Haberler

    Tasarımları "gizli bahçe"ye bir davetiye

    Güncelleme:
    Abone Ol

    Tasarımlarınız bir süredir oldukça gündemde.

    Tasarımlarınız bir süredir oldukça gündemde… Markanızı ne zaman kurdunuz?

    Peracas, iki senedir var olan ve her geçen gün büyüyen bir marka. Önce Milano'da işçiliğini beğendiğim bir atölye buldum ve kendime birkaç parça takı yaptırdım. Sonra yaptırdığım bu takılar oldukça beğeni topladı. Uzun çalışmalar sonucunda kendim için severek ürettiğim tasarımlar, Peracas'a hayat verdi ve 2018 son çeyreğinde de marka Milano'da doğdu. 2019 yılında ilk koleksiyonunu çıkarttım, kısa sürede yoğun ilgi gördü ve sektörün önde gelen mağazalarına girmeyi başardı.

    Peracas'ın isim anlamı nedir?

    Peru'da "Paracas" diye bir bölge var. Pasifik Okyanusu'nun tam kıyısında, terk edilmiş gibi gözüken inanılmaz bir doğa harikası. Terracotta renginde bitki örtüsü olan, okyanus dalgalarını duyduğunuz bomboş bir yer hayal edin. Burada gizli bir bahçe hayal ettim, boşluğun ortasında bana ait olan renkli bir dünya gibi. Küçükken çok severek defalarca okuduğum ve etkilendiğim Frances Hodgson Burnett'in "The Secret Garden"ı gibi Peracas da aslında hayali gizli bir bahçe.

    "YABANCILAR, TASARIMDAKİ HİKAYEYE BAKIYOR"

    Ürünleriniz altın mı? Nasıl bir üretim süreciniz var?

    Tüm ürünler İstanbul'daki atölyemizde, sektörün en eski ve yetenekli sadekarların el işçiliğiyle özel olarak üretiliyor. Modellerin çoğu bronz üzerine 1 micron kalınlığında 24 ayar altın kullanılarak kaplanıyor. Altın kaplamayı kalın tutmamızın sebebi ürünlerin alerji yapmaması ve hassas tenler için de rahatça kullanılabilir olması. Ürünlerde rengarenk, yarı değerli taşlar ve kristaller kullanılıyor. Bunun haricinde gerçek mücevherlerden oluşan yeni bir kapsül koleksiyon çıkarttık. Sınırlı sayıda üretilen bu modellerde sarı turmalin, yeşil topaz ve yakut gibi değerli taşlar kullandık.

    Yurt dışında Moda Operandi, Tsum gibi yerlere girmek zor değil mi? Ne gibi kriterleri var?

    Kolay diyemem. Öncelikle markanın DNA'sı ve hikayesi kuvvetli olmalı. Yansıttığı bir karakter ve ruh olmalı. Ürünlerde hikaye bütünlüğü yaratılmalı; böylece müşteriyle ürün arasında bir bağ oluşuyor. Aslında müşteri de tam olarak ürünün yansıttığı bu "aura"yı ve kimliği satın alıyor.

    "TESADÜFLER BENİ ARNAVUTKÖY'E GÖTÜRDÜ"

    Üzümlü küpeler, salkım küpeler denince Peracas akla geliyor. Showroom'unuzu açtığınız Arnavutköy'ün de üzüm ile bağlantısı var. Önceden planlamış mıydınız?

    Ben enerjiye inanan biriyim. Görmeyi bilirsek, hayatın bize sunduğu birçok tesadüf aslında bizim yolumuzu belirliyor. Yani aslında hayatın hepimiz için bir zamanlaması ve planı var. Arnavutköy'deki showroom'umuzun hikayesi de böyle bir "tesadüf"; 100 senelik eski bir Rum evi. Ev karşıma çıktığında hemen gezmek istedim. Evin giriş kapısının üzerinde duran iki adet melek figürü beni karşıladı. Evin enerjisinden çok etkilendim ve evi nasıl dekore etmek istediğim spesifik olarak girer girmez hayalimde canlandı. Aradan iki gün geçti, Saffet Emre Tonguç'un Arnavutköy ile ilgili yazdığı bir yazısına denk geldim. Zamanında kiliselerin ve ibadethanelerin çoğunlukta olduğu bir bölge olan Arnavutköy, eskiden "Melekler Köyü" olarak bilinirmiş. Bizans döneminde üzüm salkımlarıyla ünlenen Arnavutköy, sonrasında Osmanlı döneminde çilek tarlalarıyla ün kazanmış. Bu hikaye beni çok etkiledi ve sanki ev beni bulmuş gibi hissettim. Yarattığım üzüm formlarıyla hayat bulan Peracas, Arnavutköy'de melek kapılı bir yaşam alanı kazanmış oldu.

    Koleksiyonlardan bahseder misiniz? Sevgililer Günü yaklaşıyor; hediye alternatifi arayanlar mesela hangi fiyat aralığında ürün bulabilir?

    Peracas'ın kimliği haline gelen salkım küpeler, koleksiyonların baş rolünde. Çiçek ve yaprak formlarındaki parçalar, salkımların romantikliğine eşlik ediyor. Materyal olarak en çok yoğunlaştığım pastel tonlarındaki yarı değerli taşlar ürünlere organik bir doku katıyor. Ayrıca zamansız olarak değerlendirdiğim barok inciyi koleksiyonlarımda oldukça çok kullanıyorum. Marka bilinirliği oturana kadar yeni ürün çıkarmaya yoğunlaşmak yerine, var olan modellerimizi daha çok duyurmayı hedefledim ve koleksiyonlara eklemeler yaparak var olan modelleri geliştirdim. Öncelikle var olan modellere yoğunlaşıp sonrasında küçük adımlarla koleksiyonu geliştirmenin uzun dönemde daha kalıcı olduğuna inanıyorum. Çoğu yeni marka trendlere bağlı, tüketim amaçlı koleksiyon çıkarıyor ve sonucunda ömrü kısa oluyor. Markanın adını birkaç sezon sonra duymuyor oluyorsunuz. Amacım uzun dönemli bir marka dokusu bırakmak ve Peracas kadınının ruhuna dokunmak. Böylelikle ürün zaten organik olarak kendini sattırıyor. Yeni ürünler koleksiyona genelde moda haftaları öncesinde ekleniyor ama arada aklıma gelen fikirleri de uygulamayı seviyorum. Hediye alternatifi olarak son zamanlarda en çok satan "Magnolia" ve "Bambi" küpelerimiz oldukça günlük ve zarif. Fiyatları 390- 690 TL aralığında değişiyor. Tüm ürünlerimizin fiyatlarına bakacak olursak 390- 4 bin TL arasında modeline göre değişkenlik gösteriyor.

    "HEDEFİM DÜNYA MARKASI OLMAK"

    Tüketiciler artık marka sahiplerini de daha yakından tanımak istiyor, onların hikayelerini öğrenmek istiyor. Sizin hikayeniz nedir?

    1992 yılında İstanbul'da doğdum. Galileo Galilei İtalyan Lisesi'nde okurken, aynı zamanda bir dönem San Francisco'da yaşadım. Sonrasında eğitim hayatıma İstanbul Bilgi Universitesi'nde İşletme-Ekonomi Bölümü'nde devam ettim ve bu süreçte bir dönem Paris'te yaşadım. İstanbul'a döndüğümde Beymen ve Demsa'da satın alma bölümlerinde çalıştım ve ardından Peracas'ı 2018 yılında Milano'da kurdum.

    Buradan sonraki hedefleriniz neler?

    Peracas'ı bir dünya markası yapmak. Hedeflediğim tüm global satış noktalarında markayı konumlandırıyor olmayı isterim. İleriki dönemlerde mücevher haricinde dekoratif objeler, ev eşyaları ve tekstil alanlarında da faaliyet göstermeyi hedefliyoruz. Seramik tabaklar üreterek ev objeleri yapmaya kısa bir süre önce başladık. Devamında Murano'da kontakta olduğumuz bir markayla cam objeler yapma planlarımız var. Bunun haricinde, benim en büyük hayallerimden biri, gastronom olan erkek kardeşimle Peracas Café / Bistro açmak ve mönüyü onun hazırlaması. Şu an master yapıyor, fakat öncesinde Kopenhag'da Michelin yıldızlı Relae gibi harika yerlerde çalıştı. İleride birlikte bir şeyler yapmak istiyoruz.

    "PANDEMİ PAZAR DİNAMİKLERİNİ DEĞİŞTİRDİ"

    Pandemi olsa da yurtdışında satışlarınız için görüşmeler devam ediyor mu?

    Pandemi dolayısıyla moda haftaları dijital ortama kaydı. Beraberinde satın almalar da bu dönemde dijital ortamda gerçekleşip devam ediyor. Son iki sezondur Peracas'ı dijital platformda, anlaştığımız showroom aracılığıyla gösterime sunuyoruz. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki buyerlar bu platformdan Peracas'ı inceleyip sipariş geçiyorlar. Bu dönemde satış pazarındaki dinamikler de değişti. Çin ve Ortadoğu pazarı lüks tüketimde büyük bir sıçrama yaşadı. Bu dönemde biz de en çok Çin ve Ortadoğu pazarında büyüdük.

    Sizinle yeni tanışanlar tasarımlarınızı nerede bulabilir?

    Tasarımlarım, Türkiye'de peracas.com ve Arnavutköy Showroom'umunuz dışında Beymen Zorlu Center'da sergileniyor.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    İstanbul Milano Moda Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title