Neşet Ertaş'ın ailesinin avukatından çok konuşulacak açıklama: Hasta yatağındayken imza alındı, film için izin yok
2012 yılında hayata gözlerini yuman Neşet Ertaş'ın hayatını konu alan "Garip Bülbül Neşet Ertaş" filmiyle ilgili tartışmalar devam ederken ailenin avukatından dikkat çeken açıklamalar geldi. Filmin çekilmesi için Ertaş'tan herhangi bir imza alınmadığının belirtildiği açıklamada senaryoda usta sanatçının hayatında olmayan olayların da anlatıldığı ve gerekli yasal sürecin devam edileceği söylendi.
Türk müziğinin önemli ozanlarından biri olan Neşet Ertaş'ın hayatını konu eden 'Garip Bülbül Neşet Ertaş' filmi hakkındaki tartışmalar sürüyor.Aile filmi istemezken; Ertaş ailesinin avukatı Uğur Çapkın, son gelişmeler hakkında önemli açıklamalar yaptı.
"NEŞET ERTAŞ KİTAP İÇİN İMZA VERİYOR, FİLM İÇİN DEĞİL"
Neşet Ertaş'ın vefatından 22 gün önce Erol Parlak'ın kitap için onay aldığı ile ilgili konuşan Çapkın, "Erol Parlak bir şekilde Neşet Ertaş'ın yanına giderek 'ben sizin eserlerinizi notaya almak istiyorum' diyor, Neşet Ertaş'ta Erol Parlak'ı notis olarak görüyor, Ertaş'ta bunun üzerine, 'Ben yaşlandım, benim eserlerimi benim gibi çalacak ve söyleyecek birileri olsun isterim, bunu yaparsan hoş olur' diyor. Toplamda 34 tane eserin notaya yazılması 5 yıl geçmesine rağmen bitmiyor ve hatta Neşet Ertaş'ta notaların bitmemesi ile ilgili aile üyelerine yakınıyor. Fakat ne hikmetse Neşet Ertaş'ın vefatının ardından hem nota bitiyor hem de kitaba hayatı da ekleniyor. Neşet Ertaş'ın evine gidilerek iki tane imza alıyor. Neşet Ertaş'ın bütün eserleri kitapları çıktı alınmış, bu eserleri 25 yıl boyunca Erol Parlak hiçbir telif ödemeden kullanıyor. Bu iznin maddi karşılığı boğazdaki yalıdan daha fazla, Nota ile alınan imza iki cilt çıkarılıyor. Bu muvafakatların içinde dahi filme izin veren bir madde yok." dedi.
"NEŞET ERTAŞ İMZA VERDİĞİNDE HASTA YATAĞINDAYDI"
Çapkın, "3 Eylül'de bu muvafakatler alınırken Neşet Ertaş sandalyesinde oturamayacak durumda. Son günlerine ait bazı fotoğraflara ulaştık. 4. Evre kanser hastası olan Ertaş, son günlerinde kendisine uygulanan tedaviden sonra zayıflamış, hastalığı kalça boyun ve göğsüne sirayet etmiş. Ayakta zor yürüyen ağrı kesici bant kullanan 74 yaşındaki kanser hastası Ertaş'tan muvafakat alınıyor. Ayın 6'sında Neşet Ertaş tedavi yapılamadığı için 'gideyim de İzmir'deki evimde vefat edeyim' olaydan 4 gün sonra kaldırıldığı hastanede vefat ediyor" şeklinde konuştu.
"FRAGMANDA BİLE NEŞET ERTAŞ'IN HAYATINDA OLMAYAN OLAYLAR VAR"
Filmin yargı sürecine değinen Avukat Çapkın, sözlerine şöyle devam etti: "Yapımcının dediğine bakılırsa Neşet Ertaş'ın hayatı anlatılıyor ama gerçek Neşet Ertaş mı anlatılıyor yoksa onların hayalindeki Neşet Ertaş mı anlatılıyor onu bilemiyoruz. Mahkeme süre vererek senaryoyu defalarca istemesine rağmen yapımcı senaryoyu maalesef ibraz etmedi. Film bittiği halde, filmin fragmanları yayınlandığı halde mahkemeye senaryonun ibraz edilememesi bir şeylerin gizlendiğini ortaya koyuyor. Biz sadece fragmanlara baktığımızda dahi Neşet Ertaş'ın hayatında olmayan yaşanmamış olayların anlatıldığını görüyoruz."
"FİLMDE NEŞET ERTAŞ'IN DÜŞTÜĞÜ BİR SAHNE VAR AMA GERÇEKTE BÖYLE BİR OLAY YOK"
Erol Parlak'ın izinsiz yazdığı kitap ile senaryoyu karşılaştırdıklarında birbirlerinden alakasız olduğunu söyleyen Çapkın, "Yapımcı Mustafa Uslu ve Erol Parlak yerel bir kanalda yaptıkları konuşmada filmin kitabın yüzde 99 aynısı olduğunu iddia etmişlerdi, hatta bunlar kayıtlarda var, fakat kitapta olmayan sahnelerin fragmanda olduğunu açıkça görüyoruz. Örneğin Neşet Ertaş'ın bağlama çalarken düştüğü gibi bir sahne yok.Neşet Ertaş'ın hayatında böyle bir şey olmamış, uydurulmuş bir sahne, Neşet Ertaş katıldığı birçok programda hastalığını anlatırken 'bir anda elim mızrabı hissetmez oldu' gibi bir şey söylüyor yoksa kalabalığın içinde sahneye yuvarlandı gibi bir şey yok. Kitapta da öyle bir şey yok. Bunun dışından Mehmet Ali Altın, Neşet Ertaş'ın çocuklarının elinden tutup Almanya'ya götürmüş gibi bir sahne görüyoruz, müvekkillerim ile görüştüğümde bana 'biz Mehmet Ali Altın'ı hiç hayatımızda görmedik ki' diyorlar. Kaldı ki zaten Neşet Ertaş'ın eserlerinde de konuşmalara baktığınızda da Almanya'ya kendisi gittikten sonra önce büyük kızı Döne'yi yanına alıp imkân buldukça daha sonra Hüseyin ve Canan'ı ayrı ayrı zamanlarda yanına aldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
SENARYO MAHKEMEYE İBRAZ EDİLDİ
Ailenin kendi imkânlarıyla ulaştığı senaryoyu mahkemeye ibraz ettiklerini belirten Çapkın, senaryoda Neşet Ertaş'ın hayatının gerçekleriyle uyuşmayan diğer sahnelerin de olduğunu vurguladı. Çapkın, "Senaryoda hem Neşet Ertaş'ın Abdal geleneği ile hem de sözleri ile uyuşmayan sahneler var bunları kabul etmek mümkün değil, arkadaşların yaptıkları olmayan şeyleri anlatma sanatıdır. Neşet Ertaş'ın 'Benim filmim yapılmasın ama belgesel yapılsın' diye söylemesini şimdilerde daha iyi anlıyoruz" dedi.
"AİLE VASİYETİ YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYOR"
Neşet Ertaş'ın ailesinin filme karşı çıkmadıklarını babalarının vasiyetinin yerine getirmeye çalıştıklarını aktaran Çapkın sözlerini şöyle sürdürdü: "Yapımcı kabul etmese de en az 14 eser başkasının adından söyleniyor. Neşet Ertaş, hayatının doğru anlatılmasını istemiş. Her kişi başka kişidir. Her ne kadar Neşet Ertaş'ın hayatı anlatılsa da filmde geçen diğer kişilerden de muvafakat alması gerekir. Fragmanda görüyoruz ki çocukları oynatılmış, müvekkillerimizden hiçbirinden izin alınmamıştır. Bu inşaları mağdur etmek vebaldir, zorbalıktır, hukuka aykırıdır."
Aile tarafından bozlak ustası Neşet Ertaş'ın filmi ile ilgili açtığı davanın duruşması 8 Aralık 2022 Perşembe günü gerçekleştirilecek.