Kendimi Bildim Bileli Yarış İçindeyim
Yıldızı 'Survivor' ile parlayan milli yüzücü Derya Büyükuncu, hayatı boyunca yarış içinde olduğunu söylüyor: 30 senedir yarış içindeyim.
Yüzme sporuna beş yaşında başladı. Ona "Yeteneksizsin" dediler, onun buna yanıtı madalyalarla dolu bir kariyer oldu. 'Survivor'da aldığı destekle futbolcular dışında pek fazla sporcunun ulaşamadığı bir şöhreti yakalayan Derya Büyükuncu; NTV spor spikeri Tuğba Dural'a, Mecmua dergisi için, adadaki günlerini ve yeni hedeflerini anlattı. Büyükuncu'yu ünlü fotoğrafçı Lara Sayılgan görüntüledi.
ADAYA ŞÖHRET İÇİN GİTMEDİM
Önce 'Yok Böyle Dans', ardından 'Survivor'... Sürekli bir yarış halindesiniz. Bu, sporculuğun verdiği rekabet hissinden mi kaynaklanıyor?
Tabii ki onun verdiği bir şey mutlaka var. Çünkü ben 30 senedir bir yarış içindeyim. Hem insanlarla, yüzücülerle yarışıyorum; hem kendimle, hem de saniyelerle yarışıyorum. Eşimle kağıt oynarken bile yarışıyorum. Yarışçı bir ruhum var.
'Survivor'a katılmaya nasıl karar verdiniz? Sporcu olduğunuz ve bir disipline alışkın olduğunuz için mi yoksa sadece macera mı?
'Survivor'ı kabul etmemin birkaç sebebi vardı. Bir tanesi; inanılmaz bir macera olması. Ben macerayı, adrenalini seven bir insanım. İkincisi ve en önemli sebebi; insanların beni tanımasını istememdi. Çünkü 25 senedir milli takımdayım, insanlar öyle böyle ismimi biliyorlar. Hani şöhret olayım diye değil. Gerçek Derya Büyükuncu nasıl bir insan, nasıl oturup kalkıyor, nasıl davranıyor, insanlarla diyaloğu nasıl, nasıl konuşuyor görmelerini istedim.
Alınan sonuçtan da anlaşılıyor ki hem tanıdılar hem de çok sevdiler sizi...
Aynen. Sağ olsunlar. Gerçekten ben rol yapmadım kamera önünde. Kamera arkasında da değişik davranmadım.
Peki rol yapan oldu mu? Oldu tabii ki. O zaten görülmüştür.
Adaya giderken siz kendinize bir rakip belirlemiş miydiniz?
Tabii adaya giderken bilmiyoruz insanlar nasıl performans sergileyecekler. Hangi yarışlarda iyiler, güçlüler mi, değiller mi... Mesela Pascal'ı çok güçlü görüyordum, adada en iyi anlaştığım arkadaşımdı. Pascal'ın finale kadar gideceğine inanıyordum. Asena'yı güçlü buluyordum, bir kadın olmasına rağmen gerçekten fizik ve mantalite olarak güçlüydü. Üçümüzü finale yakıştırıyordum.
NİHAT'LA ARKADAŞ OLAMAM
Nihat Doğan'ın güçlü bir rakip olabileceği hiç aklınıza gelmiş miydi?
Nihat bazı yarışmalarda çok iyiydi, bazı yarışmalar tam ona göreydi. Bazı oyunlar bana göreydi. Her oyunu sen kazanamazsın, o bir gerçek, Michael Jordan'ı da getirsen, mutlaka bazı yarışmaları kaybederdi.
"Kafama sıksalar Nihat Doğan'la konuşmam" diye bir açıklamanız var. Bu biraz Nihat Doğan tarzı olmamış mı?
Ben çok ciddi bir şekilde anlaşılsın diye öyle bir şey dedim. Çünkü gerçekten benim arkadaşlık yapabileceğim bir insan değil. İnsanlar gerçekten anlasınlar, o konuda ne kadar sert ve keskin olduğumu.
Özgür kaldığınız anda ilk yaptığınız şey neydi?
Adada 3. Dünya Savaşı bile çıksa bilmeyeceksin. Orada biraz da şükretmeyi öğreniyorsun. Keşke küçücük bir çiklet olsa da çiğnesem diyorsun.
#Sayfa#
ÖDÜLÜN YARISI HAYIR KURUMUNA
Survivor'dan aldığınız ödülle ne yapacaksınız?
Ödülün yarısı bir hayır kurumuna gidiyor, o kesin ama daha karar vermedik hangisi. Diğer yarısıyla da seneye altıncı kez olimpiyatlara gitmek istiyorum. Bu da dünya tarihinde bir ilk olacak. Bu yüzden kendimden çok Türkiye için çok önemli olduğunu düşünüyorum.
BEN BOŞ İŞ YAPMAM
Gelecek yıllarda Türk sporu için planların, hedeflerin var mı?
Var tabii ki. Şu anda herkes 'Survivor'daki final konuşmamdan sonra "Ne zaman yüzme okulu açıyorsun?" diyor. Bu beni çok mutlu ediyor, heyecanlandırıyor. Yüzmeyi bırakınca tüm bildiklerimi, bütün tecrübemi Türkiye'deki genç sporculara aktarmak istiyorum. Diğer ülkeler beni Türkiye'den daha iyi tanıyorlar. Bana inanılmaz bir saygı var dünya yüzme çevrelerinde. Artık Türk halkı da bunu gördüğü için çok mutluyum, senelerdir biriken tecrübemi gençlere aktaracağım.
AKTÖRLÜĞE İLGİ DUYUYORUM
Artık bir ekran yıldızısın... Yeni projeler var mı, teklifler geliyor mu?
Teklifler yavaş yavaş gelmeye başladı. Benim amaçlarımdan bir tanesi aktörlük çünkü seviyorum, ilgim var. Ama eğitimini aldıktan sonra tabii ki. Ben boş iş yapmam, halka saygımdan dolayı kötü bir projeyle karşılarına çıkmak istemem. Amerika'da en iyi yerlerden birinde eğitimini alacağım ve buraya geldiğimde tam anlamıyla hazır olacağım. Basamakları birer birer çıkmak benim hayat felsefem.
Çevrenizden aldığınız destekle meclise girebileceğiniz de konuşuluyor. Bununla ilgili fikriniz nedir?
"CHP bu kadar uğraştı, senin aldığın bölgeleri alamadı" diyenler var. Benim meclise girmek gibi bir düşüncem yok. Çok çok ilerde olur mu, olmaz mı; o kısmet, Allah'ın bileceği bir iş. Ama tabii ki aldığım destek için çok mutluyum. Ama ben sporcuyum, işletme okudum, işletme mastırı yaptım. Onun için herkes kendi sevdiği işi yapmalı.
SABAH