AK Parti Milletvekili Ayhan Gider: "Tutuklama çok açık ve net hırsızlıktan kaynaklı"
AK Parti Çanakkale Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma programında konuşan AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının diplomayla alakalı olmadığını belirterek, "Tutuklama çok açık ve net...
Ak Parti Çanakkale Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma programında konuşan AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının diplomayla alakalı olmadığını belirterek, "Tutuklama çok açık ve net hırsızlıktan kaynaklı" dedi. Milletvekili Gider, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in boykot çağrısının milli sermayeye karşı olduğunu söyledi.
AK Parti Çanakkale Merkez İlçe Başkanlığı tarafından Ramazan Bayramı'nın birinci günü Öğretmenevinde partililer ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla bayramlaşma programı gerçekleştirildi. Bayramlaşma programına, AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, AK Parti MKYK Üyeleri Jülide İskenderoğlu, Naim Makas, AK Parti İl Başkanı Ömer Faruk Göktürk, AK Parti Merkez ilçe Başkanı Recep Ragıp Barış, Gençlik ve Kadın Kolları yönetimi katıldı. Partililerin ve vatandaşların Ramazan Bayramını kutlayan AK Parti Milletvekili Ayhan Gider, konuşmasında diploması iptal edilen ve tutuklanan Ekrem İmamoğlu ile boykot çağrısında bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i eleştirdi.
Görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun iptal edilen diploması sonrası direnişe geçmelerini eleştiren AK Parti Milletvekili Ayhan Gider, "Hayrola neyin direnişi, söyleyin biz de geçelim. Eğer varsa ezilen birisi, eğer adalet çiğneniyorsa hep beraber direnelim. Niye yalnız direniyorsunuz? Bakın biz bu direnişi İsrail zulmünde, 15 Temmuz'da gösterdik. Yine direniriz, mesele değil. Ama gerekçeyi söyleyeyim. Gerekçe ne, diyorlar ki diploma iptal edildi. Hangi diploma. Kıbrıs'ta üniversite olduğunu ben hiç duymadım. Kim duydu bilmiyorum. Kıbrıs üniversitelerini biz 28 Şubat'ta kat sayı zulmü uygulandığı zaman duyduk. O zamana kadar duymamıştık. O dönem iki tane yatay geçiş şekli vardı. Bir, siz bir üniversite kazanırsınız. Sağlığınız, aile durumunuz şu bu. O ilde okumaya müsait değildir. O kazandığınız üniversiteden daha düşük puanı olan bir üniversiteye geçmek için başvuru yaparsınız. Misal Ankara Hukuk'tasınız. Konya'ya geçiş yaparsınız. Ama onda da puanım yüksek diye yapamazsınız sadece. O okuduğunuz dönemde de zayıf dersinizin olmaması lazım. Böyle bir durum var mı, yok. Çünkü bu arkadaşın kazandığı okul yok. Bırak daha yüksek puan. İkinci şart, başarıyla geçilen bir yatay geçiş vardır. Her üniversite bölümler için kontenjan ayırır. Misal der ki, İstanbul İktisat ben bu yıl iki tane yatay geçiş öğrencisi alacağım. ve bunun şartlarını açıklar. Genellikle de bunun ön şartı seksen puanın altında olmaz. Bu puanı açıkladıktan sonra ilana çıkar ve Türkiye'nin her tarafındaki öğrenciler başvurur. Bu başvuruları puana göre sıralar, en yüksek puanlıları alır. Böyle bir durum var mı, yok. Böyle bir durum olsa zaten Uludağ Üniversitesi'ndeki, Atatürk Üniversitesi'ndeki, Akdeniz Üniversitesi'ndeki başvurur. Kıbrıs nereden çıktı. Bir de denkliği olmayan bir okulda okuyor bu arkadaş. Okuduğu bölüm de iktisat değil. Yani nereden tutsan elinde kalıyor. Bunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Burada iki tane ihtimal var. ya çok büyük para döndü. veya bizim yakından tanıdığımız veya bilmediğimiz herhangi bir uluslararası el devreye getirdi. Tesadüfe bakın ki aynı dönemde Trabzon'da bu aile FETÖ'ye ait bir okul açıyor. İşte denk gelmiş. Bunların hepsi soruşturulacak. Eğer çıkıp, Özgür Özel başta olmak üzere bu diploma haktır deyip, haktır diyen kim varsa çıksın tartışalım. Bunu diyen yok bakın. Ne diyorlar. Aradan şu kadar sene geçmiş. Ne yapalım yani sene geçmişse, senin haksızlığının üstünü mü örtecek bu seneler. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma diye bir huyu vardır. Kaç sene geçmiş olursa olsun. İkinci gerekçeleri ne, efendim üniversite suçu. Yani diyor ki ben bekçiyi kafaya aldım. Senin evini soydum. Artık bu mal benim sayılır. Bekçinin suçu. Bizim mal, mal gitti. Bu savunmaları akıl fikir almaz" dedi.
İmamoğlu'nun tutuklanmasının diplomayla alakalı olmadığını kaydeden Milletvekili Ayhan Gider, sözlerine şöyle devam etti:
"Tutuklama çok açık ve net hırsızlıktan kaynaklı. Eğer diyorsanız ki burada hırsızlık yok gelin onu da tartışalım. Onu da diyemiyorsunuz. Niye, siz bizden fazlasını biliyorsunuz. Siz olayın içindesiniz. Biz savcıların, emniyetin ve sizin içinizdeki ihbarcıların bize söylediği kadarını biliyoruz. Aslını siz biliyorsunuz ve eminim ki bizim söylediğimizin, bizim bildiğimizin en az iki katı kadar da hırsızlık var. Çıkın bunu tartışalım. Bunu görüşelim. Ama bunları konuşmayacaksak, gürültüyle bağırmakla, çağırmakla ne hırsızı koruyabilirsiniz, ne hukuksuzluğu savunabilirsiniz."
Çoluk çocuğu sokaklara çıkarmanın, provokasyon yapmanın Özgür Özel'e yetmediğini kaydeden Gider, şunları söyledi:
"Bizden boykot etme diye bir kavga öğrendi. Boykot derdine düşmüş. Ama onun yaptığı boykotun bizim boykottan bir farkı var. Biz zulme destek veren uluslararası sermayeye karşı bir boykot yaptık. ve bunda da kısmen başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bu arkadaş da boykota niyetlenmiş. Kime karşı, milli sermayeye karşı. Bakın boykot ettiği uluslararası bir sermaye yok. Bizim Özgür Efendi'den talebimiz şu. Kendine gelsin ve bu milletin parçası olmayı bir denesin. Bu milletin derdiyle dertlensin görecek ki çok keyif alacaktır."
AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, konuşmasının ardından partililer ve vatandaşlar ile bayramlaştı. - ÇANAKKALE
