Bahçeli, Sırrı Sakık'a "P...venk" diyen Celal Adan'a sahip çıktı: Onun sözü, bizim sözümüzdür
Parti grubunda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan MHP lideri Devlet Bahçeli, HEDEP Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık'a "P...venk" diyen MHP'li Meclis Başkanvekili Celal Adan'a sahip çıktı. Bahçeli, "Geçtiğimiz hafta TBMM'de haince konuşma yapan tescilli bir bölücüye hak ettiği cevabı yüreklice veren Meclis Başkanvekilimiz ve İstanbul Milletvekilimiz Celal Adan'ın isabetli sözleri aynısıyla bizim sözümüzdür" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. "Yeni yüzyılın cazibe merkezi Türkiye Cumhuriyeti olacaktır" diyen Devlet Bahçeli, HEDEP Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık'a "P...venk" diyen MHP'li Meclis Başkanvekili Celal Adan'a da destek verdi.
"AKILLARINI ALIRIM ONLARIN"
TBMM'de Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Cumhuriyet'in ilk yıllarına dair yaptığı konuşma sırasında MHP'li Meclis Başkanvekili Celal Adan ile tartışmıştı. Adan, Sakık'a "P...venk" derken bu durum yeni bir tartışma konusu yaratmıştı. Bugün TBMM'de grup toplantısında konuşan MHP lideri Bahçeli, Adan'a sahip çıktı. Bahçeli, "Geçtiğimiz hafta TBMM'de haince konuşma yapan tescilli bir bölücüye hak ettiği cevabı yüreklice veren Meclis Başkanvekilimiz ve İstanbul Milletvekilimiz Celal Adan'ın isabetli sözleri aynısıyla bizim sözümüzdür. Sayın Adan, sahipsiz değildir. Yalnız değildir. Saldırılar, istifa çağrıları ve hakaretler ayaklarımızın altındadır ve hükümsüzdür. Meclis kürsüsüne gelip, arkasına aldığı bir takım zırvalarla bize cesaret temsili olanlar, aklını başına alsın, akıllarını alırım onların. MHP'nin her mensubu, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyecek cesarettedir. Türkiye husumetini, siyaset malzemesi yapan azgın güruh, bize üslup dersi veremez." dedi.
"MİLLETİMİZ DEVLETİNE SAHİP ÇIKMAKTAN ASLA VAZGEÇMEDİ"
Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhuriyet'in kurucu felsefesi, kucaklayıcı temel değerleri, önümüzdeki yüzyılda da stratejik güç kaynağımız olacaktır. Aziz Atatürk, Nutuk'ta Cumhuriyet'i milli hakimiyet esasına dayanan halk hükümeti şeklinde tanımlayarak can alıcı bir noktaya temas etmişti. Müstevlilerin kanlı postalları, yurdumuzu ciğnerken, Cumhuriyet fikri, Mustafa Kemal Paşa'nın vicdanında milli sır gibi taşınıyordu. Türkiye Cumhuriyetinin ilk 100 yılında belirli periyotlarla nükseden, ciddi tehlikelere yol açan devlet, sistem ve rejim tartışmaları, kamplaşmalar, hepinizin bildiği üzere hızımızı yavaşlatmıştır. Fakat ağır sorunlara teslim olmak yerine onlarla başa çıkma dirayeti gösteren aziz milletimiz, kalıcı müdahalelerle, tarihi istikamet ve iradesinden şaşmamış, ülkesine ve devletine sahip çıkmaktan asla vazgeçmemiştir.
"TÜRKİYE YÜZYILI BAŞLAMIŞTIR"
Şu an Türk tarihinin yeni bir eşiğindeyiz. Cumhuriyet'in ilk 100 yılının bilgi ve birikimiyle Türk milletinin ve Türkiye devletinin önümüzdeki yüzyılında fermanını dünyaya okumak için azimliyiz. Yeni yüzyılın cazibe merkezi Türkiye Cumhuriyeti olacaktır. Bunu sağlayacak güç Cumhur İttifakı'dır. Türk ve Türkiye yüzyılı başlamıştır. Türk millet Cumhuriyet'le bütünleşmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, sözde medeni ülkelerin merhametiyle kurulmadı. Bağımsızlığını bir lütuf şeklinde elde etmedi. İftiharla söylemek gerekirse; asil, haysiyetli ve haklı bir savaşın muhteşem bir neticesi olarak tezahür etti.
"YÜKSEK DEMOKRASİ STANDARTLARINA AŞAMA AŞAMA ULAŞIYORUZ"
Demokrasi toplum içinde değişik düşünce ve fikirlerin serbestçe temsil edilmesi ve kişilerin bunlardan dilediklerine taraf olması esasına dayanmaktadır. Bu çerçevede demokrasinin en iyi uygulanabileceği sistemin de cumhuriyet olduğu aşikardır. Türkiye Cumhuriyeti, yüksek demokrasi standartlarına aşama aşama ulaşmaktadır. Cumhuriyet'in 100'üncü yıldönümünde bilhassa muhalefet cenahından aynı anda, benzer cümlelerle, zannedersiniz ağız birliği etmişçesine demokrasi sorgulaması işitilmiştir. Demokrasiden bihaber siyasi çıkarcılar, söz oyunlarıyla dolaylı ifadelerle esasen Cumhuriyet'e yönelik hazımsızlıklarını eş zamanlı seslendirmişlerdir.
KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hafta sonu yaptığı bir konuşmasında, yine çürük tahtaya çivi çakmanın gayretkeşliğine sürüklenerek demiş ki; 'Görevimiz Cumhuriyet'i, demokrasiyi taçlandırmakdır.' İddiasını ispat edecek bir siyaset ve hayat gerçeğinden bahsetmek mümkün değildir. Cumhuriyet, demokrasi olmadan nasıl ayakta duracaktır? Kılıçdaroğlu söylesin de öğrenelim. Halk egemenliğine dayanan Cumhuriyet'in demokrasiden mahrumiyeti hangi akla ve mantığa sığabilecek bir ifade sefaletidir?
"BİZDE GEREKTİĞİ TAKTİRDE FEDA EDİLECEK CAN VARDIR"
Partisinin büyük kongresinde arkadaşlarına 'kahrolun' diyen İYİ Parti Başkanı'nın bu defa da Müslüman ve Arap ülkelerine aynı üslupla yaklaşması utanç verici bir skandaldır. Geçen hafta bize yönelik 'Canını cebine koyar Gazze'ye gidersin' sözlerine şaşırmamak elimizde değildir. Bizde para gibi, cüzdan gibi, çek karnesi gibi cebe konulacak can değil, gerektiği takdirde feda edilecek can vardır. Bu can da Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti'ne bin defa helaldir.
"YENİ YÜZYIL BÖLÜCÜLÜĞÜN KÖKÜNÜ KURUTMA YÜZYILIDIR"
Yeni yüzyıl bölücülüğün kökünü kurutma yüzyılıdır. Terörle mücadele, devletin meşru güçlerinin bütün imkanlarıyla yürütülecektir. Başarı ise kesinlikle alınacaktır. Bölge halkı ile teröristler arasında gerekli ayrımlar yapılacak, Kürt kökenli kardeşlerimiz PKK'ya karşı korunacaktır. Yaşanan ekonomik ve sosyal sıkıntılara köklü ve kalıcı çözümler getirilmesi için geniş kapsamlı projeler hayata geçirilecektir."