İlişkilerimi Hiçbir Zaman Kaçarak Yaşamadım
Oyuncu Nur Fettahoğlu: Göz önünde olmak bir ilişkiyi saklamayı gerektirmez.
Nur Fettahoğlu'nu, 'Aşk-ı Memnu'daki 'Peyker' rolüyle tanıdık. 'Muhteşem Yüzyıl'da ise 'Mahidevran Sultan' karakteriyle gözyaşlarına ortak olduk. Ünlü oyuncu; tiyatroya duyduğu tutkuyu ve hayallerini, Marie Claire dergisinden Tuğçe Kayar'a anlattı.
Oyunculuğa ilk başladığınızda kendinize bugünkü kadar güveniyor muydunuz?
Yeteneğime inanıyordum, zaten bu inançla başladım oyunculuğa ama güvenim deneyimlerimle arttı, artmaya da devam ediyor. Zamanla gelişiyor insan...
Sizi 'Aşk-ı Memnu' dizisiyle tanıdık. Hep ses getiren projelerde yer aldınız. Nedir karar verirken kriterleriniz?
Gelen projelere bir bütün olarak bakarım hep. Senaryo, oyuncu kadrosu, yapım ekibiyle her şey bir bütün diye düşünüyorum. Projenin başarılı ve sürdürülebilir olmasının belirleyicileri de bunlar aslında. Kendimi ifade edebileceğim, karakteri içselleştireceğim ve sonunda kendimi geliştireceğim rolleri kabul ediyorum.
HAYALLERİM BİTMEZ
Uzun saatleri, hatta kimi zaman 24 saati sette geçirmek... En keyifli yanı nedir size göre?
Sahneleyeceğim karaktere hazırlanma süreci... O kadını tanıma, algılama, renklerini bulmak ve sunmak... Çoğu zaman üzerine zevkle düşünüyorum.
'Mahidevran Sultan'; 'Hürrem Sultan'ın entrikalarıyla savaşmak zorunda kalıyor. Siz de 'Mahidevran'ın yaptığını mı yapardınız?
'Mahidevran'ın oğlunu koruma çabasını, bir kadın olarak takdirle karşılıyorum. Konu ailem olunca aynı korumacı tavırla; karşıma çıkan bütün engellerle savaşan bir insana dönüşürüm ben de.
Herkesin takip ettiği önemli yapımlarda yer aldınız. Oyunculuğa dair hayalleriniz neler şimdi?
Oyunculuğa dair hayallerim ve hedeflerim hiçbir zaman bitmeyecek... Hedefim; mümkün olduğunca farklı karakterlere bürünmek ve kendimi o rollerle geliştirmek.
Haliç Üniversitesi'nde moda tasarımı eğitimi aldınız. Modaya olan ilginiz ilk ne zaman başladı?
Sanırım ablamın gardırobundan kıyafet aşırdığım günlerde başladı. Üç kız kardeşiz; kıyafetler üzerinden tatlı sert çekişmelerimizi siz düşünün!
OLDUĞUM GİBİ DAVRANIYORUM
Şimdiye kadar rol aldığınız projelerde en iyi paslaştıklarınız kimler oldu?
Sizin de söylediğiniz gibi oyunculuk bir ahenk işi. Beraber çalıştığınız insanlardan çok şey öğreniyorsunuz. Etkileşimle gelişiyor, uyumla yükseliyorsunuz. Bu yüzden tek bir kişiye indirgemem mümkün değil.
Şan dersleri de alıyorsunuz. Yakın gelecekte müziğe adım atma gibi planlarınız var mı?
Şarkı söylemekten çok zevk alıyorum. Hatta doğru söyleyebilmek için şan dersleri de aldım ancak profesyonel müzik kariyeriyle ilgili bir planım yok.
İlişkilerinizi hiçbir zaman saklamadınız. Aşkın verdiği bir cesaret mi bu?
Göz önünde olmak ya da olmamak bir ilişkiyi saklamayı gerektirmez. Bir şey ya vardır ya yoktur. Kaçarak yaşamak istemedim hiçbir zaman. Nedeni ise olduğum gibi davranmam. Elbette göz önünde olan biri olarak yaşadığım aşkı korumak için diğer insanlardan daha fazla çaba göstermek zorundayım. Ünlü olmak, başkalarına yaşadığınız ilişki hakkında yorum yapma fırsatı da veriyor çünkü.
