Başbakan Erdoğan: "İhl Okulları Bir Direniş ve Direnç Olarak Ortaya Çıktı"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “İmam hatip okulları bir direniş ve direnç olarak ortaya çıktı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İmam hatip okulları bir direniş ve direnç olarak ortaya çıktı. İmam hatip okulları aslında bir düşüncenin, bir isyanın, bir fikrin adeta isyanıdır, bir itirazıdır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Kadıköy Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde düzenlenen iftar programına katıldı. İftara Erdoğan'ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Partili milletvekilleri, Kadıköy İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Bilal Şener, İHL mensupları ve mezunları ile davetliler katıldı. Burada ilk konuşmayı Bakan Avcı yaptı. Ardından kürsüye davet edilen Başbakan Erdoğan, "İmam Hatip Okulları çok ciddi bir toplumsal ihtiyaç neticesinde ortaya çıktı. Uzun yıllar boyunca devlet ile millet arasındaki kopukluk gençlere milli ve manevi değerleri öğretecek okulları bir ihtiyaç haline gelmesine sebep oldu. Bunun neticesinde bu adımlar atıldı. Bizde devlet maalesef vatandaşına göre şekil almak yerine vatandaşına şekil vermeye çalıştı. Hem MEB hem de okullar çocuklarımızı, gençlerimizi belli bir kalıba sokmaya çalışıyor. Adeta torna tezgahından çıkmış gibi tek tip vatandaşlar üretmenin mücadelesini veriyor. İşte bu tek tip vatandaş arzusunda din yoktu, dini değerler, manevi değerler yoktu. Çocukların ve gençlerin tarihlerinden, ecdatlarından, kendi topraklarından, tüm milli ve manevi değerlerinden soyutlanmış şekilde maalesef hedefleniyordu. Bu milletin ve medeniyetlerin başına gelebilecek en korkunç tehlikeydi. Bir milleti ve medeniyeti kendi köklerinden, ruhundan, özünden kopartmak, tarih ve ecdadından kopartmak, o milleti tamamen yok etmek, yeni ama yapay toplum inşa etmek anlamına geliyor. Tarih içinde nice milletin, medeniyetin işte bu şekilde yok edildiğini görürsünüz" dedi. Dilini unutan milletlerin başka milletlerin mahkumu olacağını belirten Erdoğan, "Milletler ve medeniyetler katliamlar, işgaller, soykırımla değil, onları millet yapan köklerin kopartılması ile tarihten silindiler. Bir millet dilini unutursa o artık başka milletlerin mahkumu olur. Biz medeniyetini kendisi inşa eden kaynakları unutursak başka medeniyetin esiri oluruz. İşte bizim ülkemizde, bizim topraklarımızda bir dönem bunu denediler, bunu başarmak istediler. Bütün köklerimizi, bizi bir anda özümüzü, ruhumuzu unutturmak istediler. En iyi eğitimi almış doktor, doçent, profesör olmuş insanlarımız bile o eserleri okuyamıyor, o eserlerdeki bilgi ve hikmetle buluşamıyor. Ne anlamı var. Adeta şah damarı kesilmiş bir insan yaşar mı? Yaşamaz işte tarihten, ruh kökünden, kitaplarından kopartılmış bir nesil yaşayamaz. İşte biz bunun için uğraşıyoruz. İmam hatibin içindeki en önemli şey geleceğe bakmaktır. Biz bu hale düşmemeliydik ama bizi bu hale düşürdüler. Bunda iyi niyet arayamayız" diye konuştu.
"İHL OKULLARI BİR DİRENİŞ VE DİRENÇ OLARAK ORTAYA ÇIKTI"
"İmam hatip okulları bir direniş ve direnç olarak ortaya çıktı" diyen Başbakan Erdoğan, "Bütün saldırılara, engellemelere rağmen bu aziz millet tarihlerini, köklerini ve ruhunun unutulmasına müsaade etmedi. Şunu bir ayrılık ve ayrımcılık olsun diye söylemiyorum. İmam hatip okulları bir direniş ve direnç olarak ortaya çıktı. İmam hatip okulları aslında bir düşüncenin, bir isyanın, bir fikrin adeta isyanıdır, bir itirazıdır. Bunun için ortaya çıktı. Yoksa okulda bir kısım öğretmenlerimiz bize bunu söylerdi. Cenaze yıkamak için mi buraya geldiniz? Aslında bir Müslüman kendi cenazesini yıkamayı bilmesi en önemli görevidir ama Müslümansa, Müslüman değilse zaten bir şey demiyoruz. Onlar bize gassal diyorsa evet öyleyiz, bunu bilmelerini isterdim. Buda bizim için şereftir" dedi.
Başbakan Erdoğan, " Türkiye'nin, Türk milletinin sizler üzerinde çok emeği var. Türkiye'nin sizin okumanızda, yetişmesinde çok emeği var. Sadece Türkiye'nin değil, sadece yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın sizler üzerinde de saygısı ve emeği var. Sizlerde bu emeğin her zaman farkında oldunuz. Güzel ahlakınızla, örnek şahsiyetinizle bu emeğin karşılığını her zaman ödediniz ve ödüyorsunuz. Belli dönemlerde özellikle 28 Şubat sürecinde imam hatip okullarının ve meslek liselerinin hedef alınması asla tesadüf değildir. Devlet tek tip vatandaş yetiştirme projesi imam hatip nedeniyle tek tip başarısız oluyordu. İşte belli bir kesim bunu kendileri için bir tehdit ve tehlike olarak gördüler. Milli ve manevi değerlerine bağlı, alnı secdeye varan, ecdatlarını tanıyan bir neslin kritik kademelere gelmesinden rahatsız oldular" diye konuştu.
Konuşmasında Gezi olayları ile 17 ve 25 Aralık süreçlerinden örnek vererek sözlerini sürdüren Başbakan Erdoğan, "Gezi olaylarının, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının altında yatanda böyleydi. Ama siz bu işi tersine çeviriyorsunuz. Bundan sonra daha iyi olacak, çok sabrettik. Yavrularımızın imam hatip okullarının kapısında bile başörtüsüyle derslere girememesi gibi şeyler yaşadık. Amerika dahil tüm devlet başkanları başörtüyle kızlarımı gördükleri zaman 'neden kızların burada okuyor' dediler. Bende ülkemde başörtü ile okumaları mümkün değil de onun için burada okuyorlar. Bunu da aştık, çünkü biz gerilim istemiyoruz. Sabır, sabır diyoruz. Kim ki sabrederse zafere ulaşırlar" şeklinde konuştu.
'Bizi marjinalleştirmeye çalışanlar hedeflerine ulaşamadılar' diyen Erdoğan, "Fakat şimdi sizler kazandınız. Biz ahlaktan, doğruluktan asla taviz vermeyiz. Her şeyimizi niyet, hayır, akıbet dedik, bu şekilde yürüdük. Haklı olduğumuza inandık, fikirlerimize ve inançlarımıza güvendik. Sabırlı mücadele verdik ve bu günlere ulaştık. 10-20 yıl öncesinin anlamsız yasakları yok. İnşallah bu kızlarımız burada okuyacaklar. Bir sonraki eğitim ve öğretim yılında Acıbadem Okulu yıkılıyor, yerine farklı bir mimariyle Kadıköy Kız İmam Hatip oraya inşa edilecek. Mimar değilim ama biraz estetik zevkim var. Mimarlar çiziyor bana gösteriyor, bende tamam diyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, " Türkiye'de meslek liselerinde attığım adımlar Anadolu ve fen liselerinde atılan adımlarla yoğunluk kazandı. Bunun bu hale gelmesinin nedeni MEB'dir. Bir ara nasıl Türkiye birincileri sizin içinizden çıktı, dereceler yapanlardan sizden çıktı. İnşallah yine sizin içinizden derece yapanların çıkacağı günün hasret içerisindeyiz. Özellikle onu söylüyorum; artık bu okullardan edebiyle, ahlakıyla ülkesinin geleceği için milli değerlerine sahip çıkacak bir nesil yetişsin, derdimiz budur. Bunu sizinle başaracağız. Ben karşımda gördüğüm nesle inanıyorum" şeklinde konuştu.
"SAKIN BU PARALEL YAPININ DA TEZGAHINA DÜŞMEYİN"
Gençleri uyarmayı da ihmal etmeyen Başbakan Erdoğan, "Sakın bu paralel yapının da tezgahına düşmeyin aman ha. Burada çok dikkatli olacağız. Çünkü bu ülkeyi, ulusal güvenliğimizi tehdit noktasında adımları atan bu yapı inançlarımızın istismarını yaptı. Bu milleti, ülkeyi bölüp parçalayıp kendi çıkarları içerisine düştüler. Onlara bu fırsatı vermeyeceğiz. Yaptıkları yanlarına kar kaldı sadece. Bundan sonra onlarda bunun bedelini farklı ödeyecekler. İstedikleri kadar essinler, gürlesinler. Her zaman biz kefenimizi giyerek yola çıktık, böyle de devam edeceğiz. Ölüm haktır buna inanmışız. Ne olacak sonunda 2,5 metreküp de diyebilirsiniz. Bir mezara gömecekler. Hoca 'er kişi' veya kadında 'hatun kişi' niyetine diyecek, ondan sonra defnedecekler. Eğer hayır işlediysen onlar seninle gelecek, şer ise diğerleri gelecek. Kibrin anlamı yok, tevazu yakışır. Bununla da bu yolculuğumuza devam edeceğiz" dedi.
Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Yaklaşık 1 ay zaman kaldı. Ama bunun bir anlamı var, artık vekillerin seçtiği bir başkan değil, milletini aslının bizzat kendisinin seçtiği bir Cumhurbaşkanı Türkiye'de görev üstlenecek. Böyle bir dönem başlayacak, bunu sizlerle paylaşmamız lazım. Özellikle sizlere önemli görev düşüyor. Hür, beraber, iri, diri, aydınlık yarınlarına Türkiye'sini 10 Ağustos'tan sonra çok farklı bir şekilde inşa edeceğiz."
Irak'ta IŞİD terör örgütünce alıkonulan Türk şoförlerin kurtarılmasıyla ilgili sürece ilişkin bilgiler veren Erdoğan, "Yaklaşık 22 gün Irak'ta biliyorsunuz esir kalan şoförlerimiz vardı. Şimdi yine aynı yerde 40 kadar bildiğiniz gibi Başkonsolosluk görevlilerimiz var. Temennimiz inşallah onların sağ salım ailelerinin yanına gelmesi, kavuşmasıdır. Bu bayram bu inşallah, onlara bir huzur kaynağı olmasını istiyoruz" diyerek sözlerini tamamladı. - İSTANBUL