Kızlarıma da, kardeşime de sarılamıyorum, bak gözlerim doluyor... Yapma bana böyle!
Görüntülü sohbet için bilgisayarların karşısına geçiyoruz.
Görüntülü sohbet için bilgisayarların karşısına geçiyoruz. Ozan Doğulu bronz bir tenle selam veriyor. Bodrum'un güneşini anlatıyor sonra. Vaktini, müziğin dışında kick boks yaparak, pinpon oynayarak geçirdiğini söylüyor. O, aileden müzisyen. Dört yaşında konservatuvara girdi, altı yaşında sahnedeydi.
Hala hitler üretiyor. Sevgilisi Hera'yla aşkını da doludizgin yaşıyor: "Karantinada neden bu kadar mutluyuz sanıyorsun. Çünkü etrafta dişi sinek bile yok!"
Karantina nasıl gidiyor?
Sağlıklı olduğumuz için kendimizi şanslı ve iyi hissediyoruz. İki aydan uzun süredir Bodrum'dayız.
Vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz bu süreçte?
Yiyip içip yatıyorum! Hayatımda ilk kez yapmak zorunda olduğum bir görevim yok. Uzayda bir boşlukta gibiyim. Bu sebeple sürekli üretim halindeyim. Evde bir stüdyom var. Yeni şarkılar yapıyorum. Hatta yakında komşulara, sokaktaki kedilere bile şarkı yapacağım!
Müziğinize nasıl yansıdı?
İsmini koyamadığım, ne olduğunu bilmediğim, çok değişik şeyler ortaya çıkıyor.
Bestelerimi Rihanna söylese nasıl olur?
Nasıl yani?
Alışık olduğumuz, ticari ya da piyasada çalınan şarkılardan, hatta benden beklenen şarkılardan farklı. Türü biraz elektro-deep house. Enstrümantal. Müzisyen arkadaşlarımla da konuşuyorum. Sanırım bu korkunç durum bir şeyler yaratmamıza imkan sağladı. Bunları yaparken kendime yeni bir isim bile buldum.
Nedir?
Ozwork!
O ne demek?
Ozan'ın çalışmaları gibi düşün. Bu tip şarkıları, bu isim altında toplayıp yayımlayacağım. Evimdeki stüdyoda bir şeyler yapıp yayımlamak benim çocukluk hayalim. Tabii bu bestelerin üzerine Rihanna söylese nasıl olurdu diye de düşünmüyor değilim!
Eğlendirmek daha mı zor daha mı kolay olacak artık?
Daha kolay olabilir ama aslında son bir-iki senedir müzik dünyasında zaten benim hoşuma gitmeyen bir gidişat vardı.
Ne gibi?
Kısırlaşmak ve sıkışmak... İnsanların aynı şeyleri istemesi, bizim de bu sebeple aynı şeyleri sunmamız. Dinleyici bilinçli bir bilinçsizlik yaşıyordu. Son yıllarda gördüklerim hoşuma gitmiyordu.
Her bayram Kenan benim elimi öper
Kalabalık bir aileniz var. Bayramların sizdeki hissi nedir?
Bayramlarda bütün akrabalarımızla buluşuruz. Küçükten büyüğe diziliriz. En küçük, en baştan el öpmeye başlar. Tabii benim küçüğüm Kenan. Her bayram Kenan benim elimi öper. Çok eğlenceli anlar yaşanıyordu... Ama bu bayram buluşamayacağız. O yüzden herkese sabır diliyorum. Başta annem olmak üzere büyüklerimin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyorum.
Anne-babası Serpil ve Yurdaer Doğulu (solda) ile.Unutmadığınız bayram anınız var mı?
Bayram, hafta sonu, yılbaşı insanlarla buluştuğumuz, şarkılarımızı dinlettiğimiz günler. Bu yüzden bir yerden sonra bayramlar bizim için iş olmaya başladı. Ne yazık ki!
Sizin Kenan Doğulu'yla kardeşten öte bir ilişkiniz var...
Çok özledim kardeşimi. Kardeşim benim favori insanım, benim için dünyanın en iyi insanı! En güvendiğim, sevdiğim arkadaşım. Ona da sarılamıyorum, bak gözlerim doluyor. Yapma bana böyle!
Doğulu kardeşler tatilde. Antalya.
Kahkahalarımız anneannemden miras bize
Havayı değiştireyim, sizin ortalığı inleten meşhur kahkahalarınıza gelelim... Nedir bunun kaynağı?
Anneannemden geliyor. Dedem emekli albaydı. Lojmanda yaşıyorlarmış. Anneannem öyle bir gülüyormuş ki şikayete gelmişler. Dedem "Bu kadının kahkahasını bir gün duymazsam hepinizi öldürürüm" demiş. Bize de oradan geçmiş herhalde.
Kahkahanızın başınıza iş açtığı oldu mu?
Normal apartmanda yaşayan bir arkadaşımızın evinde oturamıyoruz. Mesela uçakta asla gülemiyoruz. Düşünsene Kenan'la güldüğümüzü...
Neden?
Mesela gençlerin telefon alışkanlıkları... Anı yaşamıyorlar. Konsere gelip iki saat neyi çekiyorlar anlamıyorum. Eve gidip onu mu izleyeceksiniz? YouTube'da zaten varım.
Benden faydalandılar Hakan!
Bir dönemin anlı şanlı çapkınları arasındaydınız... Bu durum değişti mi?
Adım çapkına çıktı ama ben hiçbir zaman çapkın olduğumu düşünmedim. Her zaman kandırılan taraf oldum. Hep benden faydalandılar Hakan!
Nasıl yani?
İyi niyetimin kurbanı oldum.
DJ kabini denen yer bir güç alanı. Yakışıklısınız, yeteneklisiniz. Ahlaksız tekliflerle karşılaştınız mı? Mesela peçeteyle şarkı istemek yerine numaralarını gönderenler...
Ooo deli misin? Onları konuşmuyoruz bile. Hatta bir gün kabine gelip telefon numarasını veren kızın verdiği kağıdı annem gelip elimden aldı. "Anne neden alıyorsun, kız güzeldi" demiştim (gülüyor).
İddialıyım, kralı gelsin!
Egosu yüksek biri değilim. Keşke daha fazla olsaydı. Ama müzik konusunda iddialıyım. Kralı gelsin... DJ'ler haydi bana 'do'nun yerini göstersin.
Romantik ruhluyum. Ama romantizm bile bana 'ciddi' gibi geliyor. Öyle konulardan ya gülerek ya müzik yaparak kaçıyorum. Kenan romantiktir, duygusaldır... Ben bunları bastırıyorum sanırım.
Bilgisayarlar bana 'eski sevgilin gibi davranan şu anki sevgilin' gibi geliyor. Çok karışık bir ilişkimiz var. Geçen gün çok güzel bir şarkı yaptım. Kaydettim. Hatta Hera'ya dinlettim. Hayal görme ihtimalim yok. Sabah kalktım, yok! Hayatım boyunca 20-30 şarkıyı bu şekilde kaybettim.
HERA ASLAN: Ozan telefonumda 'Ozeus' olarak kayıtlı
Karantinada sevgilinizle kaldınız. Hera'ya sorayım, Ozan Doğulu gibi bir müzisyenle karantina nasıl bir konfor?
HERA ASLAN: Gurur verici! Ozan'ın büyük hayranıyım. Onun yanında müziğe dair yeni şeyler öğreniyorum. Heyecan verici.
24 saat birlikte olmak bir noktada bıkkınlık vermiyor mu?
OZAN DOĞULU: Birkaç ay daha böyle idare ederiz.
HERA ASLAN: Öldürürüm seni (gülüyor). Bana bıkkınlık gelmedi. Ozan'a da gelmemiştir.
OZAN DOĞULU: Neden?
HERA ASLAN: E bir elin yağda, diğeri balda. Canın ne çekerse mutfağa girip yapıyorum. Mesela son dönem olayımız kelle paça. Ozan da mangal yaparak katkıda bulunuyor. Birlikte pinpon oynuyoruz. Kick boks yapıyoruz.
Birbirinize dair keşifleriniz oluyor mu?
HERA ASLAN: Bilmiyorum ama Ozan bana "Karantinayı en iyi geçireceğim insanlayım" dedi.
OZAN DOĞULU: Aslında bu bir iltifattı. Öyle bir söyledin ki, sanki "Karantinada senden daha iyisini nereden bulacağım" demişim... İşin şakası, biz iyiyiz. Benim tek derdim kızlarıma olan özlemim. Her gün görüntülü konuşuyoruz ama onlara sarılmak istiyorum.
Mutluyuz çünkü etrafta dişi sinek bile yok!
Birbirinize taktığınız lakaplar var mı?
HERA ASLAN: Onun bana taktığı lakaplar sürekli değişiyor. Ama benim telefonumda Ozan, 'Ozeus' olarak kayıtlı.
Anlamı ne?
HERA ASLAN: Benim adım Yunan tanrıçası Hera'dan geliyor. Onu da Zeus yaptım. İsminin başına 'O' ekledim sadece.
OZAN DOĞULU: Aslında olay şu, Hera mitolojide çok kıskanç bir kadın. Zeus da çok çapkın bir adam. Hera, Zeus'un etrafındaki kadınları zehirletiyormuş.
O kadar kıskanç mısınız?
OZAN DOĞULU: Karantinada neden bu kadar mutluyuz sanıyorsun! Çünkü etrafta dişi sinek bile yok!