#Sayfa#
YARI ZAMANLI TİYATRO YAPILMAZ
Bir röportajınızda dönem filmi kostümleri tasarlamak istediğinizi söylemiştiniz. Nasıl bir dönem hayalinizdeki?
Barok döneme, o dönemdeki şaşaa, ihtişam ve aşırılığa karşı bir zaafım var. Saraylı yaşamı, maskeler, peruklar ve dantel... Bunu çok isterim gerçekten.
Çocukluğunuzdan beri tek hayalinizin tiyatro sahnesinde olmak olduğunu öğrendim...
Tiyatro benim tutkum diyebilirim ancak kesinlikle yarı zamanlı yapılacak bir iş değil. Kendimi tamamıyla tiyatroya verebileceğim bir dönemde başlamayı düşünüyorum. Hayat kargaşasında gülmeyi unutuyoruz çoğu zaman. İnsanları biraz olsun güldürüp neşelendirmek adına komedi türündeki oyunlarda rol almayı istiyorum.
TASARIMLARI KİŞİSELLEŞTİRİYORUM
Tarzınızı en çok yansıtan tasarımcılar kimler?
Kendimi sadece tek bir tasarımcı ile ifade etmeyi doğru bulmuyorum. Yine de Gamze Saraçoğlu ve Tuvana Büyükçınar gibi çok beğendiğim Türk tasarımcılar var. Ancak yerli ya da yabancı tasarımcıların yarattıkları parçaları; kendi stil çizgimi ekleyerek kişiselleştirmeyi çok seviyorum.
EN HUZURLU DÖNEMİMDEYİM
Şu sıralar hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
Tüm öğretilenleri unutup sadece kendim olduğum, hayattan zevk aldığım en huzurlu dönemimdeyim. Nefes alıyorum.
Geleceğe nasıl bakıyorsunuz şimdi, artık daha iyimser misiniz? Yaşama bakış açım genel olarak iyimserdir benim. Ancak bahsettiğim; gerçekçilikten uzak olmayan bir iyimserlik.
Yaş ilerledikçe daha mı hassaslaşıyorsunuz yoksa deneyimleriniz sizi hayata karşı katılaştırıyor mu?
Her ikisi de... Hassaslaşırken, bir yanınız da bir o kadar sertleşiyor. Hayatın her anından keyif almaya ve mutlu olmaya çalışıyorum. Geçmişi de, geleceği de böyle değerlendiriyorum.
AŞKIN İÇİNDE TUTULMAK VAR
Aşık olduğunuzda tutkulu mu olursunuz?
Tutkunun olmadığı bir yerde aşktan bahsetmek söz konusu değil. Aşkın içerisinde tutulmak vardır. Tutulmak da tutku hissinin bir türevi değil midir zaten? Aşka stratejik yaklaşılamaz; ne hissederseniz onu yaşarsınız. Hayatımda kontrollü davransam da; tutku her zaman ön planda.
Romantik misiniz?
Evet, sanırım öyle çünkü romantizm duyguların en saf hali benim için. Bu açıdan bakarsak romantik olduğum sonucu ortaya çıkıyor.
BENİM ÇOK CİDDİ DUVARLARIM VAR
Genellikle naif yanlarınız mı yoksa sert yönleriniz mi ağır basar günlük hayatınızda?
Çok ciddi duvarlarım var ve bu duvarlara çarpıldığında ya da o eşik aşıldığında sertleşiyorum. İnsanlarla ilişkilerimde naif yanım ağır bassa da, kendi koruma kalkanımı da oluştururum. Bu kalkan çoğu zaman devrededir. Genel olarak baktığımızda herkes biraz böyle değil midir zaten?
TEPKİLERİMİ İÇİME ATMAM
Eleştirilmek nasıl bir etki yapıyor iç dünyanızda? Yanlış değerlendirilmekten çekinir misiniz?
Eleştiri vasıtasıyla insanların sizi nasıl algıladığını öğreniyorsunuz. Öğrendikten sonra da o bilgileri nasıl kullandığınız; eleştiriye karşı gösterdiğiniz reaksiyonu belirliyor. Ben çoğunlukla tepkilerimi iç dünyamda bırakmam, dışarıya da yansıtırım. Bu, yanlış anlaşılmalara da neden olabiliyor kimi zaman.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr