Sami Özer: Yeni Sound'lar İlahinin Ruhunu Bozmaz
Feryad-ı Gam' İsimli son albümünde Tasavvuf müziği eserlerini batı sound'uyla yorumlayan Sami Özer, Günaydın'a konuştu.
Tasavvuf müziğinin ünlü ismi Sami Özer, 'Feryad-ı Gam' adlı yeni albümünü çıkarttı. 8 yaşından bu yana ilahilerle iç içe olduğunu söyleyen Özer, tasavvuf müziği serüvenini GÜNAYDIN'a anlattı...
'Feryad-ı Gam' önceki albümlerinizden farklı bir çalışma... Neden değişiklik yapma ihtiyacı duydunuz?
Bu albüm Batı sound'uyla hazırlandı. İçinde ney, kanun ve tambur da var ama altyapılarda Batı sound'u hissediliyor. Altyapıların hepsini Selim Çaldıran hazırladı. Bu fikir aslında bir anda ortaya çıktı ve hemen albümü hazırlamaya giriştik. Çok keyifli ve çok güzel 10 parça yaptık. Bu albüm sayesinde 'Best of' yapmama da gerek kalmadı. Ayrıca gelen istekler üzerine albüme bir sahur, bir de iftar ezanı koyduk.
42 YAŞINDA ALBÜM YAPTIM
Genelde Ramazan ayında ezan tartışması yaşanır. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı ezanları nasıl okunmalı?
Ezan; yumuşak ve kimseyi rahatsız etmeyecek bir sesle okunmalı. İnsanın en hassas yeri kulağıdır; devamlı bağırdığın zaman beyin yorulur. Elbette ezanların bir makamı da var. Sabah ezanı saba, akşam ezanı segah, öğle hicaz ya da rast makamında okunabilir. Osmanlı döneminden bize gelen budur. Ben ilk kez 7 yaşında ezan okumuştum.
Peki sizce ezan tek bir noktadan mı okunmalı?
Bence merkezi sistem doğru değil. O zaman din adamı yetişmez. Okunan ezanları dinliyorum; hiçbirinin diğerinden farkının olmadığını görüyorum.
Tasavvuf müziğine yeni sound'lar ve yorumlar katılması, bu müziğin ruhani yapısını bozar mı?
Hayır, bozmaz. Yeni bir sound yapabilirsiniz ama sanatçı müziğin orijinalliğini bozmamalı ve parçayı aslına sadık kalarak okumalı. Benim söylediğim ilahilerde de bu duygu hiç bozulmadı. Bu müziğe gönül verenlerin, seslerini kullanmayı iyi öğrenmeleri lazım. Öyle hemen "Ben sanatçıyım" diye piyasaya çıkmamak lazım. Ben 63 yaşındayım ve 8 yaşından beri bu işin içindeyim. İlk albümümü 42 yaşındayken yaptım. Ondan sonra albümlerin devamı geldi.
KALICI OLDUM
"Keşke daha önce albüm yapsaydım" dediğiniz oluyor mu?
Sağlam adımlarla çıktım ben... Allah geç verdi ama olsun, böyle daha kalıcı oluryorsun. O kadar entresan dualar alıyorum ki insanlardan... Benim hocam Zafer Efendi'ydi. Tasavvuf konusunda beni yetiştiren odur. Yani güzel bir insan bulup onun dizine oturacaksın ve ondan öğreneceksin her şeyi... Bir de sesini kullanmayı öğreneceksin. Rahmetli hocamın bana bir vasiyeti oldu; "Oğlum, ben seni yetiştiriyorum ama bu sesi meyhanelerde harcamayacaksın, hakiki sanat yolunda harcayacaksın" dedi.
Bazı şarkıcılar Mevlana'nın öğretilerinden esinlenerek şarkılar yapıyor ve söylüyorlar. Tarkan ve Kenan Doğulu, akla gelen ilk örnekler... Siz buna nasıl bakıyorsunuz?
Bu kişiler, gerçekten güzel ve özel sesler... Ben onlara hocamın bana önerdiği şeyi önerebilirim. Yaptıkları işi severek yapsınlar, muhabbet duysunlar ve kültürümüze ait parçaları aslını bozmadan öyle okusunlar. Ben nasıl yapıyorsam öyle yapsınlar yani... Böylece gençlere de tasavvuf müziğini sevdirmiş olurlar ve bir hayra vesile olurlar tabii...
Peki sizden farklı kulvarda bir sanatçıyla ortak bir çalışma yapmayı düşünür müsünüz? Bir düet mesela?
Daha önce ortak bir şeyler yaptım. Hatta film müziği de seslendirdim, Lübnanlı bir rahibeyle bir parça da söyledim. Enteresan bir isim olursa, ciddi bir teklif gelirse neden olmasın...
BENİ AĞLATMAYAN PARÇAYI SÖYLEMEM
Tasavvuf müziğinde duygular çok önemli. Siz ruhunuzu nasıl besliyorsunuz?
Beni ağlatmayan parçayı okumam ben. O eserin bana tesir etmesi lazım. Bir de ilahilerde, tekke ve cami musikisi var. Benim okuduğum tarza, tekke tarzı diyoruz. Daha ritmik yani... Cami tarzı ise Türk müziği standartlarına daha yakındır. İki tarzı da bilmek lazım ama gençlere sevdirmek istiyorsak, tekke tarzına ağırlık vermek lazım. Karagümrük'te Tasavvuf Fokloru Yaşatma Derneği var; bu müziğe ilgi duyanlar gidip dinlemeli...
TASAVVUF GENÇLERE SEVDİRİLMELİ
Tasavvuf müziği eserlerini başarıyla seslendiren kimler var sizin dışınızda?
Çok güzel kardeşlerim var. İsim söylemek istemiyorum yine de... Kendi dalında ses getirmiş insanlar, yeni isimlerle düet yaparak bu müziği gençlere sevdirmeli. Barışı, müzikle yakalayabiliriz. Gençliğe tasavvuf müziğini sevdirebilirseniz, gidip onlarla hoş sohbetler ederseniz; toplumsal barışı meydana getirebilirsiniz. Ben de bu tarz çalışmalara sıcak bakıyorum fakat yalnızca erkek bir sanatçıyla birlikte şarkı söyleyebilirim.
KADINLAR TUTULMUYOR
Neden yalnızca erkek sanatçılar? Kadın şarkıcılar ilahi okuyamaz mı sizce?
Vallahi bugüne kadar deneme yapanlar oldu ama hiçbiri tutmadı. Mesela Zara ve Mine Koşan okudu; tutmadı. Halk kadınlarda bu müziği niye sevmedi, bilmiyorum. Ben bir hanımla düet yaparım ama ilahi söyleyeceksek eğer sadece bir erkek şarkıcıyla yapabilirim. Prensip meselesi bu...
Sabah : http: //www.sabah.com.tr