Tarkan Erkek Versiyonum
Şovlarıyla 70'lerin idolü olan, korsan yüzünden müziğe küsen Seyyal Taner; 19 yıllık aradan sonra yeni albümle dönüyor.
70'lerde çılgın sahne şovları ve farklı müziğiyle Türk popuna yeni bir anlayış getiren, 1993'te çıkardığı 'Geliyorum' albümümün ardından müziğe küsen Seyyal Taner ; sessizliğini yeni yakında çıkacak yeni rock albümüyle bozuyor. Korsan albümler yüzünden müzikten uzaklaşıp Bodrum'a yerleşen, 2.5 yıl önce Mehmet Dirim'den boşanıp İstanbul'a dönen sanatçı; 28 Ocak'ta Bostancı Gösteri Merkezi'nde de bir konser verecek. Taner'le müziğe ara verme sürecini ve projelerini konuşmak üzere Avangarde Otel'de buluştuk.
Geçmişe dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz?
Çok güzel şeyler hissediyorum. Pişmanlıklarım yoktur benim; yaşanan her şeyin tecrübe olduğuna inanıyorum. İyi ki yapmışım, iyi ki bunlar başıma gelmiş. Hepsi bir okul ve dersti benim için.
Müziğe İspanya'da, Los Bravos grubunda solist olarak başladınız. Kariyerinize niye orada devam etmediniz?
Ben ülkesine aşık biriyim. Kimse pek bilmez belki ama benim muhafazakar taraflarım vardır; aileciyimdir, sadığımdır, sevdiklerime bağlıyımdır. En yeni arkadaşım bile 20 seneliktir benim. İspanya'ya gittiğim zaman öğrenciydim zaten. Ayrıca İspanya dışında Hindistan ve Amerika'ya da gittim. Yaptığım seyahatler mesleğimde ve kişiliğimde çok etkili oldu.
O dönem bir genç kızın müzik yapma isteği çok hoş karşılanmasa gerek! Aileniz bunu nasıl karşılamıştı?
O dönem o kadar çok mücadele ettim ki! Onlar benim hukukçu olmamı istediler ama onları ikna etmeyi başardım. Babaannem bana çok destek oldu. O zamanlar bir kız çocuğunun şarkı söylemesi çok zordu. Ailem modern olmasına rağmen yine de sorunlar yaşadım.
"SAHNEYE PANTER DÜŞTÜ"
İspanya'dan döndükten sonra bir de sürpriz bir evlilik kararı almışsınız...
Evet, şarkı söylediğim grupta gitar çalan bir müzisyene (Peter Harold) aşık oldum. 18 yaşında bile değildim. Ailem istemedi ama evleneceğim insan dünya çapında biriydi ve onları yine ikna ettim. Önce ismini, sonra dinini değiştirdik. Bana olan sevgisinden, ne istediysem yaptı ama malesef yürümedi. Bu evlilikten bir kızım oldu, ayrıldık. Sonra birkaç sinema filminde rol aldım. Sinemaya da böyle adım atmış oldum.
Sahneye ilk çıktığınızda nasıl tepkiler almıştınız?
Sahneye çıktığımın ertesi günü tüm medya "Sahneye bir panter düştü" dedi. Benden önce de önemli isimler vardı sahnede ama kimsenin benimle bir kıskançlığı olmadı. Çünkü benim müzik tarzım o dünyanın dışındaydı. Assolistler de beni istiyordu. Bülent Ersoy, Emel Sayın, Gönül Yazar'la birlikte çalıştım.
Sizi diğerlerinden farklı kılan sadece müziğiniz miydi?
Hayır, değildi. Herkes mevcut bir orkestra ile sahneye çıkarken, ben kendi orkestramı kurdum. Kıyafetlerim, danslarım sadece bana özeldi. Yani ben o dönem kimsenin yapamadığını yapıyordum. Sürekli yeniliklerin peşindeydim.
Neden insanların aklına Sezen Aksu, Nilüfer, Ajda Pekkan gelir de, Seyyal Taner gelmez?
Çünkü ben rock şarkısıyım, onlar pop sanatçısı. Gazino kültüründe bile ben sahnede rock müzik yapan bir kadındım. Ben aslında zoru becerdim. Fahrettin Aslan bile "Eyvah bu müzikle insanlar kaçacak şimdi" derdi ama sahneye çıktığımda herkes beni ayakta alkışlardı.
Ajda Pekkan; 7'den 70'e herkesin sevdiği bir isim. Kendisi hala güzel bir kadın. Siz onu nasıl buluyorsunuz?
Ajda'nın açıkçası kendisine "Ben seksi bir kadınım" diyeceğini sanmıyorum. Bu medyanın bir yakıştırması. Ajda yaşını bir yerde dondurdu. Estetiklerle mücadele ediyor, sporunu yapıyor, kendisine yatırım yapıyor. Çoluk çocuk da yok, kendisiyle uğraşıyor. Ben estetik olmadım ama önyargılı değilim bu konuda; gerekirse yaptırırım. Şu anda halimden çok memnunum, estetik yaptırmamı gerektirecek bir şey görmüyorum.
Sezen Aksu ve Ajda Pekkan ile görüşüyor musunuz?
Biz aynı dönemin meslektaşlarıyız, birbirimizi sever, sayarız. Herkes birbirininin sınırını bilir, kulvarına saygı duyar.
YİNE ÖZEL BİR SAHNE ŞOVU
90'larda sizi müziğe küstüren ne oldu?
'Alladı Pulladı' albümümü yaptığım dönem korsanın patlaması beni delirtti. Bu durum bizim belimizi büktü. Korsanla baş edemedim. Ben de isyan ettim ve Bodrum'a yerleştim. 20 yıl orada yaşadım. Çünkü bunca meslek birliklerine rağmen haklarımızı bir türlü alamıyoruz. Şimdi kendi paramla bir albüm yapıyorum ama ne olacak bunun sonu hiç bilmiyorum. Sadece sevenlerimle yeniden müzik yapacak olmak beni mutlu ediyor., o kadar.
28 Ocak'taki gösterinizden biraz bahseder misiniz?
Özel bir sahne şovum olacak, kostümlerim olay yaratacak. Yeni çıkacak albümümdeki şarkıları söyleyeceğim. Ayrıca Neşet Ertaş'ın bir türküsünü de rock versiyonuyla okuyacağım.
DEFALARCA İHANETE UĞRADIM ARTIK AŞKA TÖVBELİYİM!
İş hayatınızda yakaladığınız mutluluğu özel hayatınızda yakaladınız mı?
Maalesef yakalayamadım. Özel hayatımda çok seven bir kadın olduğum için hep acı çektim. Artık aşka olan inancımı kaybetim. 22 yıl birlikte olup 2.5 yıl önce boşandığım insanın şu anda nerede, ne yaptığını bile bilmiyorum. Boşanmadan önceki kısa ayrılıklarımızda çok ağlardım ama artık öyle bir noktaya geldim ki; boşanırken bile ağlamadım.
AFFEDİNCE ARKASI GELİR
Hiç aldatıldınız mı?
Aldatılmaz olur muyum? Kaç kere hem de! Aldatılmayan kadın var mı, sanmıyorum. Ne kadar güzel, yetenekli olurlarsa olsunlar; yine aldatılırlar. Ben hep aldatıldığımı hissettim ama anlamamazlıktan geldim. Sevginiz bunu bir süre içinize atmanıza neden oluyor. Ama bir süre sonra artık içinize atamıyor ve patlıyorsunuz. Kadın ilişkiyi sürdürmek için çabalıyor ama olmayınca da olmuyor.
Evliyken eşinizi iki kere affetmişsiniz. Pişman oldunuz mu?
Pişmanlık değil de; bir kere affedince arkası geliyor. Kadın sürekli zedeleniyor. Ama şunu da görüyorum; erkekler bazen bilinçli de aldatmıyorlar. Bir anlık boşluklarında bunu yapıyorlar.
Nasıl atlattınız o dönemi?
Terk etmek zordu ama bunu başardım. Hayvanlarla, doğayla iç içe zaman geçirerek atlatmaya çalıştım. Alışkanlık hissi beni çıldırtıyordu. Sudan çıkmış balık gibiydim. Kolay olmadı ama oldu.
2.5 yıldır hayatınızda kimse yok, öyle değil mi?
Bir daha asla aşık olmam. Aşka tövbeliyim. Kendimi müziğe verdim. Benim için artık önemli olan tek şey; müziğim, albümüm.
ŞİMDİKİ POPÇULAR TÜRKÇE KONUŞAMIYOR
Yeni jenerasyondan kimleri beğeniyorsunuz?
Tabii ki içlerinde beğendiklerim var. Ancak onlarla aramda bir fark var; ben altı yıl klasik bale yaptım. Türkiye'de Gaye Sökmen ile ilk bale okulunu ben açtım. Bale temeli olan, modern dansları yapabilen, yoga tekniğiyle diyafram kullanabilen, birkaç dil bilen ve şan eğitimi alan bir tek ben varım. Şimdiki arkadaşlarımın çoğu konservatuvarlı olmasına rağmen; bu söylediklerimi bir arada bulunduranı yok! Ayrıca ben güzel Türkçe konuşan biriyim. Şimdiki popçular Türkçe konuşamıyor. Başarılı olmaları için her şeyi iyi yapmaları gerekiyor. İyi dans edecek, estetik olacak, iyi diyaframı ve ışığı olacak.
OKAN DA BENİM GİBİ
Kendi sahne enerjinizi kimde görüyorsunuz?
Benim erkek versiyonum Tarkan ve müzik sektöründe olmasada da Okan Bayülgen. İkisinin de enerjimden etkilendiğini düşünüyorum. Tarkan doğum gününde bana "Gözlerinize baka baka Tarkan oldum. Sizi seyrede seyrede Tarkan oldum" deme zarafetini gösterdi. Onu etkilediğim için gururluyum. Kadınlardan da sahnede beğendim Hadise var.
ÇUVAL DA GİYSEM CAZİBELİ BİR KADINIM
Muhafazakar bir kadın olduğunuzu söylüyorsunuz, ancak o dönemin en seksi kadınlardan da biriydiniz...
Çünkü Türkiye'nin en iddialı tipi bendim. En marjinal kadınıydım. Üzerimde çok ilgi vardı. Tanrı'nın verdiği güzelliği de inkar edemem. Ben güzel kadınım; estetik bir yürüyüşüm vardır, cazibem vardır. Çuval da giysem, en kapalı halimle bile cazibeliyimdir. Seksi bir kadın olabilirim ancak aynı zamanda da aile sanatçısıydım. Hayatım boyunca en fanatik hayranlarım hep kadınlar oldu.
SEVGİLİMİ YÜCELTİRİM
Bu kadar özgüven erkekleri ürkütmez mi?
Tabii ki erkek için zor. İlişkilerimde birlikte olduğum insanı ezmemek için çok formüller üretmiş birisiyim. Kendimi indirgeyip sevgilimi yüceltirim ben. Onu ortam içinde onore etmeyi bilen birisiyim.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr