Bakan Yardımcısı Kaymakcı: 2020'de AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açma fırsatımız var
DIŞİŞLERİ Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, "2020'de Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açma fırsatımız var. Umarız AB tarafı da, özellikle 2019'un ikinci yarısından itibaren ilişkilerde neden olduğu soğukluğu ortadan kaldırır" dedi.
DIŞİŞLERİ Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, "2020'de Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açma fırsatımız var. Umarız AB tarafı da, özellikle 2019'un ikinci yarısından itibaren ilişkilerde neden olduğu soğukluğu ortadan kaldırır" dedi.
Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Kaymakcı, 2019 yılı Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdiği basın toplantısında, önümüzdeki yıllara ilişkin beklentileri açıkladı. 2019 yılının Avrupa Parlamentosu (AP) için seçim yılı olduğunu hatırlatan Kaymakcı, AP'nin yüzde 60 oranında yenilenmesinin Türkiye için fırsat olduğunu, parlamentoda 4-5 dönemdir Türkiye karşıtı olan parlamenterlerin bulunmadığına dikkati çekti. Kaymakcı, aynı zamanda Avrupa Komisyonu Başkanlığı'na Türkiye'yi tanıyan Almanya Savunma eski Bakanı Ursula von der Leyen'in seçilmesinin de Türkiye açısından olumlu olabileceğini kaydederek, "'Von der Leyen göreve geldiği ilk gün Cumhurbaşkanımız'ı aradı ve Türkiye-AB ilişkilerini içeren bir görüşme yaptı. Bir açılım lazım, aksi takdirde mevcut durumda bir sıkışma var. Üst düzey diyaloğun oldukça azaldığı bir ortamda hiçbir kimsenin yararına bir gelişme kaydetmemiz mümkün değil" dedi.
'ÇIKMAZ NOKTADAN GERİ DÖNÜLMESİNİ DİLİYORUZ'Kaymakcı, yine Avrupa Komisyonu Yüksek Temsilciliği'ne Joseph Borel'in, Genişlemeden Sorumlu Üye Macar Oliver Varhelyi'nin bu görevlere getirilmesinin de Türkiye için olumlu olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bu resme baktığımız zaman 2020'de Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açma fırsatımız var. Biz bunu samimiyetle istiyoruz. Umarız AB tarafı da özellikle 2019'un ikinci yarısından itibaren ilişkilerde neden olduğu soğukluğu ortadan kaldırır. Biliyorsunuz, Kıbrıs adası etrafındaki sondaj çalışmaları, Barış Pınarı Harekatı nedeniyle son olarak da Libya ile imzalamış olduğumuz deniz sınır yetki alanlarıyla ilgili anlaşmadan sonra AB sözde üyelik dayanışması altında Güney Kıbrıs ve Yunanistan'dan yana olacağını iddia etti. Türkiye'ye karşı bazı önlemler aldı. Üst düzey diyalog toplantılarını askıya aldı. Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (İPA) fonlarında bazı kesintilere gitti. Şu anda belli bir soğukluk var ama bu kararların ne Kıbrıs adası etrafındaki sondaj çalışmalarına ilişkin sorunlarını çözdüğünü, ne Kıbrıs sorununda çözüm sürecine katkıda bulunduğunu görüyoruz, ne de Türkiye-AB ilişkilerine katkısı var. Dolayısıyla bu çıkmaz noktadan geri dönülmesini diliyoruz."YAPILAN ÇALIŞMALARI ANLATTIKaymakcı, 2019 yılında Türkiye'nin AB sürecinde yaptıkları çalışmaları ise, şöyle anlattı: "2019 yılında canlandırdığımız reform eylem grubu çalışmalarına devam ettik. Özellikle yargı reformu stratejisinin uygulamaya konulması üzerinde çalıştık. Vize serbestisi diyaloğunda sürecin hızlandırılması konusunda bir tutum belirlendi. Yargı reformu stratejisi açıklandı. İlk paket mecliste kabul edildi. Vize serbestisi ile ilgili altı çalışma grubu çalışmalarını sürdürüyor. Bizim beklentilerimiz, ikinci veya üçüncü yargı reformu paketi içinde vize serbestisinin kriterlerinin yerine gelmesini sağlayacak mevzuat çalışmalarını yerine getirmek. Bu arada insan hakları eylem planımızın güncellenmesi gerekiyor. Bu konudaki çalışma da son aşamaya geldi."'AB'DEN BİR ESNEKLİK BEKLİYORUZ'Türkiye'nin 2020 yılında AB ilişkilerinde tüm alanlarda ilerleme kaydetmek konusunda ümitli olduğunu söyleyen Kaymakcı, göç konusunda işbirliği, AB fonlarının akışının hızlandırılması ve özellikle Suriyelilere sağlanan mali yardımların artırılmasının önemine dikkati çekti. Kaymakçı, "AB'nin gönüllü insani kabul programını başlatması lazım. Türkiye 3.7 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Vize serbestisi en önemli konulardan. 72 kriterden 66'sı yerine getirilmiş durumda . Bizim amacımız, son 6 kriterin hepsini bir paket olarak geçirmek. Terörle mücadele mevzuatının AB standartlarına getirilmesi konusunda büyük ölçüde ilerleme kaydettik ama Türkiye bir Lüksemburg değil. Üç azılı terör örgütüyle aynı anda mücadele eden, komşuları istikrarsızlık içinde bulunan bir ülke. Dolayısıyla burada AB'den bir esneklik bekliyoruz" dedi.'UMARIZ ÖNEMLİ BİR GELİŞME SAĞLARIZ'"Maalesef üyelik müzakereleri şu anda donma noktasına getirildi. 16 faslı açtık 1 faslı kapadık. Haziran 2016'dan bu yana maalesef katılım müzakerelerinde ilerleme sağlayamıyoruz." diyen Kaymakcı, 2020 için AB'den beklentilerini şöyle sıraladı: "Gümrük birliği güncellemesi 2016'dan bu yana siyasi engellemelerle karşı karşıya. Ümit ediyoruz burada da 2020 içinde bir açılım görürüz. Terörle mücadele konusunda da AB'nin hafızası seçici. Sadece DEAŞ'a ve yabancı terörist savaşçılara odaklanıyor. Ama bizim beklentimiz hem PKK-PYD-YPG hem FETÖ ile mücadelede gerçek bir dayanışmanın sergilenmesi. Umarız bu konuda da önemli gelişme sergileriz."'TÜRKİYE'NİN AB'YE ÜYE OLMAMA LÜKSÜ YOK'Türkiye'nin her şeye rağmen tam üyelikte kararlı olduğunu vurgulayan Kaymakcı, "'Türkiye'nin AB'ye üye olmama lüksü yok. Yani Avrupa kıtasında olup, Avrupa ile aynı tarihi, aynı geleceği, aynı kültürü, aynı ekonomiyi, aynı ticareti, aynı siyasi yapıyı paylaşıp Avrupa'nın karar alma mekanizmasına dönüşmüş AB'ye üye olmama lüksümüz yok. Aksi takdirde gerçekten Türkiye'nin çıkarlarını korumakta zorlanırız. Dolayısıyla bizim için bu önemli bir süreç. Eğer gerçekten Avrupa ve ötesinde Türkiye güçlü bir aktör olmak istiyorsa AB üyeliği bizim için kaçınılmaz bir nokta" ifadelerini kullandı.