Zehra'ya Baba Baskısı
Hülya Avşar'ın kızı Zehra çok farklı şekilde görüntülenmiş ama olay babasının kulağına gitmeden örtbas edilmiş.
Günaydın gazetesinin usta kalemi Sinan Özedincik, bu hafta da magazin dünyasına damga vuran olayları değerlendirdi.
ZEHRA'YA BABA BASKISI
Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğlu'nun kızları Zehra, iddialara göre bir mekanda, gazeteciler tarafından şaşırtıcı şekilde görüntülenmiş. Henüz 18 yaşını doldurmayan Zehra, görüntülerin silinmesini rica etmiş. Sonrasında devreye Helin Avşar ile Hülya Avşar girmiş. Olay, baba Çilingiroğlu'nun kulağına gitmeden örtbas edilmiş... Zehra'nın üstünde baba baskısı çok mu fazla?
Zehra ne kadar kötü görüntülenmiş olabilir ki? ya biriyle öpüşüyordu ya da alkollüydü. Bu yaştaki insanların yaşayabileceği şeyler bunlar. Kişiliği henüz tam oturmadığı için bu tarz haberlerle yeniden karşımıza çıkabilir. Zehra daha önce de İstinye Park'taki bir mağazada, bir kızla saç saça baş başa kavga ettiği haberleriyle gündeme gelmişti. Her görüntülendiğinde görüntülerin silinmesini istiyor. Bence Zehra ele avuca sığmayan yapıda bir kız. İbrahim Tatlıses'in oğlu İdo'dan tutun da Fatih Terim'in kızı Buse Terim'e kadar yeni nesil gençler hep böyle. Şöhretli olunca daha çok dikkat çekiyorlar. Zehra'nın baba tarafından korkunç bir baskı altında olduğunu biliyorum. Yapacak pek bir şey yok. Ünlü anne-babanın çocuğu olmanın bir bedeli var. Zehra'nın da sosyalleşmeye ihtiyacı var elbette ama bir şekilde kendini frenlemesi lazım. Ne kadar yasak gelirse o kadar daha kötüye gider olaylar.
ŞÖHRETİ HAZMETMEYİ ÖĞRENEMEDİ
Arda Kural'ın şizofreni hastası olduğu ve tedavi gördüğü iddiaları hayranlarını şok etti. Kural, yaptığı son açıklamada psikolojik tedavi gördüğünü, kısa sürede toparlanacağını belirtti. Olayın aslı astarı nedir? Yerli Leonardo Dicaprio ne durumda?
20 yıllık magazin tecrübeme dayanarak şunları söyleyebilirim, bazı isimlerin öyküleri çok hazin oluyor. Kural için başarısız bir oyuncu demek istemiyorum ama bir Kenan İmirzalıoğlu, bir Kıvanç Tatlıtuğ değildi. Sırf tipiyle tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Her gün gazetelerdeydi. Sokakta yürüyemez hale gelmişti. O dönemde dünyayı kasıp kavuran Leonardo Dicaprio'ya da çok benzemesi, popülerliğini pekiştirmişti. Çok gençti, bu nedenle henüz kişiliği ve şöhreti oturmamıştı. Dizinin sona ermesinden sonra da büyük boşluğa düştü ve gerçek Arda Kural'a dönüştü. Özel hayatındaki olumsuzluklar da onu çok etkiledi. İki kez aldatıldı. Popülerliğini kaybetti. Kendisiyle baş başa kalınca korkunç bir bunalıma girdi. Bir anda şöhret olup sonrasında unutulan birçok ünlü de benzer durumları yaşamıştı. İsmini açıklamak istemediğim bazı ünlüler kendini alkole ya da uyuşturucuya vermişti. Kenar mahallelerde, bodrum katlarında vefat ettiler. Kendini çok çabuk şöhrete kaptıran insanlar, bunun her zaman böyle devam edeceğini düşünüyor. Olmadığında da bunalıma giriyorlar. Arda Kural'ın durumu bence herkese ders olmalı. Şöhreti hazmetmeyi öğrenmeleri gerekiyor.
KİM TUTAR KMLYLMZ'Yİ
Bu haftaya damga vuran karelerden biri Cem Yılmaz'ın oğlu Kemal'in babasına benzerliği oldu. "Hık demiş babasının burnundan düşmüş" yorumları yapıldı. Şimdiden basının gözdesi olan Kemal, popülerliğiyle annesi ve babasını solladı mı sizce?
Artık her şeyi habere çeviriyoruz. Kemal'in fotoğrafı da ortalığı yıktı. "Hık demiş babasının burnundan düşmüş" yorumu ise beni çok güldürdü. Bu çocuk kime benzeyecekti? Bir çocuğun babasına benzemesine bile şaşırır hale gelmişiz. Kemal'in ağzı laf yapmaya başladığında olacakları şimdiden kestirebiliyorum. Konuşmaya başladığında iki-üç espri de yaparsa kim tutar KMLYLMZ'yi... Bence babasından da fazla şöhret olur, ortalığı yıkıp geçirir.
SEKİ'NİN NİŞANLISININ SIRRI
2013'ün ilk sürpriz haberi Deniz Seki'den geldi. Yılbaşı gecesi kuliste aldığı evlenme teklifini kabul edip 25 yıl aradan sonra birlikte olmaya başladığı gençlik aşkı Faruk Salman'la nişanlanarak herkesi şok etti. Sizce bu ilişki, iddia edildiği gibi 6 ay önce mi başladı? Kimsenin neden bu ilişkiden haberi olmadı?
6 ay önce arkadaş grubunda karşılaşınca aralarında yeniden bir elektriklenme olmuş ve birlikte olmaya başlamışlar. Deniz Seki'nin söylediğine göre Faruk Salman ilk aşkıymış. Bundan birkaç ay önce Arnavutköy'de bir balıkçı çıkışında Seki, gazetecileri görünce apar topar kaçmıştı. O gün balıkçıda yanında olan kişi meğer Faruk Salman'mış. Çıkışta Salman bir taksiyle kaçıyor.
Burada ilginç olan ise Salman'ın kendi aracında görüntülenmek istememesi. Çünkü arabanın camında Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyesi Faruk Salman yazılı bir protokol kartı var. Yaptığım araştırmanın sonucunda Salman'ın Kayserili bir turizmci olduğunu öğrendim. Laleli'deki Aristo Oteli'nin sahibi. Baba da turizmci. Büyükçekmece'deki bir malikanede inzivaya çekilmiş durumda. İşleri Faruk ve Fahri Salman kardeşler birlikte yürütüyor. Otel işinin dışında seyahat acenteleri ve Bodrum'da inşaatları var. Anlayamadığım ise Salman'ın bu plakayı nasıl aldığı... Öğrendiğim kadarıyla bir milletvekilline 3 tane veriliyormuş bunlardan ve istediklerine verebiliyormuş. ya Salman'ın bir milletvekili arkadaşı var onunkini kullanıyor ya da çok önemli bir siyasetçi. Seki'nin müstakbel eşiyle ilgili detaylar çok yakında ortaya çıkacaktır.
BÜLENT ERSOY'UN YAPTIĞI ŞÖHRET ŞIMARIKLIĞI
Yılbaşında Kıbrıs'ta sahne alan Bülent Ersoy'un havalimanında tekerlekli sandalye ile dolaşması olay yarattı. Diva'nın bu halini görenler fotoğraf çekmek isteyince de azarı işitti. Diva daha önce de tekerlekli sandalyede alışveriş yaparken görüntülenmişti. Bülent Ersoy'un bir rahatsızlığı mı var?
Bülent Ersoy'la aynı yaşta, aynı kiloda, aynı yapıda insanlar bu şekilde dolaşıyor mu? Sanmam. Ama şunu kesinlikle söyleyebilirim, Bülent Ersoy rahatsız filan değil. Saatlerce sahnede kalabiliyor, sürekli gezip tozuyor. Sonrasında da yoruluyor. Maddi gücüne ve şöhretine de dayanarak kendisine bunu hak görüyor ve sonuç olarak da bu şekilde görüntüleniyor. Bülent Ersoy'un yaptığı bence şöhret şımarıklığı. Alışveriş merkezlerinde böyle bir hizmet olduğunu hiç görmedim ama havalimanlarında var. Eğer havalimanında yeterli sayıda bu sandalyeden yoksa ve Ersoy'un kullandığı sandalyeyi bekleyen biri varsa o zaman durum çok vahim. Sonuçta o sandalyeye Bülent Ersoy'dan daha çok ihtiyacı olan insanlar var. Ünlü insanlarda şöyle bir durum var, şöhretin gücüne dayanarak VIP hizmetlerden sonuna kadar yararlanmaktan hiç çekinmiyorlar. Görevliler de onları kıramıyor. İnşallah Ersoy kimsenin hakkını yemeden bunu yapmıştır.
