2021 yılı bütçe görüşmelerinde son gün
AK Parti Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş, "Artık milletin parası faize değil, hizmete, yatırıma gidiyor.
Ak Parti Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş, "Artık milletin parası faize değil, hizmete, yatırıma gidiyor." dedi.
Büyükgümüş, TBMM Genel Kurulunda, 2021 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde şahsı adına yaptığı konuşmada, ulaşımdan sağlığa, sosyal politikalardan tarıma, enerjiden şehirciliğe kadar Türkiye'nin her köşesinde büyütülen hizmet siyaseti sayesinde 18 yıldır milletin gönlündeki yerlerini perçinlediklerini söyledi.
Hayata geçirdikleri reformlarla birey ile devlet arasındaki ilişkileri yeniden tesis ederken daha katılımcı bir yönetim anlayışını da hayata geçirdiklerini ifade eden Büyükgümüş, önümüzdeki aylarda atılacak adımlarla bu süreci daha da güçlendireceklerini aktardı.
2021 yılı bütçesinin sadece rakamlar ve istatistiklerden oluşmadığını, bundan çok daha fazlasını ifade ettiğinin altını çizen Büyükgümüş, şöyle konuştu:
"Bizim için bütçe demek vatandaşın refahı, huzuru ve mutluluğu demek. Bütçe demek çocuklarımızın geleceği demek. OECD araştırmalarına göre 2002'de merkezi yönetim harcamalarının yüzde 43,4'ü faize gidiyordu. 2020 yılı itibarıyla bu oranı yüzde 11,3'e indirdik. 2002 yılında vergi gelirlerinin yüzde 85,7'si faiz harcamalarına gidiyordu. Bu oran ise 2020 yılında yüzde 17,4'e indi. Artık milletin parası faize değil, hizmete, yatırıma gidiyor. Biz hazırladığımız bütçelerde her zaman önceliği eğitim ve sağlığa verdik. 2021 yılı bütçesinde en büyük payın eğitime ayrılmış olması ve sağlık alanında yatırım bütçesinin yüzde 40 artırılmış olması ülkemizin geleceği adına büyük bir kazanımdır."
Büyükgümüş, düşünce dünyasında dile getirilen bazı hususların, bazen kavram niteliği kazanabildiğini, "5. kol faaliyeti"nin de bunlardan birisi olduğunu belirterek, "Ben nasıl artı değer üzerine bir seminer verdiğimde Marksist olmuyorsam, bu kavramı kullanan kişi de bunun ilk söyleyeni faşisttir diye faşist olmuyor. Bu büyük bir düşünce hatasıdır." dedi.
5. kol faaliyetinin, "fiili müdahale ile ele geçirilemeyen bir kitle ya da devleti, manevi etkiye maruz bırakmak suretiyle yıkıcı çalışmalar yapmak" olarak tanımlandığını anlatan Büyükgümüş, 5. kol faaliyetine örnek olarak "Söylentilere göre Türkiye tarafından cihatçı grupların da Azerbaycan'a gönderildiği ifade ediliyor." verilebileceğini aktardı.
Bu söylemin dış politika alanında kurmay olan muhalafet yetkilisinin dile getirdiğinin altını çizen Büyükgümüş, "Bir başka örnek verecek olursak; ordumuz büyük bir kahramanlıkla Suriye'nin kuzeyindeki terör koridorunu yok etmek için mücadele ederken 'YPG, PKK bize mi saldıracak olmaz öyle şey' demek de bir 5. kol faaliyeti örneğidir. Liste böyle uzayıp gider. Ayrıca Ak Parti'nin gittiği (bir sonraki seçimde hükümet olamayacağı) söyleniyor. 1 Haziran'dan bu yana 363 bin 626 yeni genç AK Parti teşkilatlarına katıldı. Kadınların sayısını da kattığımızda bir milyondan fazla oluyor. Biz nasıl gidiyormuşuz anlamadım." ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine söz isteyen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP'nin dış ilişkilerden sorumlu sözcüsünün değerlendirmesinin çarpıtılarak yansıtıldığını ileri sürdü.
Büyükgümüş'ün, kendilerini 5. kol faaliyeti yürütmekle suçladığını ifade eden Altay, "CHP'yi milli menfaatler konusunda itham ederseniz nankörlük yaparsınız." diye konuştu.
"Bu bütçe tarihe Pinokyo bütçesi olarak geçer"
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM'de grubu bulunmayan partilerin genel başkanlarına da talepleri doğrultusunda söz verdi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, iktidar partisinin konuşmalarıyla kendini muhalefete alıştırmaya başladığını ileri sürdü.
2021 yılı bütçesinin "kuru ekmek bütçesi" olarak tarihe geçtiğini iddia eden Baş, şöyle konuştu:
"Arkadaşlar, yasaklar sadece sizin için kalktığında sorun bitmiyor ki. Bakın, Türkiye'de işçiler sendikalaşamıyorlar. Memlekette maalesef parası olana her şey serbest, yoksula, emekçiye, garibana ise yasaklar aynı biçimde devam ediyor. Şimdi, masal kısmını bırakalım ama bu bütçeyi illa bir masalla anmak gerekiyorsa bana göre bu bütçe tarihe pinokyo bütçesi olarak geçer."
Erkan Baş'ın konuşmasını tamamlayıp HDP sıralarına oturması üzerine sataşmadan söz isteyen AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise "Örnek verdiğiniz masalın bizimle en ufak alakası yok, başka masallar söyleyiniz. Belki beraber olduğunuz arkadaşlara da pinokyo olmayı örnek verirsiniz." diye konuştu.
"Terörle iltisakı olan, destek veren parti varsa elbette kapatılır"
Daha sonra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'ye söz verdi.
Destici, koronavirüs salgınının tüm dünyada kitlesel ölümlere neden olurken sosyal hayatı ve ekonomileri sarsıcı bir şekilde etkilemeye devam ettiğini söyledi.
Salgın ve buna bağlı sınırlamaların etkisiyle işlerini, gelirlerini kaybeden vatandaşları ve dezavantajlı kesimleri korumanın, onlara destek olmanın, öncelikle devletin, hükümetin ve TBMM'nin bir görevi olduğunu ifade eden Destici, "Geçen konuşmamda da söylemiştim; önümüzdeki yıl siyasi partilere hazineden verilecek 481 milyon lirayı, yaşama savaşı veren esnafımıza vermeyi gündeminize aldınız mı, almadınız mı? Yoksa 'Gardaş bu can mı ki verelim?' diyenlerden mi olacaksınız? Eğer bu parayı verirseniz 130 bin esnafımıza tam tamına 6'şar bin lira verebilirsiniz." diye konuştu.
Türkiye'nin 35 ylıldır terörle mücadele ettiğini, bunun için 1,5 trilyon doların üzerinde para harcandığını belirten Destici, terörün son bulması için herkesin net bir duruş ortaya koyması gerektiğini söyledi.
Terörün her alanıyla, tüm unsurlarıyla mücadele edilmesinin önemine vurgu yapan Destici, şöyle devam etti:
"Terörle iltisakı olan, destek veren, kınamayan parti varsa elbette kapatılır. Burada kapatılmaması yönünde görüş beyan eden ya da bunun istismarını yapanlar, 2010 yılındaki tavırlarıyla parti kapatılmasını destekleyerek ne kadar faşizan bir görüşe sahip olduklarını da zaten ortaya koymuşlardı. Fransa'yla problem yaşarken Fransa'nın, Yunanistan'la problem yaşarken Yunanistan'ın, Ermenistan'la problem yaşarken Ermenistan'ın, ABD'yle problem yaşarken ABD'nin yanında olanlarla, terörün sözcülüğünü ve savunuculuğunu yapan, terörist cenazelerine saygı duruşunda bulunanların, şehitlerimizin aileleriyle aynı şartlardan faydalanmasına asla ve kata müsaade etmemeliyiz. Bu milletimize, tarihimize ve şehitlerimize karşı bir borcumuzdur."