Haberler

    Şarkıcı Yeliz'in büyük pişmanlığı: Şimdiki aklım olsa şiddet görmezdim

    Güncelleme:
    Abone Ol

    12 Aralık, Yay kadını... Hangisinden daha çok çektiniz: Dikkatsizlikten mi, patavatsızlıktan mı?Patavatsızlıktan çok çektim ya. En sonda söylenecek şeyi hep en başta söylüyorum.

    12 Aralık, Yay kadını... Hangisinden daha çok çektiniz: Dikkatsizlikten mi, patavatsızlıktan mı?

    Patavatsızlıktan çok çektim ya. En sonda söylenecek şeyi hep en başta söylüyorum. Dokuz köyden de kovuluyorum haliyle. (Gülüyor)

    İtalyan Lisesi'nden arkadaşınız Nilüfer'in yardımıyla çok genç yaşta sektöre girdiniz. Hayallerinizdeki gibi miydi, düş kırıklığı mı?

    O zaman biz gerçek çocuklardık. Şimdikiler gibi 15 yaşında küçük kadınlar değil. Çocuktum, aklım bir karış havadaydı. Çok erken evlilikler yaptım. Pek kıymetini bilemedim aslında mesleğimin. Hep öyle gidecek zannettim. Ama hiçbir zaman pişman olmadım. Yeniden doğsam yine şarkı söylemek ve Yeliz olmak isterdim.

    Müziği tercih etmenizin hangi bedeli daha ağır oldu: Hosteslik hayalinden vazgeçmek mi, okulu bırakmak mı?

    Aslında hostes olmak istemiyormuşum. Laf aramızda, okulu da çok sevmiyormuşum. Öyle çıkmış ağzımdan ama uçaktan korkan biri olarak en son hostes olacak kişiyim. Ama iyi bir öğrenciydim, mesleğimi hiçbir şeye değişmezdim. Asla.

    1975'te Türkiye Eurovision ikincisi seçildiniz, birinciliği alan Semiha Yankı'nın "Seninle Bir Dakika"sı üç puanla sonuncu oldu. Sizce siz gitseniz, daha çok mu puan alırdınız, daha az mı?

    Ben de gitseydim sonuç aynı olurdu. Çünkü ilk katılmamızdı. Politik yönleri olduğunu da bilmiyorduk, anlamıyorduk zaten. Gerçi şarkım "Hayalimdeki Adam" çok güzeldi. Belki bir tık üstü mü olurdu acaba? Bilemedim.

    Sizce hafızalarda hangisiyle daha çok yer ettiniz: "Bu Ne Dünya Kardeşim" mi, "Yalan" mı?

    "Bu Ne Dünya Kardeşim" de "Yalan" da marş gibi oldu. Birbiriyle yarıştılar o anlamda. Ama sanki bu yıllarda "Yalan" daha çok seviliyor.

    Hangisi daha büyük pişmanlık: 1 sene sonra assolist olacakken sahneyi bırakmak mı, yaptığınız kötü evlilikler mi?

    En büyük pişmanlığım yaptığım evlilikler. Zaten onları yapmamış olsaydım mesleğimde bu kadar aralar olmazdı. Daha hak ettiğim yerde olurdum. Gençlik kafasıyla bozuk para gibi harcadım yıllarımı.

    "Kim Bilir"i ilk siz çıkardınız ama Kibariye patlattı. Sizce hanginiz daha güzel söylüyor: O mu, siz mi?

    İkimizin de yorumu farklı. O da çok güzel okuyor, ben de çok güzel okuyorum şarkıyı.

    Çok paralar, mücevherler, arabalar kaybetmişsiniz. Şu anda kendinizi nasıl hissediyorsunuz: Zengin mi, fakir mi?

    Ben her zaman kendimi zengin hissettim. Öyle bir ailede yetiştim ki zenginlik maddesel değil. Araba, kat, mücevher, her şey olabilir ama en önemli olan şey görgü, altyapı, kültür, vicdan, insan olabilmek... Onun için ben her daim çok zenginim. Hiç fark etmez, pazardan da giyinebilirsin, marka da giyinebilirsin ama insan olamazsın. Onun için ben çok zenginim.

    Eşlerinizden uzun yıllar psikolojik ve fiziksel şiddet gördünüz. Neden kaçıp gitmediniz: Korku mu, çaresizlik mi?

    Şiddet gördüm. Şimdiki aklım olsa görmezdim. Doğduklarına pişman ederdim. Korku çoktu tabii. Çok zor aştım o korkuları ama artık feriştahı gelse beni korkutamaz.

    8 AYLIK DOĞUM YAPTIM, KIZ... ADINI "NAZIM" KOYACAKTIM, ÖLDÜ

    Çocuk düşürdükten sonra bir daha hamile kalmadınız. Üzüntüden mi, uygun kişiyi mi bulamadınız?

    Eksik bilgi. Çocuk düşürdükten sonra tekrar hamile kaldım aslında. 8 aylıkken doğum yaptım. Kız. Adını da Nazım koyacaktım. Öldü. Ondan sonra da bir daha çocuğum olmadı.

    Hayatınız bir film olsa macera mı olurdu, romantik komedi mi?

    Biraz dram olurdu ama ben onu romantik komediye çevirirdim.

    Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor... Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız?

    Yaa çok başıma geliyor. Yıllar önce tanışmışız, hatırlamak mümkün olmuyor. O zaman soruyorum, "Kusura bakmayın, neredendi?" diye.

    Evdeki halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, pijama-terlik-televizyon mu?

    P.T.T.'yi 100 yıl da geçse hiçbir şeye değişmem. Onun keyfi başka hiçbir şeyde yok.

    Twitter mı, Instagram mı?

    Instagram'ı daha çok kullanıyorum. Hem işlerim hem de sokak hayvanları için. Twitter'da ise günlük olaylarla ilgili paylaşımlar yapıyorum.

    HAYAT BİLGİSİ

    Para saadet getirir

    Zaman makinesi icat ettiniz, nereye giderdiniz: Geçmişe mi, geleceğe mi?

    Tam tamına 30 yaşında olmak isterdim. Tam tamına.

    Peki 30 yaşınıza dönmek mi, Dolmabahçe Sarayı mı?

    Tabii ki 30!

    Sizce hangisi daha avantajlı: Zengin ve çirkin doğmak mı, fakir ve güzel doğmak mı?

    Çirkin doğan artık çirkin kalmıyor. Estetikle herkes fabrikasyon vaziyette. Herkes güzelleşiyor da... İç güzelliğini n'apacağız? Onun için madden fakir kalben zengin doğmayı tercih ederim. Güzellik zaten o kalbin yüze de vurması. Çok şükür güzel doğdum, fakir de değildik. Yine aynısını isterdim.

    Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?

    Eskiden geceden planlardım. Artık yapmıyorum. Sabah uyanınca şükürle başlayıp o gün ne getirecekse onu yaşıyorum.

    Mantık mı, içgüdü mü?

    Ayıptır söylemesi, son 10 yılda içgüdülerim şaha kalktı. İç sesim hep çok kuvvetli. O yüzden içgüdü.

    Tek başınıza ağlamak mı, birinin yanında ağlamak mı?

    Ağlamak güzeldir. İçimden geldiği zaman yanımda kim olursa olsun ağlarım.

    Para saadet getirir mi, getirmez mi?

    Getirir. Hele şu çağda parasız hiçbir şey olmuyor.

    İstanbul'un... Kokuları mı, sesleri mi?

    Doğma-büyüme İstanbulluyum ben. Ne kadar mahvetmeye çalışsalar da hala o kadar güzel bir şehir ki... Müzisyen olarak dinlediğinizde sesleri de bambaşka. Özellikle de geceleri.

    ÖZEL MESELELER

    ÖZCAN'LA HER ŞEYİYLE GÜZEL BİR AŞK YAŞADIK

    İlk çıktığı dönemde Özcan Deniz'le aşk yaşadınız. Hatırladığınız en güzel şey ne: Akşamları programınızın bitip eve gelmenizi beklemesi mi, yaş farkına aldırmaması mı?

    Her ikisi de. Her şeyiyle güzel bir aşk yaşadık. Saygı ve sevgi doluydu. Aşk gibi aşktı yani.

    Peki aşkın karşıtı: Nefret mi, kayıtsızlık mı?

    Ne nefret ne de kayıtsızlık. Çünkü benim için aşk kavuşamamaktır.

    Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere aşık olamamak mı, her aşkınızın kötü bitmesi mi?

    Kötü de bitse aşık olmadan mümkün değil, yaşanmaz. Aşk dünyanın en güzel duygusu. Aşk kadını olmak güzel bir şeydir. Herkes olamaz.

    Hangisi çok iç gıcıklar: Göz kırpmak mı, göz kaçırmak mı?

    İkisi de değil. Eğer o iki göz birleştiyse direkt gözünün içine bakmak.

    Hangisinden daha çok korkarsınız: Yalandan mı, yılandan mı?

    Nurlarda uyusun Kayahan, kesinlikle katılıyorum ona: "Yılandan korkmam, yalandan korktuğum kadar."

    Beyaz yalan ne zaman hoş görülebilir? Sevdiğiniz zaman mı, sevildiğiniz zaman mı?

    Karşındakini o an için mutlu etmek gerekiyorsa, beyaz yalan hoş görülebilir. Yalanın beyazı, siyahı olmaz ama bazen söylemek gerekiyor, ben de söylüyorum.

    KÜÇÜK KEYİFLER

    Güneşin kızıyım, 35-36 derecede yaşamayı seviyorum

    Bodrum mu, Çeşme mi?

    Valla Bodrum olur, Çeşme olur... Yılın 12 ayı 30 derece olan her yer olur. Çünkü güneşin kızıyım. 35-36 derecede yaşamayı seviyorum.

    Peki yılın hangi dönemi daha romantik? İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?

    Dedim ya: En güzel mevsim ilkbahar ve arkasından gelen yaz. Hiçbir şeye değişmem.

    Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?

    Haydaaa... Deniz, kum ve güneş tabii. Güneşin kızıyız işte.

    Birinden vazgeçmek zorunda kalsaydınız... Kırmızı et mi, deniz mahsulleri mi?

    23 sene vejetaryendim. Kırmızı eti ağzıma sürmedim. Ama balıktan vazgeçemem.

    Tavla mı, satranç mı?

    Satranç bilmiyorum. Tavladan da nefret ederim. Biri oynadığı zaman pulların o şak şuk seslerine tahammülüm yok.

    Kedi mi, köpek mi?

    Asla ayıramam. Kedi, köpek ve bütün canlılar... Onlarsız yaşam sıfır benim için.

    Biraz yoldan çıkmak istediniz: Mantı mı,iskender mi?

    Valla yoldan sık sık çıkıyorum zaten. İkisine de hayır diyemem ama kefeye koysan mantı ağır basar.

    En iyi tekne kiminkidir? Kendinizinki mi, arkadaşınızınki mi?

    "En iyi tekne arkadaşın teknesidir" denir ama ben kendi teknem olsun isterdim ya... Güzel bir tekne. ve denizde yaşayabilirdim.

    POPÜLER ŞEYLER

    Yıldız Tilbe'yle ev arkadaşı olsak iki deli çok gülerdik

    Gurmelerden... Vedat Milor mu, Mehmet Yaşin mi?

    Valla kimseyi tanımam, en iyi gurme benim. (Gülüyor)

    Eski bir hatıranın yadına hangisi daha güzel eşlik eder: Sezen mi, Ajda mı?

    Ne zor soru. Anılara götüren şarkılar çok güzel. Sezen'in de Ajda'nın da inanılmaz şarkıları var. Dinler, dinler o yıllara giderim.

    Hangisine daha çok gülersiniz: Cem Yılmaz mı, Ata Demirer mi?

    İkisi de çok komik ama Ata Demirer'in sahnesine ve şarkı söylemesine bayılıyorum.

    Hangisiyle ev arkadaşı olmak şamatalı olurdu: Çatlak Şanzel mi, Yıldız Tilbe mi?

    Yıldız'la! Ev arkadaşı olsak çok gülerdik iki deli. (Gülüyor) O benden daha deli ama.

    Yeşilçam'dan: Türkan Şoray mı, Filiz Akın mı?

    Yeşilçam'ın kraliçeleri onlar, nasıl ayırt edeyim? Öyle güzeller gelmedi bir daha.

    Kıvanç Tatlıtuğ mu, Burak Özçivit mi?

    Kesinlikle Kıvanç Tatlıtuğ.

    Beren Saat mi, Serenay Sarıkaya mı?

    Serenay. O da "kesinlikle"!

    Hangisiyle komşu olmak isterdiniz: Marilyn Monroe mu, Brigitte Bardot mu?

    Brigitte Bardot. O da benim gibi hayvanları çok seviyor çünkü. Geçinir giderdik komşu komşu.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    Aralık Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title