Haberler

    - Serkan'ın atmosferi çok kuvvetli ... - Nihal'in içinde bir manyak, bir hayvan olduğunu düşünüyorum

    Güncelleme:
    Abone Ol

    Stüdyoya giriyorlar.

    Stüdyoya giriyorlar... Ellerinde elbiseler, tişörtler yok. İkisi de siyahları çekmiş üstlerine. Bu onların rengiymiş. Saç, makyaj desteği de istemiyorlar, "Bize göre değil" diyorlar. 10 dakika 'ısınma sohbeti' ediyoruz, hızla açılıyorlar. 40 yıllık dost gibiler. Biz de birlikte fotoğraf çektirmek için 5 saniyeliğine maskelerimizi çıkarıp yan yana geldiğimizde Nihal Yalçın "Sanki her gün birbirimizde kahvedeymişiz gibi oldu" diyor. Sıcaklar, samimiler... Çaylarını söylüyor ve başlıyorlar anlatmaya. Bugün MUBI'de izleyiciyle buluşacak yeni filmlerinden sohbete giriyor, pandemi ve sanal dünyaya uzanıyoruz.

    Pandemiyle başlayalım... Sizin için nasıl geçti, geçiyor?

    Nihal Yalçın: Ekşi maya besledim, büyüttüm, sahiplendirdim. Hepsini de öldürdüler (gülüyor). O kadar deneyimlemediğimiz bir şeydi ki, korkuyoruz, bekliyoruz ama neden beklediğimiz ve korktuğumuzu bilmiyoruz.

    Serkan Keskin : O kadar dışarıdaymışım ki eve girmek benim için hapisten çıkmak gibiydi.

    Bir de film çektiniz, 'Seni Buldum Ya!' Bugün yayına girecek, filminiz ne anlatıyor?

    Serkan Keskin: Bir dolandırıcıyı canlandırıyorum. Zoom üzerinden insanlar dolandırılıyor. Film bize en sonunda "Gerçekte kim dolandırıcı" dedirtiyor.

    Nihal Yalçın: Pandemi koşulları filmin hikayesini belirliyor. Suç örgütü dediğimiz şahıslar insanların evlerine bilgisayardan giriyor. ve film herkesin bir suçu, falsosu olduğunu bize gösteriyor.

    Sizin falsolarınız neler?

    Nihal Yalçın: Bulamadım ya, tertemiz bir insanım!

    Serkan Keskin: Ben çabuk düşüp kalkarım. Olan bir olay enerjimi düşürür veya yükseltir. Mesela ülke genelinde olan bir şey bile bizi üzdüğünde karanlığa düşerim.

    BU FİLMDE SET İŞÇİSİ OLARAK DA ÇALIŞTIK

    Zoom uygulaması üzerinden film çekmek nasıl bir deneyimdi?

    Nihal Yalçın: Ben çok zorlandım. Üç gün çalıştım ama o üç gün içinde bir ara gözümün kaydığını Reha (Erdem) ekrandan gördü, "Git biraz dinlen" dedi.

    Neden öyle hissettin?

    Nihal Yalçın: Serkan'la olan sahnelerimizde aslında ekranımda Serkan değil yönetmen vardı. Kendimi, ne yaptığımı göremiyordum; etrafta kimse olmadığı için tepkileri alamıyordum. Sette çalışırken arada sohbet edip nefes alabiliyor ve rolün dışına çıkıyorsun. Ama bir odada hep aynı atmosferin içinde olmak yordu beni. "Işığı buraya koyalım, şunu giyelim" derken, set işçisi olarak da çalıştık (gülüyor).

    Serkan Keskin: Benim için eğlenceli ve enteresandı. Hüzünlü bir yanı da vardı. Eskiden sabah uyanıp sete gidiyor, karavanda çay içip sohbet ediyorduk. Bu sefer evde uyanıp bilgisayarı açıyorsun, iş bitiyor, ekranı kapatıyorsun ve yine evdesin. Garipti. Ama bu iş bana geldiğinde neden Zoom'dan çekiyoruz diye hiç sorgulamadım, çünkü Reha Erdem'in işiydi.

    Nihal sen Reha Erdem'le hiç karşılaşmamışsın sanırım...

    Nihal Yalçın: Evet, hiç karşılaşmadık. Ama birbirimizi biliyorduk. Ben ona hayrandım. O da bana hayran olduğunu söyledi. Şu pandemi bitse de bir sarılsam ona.

    ÇIPLAK FOTOĞRAFLARIMIZ ÇIKAR DİYE KORKUYORUZ (!)

    Filmde karakterleriniz bir bilgisayar ekranından tanışıp aşık oluyor. Sizce aşk sanal yaşanır mı?

    Serkan Keskin: Bence yaşanmaz.

    Nihal Yalçın: Ben tiyatroyu bile dijital izleyemiyorum. Canlı izleme, karşımdakinin tepkilerini görme taraftarıyım. Ama ilişkilere bakıyorum, insanların çoğu bir süre flört ettikten sonra uzun ilişki yaşayamıyor. Birinin kanlı canlı bütün zaaflarını karşında gördüğünde aşk meşk çok kalmıyor. Bu yüzden de insanlara sanal aşk daha heyecanlı geliyor olabilir.

    Peki siz hiç öyle bir aşk yaşadınız mı?

    Nihal Yalçın: Benim aşk değil de hoşlanmışlığım var.

    Nerede, Tinder'da falan mı?

    Nihal Yalçın: Yok ben öyle aplikasyonlar kullanmadım ya. Çok özeniyorum. WhatsApp'tan sanal seks mesela (gülüyor)...

    Yaptın mı?

    Nihal Yalçın: Aa, sen bakma bizim burada böyle durduğumuza. Çıplak fotoğraflarımız çıkar diye ne korkuyoruz (gülüyor)... Şaka tabii bunlar, bak sonra ciddiye alma.

    Fake hesaplarınız var mı? Kimleri 'stalk'larsınız?

    Nihal Yalçın: Benim yok. Birileri görür mü diye korkuyorum.

    Serkan Keskin: Benim fake hesabım yok ama 'stalk'luyorum. Mesela 5 milyon takipçili yeni birinden bahsediliyor. "Bu kim acaba" diye merak edip bakıyorum.

    Nihal Yalçın: Ben asıl o takip eden 5 milyonu merak ediyorum.

    IBAN NUMARASI GÖNDERİYORLAR

    Bir röportajımızda Nesrin Cavadzade "DM kutuma gelen fotoğraflardan penis sergisi açacağım" demişti. Siz böyle şeyler yaşıyor musunuz?

    Nihal Yalçın: Ben o kadar seksapel değilim demek ki.

    Serkan Keskin: Benim hayatımda 'Leyla ile Mecnun'da oynadığım 'İsmail Abi' diye bir gerçek var. O yüzden çok fazla IBAN numarası atıyorlar.

    Nihal Yalçın: O neden?

    Serkan Keskin: Çok iyi niyetli, herkese yardım eden bir karakterdi. Hatta bazıları ne istediğini bile söylemeden sadece IBAN gönderiyor, cevap alamayınca "Sen de yalanmışsın" diyorlar.

    Sosyal medyada çok takipçisi olduğu için başrol kapan isimlere ne diyorsunuz?

    Serkan Keskin: 'Succession' dizisinin başrolünde Brian Cox var, adamı ders gibi izledim. Sonra Instagram hesabına baktım, 18 bin takipçisi var. Ama bu onun Brian Cox olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    Nihal Yalçın: Bu sektörle ilgili... Bizde hala güzelliğe para verme arzusu var.

    Serkan Keskin: Evet, ben yaptığım işlerden memnunum ama zaten kimse de çıkıp "Serkan'a bir film yapalım, 5 milyon gişesi olsun" diyerek gelmiyor. Mesela benimle dalga geçtikleri bir laf var: 'Bağımsız sinemanın askeri.'

    Peki genç nesli nasıl buluyorsunuz?

    Nihal Yalçın: Bu ülkede starlık sisteminin olmadığını düşünüyorum. Bir sektör yok, o starın da bir devamı yok. Bizse hayat boyu

    bu işi yapmak istiyoruz.

    Serkan Keskin: Ben 25 senemi bu işe vermişim ve böyle öleceğim. 20 yaşında bir oyuncu arkadaşımıza o dünya sunulduğunda hayat boyu bu işin öyle devam edeceğini zannediyor. Sonra sonuçları hazin oluyor.

    DERT DİNLEMEKTEN ÇOK SIKILMIŞIMDIR

    İkiniz de komedi işlerde sık sık yer aldınız. Hayatta girdiğiniz her ortamda da güldürmeniz beklendi mi?

    Serkan Keskin: Hep bunu yaşadım. Ama dünyanın en mutlu ve komik adamı değilim.

    Nihal Yalçın: Ben buna çok teşneydim. Yeni yeni sakin ve kapalı bir insan olduğumu keşfediyorum. Çok uzun süre ciddi şeyler konuşulan ortamlardan, dert dinlemekten çok sıkılmışımdır.

    Birbirinizi nasıl anlatırsınız?

    Nihal Yalçın: Serkan tam bir karakter oyuncusudur. Küçük bir rolünü bile oturup izliyorum. Onun atmosferi çok kuvvetli.

    Serkan Keskin: Ben Nihal'i projelerde çok çok izlemek istiyorum. İçinde bir manyak, deli, bir hayvan olduğunu düşünüyorum. Çok disiplinli, tekniği ve içgüdüselliği çok iyi. Bir oyuncuda hayran olabileceğiniz her şey var.

    SEKSİ BULUYORLAR AMA NEDENİNİ ANLAMIYORLAR

    Jön ya da jönfi olmak ister miydiniz?

    Nihal Yalçın: Benim fiziğim iyidir. Ama mevzu o değil. Durumu 'güzel kızlar ve erkekler iş yapıyor'a indirgemek de istemiyorum. Yapsınlar. Çünkü televizyon öyle bir yer. Ama ikimiz de bunu kaldıramayız gibi geliyor.

    Neden?

    Nihal Yalçın: Mesela ben hep siyah tişörtle dolaşıyorum. "Neden böyle giyiniyorsun?" diyecekler. Sonra yaşın, burnun, kemiğin... Bunlarla uğraşacak zamanım da mecalim de yok. İyi bir projede işimi yapayım, sonra biraz dinlenip yine çalışayım derdindeyim. Bu benim mesleğim ve yaşam biçimim. Önce kendi tatmin olacağım şeyi yapmalıyım.

    Oyunculuğa bakışınızda neler değişti?

    Serkan Keskin: Ben bir göle girmişim, düşürdüklerimi bulmak için debelenmişim, suyu daha da bulandırmışım. Yaşla birlikte sular durulmaya başladı ve suyun içinde düşürdüklerimi görür hale geldim.

    Nihal Yalçın: "Yaş ilerledikçe daha karakter roller oynarım" diyordum. Sonra şunu hatırladım, modeller de benimle birlikte yaşlanıyor (gülüyor).

    "YAVRUM SEN OYUNCUSUN, GİYİN, KUŞAN, RUJUNU SÜR..."

    Kendinize haksızlık etmeyin, siz de gayet çekicisiniz...

    Serkan Keskin: Ben yakışıklı değilim.

    Nihal Yalçın: Biz karizmatiğiz. O yüzden mesela "Bu adam bir seksi geliyor ama neden" deyip anlamıyorlar. Erkekler "Bu kız bana bir seksi geliyor ama neden anlamadık" diyor. Güzellik faşizmi çok iyi işliyor.

    Madem seksi bulunuyorsunuz, kariyerinizde neden seksapel kullanmadınız?

    Nihal Yalçın: Ben adımımı attığımda seksapel diyorlar. Sokakta yürüyemiyorum. Al sana şakalı röportaj işte (gülüyor). Bir anımı anlatayım, bir gün Cihangir'de tayt ve tişörtle yürürken Kadir İnanır'la karşılaştım, "Yavrum sen oyuncusun, bir giyin kuşan, rujunu sür" dedi. "Abi ben eskaza ruj sürsem sokakta yürüyemiyorum. Trafik kazaları oluyor" dedim. Deli sandı, bakakaldı. Ben böyle ciddi gibi şakalar yapmayı seviyorum.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    Serkan Keskin Nihal Yalçın Reha Erdem Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title