Ufukta evlilik var mı?
Ömür Gedik: Çift barıştığına göre artık "iyi günde kötü günde" diyecekleri vakit de geliyor demektir.
Ömür Gedik : Çift barıştığına göre artık "iyi günde kötü günde" diyecekleri vakit de geliyor demektir. Ufukta evlilik var gibi.
Cengiz Semercioğlu : İkilinin arası Edvina'nın babasının cenazesinde düzeldi. İbrahim atladı İzmir'e gitti ve 'eski sevgilisini' bu acı gününde yalnız bırakmadı. Yeniden ilişkiye başladılar. Evliliğe gideceğini düşünmüyorum ama daha kavgasız gürültüsüz bir ilişki yaşayacaklardır.
Onur Baştürk : İkisini de tanıyor ve seviyorum. Aralarındaki tutkuya da hayranım. Ama her tutkunun sonu illa evliliğe evrilecek diye bir kaide yok. Sanki böyle daha iyi gibiler. Sürekli viraj alıp sonra düz yola çıkıyorlar bir şekilde...
Cengiz Semercioğlu - Ömür Gedik - Onur Baştürk
Mahsun yanıt vermez bu polemik uzamaz
Ve 90'ların Prestij ailesi elemanları yine birbirine girdi. Alişan, yıllardır arasının kötü olduğu Mahsun Kırmızıgül'ün müzik kariyerine geri dönmesine ilişkin, "O çok döndüğü için baktı para yok hop yine döner" diyerek ilk bombayı fırlattı. Sizce bu kavga devam eder mi? Alişan haklı mı?
Onur Baştürk: İşte özlenen polemikler. Bir şekilde Özcan Deniz de katılırsa bu polemiğe tadından yenmez!
Ama Alişan biraz abartmış. Mahsun Kırmızıgül sinemadan para kazanmadığını düşünüp neden müziğe dönsün? Gider inşaat filan yapar.
Müzikte ancak çok büyük konserler verirse para kazanabilir Kırmızıgül. Onun dışında müzikten ne kazanabilir ki bu saatten sonra.
Cengiz Semercioğlu: Alişan'la konuştum, "Küs oldukları dönemde 'Beyaz Melek'in galasına gittiğini, daha sonra bir davette babasıyla Mahsun'un yanına gittiklerinde, Mahsun'un babasını görmezden geldiğini, bacak bacak üzerine atıp yüzüne bile bakmadığını" söyledi. "Babama bu saygısızlığı yapanı affetmem" dedi. 20 yıl öncesinden ise para pul meseleleri var aralarında.
"Babamdan özür dilerse Mahsun'u affederim ama hiçbir zaman ilişkimiz eskisi gibi olmaz" diyor. Mahsun yanıt vermediği için bu polemik uzamaz.
Ömür Gedik: Alişan, bu açıklamalarıyla bir kavganın fitilini ateşlemiş oldu. Yine de Mahsun filminin çıkmasına az bir süre kala bu polemikle anılmak istemez ve cevap verip topa girmez diye düşünüyorum.
Tombul Çağatay çok sempatik
Çağatay Ulusoy'un rol için kilo alması çok konuşuldu. Rol için kilo alıp vermek Hollywood'da çok yaygın ama bizim pek alışık olmadığımız bir şey. Nasıl buldunuz Çağatay'ı?
Cengiz Semercioğlu: Yıllar önce "show must go on" diyen oyunculuk düsturu, oyuncuların anne-babaları öldüğü gün bile sahneye çıkmalarını ballandıra ballandıra anlatmaları balonunu eleştirmiştim. Şimdi de rol için bu kilo alıp verme meselesine savaş açıyorum.
Yarın köşemde bu meseleyi geniş olarak yazacağım. Oyunculuğu kutsayan bir anlayışın devamıdır bu, yazık...
Onur Baştürk: Tombul Çağatay gayet sempatik. Bizim oyuncularda pek alışık olmadığımız bir şey yapıyor Çağatay. Fiziğinden ödün veriyor. Umarım bu ödüne değecek bir film çıkar ortaya.
Ömür Gedik: Hollywood'da rol için kemikleri sayılana kadar zayıflayanları da gördük, obezite seviyesine kadar şişmanlayanları da. Bizde her şey hızlı ilerlediğinden böyle radikal fiziksel değişikliklere vakit kalmıyor genelde. Çağatay bu anlamda şaşırtıcı ve alışık olmadığımız bir şey yapmış oldu. Bu iddialı değişiklik benim hoşuma gitti, merakla bekliyorum.
İkisi de sinirlenmekte haklı
Burcu Esmersoy ve Tamer Karadağlı, Sapanca'daki dinlenme tesislerinde çekilen görüntülerinin "yeni aşk" iddiasıyla servis edilmesine sinirlendi. İkilinin bir dizide oynadığı ortaya çıktı. Sizce tepkilerinde haklılar mı, yoksa abartmışlar mı?
