Mutluluğun formülü çok açık

SEROTONİN SALGILATAN BESİNLER TÜKETİN

İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya

Yeterince protein alın: Besinlerin termik etkisi dediğimiz bir mekanizma, yiyecekleri sindirirken vücuda kalori harcatmayı sağlar. Bu etki en çok protein değeri yüksek yiyeceklerde vardır. Her öğününüze et, tavuk, balık, peynir, yumurta gibi yiyeceklerden birini koymanız hem daha iyi doymanızı sağlar hem de sizi istenmeyen göbek yağlarınızdan kurtarır.

D vitamini önemli: Ozon tabakası delindiği için güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmamak önemli. Ama güneşten çok fazla kaçmak da D vitamini eksikliğine neden oluyor ve metabolizmayı yavaşlatıyor. D vitamini eksikliği için mutlaka doktorunuza başvurarak kan tahlili yaptırın ve sonucuna göre takviye almayı unutmayın. Açık havada bol yürüyüş yapın.

Probiyotiklerle bağırsak floranızı zenginleştirin: Bağırsağımızda iyi bakteri sayısını arttırmanın en iyi yolu doğal probiyotikler içeren yiyecekleri (ev yapımı turşu, yoğurt, kefir, peynir) tüketmekten geçiyor. Ayrıca prebiyotik değeri yüksek muz, elma, lahanagiller, soğan, sarımsak, enginar, pırasa gibi gıdalar yemeliyiz. Antibiyotikler bağırsak florasına zarar verdiğinden gereksiz kullanmaktan kaçının.

Her gün bir fincan Türk kahvesi: Kahve içerdiği kafein, niasin, mikroelementler ve antioksidanlar nedeniyle metabolizmayı hafif de olsa hızlandırıyor. Özellikle beyne giden kan dolaşımının artmasını, kişinin daha dinç hissetmesini ve dikkatin yoğunlaşmasını sağlıyor. Bu sayede sonbaharda oluşacak olası yorgunluğu üzerinizden atmaya da yardımcı oluyor.

Mutluluk veren yiyecekler yiyin: Triptofan ihtiva eden hindi eti tüketmek hem ruh halinizi dengeler hem de serotonin hormonunu en doğal şekilde almanızı sağlar. Yulaf ezmesi, serotonin düzeyini arttırır ve stres hormonlarını düşürür; sakinlik hissi verir. Birçok çalışmaya göre depresyona neden olan başlıca sebeplerden biri folik asit eksikliği. Ispanak, kuşkonmaz, lahana, brokoli gibi yüksek folat içeren yeşil yapraklı sebzeler kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.

Su tüketimine dikkat: Vücudunuzda oluşan toksik maddeleri uzaklaştırmak için yeteri kadar su içmelisiniz. Bunun için de 2+2+2+2+2 kuralını benimseyin. Yani sabah uyanınca aç karnına 2 bardak, kahvaltıda 2 bardak, öğle yemeğinde 2 bardak, ikindide 2 bardak ve akşam yemeğinde 2 bardak su içtiğinizde metabolizmanızın ihtiyacını yerine koymuş olursunuz.

TABLET VE TELEFON IŞIKLARINI KISIN

Prof. Dr. Hakan Kaynak, nöroloji ve uyku bozuklukları uzmanı

Uyku durumuna geçmemiz için en önemli etkenlerden biri de güneş ışınları. Karanlıkla beraber melatonin hormonu salgılarız ve bu uyku haline geçmemizi kolaylaştır. Ancak bilgisayarlar, tabletler ve cep telefonlarının beyaz ışığı güneş ışığı etkisi yarattığından bu hormonu yanıltıyor. Geceleri tablet, telefon gibi aletleri kullananlar daha geç uykuya dalıyor, daha geç uyanıyor. Ertesi gün de yorgun ve uykulu hissediyor. Dolayısıyla bu aletleri akşam saatlerinde daha az kullanmak, kullanırken ışıklarını kısmak gerekiyor. Son olarak, insanların çoğu akşam 23.00-00.00'da yatıp sabah 7.00-8.00'da kalksa da herkes için uyku süresi ve saati aynı değildir. Kendi uyku düzeninizi, başkalarının düzenine uydurmaya çalışmayın.

SUÇLU DEĞİL, İYİ HİSSEDİN

Şef Refika Birgül

Bu tarifle hiç suçluluk duymadan tatlı yemenin getirdiği mutluluğu yaşayabilirsiniz. Muhallebide herkesin eli una, nişastaya gider ama yulafla, un ve nişastanın kıvamını hiçbir işlemden geçmemiş en doğal haliyle yakalayabilirsiniz.

Kakaolu, yulaflı muhallebi

Malzemeler: 3 bardaktan 1 parmak fazla süt (800 ml), 8 çorba kaşığı yulaf ezmesi, 1 tepeleme çorba kaşığı kakao, 2 çorba kaşığı bal

Yapılışı: Tencereye sütü ve yulaf ezmesini koyun. Çırpıcıyla sürekli karıştırarak ısıtın. Kıvam almaya başlayınca kakaoyu ekleyin. Kakao topaklanmasın diye iyice çırpın, arada bir tencerenin tabanını spatula ile karıştırın. Göz göz kaynayınca kapayın. Arada karıştırmaya devam edin ki üzeri kaymaklanmasın. İlk yoğun sıcağı geçince içine 2 çorba kaşığı bal ekleyip karıştırın. Ardından bardaklara paylaştırın.

BİR FİNCANDA SAĞLIK VE HUZUR

Dr. Ecz. Metin Uyar, fitoterapi uzmanı

Bitki çayları bizi virüslere ve bakterilere karşı koruyabilir. Yeşil çay virüslerin çoğalmasını, adaçayı ve tarçın içindeki sineolün sayesinde fırsatçı bakterilerin gelişmesini engelleyebiliyor. Ihlamur boğazınızı yumuşatıyor. Çiçek,  çam balı bitki çaylarının antioksidan etkisini arttırıyor. Zencefil, tarçın, karanfil, karabiber gibi baharat türlerinin özütleri de virüs ve bakteriler üzerinde etkili…

Mutlu sonbahar çayı

Malzemeler (2 kişilik): 1 tatlı kaşığı adaçayı yaprağı, 1 tatlı kaşığı kurutulmuş ıhlamur çiçeği, 1 tatlı kaşığı yeşil çay yaprağı, çiçek veya çam balı, baharat özütleri

Yapılışı: Ihlamuru demleyin. İçine 5 dakika sonra adaçayı, bir 5 dakika sonra da yeşil çay yapraklarını ekleyip demlemeye devam edin. Bal ve baharat özütleri de ekleyebilirsiniz.

YAZIN, DİNLEYİN, BOYAYIN…

Uzman psikolog Ayben Ertem

Yazı yazmak iyi hissettirebilir… Aklınızdan geçenleri, duygularınızı yazmak kendinizi takip etmek açısından da oldukça faydalı.

Müzik, stresle baş etmek ve rahatsız edici duyguları rahatlatmak için çok faydalı. Eğer çocuğunuz varsa ve bir müzik aleti çalıyorsa onunla çalmayı da deneyebilirsiniz.

Sanatla uğraşmanın iyileştirici bir etkisi var. Çizmek, boyamak, resim ya da heykel yapmak... Bunlar sizin negatif duygular içinde sıkışıp kalmanızı engeller.

Yürüyüşlere çıkın ve fotoğraf çekin... Bu sizi rahatsız edici duygulardan uzaklaştırırken doğayla yakınlaşmanıza, yeni keşifler yapmanıza, yeni şeyler öğrenmenize imkan tanır.

Örgü, dantel, tığ işi, etamin gibi bir el işine başlayabilirsiniz. El işlerinin iyileştirici, zihni rahatlatıcı etkisi var. Ortaya çıkan sonuç da motivasyonunuzu arttırabilir.

BEDENİNİZE VE RUHUNUZA İYİ GELECEK

Cihangir Yoga ortağı ve başeğitmeni Chris Chavez

Yoganın stres, endişe ve korku gibi hislerimizin üzerinde güçlü etkileri var. Ayrıca bağışıklığı da güçlendirir.

Yogayla zihnimizi bedenimizle bağlantılı hale getiriyoruz. Bu da zihnimizi, taşıdığı yüklerden bir nebze kurtarıp hafiflik ve rahatlama hissettiriyor.

Yoga yaptığınız yer, sadece otururken bile kendinizi iyi hissettiğiniz bir alan olsun. Örneğin, matınızı koyduğunuz yere bir mum ve denizden topladığınız birkaç taşı da yerleştirin.

Yoga için kendinize zaman ayırmaya çalışın. Ama bu zaman dilimi size zorunluluk gibi gelmemeli. Keyif aldığınız sürece yoga yapın. 5-10 dakika bile size kendinizi çok daha iyi hissettirecektir.

Cep Telefonu Ayça Kaya Haberler