Haberler

"Popüler Şarkıları Hiç Duymadım!"

Güncelleme:
Abone Ol

Şarkıcı Soner Olgun, "Sahnede, benden istenen her şarkıyı söylemiyorum; filtre sorunum var" dedi.

Sekiz yıl aradan sonra 'Sevda Diye Bir Kuş' adlı yeni albümünü çıkaran Soner Olgun ; Şirin Sever ve Bülent Ülgen'in sunduğu 'Pazar Eki' programına katıldı. Müzikte 20'nci yılını dolduran Olgun, "Antrenman dönemi bitti, artık yarışa hazırım" dedi. 15 yıldır Ortaköy Partika Bar'da sahneye çıkan ve birçok rock üstadının gece kulüplerinden çıktığını söyleyen Olgun; "Sahne şarkıcının er meydanıdır. Orada yaptığınız işin anında reaksiyonunu alırsınız. Hiç şaka kaldırmayan yerlerdir gece kulüpleri... Dünyanın en önemli müzik adamları gece kulüplerinde yetişir ve ünlü olurlar. Woody Allen da böyledir..." diye konuştu. İşte, Olgun'un programda anlattıkları...

ARTIK YARIŞA HAZIRIM!

'Sevda Diye Bir Kuş' isimli yeni albümünüzü biraz anlatır mısınız?

Bu albümü, sekiz yıl aradan sonra çıkardım. Zeynep Talu olmasaydı, bunu yapamazdım. Şu sıralar, albüm yapmanın çok da anlamı olmayan bir süreçteyiz. Ben de kendi içime dönük bir şey yapmaya çalıştım.

Yaptığınız müziğe etnik senfonik rock müzik diyorsunuz. 'Sevda Diye Bir Kuş' isimli bu albümü etnik rock tarzından ayıran özellik ne?

Başka arkadaşlara da, kendime de haksızlık etmeyeyim ama ben, beşinci albümümü bir anlamda ilk albümüm olarak kabul ediyorum. İlk dört albüm, birer antrenmandı. Yeterince antrenman yaptım. Artık antrenman bitti, müziğe başlıyorum. Piyasayla yarışa hazırım. Artık kısmen şarkı söylemeyi ve yorum yapmayı öğrendiğimi düşünüyorum.

SAKIN PAVYON SANMAYIN

15 yıldır Ortaköy Patika Bar'da sahneye çıkıyorsunuz. Neredeyse tuvalete bile gitmeden sahnede kalıyorsunuz. Bu nasıl bir şey?

Ben, hep sahnede ciddi bir iş yaptığımı düşünüyorum. Çok sıvı tüketmeme rağmen sahne sırasında tuvalete gitmiyorum. Bu konsantrasyonla da ilgili, ayin gibi bir şey...

Sizin sahnedeki repertuvarınız da çok geniş...

Bence repertuvar çok önemli... Her türlü şarkıyı kendimce söylemeye çalışıyorum. Şiiri, müzikle anlatıyorum. Beni 'ozan' diye tanıtmışsınız, teşekkür ederim. Ben, hayatı şiirle süslemek gerektiğini düşünüyorum. Yunus Emre, Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan, örnek aldığım üçlümdür.

"Sahneyi bir laboratuvar olarak görüyorum" demişsiniz. Neden?

Tiyatrocuların çok sevdiğim bir lafı vardır: "Oyuncunun er mekanı; sahnedir" derler. Bizim de er meydanımız sahne tabii ki... Orada yaptığımız her işin anında reaksiyonunu alıyoruz. Hiç şaka kaldırmayan, hiç affetmeyen yerlerdir; gece kulüpleri... Gece kulübü deyince; Allah aşkına pavyon anlamayın! Birçok arkadaşım, bu konuda yeterince bilgi sahibi olmadan konuşuyor. Dünyanın en önemli müzik adamları, gece kulüplerinde yetişir ve ünlü olurlar. Woody Allen, her perşembe orkestrası ile gece kulübünde çalar. Bütün rock ve caz üstatları, New York ve Londra gece kulüplerinde yetişip ünlü olmuştur.