Ömür Gedik: İki kişinin bir dinlenme tesisinde yan yana yürümesini "yeni aşk" olarak vermek neyin kafası Allah aşkına?
Bir yakınlaşma yok, yakalanan bir mesaj yok. Yeni aşk demek için ikisinin de popüler bekarlar olması yeterli mi yani? Sinirlenmekte haklılar.
Cengiz Semercioğlu: Her şeye aşk, her şeye meşk diye haber yaparsan ünlüler de bu tepkiyi verir.
Tamer Karadağlı'nın isyanı "yasak aşk" tarifineydi. Yani esasa ilişkin itiraz ediyor Tamer, ki haklıdır. İki bekar insanın ilişkisi neden yasak aşk oluyormuş? Her aşka yasak diyeceksek kimsenin aşk yaşamaması lazım. Bu magazin dilini değiştirmeliyiz. Burcu'nun "Tamer Abi" diye bahsetmesine de çok güldüm bu arada. Abi nedir Burcu?
Onur Baştürk: Her iki taraf da haklı gibi geldi bana. Muhabirler dinlenme tesisinde ikisini birden görünce afallamış ve heyecanlanmış olabilir.
Çünkü kimsenin aklına gelmez Sapanca'daki bir dinlenme tesisinde Burcu Esmersoy ve Tamer Karadağlı'yı görmek.
Dizide oynadıkları da hiç ortalıkta konuşulmadığından, bu yanılgıya düşmüşler.
Burcu ve Tamer'in tepkisi de haklı. "Yasak aşk" başlığı hele çok gereksizdi. Neyin yasağı Allah aşkına? Neyse gerçeği öğrendik ve olay bitti.
Sevgilisine de ilham vermiş
Örgülü saçlarıyla dikkat çeken ünlü şef Hazer Amani, "Sıla'dan gördüm, kıskanıp yaptırdım" dedi. İki sevgilinin rastalı/örgülü benzer imajlarını Konsey değerlendirdi.
Ömür Gedik: Sıla'nın bir kısa, bir uzun, bir düz, bir kıvırcık saç değişimleri pek çok kadına ilham oluyor. Demek ki aynı şekilde sevgilisine de ilham olmuş. Sevgililerin aynı hobileri paylaşmalarını, aynı zamanlarda aynı kitapları okumalarını biliyorduk, şimdi buna saç modelleri de eklendi. Bence güzel de oldu.
Onur Baştürk: Çok uyumlu bir çift ama bir süre sonra umarım kardeş gibi olmazlar. Kardeşler yapar çünkü böyle şeyler. Birbirlerindeki bir şeyi kıskanıp aynısını yaptırmaya çalışırlar.
Cengiz Semercioğlu: Hazer, Sıla'nın tarzından etkilendiğini açıkça söylüyor. Belki de bu çifti güzel kılan bu oldu. Bana "Sıla'ya Ahmet mi daha çok yakışıyordu, Hazer mi" diye sorsanız, ben ikincisini söylerim. Sanki Sıla bu ilişkide kendini buldu. Hazer de yeni biri oldu. "2020'de evlenecekler" listemde ilk sırada yer alıyor bu çift.
Zuhal Olcay kalıplara karşı
Zuhal Olcay, "Cenazemde 'Işıklarla uyusun' demeyin. İnsan ışıklarda uyuyamaz ki. 'Işıklara yürüsün'müş, niye yürüyeceğim, yatacağım!" dedi. Konsey, Olcay'ın bu sözlerini yorumladı.
Onur Baştürk: Bayılıyorum Zuhal Olcay'a. Gayet dobra konuşmuş. Bizim dilimizde olmayan bir şey zaten "Işıklarla uyusun" kalıbı. Sosyal medya dönemiyle birlikte bir şekilde kullanılmaya başlandı. Olcay da aslında bu moda olan kalıplara karşı bence.
Ömür Gedik: Bu "ışıklar içinde uyusun" cümlesi sanat dünyasında daha çok kullanılan bir tabirdir. Karanlıktan korktuğum için olsa gerek bana güzel gelir. Ama Zuhal Olcay'ın cümleyle ilgili eleştirisini ve mantığını da anlayabiliyorum. Çağrısı ve isteği bana çok anlamsız gelmedi ama tabii ki her şey bir yana; Allah gecinden versin.
Cengiz Semercioğlu: İyi niyetli bir temennidir bu, Zuhal'in buradan bir polemik meselesi yaratması garip olmuş. "Alkışlarla uğurlamayın" dese belki daha doğru olabilirdi. "Gürültü yapmayın uyuyacağım" itirazıyla birlikte...