizde böyle şeyler yoktu. Daha temizdi bizim dönemimiz.
"YILMAZ GÜNEY BANA KİTAP ALDI"
- Birçok ünlü ve yakışıklı jönle film çektiniz. Hiç etkilendiğiniz biri olmadı mı? Yılmaz Güney peşinizden çok koşmuş.
Gençsin, gözün kayıyor ama o kadar. Sultanahmet'te anneannem oturuyordu. Beyoğlu'na giderken tramvaya biniyordum, diğer kapısından da Yılmaz biniyordu. Bir yere gittiğimde karşıma çıkıyordu. Ama belki de tesadüftü, bilmiyorum. Bir gün Cağaloğlu'nda yürüyorum. Pat diye bir dükkandan çıktı, "Merhaba, sana kitap alayım mı?" dedi (gülüyor). Beni kitapçıya soktu ve 'Değirmenimden Mektuplar'ı ve birkaç kitap daha aldı. Sonra "Allahaısmarladık" dedi, gitti. O kadar masumdu yani.
- Oynadığınız oyunculardan en çok hangisini beğenirdiniz?
Erkek oyuncuların hepsi çok iyiydi. Kadir İnanır, Tarık Akan, Cüneyt Arkın... Gençlerden beğendiğim erkek oyuncu yok. Kadınlardan Tuba Büyüküstün'ü başarılı buluyorum. Belki de kendime benzetiyorum.
"MARLON BRANDO'YA AŞIKTIM"
- Hiç mi beyazperdenin ışıltısına kapılmadınız?
Para ve şöhreti herkes taşıyamıyor ama ben taşıdım. Kişinin en büyük düşmanı kendisidir. İstanbul Sultanahmet'te doğan Fatma Girik olarak kaldım hep. Özümü kaybetmedim. 14 yaşında babama artist olmak istediğimi söylediğimde, "Ne b.k olursan ol ama adam gibi ol" demişti. Ben de adam gibi işimi yaptım.
- Hikayeniz nasıl başladı?
Komşumuz Sezai Abi 'Yeni Sabah Gazetesi'nde işçiydi. Vakit buldukça filmlerde figüranlık yapıyordu. Annemle bana, "Gelin sizi sete götüreyim" derdi. Anne-kız figüranlık yapmaya başladık. Bazı komşular, "Kızını şıllık yapacak" diye tepki gösterdi. 14 yaşındaydım, büyük hayaller kurmuyordum. Tek derdim eve ekmek götürmekti. Ama artist olmak istiyordum. Marlon Brando'ya aşıktım. Hayal kurardım. Bir gün gelecek ve beni alacak derdim.
- İlk rolünüzü hatırlıyor musunuz?
Barda oturan bir kızı oynadım, Memduh'un filmiydi. Üzerimde beyaz bir elbise vardı. "Elbisesi çok beyaz" dedi Memduh. Neriman Köksal oynuyordu filmde. "Boynuna bir eşarp takın" dedi ve Neriman çıkarıp kendi eşarbını taktı. Elime 2,5 lira tutuşturdular. Bir yıl sonra 1000 lira karşılığında oyunculuğa başladım. Parayı anneme verdiğimde mavi bir bluz ve muz istedim. Muz o kadar ulaşılmazdı ki o zamanlar, ilk kez 14 yaşında yedim.
"YUVA YIKAN KADIN DEĞİLDİM"
- Hiç evlenmediniz. İmza atmak ister miydiniz? Memduh Bey'in eşinin "İntihar ederim" demesi miydi evlenememe sebebiniz?
Biz zaten birbirimizin eşiydik. İmzayla olmuyor evlilik. Ama bunları hiç konuşmadık. Ne ben sordum, ne o söyledi.
- Memduh Bey sizinle birlikteydi ama başkasıyla evliydi. Hiç rahatsız olmadınız mı?
Hayır. Çünkü o evlilik kağıt üzerindeydi. Benden çok önce bitmişti. Yani ben hiç yuva yıkan kadın olmadım. Benimle ilgisi yoktu bu işin. Karısıyla yaşasa ve evli olsa, zaten ne işim olurdu onunla. Yuva yıkanın yuvası olmaz. Bu yüzden çocuklarıyla aram çok iyi, onlarla sürekli görüşüyorum.
"MAVİ GÖZLERİM MEMDUH'A AİTTİ"
- Memduh Bey'le çok küçük yaşta başlamış aşkınız. Hiç mi gönlünüz başkasına kaymadı?
Ondan başkasını gözüm görmedi ki. Ben onun, o benim hayatıma girdikten sonra birbirimizin her şeyi olduk. O da başkasına bakmadı. Birbirimize güzel bir kadın veya adam gördüğümüz zaman gösterirdik. Birbirimizi hiç kıskanmazdık. Birbirimize ait olduğumuzu bilirdik. Rol aldığım oyuncu arkadaşlarımı yakışıklı bulurdum ama hiç yan gözle bakmazdım. Gözlerimin mavisi Memduh'a aitti hep.
"İSTESEM ŞİŞLİ'Yİ BUGÜN ALIRIM"
- Şişli Belediye Başkanı da oldunuz. Belediye başkanlığı mı, oyunculuk mu oturuyor karakterinize?
İkisini de severek yaptım. İstesem bugün de belediye başkanı olurum, hem de öyle avaz avaz bağırmadan. Yine alırım… Ama istemem.
"RÜŞVET İSTEDİ BAYKAL'A ANLATTIM"
- Belediye denince akla yolsuzluk haberleri gelir. Sizde öyle bir şey oldu mu?
Hiç soruşturmam yok. Parayla işim olmadı. Sadece hizmet ettim. Servetime servet eklenmedi. Ama rüşvet teklifiyle karşılaştım. Sürekli evrak imzalarken bir gün bir meclis üyesi geldi. O günü hiç unutamıyorum. "Başkan napıyorsun?" dedi. Sonra sesinin tonu değişti, "Ben pastadan pay almadım" dedi. Ben de herhalde akşam pasta kestiler, buna vermediler dedim. Sonra dank etti. O hamle yaptı, ben gözlüklerimi çıkardım, burun buruna geldik. "Kaldırmadığın parmağın var ya, onu çevir k.çına sok" dedim. Öylece kaldık, sonra gitti. Ertesi gün Deniz Baykal'a her şeyi anlattım.
"KAZANDIĞIMI ÇUVALLA VERGİYE VERDİM"
- Sizi son yıllarda hiç ekranda göremiyoruz. Teklif mi gelmiyor?
Film teklifleri geliyor sürekli. Ama bir insan ya çok sevdiği için ya da para için oynar. Çok senaryo geliyor ama seyredilmeyecek bir filmde rol almam. Kendimin bile izlemeyeceği bir filmde neden risk alıp oynayayım?
- Sizin zamanınızda bu işten büyük paralar kazanılıyor muydu?
Bugünkü kadar değildi ama 178 milyar lira ödeyerek vergi rekortmeni oldum. Devasa holdingleri geride bırakarak hem de. Kanal D'de Söz Fato'dayı yapıyordum o dönem. Düşünsene kazandığım para vergiye gitmiş hep!