Güzellik ve Bakım Havuzuna Düştüm!
Geçen hafta biraz cesaretle kendimi deneme tahtası olarak kullandım.
Geçen hafta biraz cesaretle kendimi deneme tahtası olarak kullandım. Neyse ki ortaya cidden güzel sonuçlar çıktı! İlk durağım; Wella sponsorluğunda Türkiye'ye gelen ünlü saç stilisti Sascha Breuer ile randevum için The House Hotel'di. Anne Hathaway ve Eva Herzigova gibi isimlerin saçlarını emanet ettiği Breuer, beni ilk gördüğünde "Senin saçlarına bir şey yapmak; Ferrari'ye alevler çizmek gibi" dedi ve ben orada gülmekten ağzımı toplayamadım! Sevgili kuaförüm Mustafa Kırgız'ın kulaklarını bir müddet çınlattıktan sonra ısrarlarıma dayanamayıp saçlarımı kesmeye başladı. Uzunluğunda ve modelinde fazla değişiklik yapmadan buklelerime şekil vermek için makasını saçlarımda dans ettiren Breuer çalışırken, ben de boş durmayıp sorularımı sordum. O da krepe yapmanın inceliklerini ve yeni sezonun olmazsa olmaz bu trendinin kadınların boyunu 2 santimetre daha uzun gösterdiğini anlatmaya başladı. Ayrıca su ve deniz tuzunu karıştırarak kendi kuru şampuanımı nasıl hazırlayabileceğimi da anlattı. Ardından Wella'nın şahane ürünleriyle buklelerimi havada tutarak yeni sezon trendlerinden birini uyguladı. Ne diyebilirim; çok keyifli ve eğitici bir saat geçirdim. İkinci durağım ise Edition Hotel... Burada, Espa Spa'da Bastien Gonzales'in yeni nesil pedikürünü denemek için Pierre ile el sıkıştım. Daha önce bu kadar farklı bir pedikür yaptırmadığım için benim açımdan değişik bir deneyim oldu. Yağmurlu bir İstanbul gününde saçım kuruyken kesildi ve ardından pedikürüm su kullanılmadan, ilk defa bir erkek tarafından yapıldı.
BEBEK AYAĞI GİBİ!
Dişçi ekipmanlarını andıran malzemelerle yapılan bu pedikürün, sinir bozucu sesine rağmen muhteşem sonuçlar yarattığını sizlere söyleyebilirim. Ölü etler ve nasırlar; Gonzales'in keşfettiği bu aletle alınıyor ve ardından gerçek Fransız manikürü yapılıyor. Şimdi 'gerçek' diyerek ne demek istediğimi merak ediyorsunuzdur... Fransız manikürünün üstteki beyaz kısmı var ya; işte o aslında oje ile yapılmıyor, sağlıklı tırnağın uç kısmının, parlak ve beyaz olduğu için ortaya çıkması gerekiyor. 45 dakikalık masajlı pedikürüm bittiğinde ayaklarım bir bebek ayağına dönüştü ve Pierre, bu görünümün dört ya da beş hafta süreceğini belirterek beni uğurladı. Açıkçası o anda kendisine hiç inanmamıştım ama üzerinden 10 gün geçti ve her sabah ayaklarıma bakıyorum da; size temin ederim ki tırnaklarım hala inci gibi parlıyor. Bu nedenle Bastien Gonzales'i tebrik etmek gerekiyor. Biraz pahalı ama ayda bir ya da iki kere pedikür yaptırmak yerine bunu denemenizi öneririm. Özellikle de tırnak etlerinin makasla alınmasından hoşlanmıyorsanız...
90 FARKLI RENK
Son durağım ise L'Oreal Paris tarafından Türkiye'ye getirilen Essie'nin yeni sezon renkleriyle tanışmak için Sapphire oldu. Alışveriş merkezinin en üst katındaki seyir terasına çıkarken hafif tedirginlik yaşasam da, İstanbul'un en yüksek noktasına kurulan mekan oldukça renkliydi. Rihanna ve Angelina Jolie gibi yıldızların kullandığı bu markanın, 90 farklı renk seçeneğini bir araya getirdiğini gördüğümde, sadece pedikür yaptırmış olduğuma çok memnun oldum. Çünkü mekanda yer alan manikür uzmanları seçtiğimiz bir ojeyi uygulamak için bizleri bekliyordu. Ancak hangi renk ojeyi uygulatacağıma karar vermekte zorlanmasam, her şey daha güzel olabilirdi. İşte o noktada Gül devreye girdi ve iki farklı rengi bir arada uygulamamı önerdi. Oradaki uzmanlardan öğrendiğime göre; bu ojeler, kapakları açıldıktan sonra bile iki sene bozulmadan durabiliyormuş. İşte güzelleşmekle ve bakımla dolu bir günüm böyle geçti...
Sabah : http: //www.sabah.com.tr