POPÜLERLİK DERDİM YOK!

Mekanınızda peçeteye yazılıp da sizden istenen her türlü şarkıyı söylüyor musunuz?

Her şarkıyı söylemiyorum tabii ki... Filtre sorunum var. Mesela; ben çok popüler olduğu iddia edilen birçok şarkıyı hiç duymadım.

Peki popüler olma gibi bir derdiniz var mı?

Hayır. Popüler olmak gibi bir derdim yok! Bu, bir şehir efsanesi... Benim müzikte bir filtrem var. Dinleyicim de lütfedip, filtreme güveniyor.

#Sayfa#

DİNLEYİCİM BENİ NAMERDE MUHTAÇ ETMEDİ

Gece kulübünde size uyamayan şarkılar istendiğinde nasıl davranıyorsunuz?

O tarz şarkı isteyenleri asla terslemiyor ve "Ben bu şarkıyı bilmiyorum. Lütfen sözünü yazıp bana verir misiniz?" diyorum. Sevdiğim şeyin melodi değil, söz olduğu biliyorum. ve onu, şiir olarak okuyorum.

BU ÇAĞIN OZANIYIM!

Siz magazinel hayatın içinde olmayan birisiniz. Bunu nasıl koruyorsunuz?

Göz önünde yaşayan insanlara nasıl bakıyorsunuz? Ben herhangi bir gruba, lobiye ya da sanatçıya yakın olmadan yaşamayı tercih ettim. 20 yıldır bu işi yapıyorum. Dinleyicim de beni hiç yalnız bırakmadı. Onlara minnettarım çünkü beni hiç namerde muhtaç etmediler. Ama bu dinleyiciyi bir şekilde bulamayan herhangi bir arkadaşımızın, kendini vitrine çıkarabilmek için böyle şeyler yapmasını kötü mü karşılıyorum? Tabii ki, hayır. Bunlar popüler numaralardır; herkes yapabilir. Çağın ne çağı olduğunun farkındayım. Bu çağ; endüstriyel pazarlama yöntemidir. Ne istiyorlarsa, yapsınlar. Ama ben bu çağın ozanıyım.

Vize isteyen ülkelere gitmediğinizi duyduk...

Evet, hiç gitmedim. Neymiş malımı, mülkümü, soracaklarmış da beni kabul edeceklermiş de... Yok öyle bir şey. Kimse beni bir yere gitmem için sorgulayamaz. Ben de kalkıyorum; memleketime, Fethiye'ye gidiyorum.

GERARD BUTLER BENDEN YAKIŞIKLI

Sizi Gerard Butler'ın canlandırdığı 'Leonidas'a benzettiler. Siz bu konuda ne diyorsunuz?

Ben Türkiye'de en koyu dinleyiciye sahibim. Hiçbir şeyde iddialı olmam, ama dinleyicim harikadır. Cengiz Semercioğlu bir yazı yazmış. Beni Gerard Butler'ın canlandırdığı 'Leonidas'a benzetmiş... Meğerse '300 Spartalı' adlı film vizyona girmiş. O da "Gerard Butler, Soner Olgun'a benzemiş ama hormonlusu" diye yazmış. Ondan sonra adımız 'Leonidas' oldu. Filmde benzeyen taraflarımız var tabii ki.... Mesela; ifadelerimiz benziyor. Ama adam benden çok daha yakışıklı... Sonra arkadaşlarım da bana 'Leonidas', '300 Ispartalı'lar, 'Leodina'sın torunu' demeye başladı.

Hukuk eğitimini yarım bırakıp gazetecilik yapmışsınız. O, nasıl oldu?

Milliyet gazetesinde eklerin yönetmenliğini üstlendim. Müzisyenlikten sonra yaptığım en uzun iş; gazeteciliktir. Hukuk fakültesini yarım bırakma nedenim ise; diplomamı alsam da askere gitmek zorunda oluşumdu. Diplomayı alsaydım, hayat çizgim böyle olmazdı herhalde...

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr / Magazin

Gerard Butler Zeynep Talu Woody Allen Soner Olgun Magazin Magazin Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title