AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz - "Teröre Karşı 'Ama', 'Fakat' Olmaz"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "15 Temmuz'da nasıl FETÖ terör örgütüne karşı hep birlikte tavır koyduysak, diğer terör örgütlerine de bölücü terör örgütüne de başka terör örgütlerine de DEAŞ da diğerlerine de kim varsa hepsine karşı ortak bir tavır koymamız lazım.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "15 Temmuz'da nasıl FETÖ terör örgütüne karşı hep birlikte tavır koyduysak, diğer terör örgütlerine de bölücü terör örgütüne de başka terör örgütlerine de DEAŞ da diğerlerine de kim varsa hepsine karşı ortak bir tavır koymamız lazım. Burada 'ama', 'fakat' dersek olmaz. İlkesel olmamız lazım."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz ve İstanbul Milletvekili Azmi Ekinci, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Tunceli'ye geldi.
Tunceli Valisi Tuncay Sonel'i makamında ziyaret eden Yılmaz, ilde devam eden yatırımlar hakkında bilgiler aldı.
Ziyaretin ardından İl Kültür Müdürlüğü Konferans Salonunda yapılan AK Parti Tunceli 6. Olağan Merkez İlçe Kongresine katılan Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, devam eden kongre sürecinin partisine, Türkiye'ye ve millete hayırlara vesile olmasını diledi.
AK Parti'nin sıradan bir parti olmadığını ve misyon partisi olduğunu vurgulayan Yılmaz, "AK Parti girdiği 12 seçimden de başarıyla çıktı ve oy oranını artırdı." dedi.
Yılmaz, AK Parti'yi anlamak için geçmişi hatırlamak ve eski Türkiye'ye bakmak gerektiğini bildirerek, şunları ifade etti:
"AK Parti'den önceki Türkiye vesayetçi bir anlayışa sahipti. Eski Türkiye'de topluma tepeden bakan ve kendilerini elit olarak gören bir tabaka vardı. Toplumun farklılıklarını görmediler, topluma kendi fikirlerini, inançlarını dayattılar. Toplumun tabi bir şekilde bir arada yaşama, ilerleme, gelişme süreçlerini de her zaman kısıtladılar. İşte AK Parti o vesayetçi yapıları tasfiye eden partinin adıdır."
AK Parti'nin milletin isteklerini ve beklentilerini yerine getirmek için çalıştığını belirten Yılmaz, şunları söyledi:
"Demokraside bugün geldiğimiz noktada AK Parti'nin çok büyük katkıları vardır. AK Parti, fikir hürriyetinden ifade hürriyetine, inanç özgürlüklerine bir çok alanda gerçekten çok önemli adımlar attı. İnsanlar artık kendilerini çok daha rahat bir şekilde ifade etme ve neye inanıyorlarsa, neyi kendileri için kutsal ve değerli görüyorlarsa rahatça yaşama imkanına kavuştular. İnsanların kendilerini rahat ifade edemediği ve inançlarını rahat yaşamadığı bir ortam, bir toplum hiç bir şekilde kabul edilemez ve böyle bir toplumun kalkınma ve gelişmesi de mümkün olmaz. Çok şükür Türkiye bugün artık bu yüklerinden kurtulmuş, tabuları bir kenara bırakmış bir ülke olarak yoluna devam ediyor."
"AK Parti iktidarında ekonomi sınıf atladı"
Türkiye ekonomisinin AK Parti iktidarı döneminde büyümeye başladığını ifade eden Yılmaz, büyümenin kararlı bir şekilde devam ettiğini söyledi.
Yılmaz, artan refahın vatandaşa yansıdığını anlatarak, "Sadece demokraside bir yere gelmedik AK Parti döneminde, ekonomimiz de adeta sınıf atladı. AK Parti'nin en önemli misyonlarından bir tanesi güven ve istikrarla ekonomiyi büyütmek oldu." ifadelerini kullandı.
AK Parti'den önce 1994'de, 1999'da ve 2001'de ciddi ekonomik krizler yaşandığını hatırlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
"1991 yılındaki kişi başına düşen milli gelirimizle 2001 yılındaki aşağı yukarı aynı. Yani Türkiye 1990'lı yıllarda 10 yılını kaybetti. AK Parti döneminde ise çok şükür ekonomimiz çok büyük bir hamle yaptı. Ekonomik büyüklüğümüz 230 milyar dolarlık bir ekonomiyken geçen yıl itibariyle 860 milyar dolara yükseldi. Kişi başına düşen gelirimiz 10 bin doları aştı. Neye rağmen yaptık bunu? İşte bu kadar saldırıya, içeride dışarıda bu kadar hain girişimlere, terör örgütlerinin saldırılarına rağmen. Bütün bunlara rağmen güven ve istikrarla, doğru politikalarla AK Parti ekmeğimizi büyüttü, ekonomimizi büyüttü ve bu büyüyen ekonomiden de herkese pay verdi."
"Teröre karşı 'ama', 'fakat' olmaz"
Huzur ve güvenin olmadığı yere sermayenin gelmeyeceğini aktaran Yılmaz, Tunceli'de huzur ve güvenin artması durumunda kamu yatırımlarının yanı sıra özel sektörün de yatırımlarının artacağını vurguladı.
Yılmaz, vatandaşlara geleceğine ve huzuruna sahip çıkması çağrısında bulunarak, "Her türlü terör örgütüne karşı amansız bir şekilde mücadele ediyoruz ve mücadele etmeye de devam edeceğiz inşallah. Bunu yaparken de insan odaklı bir güvenlik anlayışından hareket ediyoruz. Bizim amacımız insanımızın güvenliğini sağlamak. Bakın devlet güvenliği mantığından bahsetmiyorum, insanın güvenliğini sağlamaktan bahsediyorum. Devletin görevi insanın güvenliğini sağlamaktır." dedi.
Teröre karşı ortak tavır geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Nasıl devlet kamu hizmeti olarak eğitim, sağlık hizmeti veriyorsa güvenlik hizmeti de vermek durumundadır. Vatandaşının huzur ve emniyetini sağlamak devletin birinci vazifesidir. Bunu sağlıyoruz, sağlamaya da devam edeceğiz en güçlü şekilde. Bu terör örgütlerine de ismi ne olursa olsun hepsine karşı birlik beraberlik içinde olmamız lazım. Değişik alanlarda siyasi tartışmalar yapabiliriz. Ama terör söz konusu olduğunda hepimizin ortak, ilkesel bir tavır sergilemesi lazım."
Cumhuriyet Halk Partisi Tunceli İl Başkanı ve milletvekilinin terör konusunda gösterdiği tavrı takdirle karşıladığını ve teşekkür ettiğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizim bu terör hadisesine karşı hep birlikte durmamız lazım. 15 Temmuz'da nasıl FETÖ'ye karşı hep birlikte tavır koyduysak, diğer terör örgütlerine de bölücü terör örgütüne de başka terör örgütlerine de DEAŞ da diğerlerine de kim varsa hepsine karşı ortak bir tavır koymamız lazım. Burada 'ama', 'fakat' dersek olmaz. İlkesel olmamız lazım. Herkesin düşüncesine, inancına, siyasetine saygı duyacağız ama şiddete, teröre başvurduğu zamanda orada dur diyeceğiz. Onun 'ama'sı yok, gerekçesi yok. Buna kulaklarımızı kapatmamız lazım.
Gerçekten çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini düşünüyorsak bunu yapmamız lazım ve inşallah el birliğiyle bunu da başaracağız. Göreceksiniz bu huzur güven ortamı çok daha iyi bir noktaya gelecek ve geldiği andan itibaren de bu bölgelerimizin nasıl hızlı geliştiğini hep birlikte göreceğiz. Çünkü adeta bu bölgemiz özel sektör yatırımları anlamında nadasa bırakılmış bir durumda. Potansiyeller uzun yıllardır kullanılmamış durumda. Huzur, güven ortamı sağlandığında hükümetimizin de vereceği teşviklerle, desteklerle çok hızlı bir şekilde burada yatırımların arttığını, kalkınmanın sağlandığını göreceksiniz."