AK Parti Şanlıurfa Merkez İlçe Kongresi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'nin kaynaklarını doğru değerlendirdiğini belirterek, "Batıda ve diğer ülkelerde işsizlik oranları artarken Türkiye'de işsizlik oranı sürekli düşüyor." dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'nin kaynaklarını doğru değerlendirdiğini belirterek, "Batıda ve diğer ülkelerde işsizlik oranları artarken Türkiye'de işsizlik oranı sürekli düşüyor. Çünkü biz kalkınmamızı, istihdama dayalı, insanların iş sahibi olabilmelerine dayalı bir şekilde gerçekleştiriyoruz" dedi.
Bakan Çelik, AK Parti Şanlıurfa Merkez İlçe Başkanlığı kongresinde yaptığı konuşmada, AK Partililer olarak, farklı bir siyasi ekip olduklarını ifade etti.
Kendilerinde "Ben anlayışı" olmadığını vurgulayan Bakan Çelik, "(Faruk Çelik varsa Şanlıurfa'da işler çok iyi olacak) anlayışı yanlıştır bunu kabul etmiyorum. Çünkü AK Parti vizyonu ve anlayışı 'biz anlayışı'dır. Biz beraber varsak bu memlekette işler iyi gidecek. Nerede olduğumuz çok önemli değil. AK Partili olup, olmadığımız çok önemlidir. Eğer AK Partili isek ve bu yolda bir tuğla, taş üzerine taş koyuyor isek, maksat hasıl olmuş demektir" dedi.
Bir süre önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kısa süreli bir rahatsızlık geçirdiğini anımsatan Bakan Çelik, "Bırakınız şunun bunun, muhalefetin bile ayarı bozuldu. Türkiye'nin ayarı bozuldu. Muhalefet partilerine ben teşekkür ediyorum, insani yaklaşım bu. Ama dediler ki inşallah önemli bir şey yoktur, inşallah bir an önce iyileşir de Türkiye'de istikrar devam eder. Çünkü biliyorlar ki ustanın dışında Türkiye'de siyasi istikrarı sağlayacak hiçbir parti yok" diye konuştu.
Bölgede ve dünyada ekonomik, siyasal ve sosyal çok ciddi çalkantıların yaşandığını ifade eden Bakan Çelik, Türkiye'de ise büyüme ve istikrarın hakim olduğunu belirtti.
Türkiye'nin geçmişe göre çok farklı ve iyi bir yerde olduğunu bildiren Bakan Faruk Çelik, artık enflasyona ezilen kimsenin olmadığını kaydetti.
"Kalkınmamızı istihdama dayalı gerçekleştiriyoruz"
Bugünlerde yeni teşvik sisteminin açıklanacağına işaret eden Bakan Çelik, şunları kaydetti:
"Şanlıurfa bir yatırım cennetine dönecek. Bazı kardeşlerimiz yollarda iş diyorlar. Arkadaşlar iş, yukardan aşağı inip, sabahtan akşama olacak bir hadise değil. Doğru politikalarla işsizliğe çare bulabilirsiniz. Türkiye kaynaklarını doğru değerlendiriyor. Batıda ve diğer ülkelerde işsizlik oranları artarken Türkiye'de işsizlik oranı sürekli düşüyor. Çünkü biz kalkınmamızı, istihdama dayalı, insanların iş sahibi olabilmelerine dayalı bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Yeni gelen bu teşvik sistemi çerçevesinde Şanlıurfa'nın da istediği payı alabileceğini kongre vesilesiyle bildiriyorum. Kısaca böyle ifade ediyorum. Şehriniz yatırım cennetine dönecek. Ciddi istihdamlar, üretimler, fabrikalar kurulmaya başlanacak."
Her alanda yürütülen çalışmalarla "Güçlü bir Türkiye"nin ortaya çıktığını vurgulayan Bakan Çelik, "Diz çöken değil, diz çöktüren bir Türkiye var. Aleyhimize yayın yapmaya, milletin birliğini ve beraberliğini bozmaya dönük yayınlar yapmayın diyoruz, dinlemiyorlar. Ama diz çöktürdüğümüzde aleyhimizdeki yayınlar açısından diz çöktüren bir Türkiye var. Aleyhimizde konuşanlar var, birileri çıkıyor rastgele değerlendirmeler yapıyor, atıp tutuyor, Amerika'da bile konuşsalar bunu, aday adayı bile olamayıp, istifa etmek zorunda kalıyorlar. İstifa ettiren böyle güçlü bir Türkiye var" dedi.
"Geçmişte yanlış yapanlardan hesap sormak gerekiyor"
Faruk Çelik, herkesin eşit olduğu bir Türkiye'nin bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"General misin, Bakan mısın, vatandaş mısın, olabilirsin. Ama herkes kanun önünde eşittir diyoruz, imtiyaz yok, kayırmacılık yok, artık o dönemlere noktayı koyduk. Hesap sorma dönemi bu da gerçekleşmedi, birçok şeyler oldu ve yaşandı. Hatta bu yaşanan şeyler, milletin ayrışmasına, yaşadığımız terör olaylarının belki de zeminini oluşturuyor bazıları. O halde geçmişte yanlış yapanlardan hesap sormak gerekiyor. Bunlardan bir tanesi 12 Eylül referandumunda dedi ki '12 Eylül ihtilali yapanlardan hesap sorulacak' hadi be dediler, 3 Nisan tarihi geliyor işte. Hesap sorulacak, kimlerden 650 bin kişiyi 1980 ihtilalinde, gözaltına alanlardan, 1 milyon 683 bin kişiyi fişleyenlerden, 230 bin kişiyi yargılayanlardan, 50 kişiyi yaşları da büyütülerek idam edenlerden, 171 kişinin işkenceden ölmesine neden olanlardan, 30 bin kişiyi işten atanlardan, 14 bin kişinin yurt dışına kaçmasını sağlayanlardan, 23 bin genci kapatanlardan, 30 yıl da geçse 300 yıl da geçse bu millet hesap soracak. Hukukun bu millet adına hesap sorması gerekiyor. Bu noktaya gelmek son derece önemlidir, Türkiye'nin beklentisidir, bu noktaya geldik, bundan herkes memnun. Geçmişte yargının siyasallaşmasından nemalananlar, bugün yargının hukuksallaşmasından rahatsız olmaktadırlar. Ne kadar rahatsız olurlarsa olsunlar, hukuktan vazgeçmeyeceğiz, demokrasiden vazgeçmeyeceğiz, bunu herkes böyle bilsin."
"Muhalefet partilerine eleştiriler"
Faruk Çelik, CHP'yi de eleştirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"CHP'nin durumu içler acısıdır. Bir genel başkan bulamadılar başlarına. İzliyorsunuz bir türlü sistemi oturtamadılar. Vatandaşta ister istemez soruyor.
'Kendisini yönetecek lider bulmakta zorlanan, kendisini ve partisini yönetemeyenlerin, ülkeyi yönetmesi mümkün mü- Bu noktayı bi anlayabilseler. Şunu bilebilseler, her şeyde başarısız, tek başarılı olduğumuz şey istikrarsızlık, bunu böyle bilseler. Ben inanıyorum ki ülkeye en büyük katkıyı sağlayacaklardı. Ülke yönetimi bir bütündür, muhalefeti ve iktidarıyla. Bir ülke böyle kalkınır. Eğer siz bu bütünlüğü bozarsanız, ülkeye büyük haksızlık yapıyorsunuz demektir. Muhalefetin kalitesi iktidara, hız verir veya alternatif haline getirir. Ama bizim muhalefetimiz bunun farkına bir türlü varamadı."
BDP'yi de eleştiren Bakan Çelik, şunları kaydetti:
"Türkiye demokrasi ile yönetiliyor, milletin iradesi var. Milletin iradesini, yüzde 95 milletin oylarıyla parlamento oluştu. Yavaş yavaş, herkesin gerçek kimliği ortaya çıkmaya başladı. Sorun çözmeden mi yanasın, sorunları istismar etmeden mi yanasın. Bunları net bir şekilde söylemlerde görmeye başladık. Silah ne zamandan beri, Kürt'ün sigortası olmaya başlamış. Böyle bir ifade kullanılabilir mi- Hem parlamentoda olacaksın, hem çıkıp böyle bir ifade kullanacaksın. Ben şunu soruyorum, karanlıkları aydınlatan bir iktidar var mı, elinizi vicdanınıza koyun. Milletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak için eylemlere hazırlık yapanları ortaya çıkaran bir iktidar var mı- Karanlıktan niye medet umuyorsunuz, bunların ortaya çıkmasından niye rahatsız oluyorsunuz. Kim bu milletin ayrışmasına vesile olmuşsa, kim milletin ortasına dinamit koymuşsa bunlar yargı tarafından sorgulansın, bunları yargıya teslim edelim diyoruz. Siz bunların aydınlanmasına karşıysanız o zaman siz karanlıktan medet umuyorsunuz demektir. Olayların aydınlanmasını istemiyorsunuz demektir. Ne Türk, ne Kürt, ne Arap... Milletimiz mutluluktan yana, barıştan yana, milletimiz eşitlikten yana, milletimiz silahtan yana değil bunu açıkça söylüyorum. Yanlış yapanları çıkaralım, yargıya teslim edelim. İşse iş kuralım, yolsa yol yapalım, Kürt ise Kürt, Arap ise Arap, Türk ise Türk diyelim ama ay yıldızlı bayrağın altında şerefli bir şekilde yaşayalım."
"Hrant Dink davası kararı"
Faruk Çelik, Hrant Dink davası kararına da değinerek, "Mahkeme sonuçlandı ama süreç devam ediyor. Henüz kararın vicdanlarda yerini bulmayan bir karar olduğu herkesçe ifade ediliyor, ama sürecin de devam ettiğini belirtmek istiyorum. Bu cinayeti lanetlemek için hepimizin Ermeni olmasına gerek yok. İnsan olmak yeterli. Bizim için orada bir insan öldürüldü, katledildi" diye konuştu.
Haksızlığa uğrayan herkesin hakkını savunacaklarını anlatan Bakan Çelik, şöyle devam etti:
"Hassas bir konudur, yeni kamplaşmalara fırsat vermeyecek şekilde topyekun kim olursa olsun, haksızlığa maruz kalmış kim olursa olsun herkesin hakkını savunma konusunda elbirliği ve gönül birliği içerisinde olmamız gerekiyor. Bu olay vesilesiyle şunu da ifade etmek istiyorum. Ermeni diasporası duysun, görsün Fransa'da yapmak istediği dünyanın çeşitli yerlerinde yapmak istedikleri karşısında duysun ki, Türkiye'de kime yapılırsa yapılsın, Ermeni vatandaşlarımıza da diğer vatandaşlarımıza da yapılsa yapılan haksızlık karşısında 74 milyon bir ve bütün olarak, o haksızlığın karşısında durmaktadır. Ama diaspora kendi yolunda vazgeçmeme konusunda inadını ve ısrarını sürdürüyor. Onlar yanlış yolda diye 74 milyon yanlış yola girmeyecek, Hrant'ın hakkını da Ahmet'in, Ayşe'nin ve Fatma'nın da hakkını sonuna kadar savunacak noktadadır Türk demokrasisi."
Bakan Çelik, kongrenin ardından toplu açılış ve incelemelerde bulunmak için Birecik ilçesine gitti.
- ŞANLIURFA