Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: "Türkiye'ye Düşmanlık Eden Herkese Kucaklarını Açıyorlar"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: "Türkiye'ye düşmanlık eden herkese kucaklarını açıyorlar" -"(Almanya'daki toplantının iptal edilmesi) Bu belediyeyi aşan bir durumdur.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ : " Türkiye'ye düşmanlık eden herkese kucaklarını açıyorlar"
-"( Almanya'daki toplantının iptal edilmesi) Bu belediyeyi aşan bir durumdur. Federal hükümetin baskısı veya Alman gizli istihbaratının baskısı olabilir"
ANKARA - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Almanya'daki toplantısının iptal edilmesiyle ilgili, "Belediyenin aldığı bu iptal kararı belediyenin kendi iradesiyle aldığı bir karar değil, belediyeye aldırılmış bir karardır. Bu belediyeyi aşan bir durumdur. Federal hükümetin baskısı veya Alman gizli istihbaratının baskısı olabilir. Hangisi onu baskı yapanlar bizden daha iyi bilir. Ama biz biliyoruz ki bu karar Karlsuhe Belediyesi'nin kararı asla değildir" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, referandum kapsamında Ankara Keçiören'de şehit aileleri ve esnaf ziyaretlerinde bulundu. Bozdağ, 15 Temmuz hain darbe girişiminde şehit düşen Cengiz Polat'ın ailesini ziyaret etti. Keçiören'de vatandaşlarla bir araya gelen Bakan Bozdağ, esnafla bir araya geldi. Bakan Bozdağ'a Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve AK Parti Keçiören İlçe Teşkilat Başkanı Zafer Çoktan eşlik etti.
Bakan Bozdağ, Yozgatlı Dernekler Federasyonu tarafından düzenlenen toplantıda 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni anlattı. "15 Temmuz 2016 hain ve kanlı darbe girişimini yansıtan bir yansıyı hep beraber izledik. Rabbim bir daha 15 temmuzları bu millete, bu devlete yaşatmasın inşallah. Şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize, sıhhatli uzun ömürler diliyorum" diyen Bozdağ, 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'de yeni bir sayfa açmak gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye hükümet sistemi tartışmaları uzun zaman yapıldı. Yaklaşık 93 yıldır, belki de 150-200 yıldır Türkiye'de yaşanan tartışmaların başında Türkiye'nin nasıl bir hükümet sistemiyle yönetilmesi tartışması gelmektedir. Bir parlamenter sistemi bir dönem içinde tercih ettik, onunla ülkemiz yönetildi, yönetiliyor. Ancak, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra Türkiye'de yeni bir sayfayı açma zarureti ortaya çıkmıştır. MHP'nin Sayın Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli de yaşanan bu gelişmeler üzerine Türkiye'nin önünü açacak yeni bir kapıyı aralamıştır. Neden Türkiye sistemi değiştirmek zorundadır. Dönüp baktığınız zaman milletimizin ve devletimizin bekası, varlığı, istikrarı, istikrarı ve istikbali için Türkiye'nin bu sistem değişikliğini yapma ihtiyacı var" diye konuştu.
"Dünyada 10 civarında terör örgütüyle eş zamanlı mücadele yapan Türkiye'den başka ikinci bir ülke yok"
Türkiye'nin dört bir yanının yangın yeri olduğunu kaydeden Bozdağ, "Suriye 2011'den beri savaşta, Irak 2003'ten beri iç çatışmayla boğuşuyor, Türkiye Irak'tan ve Suriye'den gelen 3 milyon civarında göçmenle uğraşıyor, onları ağırlıyoruz ülkemizde. Öte yandan PKK terör örgütü, DEAŞ terör örgütü, DHKP-C terör örgütü ve FETÖ dahil 10 ayrı terör örgütüyle bugün Türkiye eş zamanlı mücadele etmek durumunda. Dünyada 10 civarında terör örgütüyle eş zamanlı mücadele yapan Türkiye'den başka ikinci bir ülke yoktur. Terör tehdidi altında olan başka da bir ülkede yoktur" ifadelerini kullandı.
"Türkiye güçlü olursa önünü kesemeyiz diyorlar"
Türkiye'nin zayıf olmasını isteyen iç ve dış güçlere dikkat çeken Bozdağ, "Türkiye'nin zayıf olmasını, istikrarsız olmasını, güçsüz olmasını, bu coğrafya da olup biten her şeye sağır ve kör olmasını isteyen bir dolu dünya var, bir dolu güç var. Diyorlar ki; 'Eğer ki Türkiye güçlü olursa istikrar olursa, refah olursa, huzur olursa, barış ve güven olursa, Türkiye'nin önünü biz kesemeyiz. Türkiye istikrarsız kalsın, Türkiye zayıf iktidarlarla yönetilsin, Türkiye kuruşa muhtaç olsun, IMF'nin, AB'nin, Avrupa Konseyi'nin kapısında aciz ve biçare noktada dursun.' Onun için ne lazım? Zayıf hükümetler lazım, istikrarsızlık lazım, kargaşa, kriz, kaos, terör, şiddet lazım. Hepsini bol bol Türkiye'nin üzerine boca ediyorlar. Ama hamdolsun 3 Kasım 2002'den bu yana Türkiye'de hep istikrar var. Siyasi istikrar var, güçlü iktidar var, parlamentoda bizi çoğunluk yaptınız, hükümet ettiniz, Cumhurbaşkanını bizim liderimizden seçtiniz" şeklinde konuştu.
"Tayyip beyi Türkiye'nin siyasetinden çektiğinizde siyasi istikrar falan Türkiye'de kalmaz"
AK Parti'nin neden sistem değişikliği istediğini anlatan Bakan Bozdağ, "Tayyip Erdoğan, AK Parti geçici, fani. Millet 'Hayır' dediğinde bitecek, millet siyaseten başka bir noktaya getirdiğinde başka bir şey olacak. ya da emr-i hak vaki olduğunda gidilecek. Onun için diyorlar ki 'Tayyip Erdoğan, şuanda görevinin başında, bir dönem daha millet seçerse bir dönemi var. Ama ondan sonra Tayyip Erdoğan'sız bir Türkiye gelecek.' Tayyip beyi Türkiye'nin siyasetinden çektiğinizde siyasi istikrar falan Türkiye'de kalmaz. Çünkü bizim mevcut parlamenter sistem doğrudan siyasi istikrar ve güçlü iktidar doğurmuyor. Atatürk ile bir istikrar var, güçlü iktidar var. Menderes ile istikrar, güçlü iktidar var. Turgut Özal ile istikrar var, güçlü iktidar var. Tayyip Erdoğan ile istikrar, güçlü iktidar var. Buna baktığımızda mevcut sistem siyasi istikrarı ancak güçlü liderler sayesinde kurabiliyor"
"Belediyeye aldırılmış bir karardır"
Bakan Bozdağ, Almanya'daki toplantısının iptal edilmesiyle ilgili şöyle konuştu:
"Ben Avrupa'daydım. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinde konuştum Genel Sekreterle, AİHM Başkanı ile görüştüm. Almanya'da Türk toplumuyla bir araya gelecektik. Salon kiralanmış, pazartesi günü oradaki Türk toplumu belediyeye bildirimde bulunmuş. Adres bildirilmiş, kim gelecek onu bildirmiş, kaç kişi gelecek onu bildirmiş, çarşamba günü belediye yetkilileri, polis ve organizasyon heyeti adına bir vatandaşımız ortak tutanak imzalıyorlar. 500 kişi gelecek, fazla gelirse şöyle yapacağız, program şu kadar sürecek vesaire, beraber imza altına alıyorlar. Polis bakan nereden girecek hangi kapıdan girecek onun dahi tespitini yapıyor. Buradan gelecek buradan girecek diye. Her şey yolunda, aslında belediye yardım yapmak istiyor bu toplantıda. Ama perşembe günü olduğunda her şey birden bire değişiyor. Hatta Adalet Bakanı benimle görüşme talebinde bulundu biz de tamam dedik o gün 18.00'de bir araya gelecektik. Saat 14.00 sularında belediye bir karar alıyor toplantı iptal oluyor. Arkasından başka bir yer, yedeklerini hazırlamışlar, 'bunlar bir hinlik düşünecek' diye düşünmüşler. Bu sefer oraya da polis izin vermiyor. Çok net söylüyorum. Belediyenin aldığı bu iptal kararı belediyenin kendi iradesiyle aldığı bir karar değil belediyeye aldırılmış bir karardır. Bu belediyeyi aşan bir durumdur. Federal hükümetin baskısı veya Alman gizli istihbaratının baskısı olabilir. Hangisi onu baskı yapanlar bizden daha iyi bilir. Ama biz biliyoruz ki bu karar Karlsuhe Belediyesi'nin kararı asla değildir. Onu aşan ve ona aldırılmış olan bir karardır. Nitekim Alman Dışişleri Bakanı, Alman Başbakan Sayın Merkel yaptığı açıklamalarda 'bizim bu karara etkimiz yok' dedi. Ama Alman Belediyeler Birliği adına yapılan açıklamada ise 'kusura bakmasınlar' dediler. 'Bu bizi aşan bir karar' dediler ve resmen adres olarak merkezi hükümeti gösterdiler. Alman Başbakan, 'Alman Belediye başkanı yanlış yapmıştır' demiyor. Dışişleri Bakanı da 'yanlış yapmıştır' demiyor. 'Biz bir demokrasi ülkesiyiz insan hakları, ifade hürriyeti, toplanma hakkı bizim ülkemiz için vazgeçilmezdir. Türk Adalet Bakanına yapılan saygısızlıktır bizim demokrasimizi zedelemiştir' diye bir eleştiride de bulunmadılar. Sonrada kalkıp Türkiye'ye demokrasi dersi veriyorlar. İfade hürriyeti ve başka başka haklardan dem vuruyorlar. Siz önce dönün kendinize bakın. Legal bir toplantıyı, meşru hükümetin bakanının katılmasına ve orada konuşacak olma ihtimaline tahammül gösteremiyorsunuz. Konuşmaya değil bizim konuşma ihtimalimize tahammül göstermiyorlar. Nasıl demokrasi bu?"
