Haberler

    Nilgün Belgün: Aşkı aslanlar gibi yaşarım. Bedeli neyse de öder, masadan kalkarım

    Güncelleme:
    Abone Ol

    Gerek ülke gerek dünya olarak zor bir dönemden geçerken pandeminin size fark ettirdiği en önemli konu ne oldu?

    Gerek ülke gerek dünya olarak zor bir dönemden geçerken pandeminin size fark ettirdiği en önemli konu ne oldu? ve nelerin kıymetini daha iyi anladınız?

    Pandemi dönemi kendi kendimle baş başa kalıp düşünme dönemiydi benim için. Ben zaten çok fazla sosyal bir insan değildim. Fark ettim ki ben zaten karantinada yaşıyormuşum. Çok az kişiyle görüşüp işimi yapan ve boş zamanlarımda evimde yaşayan biriydim zaten. Ama yoğun oyunum olduğu için evimde az vakit geçiriyordum. Pandemi döneminde daha fazla evimde televizyon izleyerek, haber dinleyerek, temizlik yaparak ve dinlenerek zaman geçirdim. ve fark ettim ki bir arkadaşımla deniz kenarında yürümek, bir yerde kahve içmek, sohbet etmek bile ne büyük lüksümüz ve mutluluğumuzmuş. Meğer o küçük mutluluklar çok büyükmüş. Asıl zenginlik hayatta kalabilmekmiş.

    Kadıköy Belediyesi'nin Parkta Sanat projesine tepkiler artıyor. Ali Poyrazoğlu, Behzat Uygur, Bahtiyar Engin geri çektiler oyunlarını. Belediye neden böyle bir şey yapmış olabilir? İki cümleyle anlatılmaz ama neler söylemek istersiniz bu konuda, özetlemeniz gerekirse?

    Kadıköy Belediyesi'nin festivali maalesef çok yanlışları olan ve oyuncuları ayrıştıran bir festival yönetimi bizi ikiye ayırdı. Şurda kaç tane tiyatroyuz zaten. ve bizi pandemi yardımında bile ayırmak, birbirimize kırdırmak hiç hoş olmadı. ve çıkan bu krizi de iyi yönetemediler. Sorduğumuz soruların cevabını veremediler, saygısız davrandılar yıllarını sanata vermiş aktörlere ve aktristlere. Belediye, bu pandemi için yapılan festivali çok yanlış yönetti. Bunun nedenlerini açıkça anlatamadılar.

    Hayatınızdan kesitler anlattığınız, şarkılar söylediğiniz, 'Aşk ve Komedi' yedi yıldır sahnelerde. Hangi düşünceler gezinmekte sahne ve müzikal heyecanınızın buluştuğu noktada, ilk yılından bugünlere gelene kadar?

    Yedinci yılında olduğum 'Aşk ve Komedi' adlı oyunumda kendi hayatımdan yola çıkarak bir kadın hikayesi anlatıyorum. Kendi ustalarımla yaşadığım anılarla güldürüyorum. 1950 yıllarından bu yıllara kadar yaşadığım Türkiye'yi anlatıyorum. O yıllardan bugünlere kadar tiyatroyu, komediyi, kabareleri anlatıyorum. Dans ediyorum, nostaljik şarkılar söylüyorum. Finalde de biraz hüzünlendiriyorum. Yani hayatın içinde hem seviniyoruz hem üzülüyoruz. Hem de ne olursa olsun bir kadın olarak ayakta kalmayı anlatmaya, umut vermeye çalışıyorum. Her kadın oyunda bir an buluyor kendine dokunan. İlk oyunumdan bu yana en az dört, en fazla on iki kere gelip oyunumu izleyeni gördüm.

    İnsan içindeyken anlamaz ya bazen. Dışardan bakınca görürüz bazı şeyleri. Bu gösteriniz sayesinde daha da bariz farkına vardığınız neler oldu yaşamınıza ve hayata dair?

    Oyuna başladığım ilk günden bugüne gördüm ki çok renkli ve insanlara dokunan bir hayatım varmış. Her sahne alışımda; çocukluğumun geçtiği Büyükada'dan, orda yaşadığım mozaikten, gençlik yıllarımdan, konservatuvar hocalarımdan, ustalarımdan çok değerli şeyler öğrenmişim. Bunları seyirciye aktarırken hem ben hem seyirci ikimiz de çok eğleniyoruz.

    Siz bizi ekranda da, sahnede de güldürdünüz daha çok. Peki sizi bir dramda görebilecek miyiz yakın zamanda sahnede veya ekranda?

    Ben bir komedyenim. Yani hem komedi hem dram oynarım. Daha önceleri oynadığım 'Matruşka' adlı oyunum dramatik bir oyundu. Televizyonda oynadığım 'Yabancı Damat'taki 'Katina Hala' karakteri dramatik bir roldü. Onun için ben hem komedi hem dram oyuncusu olarak çok şanslıyım. Her rolü itinayla oynadım, oynarım, yeter ki kalbime dokunan beni heyecanlandıran bir karakter olsun.

    Doğallığınız, samimiyetiniz, dobralığınız, sahiciliğiniz insanları motive ediyor. Peki sizi neler motive eder?

    Beni her zaman sahici, samimi, gerçek olan insanlar, sade ve derinliği olan bir hayat motive eder.

    KADIN, GÜZELLİĞİNDEN ÇOK, AKLIYLA VE TARZIYLA İMZASINI ATAR!

    'Zarafet göze batmak değil, akılda kalmaktır' diyor Giorgio Armani. Ne dersiniz?

    Tabii ki Armani'ye katılıyorum. Bir kadın güzellikten öte tavrı, tarzı, zarafeti, aklı, zekasıyla akılda kalır ve kendi imzasını atar hayatına.

    Göz önünde olmak, hayatınızı ve karakterinizi nasıl şekillendirdi?

    Göz önünde olmak karakterimde hiçbir değişiklik yapmadı. Hayatıma kattığı, insanların takdiri ve sevgisidir. Ki bu da beni mutlu ediyor, kendimi şanslı görmeme neden oluyor.

    HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI 17 YAŞIMDIR!

    Hayatınızın dönüm noktası nedir, baktığınızda?

    Hayatımın dönüm noktası tiyatro oyuncusu olmaya karar verdiğim lise yıllarımdır. Yani 17 yaşımdır.

    Sizce toplum olarak ne kadar adiliz?

    İNSANLAR, KENDİ HAYATINI BAŞKALARI İÇİN DİZAYN EDİYORLAR!

    İnsanlar neden hep başkaları için yaşar? 'Aman evladım, etraf ne der?' konusu neden bu kadar önemli bir rol oynar her bireyin hayatında? Toplum baskısıyla herkes başkaları için yaşıyor hayatını. Ben bunu kendi hayatımda hiç yaşamadım. Ben, "Senin mutlu olman önemli!" diye yetiştirildim. Yani ben başkaları için değil kendim için yaşadım hayatımı. Çünkü bu hayat benim. Onun için kendimden ve hayatımdan memnun bir halim var. Mutsuzluk, kendi hayatını başkaları için yaşamaktan dizayn etmekten kaynaklanıyor. Bu bir seçim.

    Dijital platformların işin içerisine girmesi sinema endüstrisinde ne gibi bir değişime yol açacak? Nasıl görüyorsunuz, nereye doğru evrilecek bu işler?

    Yaşam, dijital ortama doğru evrildi ve evriliyor. Teknoloji hayatımızın tam ortasında. Hayat değişiyor daha da hızla değişecek. Değişimi yakalayanlar başarılı olacak, kabul etmeyenler geride kalacak. Çok hızlı akıyor yaşam.

    Oyunculuğun, işinizin size öğrettiği en önemli şey nedir?

    Disiplinli olmanın en önemli vasıf olduğunu…

    ÇOK SERT VE KURALCIYIM!

    Hakkınızda ne söyleseniz şaşırırız?

    Cilveli ve sıcak bir kadın görünüyorum. Asla öyle değilim çok sert, kuralcı ciddi bir yanım ve karakterim vardır aslında. Bu itiraf sizi şaşırtabilir.

    Hiç kendinizi kaybedip kontrolden çıktığınız olmaz mı?

    Hiç kendimi kaybedip kontrolden çıkmadım, çıkmam da... Yaşamınızın dikiz aynasına baktığınızda gördükleriniz?

    Kendime dikiz aynasından baktığımda çok güçlü bir kadın görüyorum. Özgürüm. Her şeyin farkındayım. Ne istediğimi biliyorum. Kendimle barışık ve mutluyum. Sağlıklıyım ve bedenimden memnunum.

    'Bugün mutluluktan müebbet yesek yarın af çıkar' demiş bir karakter. Nedir mutluluğun sırrı?

    Mutluluğun sırrı, kendin olmaktır. Küçük mutluluklarla yaşayın, hayatınızın kolaylaştığını göreceksiniz.

    BEDELİ NEYSE ÖDER, MASADAN KALKARIM!

    Aşk…

    Aşk anlatılmaz, yaşanır. Aşk aşktır, yaşın önemi yoktur. Aşık olduğumda, aslanlar gibi yaşarım. Bedeli neyse de öder, masadan kalkarım.

    AYRILIK, İKİ KİŞİLİK YALNIZLIKTAN ÇOK DAHA İYİDİR!

    Ayrılık ve sonrası neden kabul edilemiyor birçok insan tarafından?

    Gerçekleri gördüğünüz zaman ayrılık canınızı çok acıtmaz. Çünkü ya zamanı dolmuş süresi bitmiştir aşkın ve ilişkinin. ya da ayrılık bazen iki kişilik yalnızlıktan çok daha iyidir. ya da ayrılmak birbirine zarar vermekten daha faydalıdır. Aşk acısı bana koymaz. Yaşadığım acıyı kendi kendime yaşayıp, onunla bir miktar mutlu oluyorumdur. Ama aşk acısından önemli acılar var hayatta. Çocuğa, kadına, hayvana, farklı cinsel yönelimden olanlara şiddet haberleri çok üzüyor son günlerde yine. En çok ne canınızı acıtıyor?

    Benim canımı en çok kadınlara şiddet, hayvanlara şiddet, taciz ve erkeklerin kadınlara verdikleri zararlar, hayatlarına kastetmeleri acıtıyor. Bunun altında eğitimsizlik, cinsel konularda cahillik, kişilik bozukluğu, ebeveynlerin çocuklarını yanlış yetiştirmeleri ve sapkınlık yatıyor.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    Kadıköy Belediyesi Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title