O KÜRK SAHTE
Hülya Avşar'ın 20 bin liralık kürk alması, eleştiri oklarının hedefi haline gelmesine neden oldu. Hayvanseverlerin demediğini bırakmadığı Avşar kızı, kürkün sahte mi gerçek mi olduğunu açıklamadı ama şu sözü akılları karıştırdı: "Size yalan söylemek istemem ancak bu konuları da konuşmak bana göre değil". Sizce Avşar kızı hayvanseverlerle nasıl başa çıkacak?
Hülya Avşar çok akıllı bir kadın. Verdiği cevabın da ucu açık. Yarın bir gün o kürk sahte çıktığında "Ben sahte değil demedim ki" gibi bir lafı rahatlıkla söyleyebilir. Ama bence o kürk gerçek değil ve Avşar, bir daha o kürkü basının göreceği yerlerde giymez. O kürkle halkın arasına karıştığı zaman hayvanseverlerin saldırısına bile uğrayabilir. Sprey sıkan da olur boya sıkan da... Bu nedenle Avşar cesaret edip uluorta o kürkle dolaşmaz.
HER İKİSİNİN DE ORTAYA SAÇACAĞI KİRLİ ÇAMAŞIRLAR VAR
Can Tanrıyar şimdi de eski eşinin silikonlarını diline doladı. Petek Dinçöz tarafından bir açıklama gelmemesine rağmen Tanrıyar'ın sürekli Dinçöz hakkında konuşması hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Tanrıyar reklam peşinde mi?
Tanrıyar reklam peşinde filan değil. Bence Tanrıyar ile Dinçöz artık iyice birbirlerine girmiş durumda. Dinçöz sessizliğini koruyor ama daha ne kadar susacak bilmiyorum. Ama eğer cevap verirse Tanrıyar'ın çok daha ağır şeyler söyleyecek. Bu arada Dinçöz'ün de Tanrıyar hakkında söyleyeceği ağır şeyler de olabilir. Tarih tekerrürden ibaret. Magazin figürleri bir türlü doğru düzgün ayrılmayı beceremiyor. Bütün kirli çamaşırlar ortaya saçılıyor. Bence hem Tanrıyar'ın hem de Dinçöz'ün ortaya saçacağı kirli çamaşırlar var.
Petek Dinçöz mağduru mu oynuyor?
Mağduru da oynuyor olabilir, hanımefendiliğini de koruyor olabilir, bunu zamanla göreceğiz. Tanrıyar'ı bu kadar sinirlendirdiğine göre alttan alttan bir şeyler yapıyor. Halkın önünde yapmıyır ama arkadaşlarıyla haber gönderiyor olabilir.
ÇELİK ÇOK GEÇ KALDI
Klasikleşmiş şarkılarının yeni versiyonlarıyla dinleyici karşısına çıkacak olan Çelik, "Benim hedefim yeni nesli yakalamak. Lise gençliği 'Hercai' şarkısını bilmiyor. Onlar için eski şarkılarımın remikslerini hazırladım" dedi. Çelik risk almak istemediği için mi böyle bir albümle geri dönüş yapıyor?
O dönem bu şarkıyla ortalık yıkılıyordu ama şimdiki dönemle o dönemin arasında büyük farklar var. Şimdiki gençlik bambaşka şeyler dinliyor. Bence Çelik çok geç kaldı. Bir dönem eski şarkılara rağbet vardı, kulüplerde çok çalınırdı ama onu da tükettik. Bir yıl önce bu albümü yapmış olsaydı beklediği sonuca ulaşabilirdi. Satış sonuçları her şeyi ortaya çıkaracaktır.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr