'AKP Sahte Demokrat'
CHP'li Haluk Koç: "AKP Sahte Demokratlığa Devam Ediyor"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, AKP'nin referandum tarihini 12 Eylül'e getirerek sanki o dönemle hesaplaşıyormuş havası verdiğini belirterek, "AKP her zamanki gibi sahte demokratlığa devam etmektedir. Başbakanın darağacına giden gençlerin duyguları üzerinden siyaset yapmaya hiç hakkı yoktur. Başbakan bu aymazlığı siyasete maalesef taşımıştır" dedi.
Gaziantep İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Haluk Koç, beraberinde CHP Tokat Milletvekili Orhan Ziya Diren, Gaziantep Milletvekilleri Yaşar Ağyüz, Akif Ekici ve Parti Meclisi Üyesi Deniz Pınar Atılgan ile düzenlediği toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin çok çabuk kriz üreten ve kriz tüketen bir ülke olduğunu öne süren Haluk Koç, "Bir telefon konuşmasından yola çıkarak bir önceki genel başkanımız Deniz Baykal hakkında bir fezleke hazırlandığı iddiaları var. Ben yadırgıyorum. Bir partinin o dönem görev yapan bir genel başkanı tabi ki bir eski adalet bakanıyla konuşabilir. Ortada yürümekte olan bir davayla ilgili alınacak kararın kaç kişiyle alınabileceği konusunda bir çelişki varmış, bu soruyu sorabilir. Bütün bunlar çok doğal diyaloglar. Sayın Başbakan'ın gizli kapaklı görüşmelerinde yaşanan bu süreçle ilgili ne gibi telkinleri, yorumları, yönlendirmeleri oluyor. Herhalde günü geldiğinde Gerçek bir hukuk devleti çerçevesinde bunların da hesabı sorulacaktır" diye konuştu.
Referandum sürecine de değinen Haluk Koç şöyle konuştu: "Referandum Türkiye'de siyaset yoluyla çözülecek bir reçete değil. Bir AKP aldatmacasıyla karşı karşıyayız. Bir tek parti önerisiyle anayasa değişikliği olmaz. Çok maddeli bir değişiklik paketi getirilmiştir. Bu maddeler içerisinde değişik sosyal kesimlere sanki bir hak getiriyormuş gibi propaganda yapılmaktadır. Burada esas buz dağının altındaki cin fikir şudur. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin atanmasını tamamen Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın iradesine bırakan bir değişiklik getirmektir. Yani hem geçmişten gelen, hem 2002-2007 yılları arasında Türkiye'nin soyulmasına yol açan özelleştirmelerin temel sorumlularının yarın Yüce Divan önünde hesabını vermeye gittiklerinde onları koruyacak yasal yasama zırhı hazırlığıdır. 12 Eylül yakın tarihteki orta ve ileri kuşağın çok iyi yaşadığı bir tarihtir. AKP 12 Eylül'e getirdiğinde olayı sanki o dönemle hesaplaşıyormuş gibi bir hava doğurmak istemektedir. Her zamanki gibi sahte demokratlığa devam etmektedir. 12 Eylül'le hesaplaşmak AKP'nin ne haddinedir, ne de hakkıdır. Çünkü AKP'nin yoluna açılan siyasi sürecin başlangıcı 12 Eylül'dür ve AKP o dönemin mağduru değil, ürünü olan bir partidir, o nedenle hesap soramaz. Onun için Başbakan'ın siyaseti tiyatro sahnesine çevirerek dramatik mektuplar okuyup ağlama sahneleri sergileyerek 17 yaşında 'Yaşasın bağımsız Türkiye' deyip darağacına giden gençlerin duyguları üzerinden siyaset yapmaya hiç hakkı yoktur. Başbakan bu aymazlığı siyasete maalesef taşımıştır. O dönemi yaşayan insanlar Başbakan'ın o tarihlerde nasıl gölgede oturduğunu çok iyi bilirler. Onun da hesabı mutlaka 12 Eylül'de sorulacaktır."