"Tek taş bile yerinden oynatılmasın' çağrısı
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Kaya, Ağrı Dağı eteklerinde Nuh'un Gemisi'ne ait kalıntıların olduğuna inanılan alanın korunması gerektiğini belirterek, "Burası eğer doğal bir yapıysa veya iddia edildiği gibi Nuh'un Gemisi'nin kalıntıları buradaysa...
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Kaya, Ağrı Dağı eteklerinde Nuh'un Gemisi'ne ait kalıntıların olduğuna inanılan alanın korunması gerektiğini belirterek, "Burası eğer doğal bir yapıysa veya iddia edildiği gibi Nuh'un Gemisi'nin kalıntıları buradaysa buradan tek bir taşın bile yerinden oynatılmaması gerekir çünkü yapılacak araştırmaların doğru sonuçlanması için en ufak bir ayrıntı bile çok önemli olabilir." dedi.
Harita Yüzbaşı İlhan Durupınar, 1959 yılında Harita Genel Komutanlığında bölge haritalarını oluşturmak için hava fotoğrafları üzerinde çalışma yaparken Ağrı Dağı'nın Telçeker köyü yakınlarında bulunan ve Nuh'un Gemisi'ne ait kalıntıların olduğu iddia edilen alanı keşfetti.
Bugüne kadar yapılan araştırmalarda bilim adamlarının nerede olduğu konusunda üzerinde uzlaşamadığı ve asırlardır gizemini koruyan Nuh'un Gemisi ile ilgili AİÇÜ tarafından yerli ve yabancı uzmanların katılımıyla bugüne kadar çok sayıda sempozyum düzenlendi.
AİÇÜ Rektör Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, Kitab-ı Mukades'te Nuh'un Gemisi ile ilgili yer alan ifadelerin Ağrı Dağı olarak yorumlanması ve Ağrı Dağı'nın pek çok insanın düşüncesinde Nuh'un Gemisi ve tufan ile özdeşleşmesi nedeniyle Hristiyan dünyasından bölgeye çok ciddi yönelim olduğunu söyledi.
"Ay'a ilk ayak basan dünyalı unvanını kazanan Amerikalı astronot Neil Armstrong, Nuh'un Gemisi'nin kalıntı ve izlerine rastlamak amacıyla Haziran 1982'de Türkiye'ye gelip Ağrı Dağı'na tırmandı." diyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "1980'li yıllarda Amerika'dan bilim insanları Durupınar Site'de yer altı radar görüntüleme çalışmaları yapmaya başladı. Bilim insanları yaptıkları çalışmalar sonucunda burada bir geminin olduğunu ama bu geminin Hz. Nuh'un Gemisi olup olmadığı konusunda daha çok çalışmalar yapılması gerektiğini, Tevrat ile İncil'de geçen gemi boyutlarıyla buradaki gemi boyutlarının birebir eşleştiğini iddia etmektedir. Son olarak 2017 yılında Avustralyalı ve Amerikalı iki bilim insanının yapmış olduğu bir çalışma var. Onlar da derinlemesine yer altı radar görüntülemesi yaptılar. Bu çalışma sonucunda da burada bir geminin olduğunu ifade ediyorlar ancak bu geminin Hz. Nuh'a ait olup olmadığının anlaşabilmesi için daha çok detaylı ve derinlemesine araştırmaların yapılması gerektiğini ifade ediyor."
"Heyelan duyarlılık haritalarının burada yapılması gerekiyor"
Prof. Dr. Kaya, yöredeki gemi kütlesine benzeyen yapının 1945 yılındaki heyelan sonucu oluşan doğal bir yapı olarak bilindiğini ve buranın 1989 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca Doğal Sit Alanı ilan edildiğini hatırlattı.
Nuh'un Gemisi'ne ait olduğu sanılan bu doğal yapının bulunduğu alanın çok iyi korunamadığını savunan Kaya, "Özellikle dışarıdan gelen ziyaretçiler ve araştırmacılar bazen bu alana izinsiz girip araştırma yapıp fotoğraf çekebiliyor. Öncelikle bu alanın bu tür kontrolsüz girişlerden korunması lazım. Burası eğer doğal bir yapıysa veya iddia edildiği gibi Nuh'un Gemisi'nin kalıntıları buradaysa buradan tek bir taşın bile yerinden oynatılmaması gerekir çünkü yapılacak araştırmaların doğru sonuçlanması için en ufak bir ayrıntı bile çok önemli olabilir. Bunun önüne geçilmesi lazım." diye konuştu.
Kaya, söz konusu alanda heyelan riski olduğuna ve bugünün teknolojisiyle buradaki heyelan tehlikesinin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmaların yapılması gerektiğine vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı:
"Zaten yapıyı incelediğimiz zaman yapının sağ ve sol kenarlarında ciddi yarıkların oluştuğu, zaman zaman tekrar eden heyelanlar sonucu meydana gelen aşınmanın artık yapının gövdesine sirayet ettiğini görebiliyoruz. Şiddetli yağışlar sonucu dağlık alandan yamaç aşağı gelen suların yapının sağ ve sol tarafında oluşturduğu vadilerden akan suların kesinlikle yapıya ulaşmadan sahadan drene edilmesi ve yapıdan uzaklaştırılması gerekiyor. Yapılacak projeler dahilinde öncelikli olarak heyelan duyarlılık haritalarının burada yapılması gerekiyor. Teknoloji çok gelişmiş. Coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak buradaki heyelan duyarlılık haritaları ortaya konulabilir."
Ağrı Dağı ve Nuh'un Gemisi bölgeye milyonlarca turist çekebilir
Prof. Dr. Kaya, 2010 yılında Hong Kong'dan bir grup Çinlinin Ağrı Dağı'na tırmanış yaptıktan sonra ellerine birkaç tahta alıp Nuh'un Gemisi'nden parçalar buldukları yönündeki iddialarını basın aracılığıyla kamuoyu ile paylaştıklarını ve sonraki süreçte bu kişilerin Hong Kong'a gidip Nuh'un Gemisi Müzesi kurduklarını hatırlattı.
Ağrı Dağı ve iddia edildiği gibi Nuh'un Gemisi yapısının önemli bir turizm alanı olduğunu kaydeden Kaya, "Şu anda Hong Kong'daki Nuh'un Gemisi Müzesi'ni milyonlarca turist ziyaret ediyor. Madem Ağrı özellikle Hristiyanların önemli kesimi tarafından bu işin merkezi olarak kabul ediliyor ve Nuh'un gemisinin kalıntılarının burada olduğuna inanılıyor, öyleyse buralarda bu tür yatırımların yapılması halinde Nuh'un Gemisi inancı dolayısıyla buraya milyonlarca turist gelebilir." dedi.