Turgay Tanülkü: Sırf Ülkem İçin, 64 Yaşında Militan Olabilirim
Oynadığı başarılı rollerle adından söz ettiren Turgay Tanülkü, 15 Temmuz'daki darbe girişimine tepki göstererek "Sırf ülkem için, 64 yaşında bir militan olabilirim. Ülkem için bunu yaparım" dedi.
Sinema oyuncusu Turgay Tanülkü, bakımını üstlendiği engelli çocukların darbe gecesi yaşadıklarını aktararak, "Benim yüzde 70 engelli oğlum o gece ağlıyor, 'Ne oluyoruz baba?' diye. Bunun hesabını versinler." dedi.
Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine tepki gösteren Tanülkü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk halkı sayesinde hain yapılanmanın ve darbe girişiminin başarıya ulaşamadığını söyledi.
"YÜZDE 30'U ONLARDAN DAHA ONURLU"
Tanülkü, kendi ülkesine darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ mensuplarının "zihinsel engelli" olduğunu dile getirerek, "Benim engelli evlatlarımın tıbbi engeli var ama onların (FETÖ mensupları) yemeleri, içmeleri, gezmeleri, cinleri ve hinleri düşünecek kadar akılları var. Güya zekiler. Sağ kolum olan oğlumun yüzde 70 zihinsel engeli var ve yüzde 30'u ile onlardan çok daha önde ve onurlu." ifadelerini kullandı.
"BUNUN HESABINI VERSİNLER"
Eğitim ve bakımını üstlendiği engelli evlatlarının darbe gecesi döktükleri gözyaşının bedelini, FETÖ mensuplarının ödemesi gerektiğini kaydeden oyuncu Tanülkü, "Ahlar çekerek bize ve ülkemize beddualar ediyordu. Benim yüzde 70 engelli oğlum o gece ağlıyor, 'Ne oluyoruz baba?' diye. Bunun hesabını versinler." diye konuştu.
"64 YAŞINDA MİLİTAN OLABİLİRİM"
Turgay Tanülkü, vatan hainlerinin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini vurgulayarak, şunları aktardı: "Rusya'da 1,5 yıl okudum. O günlerde Kaliyoskin isminde Rus Generali'ne, 'Siz, casuslarınızı neden öldürüyorsunuz? Bu adam size yardım ediyor.' diye sordum. Bana şu cevabı verdi, 'Kendi ülkesini satan adama ben ne yapayım? Kendi ülkesiyle ilgili bana bilgi veriyorsa, benim ülkemi zaten satar. Onun için biz, bilgiyi alır ve sınırda öldürürüz.' İşte bu olay, her şeyi anlatıyor. Ülkemiz o kadar ucuz değil. Bu ülke Kurtuluş Savaşları yaşamış bir ülke ama kime? Düşmana karşı. 'Dost kazan dost. Düşmanı anan da doğurur.' derler. Doğru söylerler. Biz, dimdik duracağız. Evet, bütün darbelere karşıyız ve yaşasın demokrasi diyoruz. Sırf ülkem için, 64 yaşında bir militan olabilirim. Ülkem için bunu yaparım. Evlatlarım da yapar."
"BİZİM DÖNEMDE HAPİS YATANLARIN ÇOCUĞUNUN ÇOCUĞU OLMAZ"
Bugüne kadar üç darbe gördüğünün altını çizen Tanülkü, "Biz 3 darbede de böyle bir şey görmedik. Sol ve milliyetçi kesime saldırıldı. Biz ve bizim karşımızdaki düşünceden olan insanlar zarar gördü. İdamlar vardı. Bizim dönemde yani 70'lerde (hapishanede) yatanların çoğunun çocuğu olmaz. Maalesef pek çok hakkımızı aldılar bizden ama bir şeyi alamadılar. Ülkemize olan sevgimizi, saygımızı hiç kimse alamadı." dedi.
"O GECE KÖTÜ BİR GECEYDİ, AMA SEVİNENLER DE VARDI"
Tanülkü, darbe girişimine sevinen kesimlerin olduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: "O gece, Türkiye için çok kötü bir geceydi ama buna sevinenler de vardı. Özellikle yurtdışında, bize dost görünen ülkeler dahil, herkes çok mutlu olmuştu. Türkiye acaba bir Mısır ya da Suriye olabilir mi diye. Bunun alt metni o gece kazınmaya çalışıldı. Bu darbe, farklı bir darbeydi, bizim onurumuzu zedeleyen. Biz, askerimizden hep onurla bahsederiz. Evlatlarımızı davul, zurnayla askere göndeririz. İşte bizim bu çocuklarımızı etkilediler. O güzel ruhlarını lekelediler. Sağcı, solcu, kendisi gibi düşünmeyen insanlara karşı olan bir darbe değildi."
Darbe girişiminde meclise saldırıldığına da işaret eden Tanülkü, "Savaşta, Yunanlılar Ankara'ya kadar gelememişler. Bu halk, öyle bir halktır. Sen kendi bağrından kopan, 'evladım' dediğin askerden, böyle bir şey bekleyebiliyor musun? En büyük değer yargılarımız hançerlendi." değerlendirmesinde bulundu.
"BU ÜLKENİN TOPRAKLARINDA YAŞAYAN HERKES KARDEŞTİR"
Başarılı oyuncu, yaşananların çok acı ve komik olduğunu, kalkışmanın ilk anlarında olaylara inanmakta zorlandığını sözlerine ekleyerek, "Hiçbir darbede böyle çirkince bir saldırı görmedim. 80 ve 71 darbelerinde insanlar idam edildi, katledildi veya cezaevlerinde hayatlarını yitirdiler. İşkencelerden geçtik hepimiz ama bu direkt bir askeri yapılanmayla, üstelik pervasızca, ellerinde kollarında silahı, bıçağı, kalkanı olmayan insan kitlesine yöneltilen bir saldırıydı. Böyle bir olay ilk defa yaşandı. Çirkindi. Bunun adı bile konulamaz. Böyle bir dünya yok." ifadelerini kullandı.
Sinema oyuncusu Turgay Tanülkü, darbelere karşı olduğunun altını çizerek, "Bu ülkenin topraklarında yaşayan herkes kardeştir. Hangi takımı tutarsa tutsun, kardeşiz biz. Benim derdim, kendi yaşıtlarımla ilgili değil. Derdim ülkem. Ülkemin bütünlüğü, torunlarım ve evlatlarım için ben ülkemin kavgasını yaparım ve yapacağım da. Sokaksa sokak, meclis ise meclis. Ne gerekiyorsa yapacağım." diye konuştu.
Sanatçı kimliğiyle kendini irdeleyip, güzellikleri yakalamak adına, ekibiyle çalışmaya devam ettiklerini söyleyen Tanülkü, "Cezaevleri bana çocuk vermedi ama himayem altındaki çocuklarımla barışı yakalamak adına çabalıyorum. Hiç kimseye minnetimiz yok. Biz mısır satar, yine çocuklarımıza bakarız." dedi.
"15 TEMMUZ'DA ZATEN BARIŞ ELDE EDİLDİ"
Dik durmanın önemine değinen Tanülkü, şöyle devam etti: "Bu dik duruşu 15 Temmuz'dan bugüne kadar görüyorum ve mutluyuz gerçekten. Yenikapı'da gerçekleşen miting, Türkiye'nin dünyaya bir mesajıdır. Oraya gelen 5 milyon insan, 'Bakın, biz kötü günlerde bir birimizi böyle kucaklarız' dedi. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile Ulucanlar Cezaevi'nde yattığımız zaman 1974 Kıbrıs Savaşı başlamıştı. Cezaevinde sağ-sol kalmadı. Sadece ülke vardı. Bütün herkes, kendi düşüncelerini bir tarafa bırakıp, hep beraber kardeş olduk ve sadece 'Ülkem' dedik. Bu barıştır. Ramazan ayı geldiğinde onlar bize yiyecek gönderdi. Biz de onlara gönderdik ve barışı elde ettik. Diyorduk ki, 'Sen Türkiye'ye şöyle, ben de böyle bakıyorum.' fakat odak noktamız, Türkiye idi."
Tanülkü, Türkiye'nin aydınlık geleceğinin 15 Temmuz ruhuyla inşa edileceğini kaydederek, "15 Temmuz'da zaten barış elde edildi. Geleceğe bunun üzerinden yürümeye başladığımız, devam ettiğimiz zaman kazanacağız. 68'lilerin verdiği aydınlık çağı, barışı, biz evlatlarımıza aktaramadık. Şimdi 30 yaş grubundaki evlatlardan bizim özür dilememiz lazım. Biz onlara, güzel inançlarında ve sevdalarında yaşamaları gereken özgürlükleri veremedik. Bunun için özür dileriz." ifadelerine yer verdi.