Parti Fareleri Kar Kış Dinlemiyor
Davet edilmedikleri halde neredeyse tüm parti ve galalarda boy gösteren 'parti fareleri'ni, organizasyonları düzenleyen halkla ilişkilerciler anlattı.
Beş yıldızlı otellerde, şık mekanlarda verilen davetler... Özenle seçilmiş mönüler, içkiler, etkinlikle ilgili hediyeler... Belki yeni bir ürünün tanıtımı ya da vizyona girecek bir filmin gösterimi için düzenlenen bu davetlere genellikle etkinlikle ilgili kişiler, düzenleyen şirketin elemanları ve basın mensupları katılır.
SAHTE KARTVİZİTLE KATILIRLAR
Ancak öyle bir davetli (ya da davetsiz dense daha doğru) grubu var ki, evlere şenlik! Bu topluluğun üyeleri, kar-fırtına demeden büyük bir vefa ile her davete uğramaya çalışırlar. Aslında mevzu ile alakaları yoktur; ne davetlidirler, ne çalışan, ne de basın mensubu... Onlar adeta şehir efsanesi gibiler, yıllar geçtikçe sayıları arttı. Hatta aralarında birbirleriyle tanışıp sevgili olanlar bile oldu. 'Parti fareleri' denilebilecek bu grup sahte kartvizitleriyle ortama teşrif ederler. Açık büfenin önünden ayrılmayıp bol bol içki tüketirler. Ayrılırken de hazırlanan hediyelerden üçer beşer alırlar. Onları en yakından tanıyanlar yani davetleri düzenleyen halkla ilişkiler şirketi yöneticileri, parti farelerini Yeni Aktüel dergisinden Neslihan Perker'e anlattı...
BİR PARTİ FARESİNİ NASIL TANIRSINIZ?
Bilmediğiniz bir yayın organına ait kartvizit taşırlar.
Genellikle kendilerini hiç duymadığınız bir internet sayfasının editörü olarak tanıtırlar.
Etkinlikle ilgili gereğinden fazla hediyelik malzeme alırlar.
AÇIK BÜFEDE GÖRÜLÜRLER
Bir köşede sessiz sessiz dururlar, genellikle açık büfede görünürler.
Aynı gruptan olan diğer arkadaşlarıyla vakit geçirirler.
İsimleri listede yoksa çok agresif tavırlar sergilerler.
Kapıdan giremedikleri takdirde, alakasız bir yerden içeri sızdıklarına tanık olabilirsiniz.
Etkinlik müzikli olsa da dans etmeyip ortada put gibi dururlar.
NELER YAŞANIYOR?
SENEM ÇAPA (Senem Çapa Halkla İlişkiler)
BECEREN DEVAM ETSİN
Bir anne-kız var, zannediyorum ben onları iş hayatına atıldığımdan beri tanıyorum. Ben onlarla büyüdüm. Senelerdir bu tipler var; giyinip, süslenip gelirler, kapıdaki hostesler de nazikçe içeri alır... Ama artık davet kapıları çok daha bilinçli yönetiliyor. Kapıdakiler "Listede isminiz yok" diyebiliyorlar, eskiden çekinirlerdi. Valla iyi iş... En güzel davetlere git, en iyi yemekleri ye, keyifli ve şık geceler yaşa... Becerebilene devam derim.
ESRA DALGIÇ (Bizce İletişim)
AGRESİF OLUYORLAR
Kokteyl fareleri; kar, kış, trafik gibi hiçbir durumdan etkilenmiyor. Onları çok büyük bir defilede de, küçük bir davette de görebilirsiniz. Genelde kendilerini öğretim üyesi veya adı sanı duyulmamış bir yayın organı mensubu olarak tanıtıyorlar. Genelde tanıdığımız için girişlerini engellemeye çalışıyoruz fakat agresif tutumları sebebiyle küçük çaplı bir rezilliğe de her zaman hazırız.
EMİN DİVRİKOĞLU (Effect Halkla İlişkiler)
TAKSİM'İ SEVİYORLAR
İstanbul'un en seçkin restoranlarından birinde, üst düzey ekonomi basını için düzenlenen bir yemeğimiz vardı. Çok iyi giyimli, kır saçlı bir bey geldi ve "Ben Mehmet Yılmaz" dedi. Sonra yanındaki iyi giyimli beyi gösterip "Arkadaşım Ertuğrul" dedi. İnanmayacaksınız ama adam kendini gerçekten Mehmet Yılmaz'a benzetmişti ama Ertuğrul Özkök hiç başarılı bir deneme değildi! Fareler en çok Taksim, Beşiktaş gibi kolay ulaşılabilir yerlerdeki mekanları seviyorlar.
AYŞEGÜL SÖNMEZ (CPR Halkla İlişkiler)
DÜĞÜNE DE GİRERLER
E-posta yoluyla yapılan davetler kişiye özel de gönderilse bir şekilde yayılıyor. Ayrıca yine internet sayesinde organizasyonlardan haberdar olunabiliyor. İsterlerse düğünlere bile girebileceklerini düşünüyoruz. Basın toplantılarına gelenler ya uydurma bir ajans ya da yayının 'basın mensubu' kartıyla ya da serbest gazeteci hüviyetiyle kayıt yaptırıyorlar.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr