Haberler

"Balyoz Sanıkları Tutuksuz Yargılanmalı"

Abone Ol

Devlet Güvenlik Mahkemesi Emekli Savcısı Talat Şalk: "Balyoz Sanıkları Tutuksuz Yargılanmalı"

Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) emekli Savcısı ve Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) İç Güvenlik ve Hukuk Uzmanı Talat Şalk, Balyoz soruşturması kapsamında tutuklanan isimlere tutuksuz yargılanma hakkının verilmesi gerektiğini savunarak, "Tutuklanan isimlere bu hak verilmemiş, evleri aranmış, çirkin bir şekilde emniyete götürülmüşlerdir. Ben şahsen onları televizyonda izlerken sanki Türkiye işgal edilmiş, işgal kuvvetleri bizim komutanlarımızı götürüyor gibi düşündüm" dedi.

Türk Ocakları Antalya Şubesi, Adonis Otel'de 'Tartışılan yargı ve hukuk' konulu konferans düzenledi. Konferansa Abdullah Öcalan'ı yargılayan mahkemede de görev yapan Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) emekli savcısı ve Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) İç Güvenlik ve Hukuk Uzmanı Talat Şalk konuşmacı olarak katıldı. Türk Ocakları Antalya Şube Başkanı Abdullah Uysal'ın konuşmasının ardından şube üyelerine hitap eden Şalk, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini söyledi.

Türkiye'nin açılımlar ülkesi haline getirildiğini söyleyen Şalk, iktidarın gündeme taşıdığı Kürt açılımından hiçbir şey anlamadığını belirterek, "Başbakan bir açılımdır tuturdu. Başta Kürt açılımı dediler. Sonra tepki gelince demokratik açılım oldu. Ama açılımın ne olduğunu bir türlü anlayamadık. Sonra Mahmur'dan PKK'lılar Türkiye'ye giriş yaptı. Bunların girişleri çok enteresandı. Zafer kazanmış bir ordunun askerleri gibi karşılandılar, savcı, mahkeme, teröristlerin ayağına getirildi. Adamlar geldiler 'Ben Abdullah Öcalan'ın talimatı ile barışa katkı yapmak için geldim' dedi. Yani 'Ben PKK'dan ayrılıyorum, pişmanım' demedi. Ama hakimler bunları serbest bıraktı. Bunlar da şenlik yapa yapa Diyarbakır'a kadar gittiler. Bu devlete yakışan bir şey değildir" dedi.

PKK'nın kendi kendine açılım yaptığını dile getiren Şalk, "Bugün yine açılım devam edecek deniyor, sanatçılarla görüşülüyor, toplantılar yapılıyor, destek isteniyor. Ama biz daha açılımın ne olduğunu anlayamadık. Bir gerçek var; PKK açılımı kendi kendine yapıyor. Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, nevruz kutlamalarında Apo'nun resimlerini asıyor. Yine nevruz kutlamalarında, 'İşgalci Türkiye kürdistandan çekil' diye pankartlar asıyorlar. Biz açılımın ne olduğunu anlayamadık, ama onlar kendi kendilerine açılımı yapmışlar. Nevruzda açıkça suç işlenmiştir, ama bizim güvenlik güçlerimiz bu olaylara seyirci kalmıştır" dedi.

PKK silah bırakma niyetinde olmadığını kaydeden Şalk, Türkiye'nin hiçbir gruba ayrıcalık sayılacak haklar vermemesi gerektiğinin altını çizerek, "Türkiye açılım yapacaksa, bunlara ayrıcalık sayılacak hak tanımaması gerekiyor. Demokratik açılım, Güneydoğu'daki vatandaşıma ne kadar lazımsa, batıdaki vatandaşıma da o kadar lazım. Yani ortada bir eşitlik bulunması gerekiyor. PKK'nın propagandasına rağmen Güneydoğu halkının üçte ikisi PKK'ya karşıdır. Ama devlet onları koruyamadığı için, onlar sesini çıkaramamaktadır. Bazı aydınlar ise PKK'nın taleplerini buradaki halkın talepleriymiş gibi önümüze getirmektedir" dedi.

Konuşmasında Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Şalk, halkın yüzde 90'ının Ergenekon soruşturmalarının objektif yapıldığına inanmadığını söyledi. Balyoz operasyonunda ise tutarsızlıklar olduğunu savunan Şalk şöyle konuştu:

"Balyoz darbe planı 2003 Kasım ayında hazırlanmış. Baş sanık olan Çetin Paşa, 2004 Ağustos ayında emekli olmuş. Arada geçen 9 aylık süre ve 6 yıllık emeklilik süresince suça yönelik hiçbir teşebbüs yok. Burada darbe yapma düşünülmüş olsa bile, hareket yok. Tabii bunu mahkeme takdir edecek. Ama sonuçta bu adamlar beraat edebilir. Bunlara tutuksuz yargılanma hakkının verilmesi gerekirdi. Bu hak verilmemiş, evleri aranmış, çirkin bir şekilde emniyete götürülmüşlerdir. Ben şahsen onları televizyonda izlerken sanki Türkiye işgal edilmiş, işgal kuvvetleri bizim komutanlarımızı götürüyor gibi düşündüm. Bu tamamen yanlış bir girişim. Yine Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının tutuklanmasında da sıkıntılar var. Kimse savcıyı savunduğumu zannetmesin, ancak mutlak suretle usulüne uygun hareket edilmesi gerekirdi. 3'üncü ordu komutanı çete olmakla suçlanıyor, görevine devam ediyor. Deliller sadece gizli tanıklara dayanıyor. Tanıkların gizli olma nedeninin açıkça ortaya konması gerekiyor."

Konuşmasının son bölümünde hükümetin Anayasa değişikliği paketini eleştiren Şalk, paketin AK Parti'ye kapatma davası açılacağına yönelik iddiaların gündeme gelmesiyle alelacele gündeme getirildiğini savunarak, "Anayasa paketiyle ilgili yöntem yanlış. Değişiklik paketi hazırlamışlar, çok az süre veriyorlar, meclisi sıkıştırıyorlar. Bu usul ve yöntem bakımından yanlış. Yapılmak istenen değişikliklerden bazıları kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı. Çünkü bu değişikliklerle, yargı iktidarın baskısı altına girecek. Anayasa Mahkemesi 19 üyeden oluşuyor, 19 üyenin 12'si Cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor. Böylece iktidarın dediği olur gibi bir durum yaratılıyor. Anayasa değişikliğinin birden bire ortaya gelmesinin asıl sebebi yargıyla yaşanan geçimsizlik. Anayasa değişiklikleri seçimlerden sonraya kalmıştı. Fakat son zamanlarda parti kapatılma dedikodusu çıktı. Bu sebepten hakimler, savcılar ve Anayasa Mahkemesi'ni değiştirmek için böyle bir yola getirildi" dedi.

Konferansın sonunuda katılımcıların sorularını da yanıtlayan Şalk, bir izleyicinin, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in bölgedeki tavrının anayasaya aykırı olup olmadığına ilişkin soruya ise, "Bana göre Osman Baydemir 4-5 sene önce görevden alınması lazımdı. Ama devletimiz almıyor. Bunun dışında bir şey söyleyemem" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Politika

Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title