Haberler

    Giresun'un bize söyledikleri

    Güncelleme:
    Abone Ol

    Son yıllarda yaşadığımız sıcaklık rekorları, daha önce görülmemiş fırtınalar ve yağışlar, üst üste gelen kuraklıklar ve ne yapacağını şaşırmış halde hayatta kalmaya çalışan, insanın da içinde olduğu canlı türleri...

    Son yıllarda yaşadığımız sıcaklık rekorları, daha önce görülmemiş fırtınalar ve yağışlar, üst üste gelen kuraklıklar ve ne yapacağını şaşırmış halde hayatta kalmaya çalışan, insanın da içinde olduğu canlı türleri… Giresun'daki sel felaketi bir kez daha gösterdi ki yıllardır "Geliyor" denen büyük felaketin artık içindeyiz: İklim krizi…

    Bundan sonra yapılabilecek iki şey var: ya iklim krizine karşı mücadele etmek ya da ileride başımıza gelebileceklere şimdiden hazırlanmak. Ne var ki ikisine de oldukça uzağız.  Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Giresun'daki selin sürpriz olmadığını, neredeyse bağıra bağıra geldiğini söylüyor.

    Ordu, Giresun, Rize ve Artvin'de heyelan

    Başta Giresun olmak üzere bölgede iklim değişikliğinin etkilerini çalıştığını, bu çalışmaların sonucunda 2014'te bir makale yayımladığını anlatan Türkeş, şunları söylüyor: "O makalede bazı mevsimlerin daha yağışlı geçeceğinin ve yağışların da topografyanın etkisiyle çoğunlukla sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde gerçekleşeceğinin, sel ve taşkınların artacağının altını çizmiştik. Bölgede en az iklim değişikliği kadar etkili başka bir tehlike de arazi bozulumu. Toprağı tutan orman ağaçları yerine çay ve fındık gibi kökleri yüzeyde kalan bitkilerin, dere yataklarının bölgenin gerçeklerine uymayan ıslah şekli ve tabii ki dere yataklarındaki yapılaşma... İklim değişikliğiyle bunların bir araya gelmesi tehlikenin boyutlarını arttırıyor."

    Bölgede halen çalışmaya devam ettiğini ve bu yıl yeni bir makale yayımladığını anlatan Türkeş, bu çalışmada özellikle heyelan konusunu mercek altına aldıklarını, heyelanlardan en çok etkilenecek illerin Ordu, Giresun, Rize, Artvin olacağını söylüyor.

    Bilimsel makale ve araştırmaların, kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili birimlerince mutlaka 'olay olmadan önce' taranması ve bu doğrultuda bütüncül planlama yapılması gerektiğinin altını çizen Türkeş, "Felaketlerin şiddeti ve sıklığı konusunda iyiye giden hiçbir şey yok. Ama ne yazık ki durumun vahameti kavranamadığı gibi, yeni yerleşmelerin önemli bir bölümü akarsuların doğrudan kanalı ve taşkın yatağı içinde kurulmaya devam ediyor. Afet sonrasında yapılan etkinliklerse sadece bir 'kriz yönetimi' olmanın ötesine geçemiyor" diyor.

    İklim tropikale dönüyor

    Prof. Dr. Murat Türkeş'e göre bugün artık kabul edilmesi gereken bir gerçek var: "Türkiye'de bugünkü sıcaklık rejimi, tropikal iklim koşullarına yaklaşmış durumda. Kışın etkisi azalıyor. Bahar mevsimleri daha ılık geçiyor. Bütün bunlar artık dört mevsimden, yılın bir 'serin ve soğuk', bir de 'sıcak ve ılık' döneminin olduğu, iki mevsimli bir iklim anlamına geliyor. 'Bir-iki derecelik küresel ısınmadan ne olur ki' diye düşünüp bunu önemsiz görmemek gerek. Bu değişiklik Türkiye'nin yüzde 70'ine yakınının çölleşmesi demek. Bilim bize şunu söylüyor: Şu anda dünyada yıllık yaklaşık 55 milyar ton olan sera gazı emisyonumuzu 2030'a kadar 25-30 milyar tona çekmemiz gerek. Bu da bir tek fosil yakıt kullanımını azaltarak olur. Ne yazık ki hem ülke olarak hem de küresel olarak bunun uzağındayız."

    Tabiattan kısa kısa

    Bu dünyaya fazla geldiler

    Av sezonu açıldı. Bartın'da 10 karacanın avlanmasına izin verilmesinin ardından kurşunlara hedef olacak diğer canlılar şunlar: 398 erkek yabankeçisi, 25 hatalı boynuzlu şelek yabankeçisi, 45 dişi yabankeçisi, 12 melez yabankeçisi, 39 çengel boynuzlu dağkeçisi, 9 Anadolu yabankoyunu, 14 ceylan, 89 kızıl geyik, 167 karaca. Birçok sivil toplum örgütü sosyal medyada 'Av cinayettir' sloganıyla açılan kampanyaya herkesi destek vermeye çağırıyor.

    180 yıl sonra yeniden Nurhak Dağları'ndalar

    Konya Bozdağ'da koruma altında olan Anadolu yabankoyunlarından 30 tanesi GPS ve çip takılarak Kahramanmaraş Elbistan'daki Nurhak Dağları'na bırakıldı. Burada en son 1840'ta bir Rus doğabilimci tarafından kayda alınan yabankoyunları 180 yıl sonra yaşadıkları topraklara geri dönmüş oldu.

    Resimdeki kuşu bulun

    Dünyanın en iyi kuş fotoğrafçılarının katıldığı ve bu yıl beşincisi düzenlenen 'Yılın En İyi Kuş Fotoğrafçısı' yarışmasının sonuçları belli oldu. 'İshakkuşu'nu ağacın kovuğunda görüntüleyen İsrailli Mose Cohen yarışmanın 'Dikkat' kategorisinde birinciliğini alan fotoğrafçı oldu.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    Alparslan Türkeş Giresun Ordu Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title