AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Adana İl Başkanlığında gündemi değerlendirdi (2)
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Maalesef komşumuz Yunanistan, iyi komşuluk ilişkilerine yaraşmayacak şekilde başkalarıyla iş tutan, Türkiye'yi, Avrupa Birliği üzerinden, başka devletler üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalışan birtakım aktiviteler yaptı.
Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Maalesef komşumuz Yunanistan, iyi komşuluk ilişkilerine yaraşmayacak şekilde başkalarıyla iş tutan, Türkiye'yi, Avrupa Birliği üzerinden, başka devletler üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalışan birtakım aktiviteler yaptı. Netice itibarıyla görüldü ki bunların hiçbiri Türkiye Cumhuriyeti'ni kendi yürüdüğü yoldan herhangi bir şekilde geri çevirmiyor, Cumhurbaşkanımızın kararlı siyasetinde herhangi bir değişiklik olmuyor." dedi.
Çelik, AK Parti Adana İl Başkanlığında yaptığı konuşmada, Srebrenitsa Soykırımı'nın 26. yıl dönümünde yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet diledi.
Srebrenitsa Soykırımı'nın 2. Dünya Savaşı sonra Avrupa'nın göbeğinde herkesin gözü önünde gerçekleştiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bu tablo Srebrenitsa'nın 26. yıl dönümü olması bize sürekli olarak insani, vicdani açıdan tetikte ve uyanık olmamız gerektiğini, tehlikenin devam ettiğini, dünyanın çeşitli yerlerinde mazlum insanları katletmek, soykırım uygulamak üzere birtakım unsurların halen diri olduğunu gösteriyor. Nitekim benzer şekilde Srebrenitsa yıl dönümünde bu acıları, mezarları hatırlarken Myanmar'da yapılan katliamlarla ilgili hiçbir değişiklik olmadığını görüyoruz. Bütün dünyanın gözü önünde orada bu darbeyi gerçekleştirenler, aynı katliamlara güçlü bir şekilde devam ediyorlar. Suriye'de halen mazlum insanlar, bütün kurumların gözü önünde katledilmeye devam ediyor. Libya'da yakın zamanda yaşanan trajedileri, toplu mezarları pek çok Avrupa Birliği ülkesinin desteklediği Hafter'in orada öğrettiği toplu mezarları gördük. Dolayısıyla bu soykırımı hatırlamak tek başına yetmiyor, bir daha soykırım olmasın diye ne yapmak gerektiğini, nasıl tedbir almak gerektiğini düşünmek gerekiyor."
"Avrupa demokrasileri Akdeniz'de boğuluyor" diyen Çelik, Akdeniz'de birçok göçmenin Avrupa'ya ulaşamadan hayatlarını kaybettiğine dikkati çekti.
Bu konuda eleştirilerde bulunan Çelik, "Şimdi ses bombaları ya da benzeri unsurlarla Yunanistan kendi sınırlarını korumaktan bahsediyor. Avrupa Birliği içerisinde de eleştiriler var bu uygulanan yöntemleri, bu göçmen insanlara ciddi şekilde zarar verdiğine dair. Çırılçıplak soyuyorlar, paralarını alıyorlar, mücevherlerini alıyorlar daha sonra bu botları şişleyerek açık denize itiyorlar. Allah'tan Türk Sahil Güvenliği bunları kurtarıyor ama bizim sınırlarımız dışında gerçekleştiğinde de pek çok ölüm meydana geliyor. Bu arada Akdeniz'de aslında Avrupa demokrasileri boğuluyor. O mazlum insanlarla birlikte, hayatını kurtarmak isteyen insanlarla birlikte Avrupa demokrasileri boğuluyor." değerlendirmelerinde bulundu.
"Tarihimizde ilk defa bir darbe girişimine karşı bütün vatandaşlarımız topyekun direnerek bunu bertaraf etti"
Çelik, 15 Temmuz'un yıl dönümünün yaklaştığını hatırlatarak, o günün milletin darbe girişimine karşı topyekun direnişinin yıl dönümü olduğunu söyledi.
Bu direnişinin dünyaya örnek olduğunun altını çizen Çelik, "Dünya demokrasi tarihini temize çekmiş bir direniştir ama aynı zamanda şunu unutmamak gerekir ki bizim ülkemiz darbelerden çok acı çekmiş, çok büyük bedeller ödemiş, çok büyük sıkıntılar çekmiş bir ülkedir. Bütün bu çerçeve açısından baktığınızda tarihimizde ilk defa bir darbe girişimine karşı bütün vatandaşlarımız topyekun direnerek bunu bertaraf etti, alt üst etti." diye konuştu.
Yakın zamanda Milli İstihbarat Teşkilatı'nın operasyonlarıyla Fetullahçı Terör Örgütü'nün çeşitli ülkelerdeki üst düzey yöneticilerinin Türkiye'ye getirildiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Bu örgütün Türkiye karşıtı bir cephe oluşturmak için başka ülkelerde de nasıl diri olduğunu, nasıl kuvvetli olduğunu görüyoruz. O direnişin ardından Fetullahçı Terör Örgütü'nün yabancı odaklar adına Türkiye'deki milli güvenliği bertaraf etmesi, Türkiye'nin milli egemenliğini ortadan kaldırması girişimi bertaraf edildi ama örgütün Türkiye için dünyanın çeşitli yerlerinde oluşturmaya çalıştığı tehdit devam ediyor. Ülkemizle ilgili kara propagandanın pek çoğunun arkasında bunu görüyoruz. Mesela kim bir yerde diyorsa ki, bir yerde haber çıkıyorsa ki 'Türkiye DEAŞ ile iş birliği yapıyor' ya da 'DEAŞ'ın faaliyetlerine göz yumuyor' bu haberin arkasında dünyanın neresinde araştırırsanız araştırın mutlaka Fetullahçı Terör Örgütü çıkar, yani izi bellidir. Türkiye'ye iftira atmak, Türkiye'yi uluslararası kamuoyunda zora düşürmek için özel bir faaliyet içerisindedirler. Dolayısıyla 15 Temmuz'un yıl dönümü yaklaşırken şehitlerimizi anıyoruz, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu süre içerisinde gazilerimizden de şehadet mertebesine erişenler oldu, bunu her zaman anacağız. Bu bizim milli tarihimizin, demokrasi tarihimizin, milli egemenlik tarihimizin çok önemli bir dönüm noktası ama bunu anarken aynı zamanda o gün verdiğimiz şehitlerin hatırasına layık olmak, ülkemizi bu tip terör örgütlerinin tehdidinden tamamen uzak bir hale getirmek de son derece önemlidir."
"Mabetlere yapılan saygısızlık bütün dinlere, insanlığa karşı yapılmış bir saygısızlıktır"
AK Parti Sözcüsü Çelik, Kadıköy Surp Takavor Kilisesi'nin duvarında yaşanan olaya değinerek, "Çok çirkin bir saldırı. Biraz evvel İçişleri Bakanımız açıkladı, bunu yapanlar sabah 05.30'da gözaltına alınmışlar. Hangi mabede olursa olsun mabetlere saygı göstermek esastır. Mabetlere yapılan saygısızlık bütün dinlere, insanlığa karşı yapılmış bir saygısızlıktır. Bunu şiddetle, güçlü bir şekilde kınadığımızı ifade ettim." dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC), 20 Temmuz'da bağımsızlığını kutlayacağını hatırlatan Çelik, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanımız buraya çok güçlü bir heyetle katılacak. Cumhurbaşkanımızın, bu sene bu kadar güçlü bir heyetle KKTC'deki törenlere katılması son derece önemli. Çünkü KKTC'nin hak ve menfaatlerinin gasbedilmeye çalışıldığı, Rumların bu hak ve menfaatleri gasbetmek için Yunanistan ile birlikte bir sürü provokasyona imza attığı bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti, KKTC'nin hak ve menfaatlerinin yanında olduğunu birçok kez tekrarladı. Orada hem sondaj gemilerimizle hem kahraman Deniz Kuvvetlerimizle bayrak göstererek KKTC'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini koruyacağımızı net bir şekilde gösterdik."
Çelik, Yunanistan'ın, Atina Mutabakat Muhtırası'na uymadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Maalesef komşumuz Yunanistan, iyi komşuluk ilişkilerine yaraşmayacak şekilde başkalarıyla iş tutan, Türkiye'yi, Avrupa Birliği üzerinden, başka devletler üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalışan birtakım aktiviteler yaptı. Netice itibarıyla görüldü ki bunların hiçbiri Türkiye Cumhuriyeti'ni kendi yürüdüğü yoldan herhangi bir şekilde geri çevirmiyor, Cumhurbaşkanımızın kararlı siyasetinde herhangi bir değişiklik olmuyor. Dolayısıyla doğru yol, Cumhurbaşkanımızın, NATO Zirvesi'nde Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'e ifade ettiği gibi sorunların iki devlet arasında çözülmesidir, başka devletlerin buraya karıştırılmamasıdır. Tabii Miçotakis 'Bu yaz daha yumuşak geçecek' şeklinde bir ifadede bulundu. Umarız buna uyulur. Ama işte turizm sezonunda, 1989'daki Atina Mutabakat Muhtırası'ndan beri yapılmayan bu, orada bir tatbikat ilan etmek gibisinden bir yanlış, 15 Eylül'e kadar aslında bunu yapmamaları gerekiyordu ama yapmış oldular. Türkiye de buna karşılık Navtex ilan etti. Umarım bundan daha ileri birtakım provokatif adımlar atmazlar."
"Yunanistan'ın DEAŞ ile mücadelede bir rolü yok"
Türkiye'nin, tansiyonu yükseltecek adım atmadığını vurgulayan AK Parti Sözcüsü Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'ye dönük herhangi bir yalan bir ifade, yanlış bir beyan olmadığı müddetçe bizden de herhangi bir şekilde tansiyonu yükseltecek ne bir adım ne de bir açıklama yapılmıyor. Ama en son gördük Dışişleri Bakanları (Yunanistan), Türkiye'nin, DEAŞ ile yeterince mücadele etmediğini söylemiş. Bunun yanlış, yalan bir beyan olduğunu ifade ettik. Neden? Çünkü Türkiye sahada DEAŞ ile mücadele eden tek NATO ordusudur. Göğüs göğse mücadele ediyor. Çok sayıda terör örgütü DEAŞ mensubunu Türkiye bertaraf etmiştir. Yunanistan'ın DEAŞ ile mücadelede bir rolü yok. Biz koalisyonun üyesiyiz ama sahada da en güçlü şekilde biz mücadele ediyoruz. Aynı şekilde bu çerçevede Yabancı Terörist Savaşçılar ile mücadele grubunun biz eş başkanıyız. Türkiye'ye dönük bu kara propagandalardan uzak durulması iyi komşuluk ilişkileri açısından son derece önemli. "
Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik provokatif açıklamalar yapıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak dünyada ve Türkiye'de maalesef son derece provokatif açıklamalar yapılmaya devam ediliyor. Bunlara en güçlü şekilde cevap veriyoruz. En güçlü cevap aslında teşkilatlarımızın yaptığı faaliyetlerdir. Cumhurbaşkanımızın gittiği her yerde teşkilatlarımızın o dinamizmi, diriliği bunu net bir şekilde gösteriyor. Sayın Cumhurbaşkanımız en son Diyarbakır'a gittiğinde, Diyarbakır annelerini ziyareti son derece kıymetli oldu. Orada gençlerle buluşmasında verdiği mesajlar son derece önemli, onu bütün Türkiye dinledi. Adana'da da gençlik kollarımız, Diyarbakır'daki o tabloya uygun bir şekilde biz de buradayız diyerekten aynı desteği ve çalışma azmini ortaya koyacaklarını göstermiş oldular."
Türkiye'nin, terörle mücadele ederken, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) zorluklarını aşmaya çalıştığını belirten Çelik, "Türkiye, terörle mücadelesini sürdürürken aynı zamanda pandemi döneminin zorluklarını aşacak şekilde ekonomisi toparlıyor, yeni yardım paketleri açıklıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın son açıkladığı paketlerle birlikte esnafımızdan emeklilerimize, çiftçimizden işçilerimize her bir kesime, yeni işe gireceklere verilecek desteklere kadar çok geniş bir yelpaze açıklanmış oldu." dedi.