Bozdağ, konuşmasında Almanya'nın teröristlere destek verdiğini dile getirdi. Almanya'nın Türkiye'ye düşmanlık eden herkese kucak açtığını ifade eden Bozdağ, "PKK'nın teröristleri cirit atıyor. DHKPC'nin teröristleri cirit atıyor. FETÖcü teröristler cirit atıyor. Darbe yapan alçaklar orda cirit atıyor. Alman hükümeti bunları himaye ediyor ve her yerde koruyor, kolluyor. Teröristlere hürriyet ama temiz insanlara, kanunlara, demokrasi ve hukuka saygısı olan insanlara ise her türlü engelleme çıkarıyorlar. Buradan diyorum ki Almanya'ya bir kez daha, eğer 'antisemitizm, islamafobi, ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığına karşı Almanya'nın yöneticileri ve siyasetçileri seslerini yükseltmez, bu aşırılıklara karşı mücadele etmezlerse korkarım ki on sene, on beş sene sonra Merkel konuşacak yer bulamaz. Onu da konuşturmazlar. Çünkü bu faşizan hastalıklar serpicidir. Yayıldıkça başkalarına tahammül etmez, başkalarına hürriyet alanı açmaz kendi dışında olan herkesi yok eder onun için diyorum ki: Demokrasiye inanan herkes buna karşı durması lazım. Bunun karşısında durması lazım. Ama benim bütün bu fotoğraf içerisinde gördüğüm şey şu: Zayıf bir Türkiye istiyorlar. Türkiye'ye düşmanlık eden herkese kucaklarını açıyorlar, imkanlarını veriyorlar, desteklerini veriyorlar ve yardım ediyorlar. İşte Can Dündar orada, ben soruyorum Alman Cumhurbaşkanlığı Sarayında ağırladılar. Almanya'nın menfaatine bu kişi bir iş mi yaptı? Türkiye'nin menfaatine bir iş mi yaptı? İnsanlığın menfaatine, ortak iyiliğe dahi mi bir iş yaptı? Hangi işi başardı ki böylesi bir kabul görüyor? Teröristler aynı kabulü görüyor. FETÖ'cüler aynı kabulü görüyor. Darbeciler aynı kabulü görüyor. Türkiye'nin kim aleyhine çalışırsa baş üstünde ağırlanıyor. Türkiye'ye kim düşmanlık ederse baş üstünde ağırlanıyor" diye konuştu.
Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ise yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:
"Bir referandum var, evet yada hayır diyeceğiz. Ama biz evet diyoruz. İnşallah bu evetler sandıkta da gerçekleşecek ve Türkiye'nin istikbali için, siyasi istikrarı için, ekonomik istikrarı için önemli bir adımı hep beraber atmış olacağız. Artık geçmişte yaşanmış olan bir çok krizi de Allah'ın izniyle geride bırakmış olacağız. Bu referandumda elli artı biri arıyoruz. O bir oy belki evimizin içindedir, belki komşumuzdadır, belki arkadaşımızdadır, belki akrabamızdadır, belki hemşerimizdedir. O bir oyun peşine düşmemiz lazım. O bir oy neredeyse onu bulmamız lazım. O hangi kapıdaysa o kapıya gitmemiz lazım. Hepimizin o bir oyun peşinde olması lazım. Yüzde elli artı biri Allah'ın izniyle geçeceğiz. Buna inanıyoruz. Milletimizin doğru karar vereceğine her zaman güvenmişizdir. Ne zamanki bu memleket bir krize, bir çıkmaza girse, halka sorulduğu anda halkın hakemliği her zaman doğruyu göstermiştir. Bu referandumun iyi bir neticeyle sonuçlanacağına inanıyoruz."