Yasemin Key Allen: Sarı Saçlar Özgüvenimi Yerine Getirdi
Suna Yıldızoğlu'nun kızı Yasemin Key Allen, dizi oyunculuğundan sonra sinemaya da el attı.
Suna Yıldızoğlu'nun kızı Yasemin Key Allen; dizi oyunculuğundan sonra sinemaya da el attı. Özcan Deniz'in 'Su ve Ateş' isimli filminde rol alan Allen, hakkında merak edilenleri anlattı.
Suna Yıldızoğlu gibi bir sanatçının kızı olmak nasıl bir his?
Annemle çok iyi anlaşıyoruz. Annem, ablam gibidir. Çok anlayışlı bir insandır ve hiçbir zaman sanatçı kimliğiyle anne olmayı karıştırmamıştır.
Oyunculuk anlamında size tavsiyeler veriyor mu? Tabii ki konuşuyoruz ama hiçbir zaman oyuncu koçu gibi bir fikir alışverişimiz olmuyor. Onu, oyunculuk konusunda danıştığım bir numaralı insan haline getirmek istemedim, sonuçta o benim annem.
KENDİMİ BİR YERE AİT HİSSETMİYORUM
Çocukluğunuz Türkiye, İngiltere ve Avustralya arasında geçmiş. Biraz o günlerden bahsedebilir misiniz?
Türkiye'deki arkadaşlarım hiçbir zaman bana kendimi yabancı gibi hissettirmedi. Avustralya'ya gittiğimde biraz dışarıdan gelen insan muamelesi gördüm. Uyum sağlamam uzun sürdü, sonuçta bambaşka bir kültür ama akışına bıraktığın zaman her ülkede olduğu gibi doğru insanları çekiyorsunuz kendinize. Orası Türkiye'ye nazaran çok daha rahat ve salaş bir yer. Gençler sokaklarda... İngiltere'de ise çok yaşamadım, çocukken git-gel yapıyorduk. Orası benim için çok özel bir yer. Sanırım uzun süre yaşamadığım için tadı damağımda kaldı.
Kendinizi nereye ait hissediyorsunuz?
Bir yere ait hissetmiyorum ama bunu negatif bir şey olarak söylemiyorum. Hiçbir yere zorunlu bağlılığım yok. Aidiyet duygumu tamamen aileme bağlıyorum. Kendimi onların dışında bir ülke ya da bir kültüre ait hissetmem imkansız.
Oyuncu olmak aklınızda her zaman olan bir şey miydi?
Anlık bir karar değildi aslında. Annem oyuncu olduğu için her zaman sinemaya yakın bir yanım vardı. Fakat kamera önü mü, arkası mı emin olamadım bir süre. Sonra hayat beni bu yöne itti. Ben de onu sahiplenmeye karar verdim. Karşıma çıkan fırsatları değerlendirdim.
Yine de o fırsatlara sarılmak sizin tercihiniz olmuş.
İnsanlar her zaman "Ne olmak istiyorsun?" diye soruyordu. Ne olacağımı seçemiyordum ya da ne istediğimi ve nasıl bir insan olmak istediğimi bilemiyordum. Oyunculuk bu konuda beni rahatlattı. Bu sayede her şey olabiliyorum.
ÇİRKİN BİRİ DEĞİLİM
Canlandırdığınız rollerden etkilendiğiniz oluyor mu?
Etkilenmeye başladığım zaman kendime; bir oyuncu olduğumu, karakterimin bir özü olduğunu ve beni etkilemesine izin vermemem gerektiğini hatırlatıyorum.
Eskiden kahverengi saçlıydınız, sanki sarışın olduktan sonra popülerleştiniz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Saçlarımı sarı yaptıktan sonra kendimi buldum ve özüme döndüm diye düşünüyorum. Sarı, benim doğal saç rengim. İlk sarı saçlı rolüm Kavak Yelleri'ndeki 'Elena' karakteriydi. Saçlarımla birlikte özgüvenim de yerine geldi. Ama 'Sarışınlar her zaman daha iyi iş yapar' ya da 'Sarışın olduğun zaman patlarsın' gibi bir durum söz konusu değil...
Kendinizi güzel buluyor musunuz? Güzelliğin sizin için önemi ne?
Çirkin biri olduğumu düşünmüyorum ama bazı sabahlar aynaya baktığımda, iç enerjim düşükse yüzümdeki ifadeyi beğenmeyebiliyorum. Öyle zamanlarda ruhumun dış kalıbımla uyuşmadığını hissediyorum.
KADINSI VE GÜÇLÜ ROLLERİ OYNAMAYI ÇOK İSTERİM
Hayalinizde canlandırmak istediğiniz bir karakter var mı?
Kötü karakterleri canlandırmak eğlenceli. Bu açıdan 'Merhamet' dizisinde canlandırdığım 'Irmak', oynaması çok keyifli bir rol. Hırsları ve çelişkileri olan bir kız. Onu canlandırmak da çok haz verici. Kötü karakterleri oynamak zor. Ben daha kadınsı ve güçlü rolleri canlandırmak isterim.
Özcan Deniz'in yazıp yönettiği 'Su ve Ateş' filminin çekimleri için Londra'daydınız. Nasıl geçti?
Bana harika geldi. Ruhsal bir açılım yaşadım. Kokular, sesler, anılar... Zihnimde çok şey canlandı. Bir de Türkiye'den gittiğimiz bir ekiple film çektik. Sanki beynimdeki iki kutup birleşti. Özcan Deniz'le çalışmak da çok özel bir deneyim. İşindeki profesyonelliği hemen görüyorsunuz; bu bir oyuncu için önemli bir şey.
ARTIK GİYİM TARZIMI DEĞİŞTİRECEĞİM
Magazinle aranız nasıl?
Çok fazla ciddiye almamak lazım; aksi takdirde gerçekten delirirsin. Ağzımdan çıkmayan cümleleri sanki ben söylemişim gibi yazanlar var.
Modayı, trendleri takip ediyor musunuz?
Az çok. Kendime has olan tarzımı bazen bozup; o an ne modaysa onu giyiniyorum.
Nasıl bir stiliniz var?
Yakın zamana kadar biraz androjen ve erkeksi giyiniyordum. Ama bendeki değişimle birlikte tarzımda da başka şeyler aramaya başladım.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr