Param Yok Ama Yazmanın Verdiği Başka Güç Var!
'Jurnal'de sekizinci kitabı 'Barbaros! Sevgilim.
Şirin Sever'in sunduğu, a Haber'de yayınlanan 'Jurnal' adlı programın önceki günkü konuğu; sekizinci kitabı 'Barbaros! Sevgilim...'le Halil Bezmen'di. Bezmen; Kanuni Sultan Süleyman döneminin Kaptan-ı Derya'sı Barbaros Hayrettin Paşa'nın aşkını konu ettiği kitabının perde arkasını anlattı:
YAŞADIĞI AŞKTAN ETKİLENDİM!
Beni kitap yazmaya sevk eden tesadüfler oldu. 1974 senesinde Ege'de yelken açtığımda bir sürü problem yaşayınca; İos Adası'na demir attım. Barbaros Hayrettin karşıma orada çıktı. Balık yemek istedim ama adada balık yoktu çünkü kimse balık tutmayı bilmiyor. Barbaros, zamanında bu adayı çok beğenmiş. Gemilerini oraya demirliyormuş ama halk gemilerini yakıyormuş. Bir gün sinirlenmiş, adadakilerin hepsini kılıçtan geçirmiş, sonra da adaya Arnavutlar'ı getirmiş. Onlar da balık tutmayı düşünmemişler. Arnavut inadı derler ya, adam 500 sene orada oturup olta sallandırmamış. İşte Barbaros Hayrettin Paşa o zaman ilgimi çekmişti.
Barbaros Hayrettin'in kahramanlıkları değildi beni ilgilendiren... Araştırınca, aşkını yazmaya daha değer buldum. Barbaros bir gün Spagnola diye bir İtalyan kasabasını basıyor. 60 yaşındayken, 20 yaşında bir İtalyan kızına aşık oluyor. Zeki ve güzel bir kadın olan Kontes Gonzaga'yı kaçırmaya kalkıyor. Sonra bir daha sefere çıkmıyor ve son üç senesini aşk içinde yaşıyor.
HER ŞEY ZEKANIZA BAĞLI
Allah acı çekmeme imkan verdi, o yüzden yüksek risk alabiliyorum. Bir yandan da geçmişte çok acı çektiğim için artık derim kösele gibi oldu. Ben servetimi, itibarımı yanlış idare ettim. Fakat bakıyorum sonunda ne oldu; bir şeyi kaybedince, başka bir şey kazanıyorsunuz. O sizin zekanıza bağlı; düşünce kalkıyorsunuz, kalkınca daha karlı çıkabilirsiniz. Ben de servetimi kaybettim, parayı yani paranın gücünü kaybettim. Şimdi param pek yok ama buna karşılık yazar oldum, bunun verdiği başka bir güç var. Gücümün miktarında azalma var ama kalitesinde değişim var. Bu güç benim için daha keyifli.
BU KİTABIMI CİDDİ İŞLERİ CİDDİYE ALMAYANLARA İTHAF ETTİM
Kendim de denizci olduğum için şunu açıklıkla söyleyebilirim ki; iki tür yelkenci vardır. Bir tanesi riske girmeyi çok sever, diğeri ise mutlaka güven arar. Bense risk alıp kazandığımda alacağım zevkle, kaybettiğim zaman çekeceğim acı arasındaki dengeye bakıyorum.
Ben yazma işini gerçekten çok ciddiye alıyorum. Sabaha karşı saat 05.30'da kalkıyorum ve günde neredeyse sekiz saat yazıyorum. Bu son kitabım 'Barbaros! Sevgilim...'i de ciddi işleri ciddiye almayan insanlara ithaf etmek istiyorum.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr