Akbal'dan Kaleli'ye Teşekkür, Güler'e Tepki
Güneydoğu Genç İşadamları Derneği (GÜNGİAD) Başkanı Hakan Akbal, açıklamaları nedeniyle Doğu ve Güneydoğu’da büyük tepkilere neden olan CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin derneklerini ziyaretinde, Kürt halkından özür dileyerek, uzattığı barış eline bile tahammül edemediğini söyledi.
Güneydoğu Genç İşadamları Derneği (GÜNGİAD) Başkanı Hakan Akbal, açıklamaları nedeniyle Doğu ve Güneydoğu'da büyük tepkilere neden olan CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in, CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin derneklerini ziyaretinde, Kürt halkından özür dileyerek, uzattığı barış eline bile tahammül edemediğini söyledi. Güler'in ırkçı yaklaşımlarını sürdürdüğünü ve hem Kaleli'yi hem de kendilerini hedef aldığını vurgulan Akbal, Güler'in yaklaşımlarının ırkçılık konusunda tam da debelendikçe batmaya karşılık geldiğine dikkat çekti.
GÜNGİAD Başkanı Hakan Akbal, geçtiğimiz günlerde derneklerini ziyaret eden CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin, partisinin İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in, Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere birçok kesim tarafından tepki gören, "Bana Türk ulusu ve Kürt milletini eşit gördüremezsiniz" açıklamaları nedeniyle yaptığı özrün ardından, Güler tarafından hem derneklerinin hem de Kaleli'nin hedef gösterilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Kaleli'nin çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Diyarbakır'da derneklerini de ziyaret ettiğini anımsatan Akbal, "Derneğimizde misafir ettiğimiz Sayın Kaleli ile bölgedeki son gelişmeler ve CHP'nin bölgedeki durumu üzerine bazı değerlendirmelerde bulunduk. Bu görüşmemizde, CHP'nin bölgeden oy alamamasının en önemli sebeplerinden birinin, Sayın Birgül Ayman Güler'in Türkiye'de yaşayan yaklaşık 15 milyon Kürt'ü derinden etkileyen 'Bana Türk ulusu ve Kürt milletini eşit gördüremezsiniz' sözleri olduğunu ifade ettik. Nitekim CHP Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır ziyaretinde de, bu ırkçı sözlerin neden CHP içerisinde bir disiplin süreci başlatmadığını sormuş ve Sayın Kılıçdaroğlu'na sitemlerimizi bildirmiştik. CHP yönetimi, öncelikle ırkçılığın karanlık sularına yelken açan bu ifadenin sadece Diyarbakır'da değil bütün bölgede tepki oluşturduğunu ve CHP ile zaten zayıflamış olan bağları kopma noktasına getirdiğini, bölge düzeyindeki teşkilatlarına sorarak, teyit edebilir. Bu ırkçı sözlerin sarf edilmesinden bu yana neredeyse 2 yıl geçmiş olmasına rağmen, CHP içerisinde bu ırkçılığa karşılık ne açık bir tavır geliştirilebildi, ne de disiplin süreçleri işletilebildi" dedi.
"UMARIZ KALELİ'NİN ÖZRÜ YANKI BULUR"
Bu konuda yapılan en önemli girişimin Kaleli'nin derneklerini ziyaretinde ifade ettiği "özür" olduğunu vurgulayan Akbal, "GÜNGİAD üzerinden, 2 yıl sonra gelen bu özrün, CHP için bölgede yeni bir dönem başlatmasını diliyoruz. Bu vesileyle de açık yüreklilik ve samimiyetle, bu ırkçı sözlere katılmadığını bildirerek Kürt halkından özür dileyen sayın Sena Kaleli'ye en içten teşekkürlerimizi bildiriyoruz. Umarız ki, sayın Kaleli'nin bu sesi CHP'de güçlü bir yankı bulur" diye konuştu.
"GÜLER'İ SAMİMİYETSİZ BULUYORUZ"
Yaşanan gelişmelerin yeni bir ivme oluşturacağı beklentisi içerisindeyken, Birgül Ayman Güler'in gerek sosyal medya üzerinden, gerekse de bazı basın organlarında hem GÜNGİAD'ı, hem de Kaleli'yi hedef alan ölçüsüz açıklamalarda bulunduğuna aktaran Akbal, "Sayın Birgül Ayman Güler'in, bu aleni ırkçılığını 'ulus' ve 'millet' kavramları arkasına gizlemeye çalışmasını son derece samimiyetsiz buluyoruz. Meclis kürsüsünden büyük bir öfkeyle ve hezeyanla 'Türk Vatandaşlığı' yerine, 'Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı' öneriyorsunuz derken, diğer yandan da 'Türk Vatandaşlığının' aslında, siyasi bir birlik olduğunu savunmak da samimiyetsizliktir. Meclis kürsüsünde 'Büyük Türk milleti önünde yemin ettiniz' derken, elbette kastettiğinin, bütün milletleri içerisinde barındıran çatı, bir kimlik olmadığı son derece açıktır. Ne yazık ki, 'Tahsil cehaleti alır, ırkçılık baki kalır' noktasından bir adım dahi ileri gidilemediği anlaşılıyor. Şimdi aynı ırkçı yaklaşımlarla, sayın Sena Kaleli'ye 'Bu özrü, Ahtisaari dayanaklı denetimli özerklik öneren bir kuruluşa verdiğinizi biliyor musunuz?' denilmektedir. Bu yaklaşımlar, ırkçılık konusunda tam da debelendikçe batmaya karşılık geliyor. Oysaki Sayın Sena Kaleli'nin derneğimizi ziyaretinde yaptığı açıklama ve özür, bölgeye ve Diyarbakır'a uzatılmış bir barış eli, milyonlarca insanı rencide eden ve yaralayan ırkçı sözlere karşı samimi bir mahcubiyetti. Bu mahcubiyete ve samimi özre bile ciddi bir tahammülsüzlük söz konusu" dedi.
"KÜRT BÖLGESİ DEMEYİ BİLE SİNDİREMİYOR"
Birgül Ayman Güler'in, her zamanki öfke ve hezeyanıyla Ahtisaari dayanaklı 'denetimli özerklik' meselesi üzerinden kendilerini itham ettiğine dikkat çeken Akbal, "Bu konuyla ilgili metnimizi, en azından bilimsel nosyonu gereği okumasını dilerdik, ancak basın ve sosyal medyadaki sözlerinden, başlık üzerinden kısa bir suçlama yoluna girdiğini görüyoruz. Oysaki 'denetimli özerklik' ile Türkiye'de merkez ile yerel arasında yetki paylaşımını yeniden düzenleyen ve 'akil insanlar' benzeri bir yapı üzerinden ilgili bütün tarafların temsil edildiği bir komisyonun süzgecinden Türkiye'ye özgü ve ülkenin kendi hassasiyetlerini dikkate alan bir model oluşturulmasını önermiştik. Bu modelimizi için de Ahtisaari'nin Kosova için önerdiği 'denetimli bağımsızlık' kavramından ilham aldığımızı ifade etmiştik. Öyle anlaşılıyor ki içeriğe bakmadan, başlıklar üzerinden yargılama aceleciliğine düşülmüş. Kosova planının bizim için ifade ettiği tek şey 'denetim' dediğimiz bir yıllık süreç içerisinde, Türkiye'ye özgü ve adem-i merkeziyeti esas alan prensiplerin, ilgili tarafların akıl süzgecinden geçirilmesidir. Sayın Birgül Ayman Güler, öfkeli tutumunu 'Mezopotamya Beşlisi' önerimizden, 'Kuzey Irak'ın içinde ayrı bir devlet olarak yer alacağı Mezopotamya beşlisi kurulması türünden siyasal önerilerde bulunmuş bir çevre' diyerek, başka anlamlar türeterek de sürdürüyor. Oysaki 'Mezopotamya Beşlisi' önerimizde açıkça; 'Türkiye, İran, Irak, Kürdistan ve Suriye'yi kapsayacak yapı, özellikle ulus-devlet olarak inşa edilen 19'uncu yüzyıl paradigmasına alternatif yeni ulus-üstü entegrasyonların bir tezahürü olarak gelişebilir' diyoruz. Açıkça, net ve anlaşılır bir şekilde ulus-üstü bir entegrasyondan söz ediyoruz. Biz, bu çatı altında yer almasını önerdiğimiz Kürdistan'ı elbette ki Irak Anayasası'nda tanımlanmış şekliyle, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi olarak tarif ediyoruz, ancak basına yansıyan demecinden de anlaşılacağı üzere, Sayın Birgül Ayman Güler'in bu coğrafyaya Kürt Bölgesi bile demeyi sindiremediği ve halen Kuzey Irak demeyi tercih ettiği görülüyor" ifadelerini kullandı.
Birgül Ayman Güleri'in polemiklerine ve ön yargılarına maruz kaldıklarını da anlatan Akbal, "Bu şekilde bir tartışmanın tarafı olmak istemeyiz. Ancak sosyal medya ve basında sürdürülen polemikler üzerinden Sayın Kaleli'nin hedef alındığını görmek bizi üzdü. Özellikle Sayın Birgül Ayman Güler'in takipçilerinin 'otobüs işletmeciliği' ve 'eğitimcilik' karşılaştırması cehaletten öte bir anlam ifade etmiyor. Biz Sayın Birgül Ayman Güler'den, en azından bu çirkin ve aşağılama amacı taşıyan seviyesiz yaklaşımlara bir tepki vermesini beklerdik" şeklinde konuştu. - DİYARBAKIR