Özge'den 36 Yıllık İntikamımı Aldım
Özge-Özgür Özberk Kardeşler birlikte çalıştıkları 'N'apcaz Şimdi?'yi anlattı.
Özge- Özgür Özberk kardeşlerin yapım şirketleri Özgür Yapımlar'dan çıkan ilk filmleri 'N'apcaz Şimdi?' geçen hafta vizyona girdi.
Yönetmenliğini Özgür Özberk'in yaptığı filmin başrollerini Ufuk Özkan, Özge Özberk ve Ebru Kocaağa paylaşıyor. Zeynep Beşerler, Yosi Mizrahi ve Didem Uzel gibi isimler de kadroda yer alıyor.
Özberk Kardeşler ilk filmlerini ve ilişkilerini Yeni Aktüel dergisinden Sebla Koçan'a anlattı.
Özge Hanım, filmde canlandırdığınız 'Nalan' karakterinden bahseder misiniz?
Özge Özberk: Oynadıktan sonra dönüp "Ya bu çok iğrenç bir kadın olmadı mı şimdi?" diyorum, Özgür de "Hah tamam, tam da olması gerektiği gibi!" diyor!
Özgür Özberk: Özge'den 36 senelik hıncımı alıyorum galiba bu filmde!
UFUK TÜRKİYE'NİN SELLERS'I
Nasıl iğrençlikleri var bu kadının?
Özge Ö.: Filmin içinde bir rüya sahnesi var. "Sabri'ye mama almayı unutma" diyor köpeği için ve adamın suratına çekirdek tükürüyor. Kocası sandalyeden düştüğünde "Ne olacak canım sandalye kaymıştır" diyor. Herkes adamı kaldırmaya çalışıyor, 'Nalan'ın umrunda olmuyor.
'Nalan' biraz da aileden zengin olduğu için bu kadar acımasız galiba...
Özge Ö.: Ailesi zengin olmasına rağmen bir sonradan görmelik, bir adapte olamama, bir sindirememe var kadında. Aslında aşk evliliği yapmışlar, sonradan böyle oluyor. Kadının karakterinde hep bir memnuniyetsizlik var.
Filmin başrolündeki Ufuk Özkan; oyunculuğu ve mimikleri ile sanki Peter Sellers ekolünden geliyor; bizden de Şener Şen ve Kemal Sunal'ın bayrağını taşıyor gibi, değil mi?
Özgür Ö.: Bu filmi yazarken düşük bütçeli olsun, evde geçsin dedim ve Peter Sellers'ın 'Parti' filmini 40 kere seyrettim. Muhteşem bir film. Ufuk, Türkiye'nin Peter Sellers'ı olabilir...
Ufuk'u bir aktör olarak değerlendirince, gerçekten ondan daha iyisini görmedim.
Özge Ö.: Ufuk'un birçok sahnesinde doğaçlama vardı. "Sahnenin ederi 1 olsa bile süper olur" dediğimiz her yerde Ufuk'un performansı 5'ti.
KORKMUŞTUM
Türk komedi filmleri içinde çok kötü örnekler var, "Ya benim filmim de bunların arasına girerse" diye korkmadınız mı?
Özgür Ö.: Korktum tabii. Korkmasam bu benim 13'üncü filmim olurdu! Ben bu filmde herkese hitap etmeye çalıştım. En üst tabakaya hitap ederseniz kendinizi tatmin edersiniz, sanat filmi olur. Nuri Bilge Ceylan'ın gişe yapan herhangi bir filmi var mı? Yok. Bu yüzden toplum nabzını tutmak ve yapılmayanı yapmak istedik. Benim amacım skeçlerden oluşan bir komedi filmi yapmak değildi, sinema filmi gibi film yapmaktı. Tahmin edilemeyen bir sonu olsun istedim. Türkiye'de durum komedisini beceremiyoruz. Kelime komedisi yapıyoruz, küfre gülüyoruz. Benim ilk senaristlik denemem ama bunu zamana yayıp zekice işler yapılabileceğime inanıyorum.
Özge Hanım, 'Pis Yedili' dizisinden ayrıldınız değil mi?
Özge Ö.: Evet, geçen hafta 'Pis Yedili' ile sözleşmem bitti. Aralık ayında bir romantik komedi çekeceğim. Tiyatro da olacak; 'İkiz Kardeşim David' diye polisiye-komedi tarzında bir oyun var, Tiyatro Kare ile birlikte sahneleyeceğim. Biraz daha kendimi ifade edebileceğim şeyler yapmak istiyorum.Ben artık sömürülmek istemiyorum.
Oğlunuz Leo da büyüdü, 2.5 yaşına geldi...
Özge Ö.: Aynen öyle. Benim için yazmak başka bir şey, senaryo yazmak... Kendimi tükettiğimi fark ettim. Altı sene boyunca aralıksız çalıştım çünkü.
Leo'dan dolayı son iki senedir rahat işleri tercih ettim ama artık senaryo yazmaya yeteneğim varsa bunu keşfetmek istiyorum.
Özgür Bey siz de oyunculuktan yönetmenliğe geçiş yaptınız...
Özgür Ö.: Bir oyuncu binlerce senaryo okuyor ve bir süre sonra "Ben de bir şeyler yapmak istiyorum ya" diyor. Kişisel bir mastürbasyon belki de, her oyuncunun içinde bir yönetmen yatar.
Özge Hanım, oyunculuğunuz tamam ama kendinizi yazarlıkta nasıl buluyorsunuz? Daha önce yazma girişimleriniz oldu mu?
Özge Ö.: Aslında ben 10-15 sene boyunca günlük tuttum... Muhteşem bir şeydir. Bu işlere başlayacak olan insanlara kesinlikle günlük tutmalarını tavsiye ederim. Eskiden yazdığınız şeylere bakıp düzeltmeler yapmanız bile çok önemli aşamalardır...
#Sayfa#
BEN GİTTİM ÖZGE'Yİ ÇAĞIRDILAR
Film çekimleri sırasında Boğaz Köprüsü'nden giderken araçtan atlamayı düşündüğüm çok zamanlar oldu.
Filmde Özge'yle alakalı tek zorluk gece çalışması oldu.
'Çemberimde Gül Oya' dizisi için görüşmeye ben gitmiştim ama Özge'ye "Tamam" demişlerdi!
ÇAĞAN YÜZÜNDEN ANNELİĞİ ERTELEDİM
Özge Hanım, anne olduktan sonra kariyerinizde ve kendinizde ne gibi değişiklikler oldu?
Özge Ö.: Oyunculuk açısından bir değişiklik olmadı hayatımda. Sadece teknik olarak çalışma şartlarımı değiştirdim. Hayatımda ise tabii ki çok değişiklikler oldu... Leo'ya hissettiğim her şeyi diğer küçüklere de hissetmeye başladım. Sorumluluk projelerine girmek için can atıyorum mesela.
Peki, bebek sahibi olmayı planlamış mıydınız?
Özge Ö.: Evet, bunu ilk düşündüğümde Çağan Irmak'ın imzasını attığı 'Yol Arkadaşım' dizisi vardı. Çağan'ın güzel ısrarından dolayı, o sene bebek sahibi olmak istememe rağmen, bu kararımı ertelemek zorunda kalmıştım. Leo'nun bana ne kattığına gelince... Şöyle örnekleyeyim. Normalde uçağa binen çocuksuz insanların, arka koltuğa denk gelen bir bebeğe karşı tutumlarını bilirsiniz. "Bebek var, kaç" derler, yer değiştirmek isterler. Bense 'Ağlayan bebeğin sorunu ne olabilir" demeye başladım.
İSTEDİĞİ İŞİ YAPSIN
Leo filmin setine geldi mi?
Özge Ö.: Tabii ki. Polonezköy'ün ilerisinde Karakiraz köyü diye bir yerde çektik filmi. Deli gibi koşturdu bahçede...
Oğlunuz oyuncu olsun ister misiniz?
Özge Ö.: Ne istiyorsa onu yapsın. Ailemiz derdi ki, "Sevmediğiniz bir işi yaparsanız başarısızlık, sevdiğiniz işi yaparsanız başarı kendiliğinden gelir." Biz bununla büyüdük. İnşallah Leo da hep sevdiği işi yapar. Ama sanat maalesef kaldırım kenarında bile yapılamıyor artık. Oğlum umarım merdiven altı sanat yapmak zorunda kalmaz. Tek dileğim bu.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr