Sihirli Annem'in Tuğçe'si Damla Ersubaşı'dan aşk itirafı! İlk kez böyle seviyorum
Bir anlamda "Sihirli Annem" projesinin Tuğçe'si olarak biliniyorsun. Bu dizi, son yıllarda YouTube veya dijital platformlarda pik yaptı ve başka bir yere evrildi.
Bir anlamda "Sihirli Annem" projesinin Tuğçe'si olarak biliniyorsun. Bu dizi, son yıllarda YouTube veya dijital platformlarda pik yaptı ve başka bir yere evrildi. Bundan dolayı dizide yer alan herkes, haklı olarak bununla anılmaktan mutlu oldu. Ama sen Tuğçe'den çok Damla Ersubaşı olmayı seçtin gibi bir durum var. Doğru mu bu?
"Sihirli Annem" hepimizin hayatında çok farklı bir yerde idi. Ben de güzel anıları var, çok güzel zamanlar geçirdik ama bitti. Bu, her iş için böyle. "Sihirli Annem" projesinden sonra televizyon programı da oldu sinema filmi de oldu. Her şeyin bir zamanı var. Evet, bendeki hatıraları çok güzel, çok keyif aldım, çok eğlendim. Ama bitti ve başka işler yaptım, başka bir sektör denedim.
Oyunculuk, senin hayatının neresinde?
Şu anda hayatımda yok. Evet, dönmek istiyorum. Ama çocuklara vakit ayıramazsam diye muallakta kalıyorum. Çünkü çekimler çok yoğun oluyor. O yüzden bu ikilemi yaşıyorum.
Hayatın nasıl geçiyor? Neler yapıyorsun?
Şu an hiçbir şey yapmıyoruz. Çocuklarla birlikte elimiz kolumuz bağlı evde oturuyoruz. Zehra çok sıkıldı haliyle. Zeynep pek bir şey anlamıyor.
Vaktin nasıl geçiyor?
Çocuklarla ilgilenmenin dışında birkaç iş görüşmesi oluyor. Onların koşturması var. Bir de bu arada enerji eğitimi alıyorum. Yeni eğitimler var ve onlarla ilgileniyorum.
Eğitim almak üzerine mi yoksa vermek üzerine mi?
Ben eğitmen olduğum için eğitim verebiliyorum. Ama sürekli kendimi geliştirdiğim bir konu olduğu için yeni eğitimler alıyorum.
Danışanlık yapıyor musun?
Henüz danışanlık yapmaya başlamadım ama düşünüyorum.
Dinleyeceğin olayları kaldırabilir misin?
Karşımdaki insanı dinlediğim zaman ya da ondan bir şeyleri gördüğüm de bunu kendi içime alır mıyım diye düşünüyorum. Bu eğitime başladığım zaman bana çok iyi gelmişti. Seanslara başladıktan sonra o kadar iyi hissettim ki. Daha sonra eğitimlere devam ettikten sonra eğitmen olmak istedim. Aslında kendim için yaptım bunu. O yüzden bir başkası için yapmalı mıyım diye düşünüyorum.
İç dünyan ne diyor buna?
Bir yanım evet diyor, bir yanım hayır.
Her hikaye, her tecrübe insanlarda bir iz bırakıyor. Senin geçmişinden bugüne kadar aldığın hasarlar, izler, tecrübeler sen de ne bıraktı? Güçlü müsün?
Evet, güçlüyüm.
Yaşadıklarından dolayı mı yoksa sahip olduklarından dolayı mı?
Kendimin farkına vardığımdan dolayı.
Bu ne demek?
Evet, bir şey yaşadım. Üzüldüm ya da sevindim ama bitti. Bunu sonlandırmak lazım.
En son en çok istediğin şey neydi?
Arabamı değiştirmek istiyordum ve değiştirdim.
En son en çok hüzünlendiğin anı paylaşır mısın?
Özel bir duruma üzüldüm.
En son en çok neye hayır dedin?
Buluşmalara.
Ona aslında öyle olmadığını anlatabilir misin?
Ben, bir gün atmamam gereken bir mesaj atmıştım. O mesajı nasıl attım gerçekten bilmiyorum. Öyle bir boşluğuma geldi ki. O yüzden o 1-2 günü hafızalardan silmek istiyorum.
Kendini affettireceğin bir andasın ve seni dinliyor. Anlatır mısın?
Kendimi affettireceğim kimse yok.
Sürpriz yapan biri misin?
Yaparım ama aman aman büyük şeyler olmaz.
Sana yapılmasını ister misin?
Herkesin hoşuna gider. Tabii ki benim de gider.
Kişilerin kendini iyi hissedeceği dinamikleri vardır. Bir güzel söz, düşünülmek, değer verilmek… Bütün bunların totalinde sen, sosyal tatminliğini tamamladın mı?
Şaşırtmak ya da mutlu etmek zor gibi bir şey değil. Daha öncesinde başka bir şey yaşadıysam illa bunun bir tık üstü olsun ki beni mutlu etsin gibi düşünen biri değilim. Ama evet sosyal tatminliği yaşadım.
Onu nasıl sevdiğini tarif eder misin?
Edemem çünkü daha önce hiç böyle sevmedim.
Daha önce benzerini yaşamamış olmak mı senin sevgini kutsallaştırıyor?
İlk kez böyle bir duygu yaşıyorum. İlk kez bu kadar seviyorum.
Daha önce yaşamamış mıydın?
Hayır.
Çok utanmıştım.
Lisede sunucuydum ve bütün sınıflar konferans salonundaydı. Herkes programı izliyor. Ben de orada yanlış bir kelime söyledim. Sunum yaparken "arkadaşlar" diyeceğim an dilim sürçtü. O kadar utanmıştım ki kıpkırmızı oldum.
Parayla elde edemeyeceğim bir duyguydu.
Tabii ki de kızlarım. O mutluluk, o hissettiğim duygu… Tabii ki de anne olmak.
Anne olmayı tarif edebilir misin?
Ben, Zehra'yı 23 yaşımdayken doğurdum. Doğuma girdim, korkuyorum, hiç bilmiyorum. Normal doğumdan korktuğum için sezeryan oldum. Zehra doğdu ama çok ağlıyor. Ben de ağlıyorum çünkü bilmediğim bir şeydi. Zehra ağlarken onu sildiler, göğsüme koydular ve birden sustu. Mucize… O yaşadığım duyguyu hakikaten hiç yaşamadım.
Geçmişten bugüne kadar seninle ilgili duyduğumuz konulardan dolayı seni seven ve takip eden kişilere tek bir açıklama yapacak olsan yapar mıydın? Bu ne olurdu?
Ben de magazini takip ediyorum. Evet, magazinde görüyorum, okuyorum ya da izliyorum. Ama eğer o kişi ile ilgili bir şeyi merak ediyorsam kendisini tanımayı tercih ediyorum. Mesela sosyal medya hesaplarına bakıyorum. Çok fazla magazine değil de kişide gördüğüme inanmayı tercih ediyorum. O yüzden kendim için de bunu söyleyebilirim.
Dilediğin kişiye dilediğin bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorma imkanı verildi sana. Bu kim olurdu ve ne sorardın?
Kızlarıma sorardım. 18 yaşına geldiklerinde benden gizledikleri bir şey olur muydu, itiraf ederler miydi?