Albay Çillioğlu'nun Ölümüne İlişkin Soruşturma
Ömer Ürer - Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürüttüğü sırada 1994 yılında lojmanında intihar ettiği iddia edilen Albay Kazım Çillioğlu'nun oğlu Gökhan Çillioğlu, babasının ölümüyle ilgili soruşturmaya ilişkin, "Bugün yapılan"...
Ömer Ürer - Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürüttüğü sırada 1994 yılında lojmanında intihar ettiği iddia edilen Albay Kazım Çillioğlu'nun oğlu Gökhan Çillioğlu, babasının ölümüyle ilgili soruşturmaya ilişkin, "Bugün yapılan soruşturma, 1994 yılında neden soruşturmanın önüne geçildiğini, soruşturma yapanların nasıl engellendiğini bir şekilde dosyanın neden kapatıldığını gösteriyor" dedi.
Çillioğlu, AA muhabirine, babasının şehit olduğuna başından beri inandıklarını belirterek, bu konuda babalarına olan inançlarının tam olduğunu söyledi.
Bu konunun aydınlığa kavuşturulması için kararlı olduklarını, kamuoyunun da bu kararlı tutumlarını anladıklarını savunan oğul Çillioğlu, "Çünkü biz bu konuyu o tarihlerde gerekli mercilere yazılı olarak bildirmiştik. Elimizde bununla ilgili gerekli mevcut dilekçelerimiz var. Bu dilekçelerimizi Malatya Cumhuriyet Savcılığında bulunan dosyamıza ekledik. 1994'teki itiraz dilekçelerimizi ve belirli bulgularımızı, delil niteliğindeki bazı duyumlarımızı ilgili kurumlara ulaştırmaya çalışmıştık" ifadelerini kullandı.
Söz konusu davanın kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Çillioğlu,
"Çünkü bu dava bizim için onur mücadelesidir. Ben burada evlatlık mücadelemi yapıyorum. Soruşturmayı da sonuna kadar savunacağım. Devletin şu anda ilgili kurumlarının çalıştığını biliyorum. Bu konunun aydınlığa kavuşturulacağını, dosyanın bir an evvel çözüleceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Malatya Cumhuriyet Savcılığının "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım ile
"Bozo" kod adlı Yusuf Geyik hakkında arama kararı çıkarttığını kaydeden Oğul Çillioğlu, şöyle devam etti:
"Bu şahıslar hakkında kırmızı bültenle arama ve yakalama kararı çıkartıldı. Tabi bu kararın çıkarılması aile olarak bizi sevindirdi. Konunun cinayet olduğunu sanıyorum, bunu zaten herkes anlamıştır. Ailece istişarelerimiz ve bilgi paylaşımlarımızla bugüne kadar taşıdık. 2010 yılındaki referandum süreci çok önemlidir. Çünkü 2010 yılında yapılan referandum sonrasında askeri savcıların baktığı davaların sivil savcılıklarca bakılması bizi umutlandırdı. Çünkü elimizdeki belgelerin asılsız olduğunu o dönemde iddia etmiştik. Umarım bu süreçten sonra bir sonuç alacağız. Aile olarak görevimizi yaptık. Bundan sonra devletin ilgili kurumlarının görevlerini yapacağına inancım tam. Yeşil ve Bozo konusunda muhakkak yakalama kararı çıkarıldı. Eğer yakalanırlarsa bizim dosyamızla birlikte birçok faili meçhul dosyanın da bir çözüme ulaşacağını düşünüyoruz. Özellikle de 1991 ve 1995 yılları arasında yaşanan olaylar... 2012 yılında 1991 ve 95 arasında yaşanan olayları hala konuşuyoruz. Bence çözülmesi gereken en önemli yıllar 91 ve 95 yılları... Bu konuda hayatını kaybetmiş nice insan, nice komutan var. Allah hepsinin soruşturma dosyasını olumlu deliller versin. İnşallah kimsenin kanı yerde kalmaz."
-"TSK bizim baba ocağımızdır"
Açtıkları soruşturmanın bir çok faali meçhul olay için örnek teşkil edebileceğini belirten Çillioğlu " Örnek teşkil etmiş olabiliriz ama her zaman söylediğim bir şey var, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bizim baba ocağımızdır, biz silahlı kuvvetlerinin öz evlatlarıyız" dedi.
TSK'nın her zaman yanlarında olduklarını anlatan Çillioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kazım Çillioğlu olsun diğer hayatını kaybeden rütbeli personeller olsun. Biz örnek teşkil etmekten ziyade onur mücadelemizin peşindeyiz ki bu bizim için çok önemli. Bugün savcılığa verdiğimiz dosyamız 1994'teki dosyamız o belgeleri verdik ve o belgelerin üzerine soruşturma yapılıyor ve o gün orada olan kişilerin ifadeleri alınıyor. Bugün yapılan soruşturma 1994 yılında neden soruşturmanın önüne geçildiğini, soruşturma yapanların nasıl engellendiğini bir şekilde dosyanın neden kapatıldığını gösteriyor. Zamanında ciddi bir soruşturma yapılsaydı, gerçeklere o gün ortaya çıksaydı bugün aile olarak biz de örnek teşkil etmezdik, bu kadar mücadeleye girmezdik."
- DÜZCE