Başbakan Yıldırım: (1)
Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz darbe girişimi için "kontrollü darbe" ifadelerine ilişkin, "Biz bile bile insanları ölüme mi gönderdik?
Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz darbe girişimi için "kontrollü darbe" ifadelerine ilişkin, "Biz bile bile insanları ölüme mi gönderdik? Onu mu demek istiyor Kılıçdaroğlu? Bu akla izana uyar mı? Aklı başında bir adam bunu söyleyebilir mi? Eğer bunu söylüyorsa açıkça bunu ispat etmesi lazım. Hangi ülkenin yöneticisi, milletini göz göre göre ölüme gönderir? Senin bu alçaklardan ne farkın kaldı. Şiddetle kınıyorum, şiddetle reddediyorum. Bu iddiasını da Sayın Kılıçdaroğlu'nun ispata davet ediyorum." dedi.
Yıldırım, TRT ortak canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Rusya'da metroda meydana gelen patlamada ölen ve yaralananların olduğunu anımsatan Yıldırım, Türkiye'nin Rus halkının acısını paylaştığını bildirdi. Yıldırım, "Terör, nereden gelirse gelsin bütün ülkelerin teröre karşı tek yürek olması lazım, birlikte hareket etmesi lazım. Rusya Federasyonu Başkanı Medvedev'e de taziyelerimizi Hükümet olarak iletmiş bulunuyoruz." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'a ilişkin "kontrollü darbe" ifadelerinin sorulması üzerine Yıldırım, "(15 Temmuz darbe girişimi kontrollü bir darbeydi) diyor. Ne demek istiyor, ben anlamadım. Siz, anladınız mı? Bu ne demektir biliyor musunuz? Bu, 249 tane şehidimizin ruhunu incitmek demektir, onların ailelerini perişan etmek demektir, 2 bin 196 gazimizin bir anlamda onların bütün dünyalarını yıkmak demektir." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Kılıçdaroğlu'na soruyorum, yani eğer bunu bir bilgiye, belgeye dayanarak söylüyorsa, bunu lütfen açıklasın. Bu çok önemli bir iddiadır. Bu iddia, sadece hükümeti, sadece iş başındaki hükümeti tenkit etmek, karalamak, kafa karıştırmakla izah edilemez. Yani biz darbe olacağını bile bile, planlaya planlaya veya darbecilerle müşterek ederek milleti sokağa döktük ve insanların ölmesine sebep olduk, insanların sakat kalmasına sebep olduk. Bunu mu demek istiyor Kılıçdaroğlu? Bu çok adice bir suçlamadır. Bunu şiddetle reddediyoruz.
Kaldı ki darbe gecesi ben Kılıçdaroğlu ile konuştum. Bana, 'Yanınızdayız. Gün birlik günüdür. Yapacağımız ne iş var? Bu, bir darbedir. Demokrasiye karşı, milli egemenliğe karşı bir kalkışmadır.' diye bunları söyledi bana. Daha sonra Yenikapı'ya geldi. Milyonlar Yenikapı'da toplandı. Yenikapı'da bu darbeyi açıkça lanetledi, darbeye karşı dayanışma içinde oldu. Ondan sonra ne olduysa bir haller oldu ve 15 Temmuz'u unuttu Kılıçdaroğlu. Uzun zamandır hiç dile getirmiyordu. Şimdi de öyle bir dile getirdi ki insanın kanı donuyor."
Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamalarla neyi amaçladığının sorulmasına üzerine ise bunun amacı ne olursa olsun, böyle bir şeyin kabul edilemeyeceğini belirtti. Ülkede darbe olduğunu, Meclisin bombalandığını ve o sırada içeride milletvekillerinin de bulunduğunu anımsatan Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:
"CHP milletvekilleri de var, MHP'li de var AK Parti de var. Yani biz bile bile insanları ölüme mi gönderdik? Onu mu demek istiyor Kılıçdaroğlu? Bu akla izana uyar mı? Aklı başında bir adam bunu söyleyebilir mi? Eğer bunu söylüyorsa açıkça bunu ispat etmesi lazım. Neye dayanarak söylüyorsun, kardeşim? Hangi ülkenin yöneticisi, milletini göz göre göre ölüme gönderir? Senin bu alçaklardan ne farkın kaldı. Şiddetle kınıyorum, şiddetle reddediyorum. Bu iddiasını da Sayın Kılıçdaroğlu'nun ispata davet ediyorum."
Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun söylediklerinin, kendisine 15 Temmuz gecesi telefonda söyledikleriyle hiçbir alakasının bulunmadığına dikkati çekti.
"FETO'culara toz kondurmuyor. Anlamak mümkün değil"
Kılıçdaroğlu'nun, "AK Parti içinde ByLock kullanan ve FETÖ'cü olarak nitelenen milletvekillerinin olduğu, bu kişilerin siyasetten tasfiye edilmediğini, bu kişilerin sayısının da 120-180 arasında olduğu" yönündeki iddialarına ilişkin de Yıldırım, şu anda işin yargının elinde olduğunu söyledi. Bu konuda gerekli çalışmaların yapıldığına değinen Yıldırım, "Bizim görevimiz de yargıya destek olmak, savcılara destek olmak, mahkemelere destek olmak." dedi.
Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun bu iddialarına kendisinin "yok" yanıtını verdiğini anımsatarak, şunları ifade etti:
"Ben, açıkça 'yok' diyorum. Benim elimde böyle bir bilgi yok. Alınması gereken birimlerden de bunu sordum. Böyle bir bilgi yok ama bize vermediler ve Kılıçdaroğlu'na gönderdilerse o zaman Kılıçdaroğlu'ndan ben kamuoyunun önünde 'Bunları lütfen açıkla. Her şeyi bilelim veya bize vermiyorsan ver savcılıklara, götür savcılıklara ver.' Böyle şey olur mu?
Siyasetçi, bürokrat, asker, polis ne varsa, biz gelen bilgilere göre gereğini yapıyoruz. Elimde bir şey var. Soruşturma kapsamında yargı mensuplarından, adli, idari yargıda görevli 2 bin 425 hakim ve savcı tutuklu şu anda. Yargıtayda görevli 100 üye tutuklu, atılmış ve tutuklanmış. Danıştaydaki 41 üye tutuklu, Anayasa Mahkemesinin 2 üyesi tutuklu, HSYK'da görevli 3 üye tutuklu. Ayrıca, yine bu soruşturmalar kapsamında 168 general, 7 bin 295 albay ve alt rütbeler, askeri öğrenciler, 10 bin 732 emniyet mensubu, 22 vali, 74 vali yardımcısı, 112 kaymakam, 26 bin 150 diğer memur, sivil olmak üzere 47 bin 128 kişi şu anda şüpheli olarak tutuklu. Ayrıca, 15 Temmuz 2016'tan beri 141 bin 547 şüpheli hakkında da işlem yapılmış. Üstüne üstlük 27 ilde 15 Temmuz ile ilgili 125 tane dava açılmış. Bu davalar görülüyor şu anda. Bırakalım, yargı işini yapsın."
Başbakan Binali Yıldırım, bu noktada yapılması gerekenin Kılıçdaroğlu'nun veya vatandaşların ellerindeki bilgileri, belgeleri savcılıklara ve mahkemelere vermek olduğunu belirtti. Yıldırım, "Onun dışında kafa karıştırmanın anlamı yok. Ben yadırgamıyorum, 'içerdeki FETO'cularla dayanışma içinde olacağını' söyleyen de Kılıçdaroğlu'ydu. Her nedense, FETO'culara toz kondurmuyor. Anlamak mümkün değil." dedi.
"Örgüt, kapalı bir örgüt, ilişkileri karmaşık, şeffaf değil"
"Başbakan olarak, FETÖ ile mücadele kapsamında şu ana kadar yapılan çalışmalardan memnun musunuz? Bu örgüt, bütünüyle devletin bütün kanallarından temizlendi diyebilir misiniz?" şeklindeki soruya Yıldırım, "Eldeki imkanlarla yapılabileceğin en fazlasını yapıyoruz. Tamamıyla tasfiye edildi, hiçbir sorunumuz yok demek mümkün değil. Her gün yeni bir şey çıkıyor, her gün yeni bir iddia çıkıyor, her gün yeni bir belge çıkıyor, bilgiler akıyor. Buna göre işlemler yapılıyor. Zaman meselesi, bir süreçtir. Bugünden yarına bitecek bir şey değildir." yanıtını verdi.
Yıldırım, burada dikkat edilmesi gereken şeyler olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Burada çalışmayı yaparken, 40 yıllık bir birikimin sonucu bu. Titiz davranmak mecburiyetindeyiz. Suçlu ile suçsuzu birbirinden ayırmamız lazım. Örgüt, kapalı bir örgüt, ilişkileri karmaşık, şeffaf değil. O yüzden de o kadar kolay değil, beyazla siyah gibi değil. Zaman zaman hatalar oluyor mu oluyor. Bazen bürokraside başka bir meseleden dolayı aralarında husumet olanlar, birbirlerini şikayet ediyorlar. Buradan da mağduriyetlerin olduğu bilgisi geliyor. O yüzden de biz bir itiraz mekanizması kurduk. Kanunla kurduk. Bugünlerde adaylar belirlendi. Onların güvenlik soruşturmaları yapılıyor ve bunlar devreye girecek. Bu şekilde gelen bütün itirazlar değerlendirilecek. Haklı bulunanların hakları iade edilecek, bulunmayanlara da yargı yolu açılacak. Şu anda yargı yolu kapalı, OHAL olduğu için. Öyle bir imkan getiriyoruz. Bu imkanla inşallah yanlışlar varsa düzeltilecek.
Bu mücadele, bakınız 125 dava açıldı. Bu davada, müdahil olanlar olacak, buraya gelen ifade verenler olacak, itiraflar olacak. Dolayısıyla, onların ne getireceği, yeni şüphelilerin olup olmayacağını şu anda kestirmek mümkün değil. Olay, büyük bir olay."
(Sürecek)